Desinler Diye

Eyvàh!

Well-known member
İslâm âlimlerinden Fakîh hazretleri şöyle anlatıyor:

- Ukbe bin Müslim, Semir-i Eshabi'ye istinaden anlatılan bir hâdise var ki; bunu fukahadan bir cemaat bana anlattı:

Semir-i Eshâbî Medine'ye gitmiş. Orada bir zatı görmüş. Bakmış ki, herkes onun çevresinde. Sonrasını ondan dinleyelim:

Sordum:

- Bu zat kimdir? Dediler ki:

- Bu zat, Ebû Hüreyre'dir..

Yanına yaklaştım. Halkla konuşuyordu. Konuşma bitti, halk da dağılıp gitti.

Bu fırsattan faydalanmak istedim ve ona şöyle dedim:

- Allah hayrını artırsın, Bana Resûlullah'tan duyduğun bir hadîs-i şerîf anlat. Ama, onu bizzat sana söylemiş olmalı. Ayrıca, ondaki manayı da sana belletmiş olmalı.

Bunun üzerine bana şöyle dedi:

- Otur, Resûlullah Efendimizin bana söylemiş olduğu bir hadîs-i şerifini sana anlatayım. Yalnız ikimizdik. Başka kimse yoktu.

Bundan sonra Ebû Hüreyre titredi, ürperdi ve baygın düştü. O haliyle az kaldı. Sonra ayıldı. Elini yüzüne sürdü ve şöyle dedi:

- Resûlullah Efendimizin bana söylediği bir hadîs-i şerifi sana anlatacağım.

Böyle dedikten sonra, yine titredi; ürperdi, dalıp gitti. Bu dalgınlığı biraz uzun sürdü. Ayıldıktan sonra, yüzünü sildi ve şöyle dedi:

- Peygamberimiz buyurdu ki: (Yüce Rabbimiz Allahü teâlâ, kıyamet günü halkın arasında hüküm verecektir ki, o mahkemeye her ümmet toplu olarak gelir. O mahkemeye ilk davet edilen şunlardır: Kur'ân-ı kerîm hafızı, çok mal sahibi, Allah yolunda öldürülen.

Allahü teâlâ, hafız olan kimseye şöyle sorar:

- Peygamberime gönderdiğim sana öğretilmedi mi?

- Evet, ya Rabbî, öğretildi deyince, şöyle buyurur:

- O halde, öğrendiğinle ne gibi bir amel işledin?

Şu cevabı verir:

- Gece ve gündüz onu okudum.

Bunun üzerine, Allahü teâlâ şöyle buyurur:

- Yalan söylüyorsun. Melekler de şöyle derler:

- Yalan söylüyorsun. Sen Kur'ân okuyor, denmesini istedin, nitekim öyle de dendi.

Bundan sonra, mal sahibine sorulur:

- Sana verdiğim malla ne gibi bir amel işledin?

Der ki:

Ben, akrabalarıma götürdüm; onlara ve başkalarına sadaka verdim.

Buna da Allahü teâlâ:

- Yalan söylüyorsun, buyurur. Sonra da melekler:

- Yalan söylüyorsun. Sen bu işleri eli açık, cömert denmesi için yaptın. Nitekim öyle de dendi.

Bundan sonra, Allah yolunda ölen getirilir ve sorulur:

- Sen niçin öldürüldün?

Der ki:

- Senin yolunda döğuştum ve öldürüldüm.

Allahü teâlâ buyurur:

- Yalan söylüyorsun. Melekler de şöyle derler:

- Yalan söylüyorsun. Sen, kendine kahraman denmesi için doğuştun. Nitekim öyle de dendi).
 
Üst