Kalp Arınarak Dirilir

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Tezkiye ve tasfiye prensiplerine göre Hakk’ın muradını arayıp, rıza-i ilâhîye ulaşmak isteyen insanlar zikirle iştigal ederler ve manevi mücahede ile yaşarlar.

Tezkiye, Aziz Mahmud Hüdaî K.S. Hazretleri tarafından şöyle tarif edilmiştir: “Tezkiye, sözlükte nemalandırmak, arıtmak, temizlemek anlamında olup, tasavvufta dünya ve masiva tehlikesinden insanoğlunu pak etmektir. Allah’dan gayrı olan, Allah’a yaklaşmaya mani olan her bir meseleye masiva denilir. Dünya ve mal, kullanılış maksadına ve yerine göre masivadır. Şu halde tezkiye, kemalâtı artırmak, nefsin çirkin sıfatlarından temizlenmek maksadıyla dünyanın çirkin hasletlerinden kurtulmaktır.

Tezkiye, kalp için olursa tasfiye ismini alır. Çünkü kalbin yaratılışı lâtiftir, emr-i Rabbaniyye’dir, nuranîdir. Beyaz gömlek giymiş bir insanın kirli bir işte çalışarak gömleğini kirlettiği gibi, nefsin çirkinlik ve azgınlıklarına kapılan bir insan da kalbini kirlendirir ki, böylece kalbi nefsin esareti altına girmiş olur. Bu durumdaki kalbi arındırmaya tasfiye denilir.

Tezkiye sıfat değiştirmek, tasfiye hal değiştirmektir. Şöyle ifade edelim: Koyunun derisinden çanta, üzümden pekmez yapmak tekziye, karpuzun kabuğunu ayıklamak tasfiyedir. Tasfiye daha kolaydır.”

Tasfiyenin sözlük manası, saf, duru yapmak, temizlemektir. Tasavvufta, kalbin her türlü kirden temiz ve duru hale gelmesidir. Tasfiyeye tabi tutulmuş bir kalp, Allah’ın iradesine ayna olur. Zikirden, Kur’an tilâvetinden, salât ve selamdan dolayı hem kalpte tasfiye, hem de nefiste tezkiye meydana gelir.

Kalp tasfiyesinden maksat, Allah’ın cemâl tecellilerine mazhar, rahmet-i ilâhiyeye müstağrak olmaktır. Nasıl yağmur yüklü bulutlar yeryüzüne yağmuru boşaltır da bitkiler yeşerip serpilirse, Allahu Azimüşşan’ın zatından ve azametinden yeryüzüne inmekte olan rahmet, bereket, inayet ve Rabbanî yardım her an hazır ve nazırdır. Tıpkı hava gibi. Teneffüs ettiğimiz havanın burnumuza gelmesi engellenemediği gibi, Allah’ın rahmetinin de nihayeti yoktur. Hâşâ, Allah’ın rahmeti havayla kıyaslanamaz. Çünkü havanın kalınlığı dünyanın etrafında yüzon kilometre kalınlıktadır. Oysa Allah’ın rahmeti nihayetsizdir.

Allah’ın rahmet ve inayetinden kuzular koyun, ağaçların çiçekleri meyve olur. Kötü ahlâklı iyi, noksan insan kâmil olur. Günahlar onunla mağfiret bulur, cennet onunla kazanılır.

İlâhî rahmet bu kadar nihayetsiz olduğu halde, kalbimizin Allah’dan gayrı, masiva dediğimiz şeyle kirlenmesi, Allah’ın emirlerini unutup şehvetlere dalması yüzünden bir perde oluşur da, Allah’ın rahmetinin geçmesine mani olur. Bu yüzden mümin, nefsinin tezkiyesi ve kalbinin tasfiyesi ile mükelleftir. Onlarla sonuna kadar mücahede etmesi lazımdır.



Mehmet Ildırar
 
Üst