BEDİÜZZAMANIN DİYALOG VE HOŞGÖRÜ İLE ALAKASI OLAMAZ

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Eyvàh!

Well-known member
MEHMET ŞEVKET EYGİ'NİN MİLLİ GAZETE'DEKİ YAZISI

BEDİÜZZAMANIN DİYALOG VE HOŞGÖRÜ İLE ALAKASI OLAMAZ

Birtakım zındıklar Bediüzzaman hazretlerini dinlerarası diyalog ve hoşgörü taraftarı gibi gösteriyor. Yakın tarihimizde iman, İslâm, Kur'ân, ahkâm-ı şer'iye, ahlâk-ı İslâmiyye uğrunda canla başla çalışmış olan bu mübarek ve muhterem zat Ehl-i Sünnet ve Cemaat yolundan ve çizgisinden bir milimetre bile inhiraf etmemiştir (ayrılmamıştır). Diyalogcular ona iftira etmektedir, onu alet etmektedir, onu kullanmak istemektedir, kötü faaliyet ve propagandalarını onun isminin gölgesinden yürütmeye çalışmaktadır.

Bediüzzaman hazretleri dinî konularda fetva ve ruhsatla amel etmemiş, daima azimet yolu ve takva yolundan gitmiştir. O nasıl yaşadı, nasıl çalıştı, nasıl hizmet etti? Aşağıda yazacağım hususları kimse inkar edemez.

1. Üstad hazretleri ve onun has talebeleri iman, İslâm ve Kur'ân hizmetleri karşılığında yaratıklardan ücret, maaş ve hediye almamışlardır. Bu hizmetleri muhlisen lillah yapmışlardır. ''Biz Allah için çalışıyoruz, binaenaleyh ücretimiz O'na aittir'' demişlerdir.

2. Reddü'l-Evham adlı kitabın 3'üncü cildinde Abdurrahman Aktepe hocaefendi, Üstad hazretleri hakkında şöyle yazıyor: ''Üstad Hazretleri resimli paraya el sürmemiş, Hacı Hulusi bey de, üzerinde resimli para bulunduğu halde namaz kılmamıştır.'' (s. 79) Evet o, resimli paraya el sürmeyecek derecede takvalı idi. Aklı fikri, işi gücü para olan, Müslümanlardan mütemâdiyen para toplayan kimselerin kendilerine Nurcu demeleri ne kadar gülünçtür... Has, gerçek, samimî bir Nurcu İman, İslâm, Kur'ân, ahkâm-ı şer'iye, ahlâk-ı İslâmiyye için yaptığı hizmetleri para ile yapmaz, bunların karşılığında para almaz, paradan uzak durur.

3. Muhterem Üstad hazretlerinin kerametlerinden biri de, korkunç zorluklar ve baskılar içinde yapmış olduğu hizmetlerin son derece büyük, tesirli ve kalıcı olmasıdır. O, işte bütün bu hizmetleri parasız yapmıştır.

4. Üstad bir ihlâs kahramanıydı. İhlâs konusunda milyonlarca Müslümana örnek olmuştur.

5. Üstad Ahkâm-ı Kur'âniyenin, Şeriat'ın, fıkhın müdafaasını yapmıştır. Onların en küçük bir hükmüne bile uymuştur. Onlardan en ufak şekilde uzaklaşmamıştır. Böyle bir zatı Tevhidle Teslis arasında önemli bir fark olmadığını iddia eden sapık bir cereyana alet etmek saygısızlık değil, cinayettir.

6. Üstad hazretleri Resul-i Kibriya aleyhissalatü vesselam Efendimizin vârisleri, vekilleri, halifeleri meyanındadır. Böyle bir zatı, Risalet-i Muhammediyeyi inkar eden ve Fahr-i Kâinat Efendimiz için -hâşâ-kâzib (yalancı) ve terörist diyen kefere ve fecere ile işbirliğine taraftar göstermek ne kadar insafsızca bir davranıştır.

7. İslâm tarihinin her asrında, birtakım mehdiler zuhur etmiştir. Üstad da bunlardan biridir. Ancak, âhir zamanda zuhur edecek asıl büyük Mehdi başka bir zattır. Üstad hazretleri kılıçsız hizmet etmiştir. Âhir zaman Mehdisi kılıçla, cihad ederek âlemi, İslâm nuruyla aydınlatacaktır. Bediüzzaman'dan sonra Mehdi gelmeyecektir diyenler yanılıyorlar.

8. Üstad hazretleri ulvî olan dini, imanı, Kur'ân'ı, ahkâm-ı şer'iyeyi süflî (alçak) şeylere ve kavramlara âlet etmemiştir.

9. Üstad hazretleri şahsını ön plana çıkartmamış, hizmetleri esas kabul etmiştir.

10. Üstad hazretlerinin tasavvufî alakaları vardı. Abdülkadir Geylanî, Muhammed Bahaüddin Nakşbendî, İmamı Rabbanî gibi eâzımdan (ululardan) hürmetle bahs etmiştir. Telif etmiş olduğu Telvihat-ı Tis'a risalesi tasavvufu ve tarikatları övmektedir. Onu tasavvuf ve tarikat karşıtı gibi göstermek isteyenler yanılmaktadır.

11. Üstad hazretleri zühd ve kanaat içinde yaşamış, genellikle kut-ı lâ yemut (ölmeyecek kadar az azık) ile iktifa etmiştir (yetinmiştir).

12. Üstad hazretleri Ümmet-i Muhammed içinde en ufak bir fitne, fesat ve şikak çıkmasını istemezlerdi. Bu yüzden nice hakkından feragat etmiş, çok zaman kendisini müdafaa bile etmemiştir. O sanki, Hazret-i İsa'nın ''Kardeşin sana bir tokat atarsa, yüzünün öbür tarafını da çevir'' düsturunu benimsemiştir. Gerçek, samimî, ihlaslı, şuurlu Risale-i Nur talebeleri İman kardeşleri arasında fitne ve fesada sebebiyet verecek aşırılıklardan kaçınırlar, uhuvvet-i İslâmiyeyi bozmazlar, hele Risale-i Nur hizmetleri dairesinde en ufak bir manevî disiplinsizlik yapmazlar. Nurcular on şubeye ayrılmış, yok yirmi şubeye bölünmüş, bunların bazısı bazısıyla mücadele ediyormuş, birtakım Nurcular öbür Nurcularla konuşmuyormuş gibi şeyler kesinlikle Bediüzzaman sevgisi ve bağlılığıyla, Nurculuk ahlâkıyla ve metodu ile bağdaşmaz. Sadece bir tek Nurculuk vardır. O da Risale-i Nur'ûn, Bediüzzaman'ın gösterdiği Nurculuktur. Nurcu, haklı da olsa, fitne fesat, nifak ve şikaka sebebiyet verecek en ufak bir harekette bulunmaz, en küçük bir sözü söylemez.

13. Üstad hazretleri kendisine ağır eziyet ve zulümler yapanları bile affetmiş, onlara beddua etmemiştir. Çünkü o bir muhabbet fedaisi idi. İçleri kinle, intikam duyguları ile, Müslümanlara karşı düşmanlıkla dolu kimseler kesinlikle Nurcu değildir.

14. Nurculuk amaç değil, araçtır. Neyin aracıdır? Hizmetin aracıdır. Nurculuğu bir amaç ve esas haline getirenler o mübarek cereyanı ve metodu hakkıyla anlamamışlardır.

15. Bediüzzaman hazretleri bir İslâm kahramanıdır, bir İslâm büyüğüdür.

16. Nurculuk, Nurculuk için değildir, İslâm ve iman içindir.

17. Hakikî, şuurlu, samimî Nur talebeleri cemaatten, ümmetten, birlikten ve beraberlikten kopmazlar. Günlük farz namazların ezanları okununca, şer'î bir özürleri ve mânileri yoksa camilere giderler ve Ümmet-i Muhammed'in çeşitliliği içinde yerlerini alırlar, diğer meşreblere bağlı iman kardeşleriyle birlikte Rabbülemalemîn'e rükû ederler, secde ederler.

18. Gerçek, ihlaslı, samimî, şuurlu Nurcu, o kimsedir ki, onun elinden ve dilinden bütün Müslümanlar emîn olurlar, çünkü o iyi bir mü'mindir, iyi bir müslimdir.

Maalesef birtakım zındıklar azılı ve agresif İslâm düşmanı birtakım misyonerler ve siyonistlerle gizli ittifaklar yapmışlar ve diyalog ve hoşgörü perdesi ardında İslâm'ın temellerini tahrib edecek bazı faaliyetlere girişmişlerdir. Zındıklık komiteleri Bediüzzaman hazretlerini ve mübarek Risale-i Nur'ları çirkin emellerine alet etmeeye çalışıyorlar.

Bediüzzaman'ın Risale-i Nurları:

- Tevhid inancı ile Teslis inancını, birbiriyle uyuşan iki inanç gibi gösteren,

- ''Ehl-i Kitab da bizim gibi peygamberlere iman ediyor'' diyerek, Resulullah Efendimizi yalanlayanları temize çıkartmaya çalışan,

- ''Ehl-i Kitab da ilahî kitaplara iman ediyor'' diyerekKur'ân'ı inkar edenleri aklamaya çalışan,

- Tevhidi, Hazret-i Muhammed'in risaletini, Kur'ân'ı, İslâm'ı kabul etmeyenleri Cennete sokan... zihniyetle en ufak bir alakası olamaz.

İslâm'ı ve Ümmet-i Muhammed'i yer yüzünden silmeye ahd etmiş olan agresif kefere ve fecere bir takım kimseleri ''Sizi Alem-i İslâm'ın başına Halife yapacağız, şanınız âfâkı tutacak, başınız göğe erecektir'' diyerek aldatmaya çalışmaktadır.

Kefere ve fecere diyalog ve hoşgörü konusunda büyük paralar harcamaktadır.

Birtakım ilahiyatçıları elde etmişlerdir.

Ehl-i Sünnet dairesinde ve çizgisinde kalan, Sevad-ı Azam'dan ayrılmayan sünnî ilahiyatçıları tenzih ediyoruz ama Müslümanları diğerlerine karşı uyanık olmaya çağırıyoruz.

Kefere ve fecere Müslümanların içine köpek sürüsü kadar casus, ajan, provokatör, manipülatör, yönlendirici sokmuştur.

Kur'ân Teslis inancını reddetmiştir. Kur'ân'a karşı gelerek bu inancı hak ve meşru olarak göstermeye kalkanların âkıbetleri hayırlı olmaz.

Bediüzzaman gibi bir İslâm büyüğünü çirkin emellerine alet etmek isteyenler büyük bir tokata hazır olsunlar.


demis ya siz ne diyorsunuz????
 

natuvan

Member
........Su Baslık Altında ve Risale-i Nurda ustad Kendisi cevağ vermişdir fazla söze gerek yok prim yapmayada gerek yok... Dinler Arası diyalog dinsizlik değildir bunu bu sekilde nitelemek mazallah din kardeşine kafir demeden imanı tehlikeye sokra ila ahir............

sadakte ehul aziz....
 

emrahaltas

New member
evet said nursi devamlı siyonistllere karşı mücadele etmiştir. eminim şimdi hayatta olsa idi mücadelesini devam ettirirdi.....
 

Sergerdan

Well-known member
emrahaltas arkadaşım sen yakında bana düşman olursun,napayım duramıyorum

evet üstad hazretleri dinsizlik ve dinin zayıflatılması adına her çeşit ....izm'e karşı mücadelesini vermiştir ancak dünyanın imanıa ,risale-i nurlardaki tevhide,islama dair hakikatleri duyabilmesi açısından kitaplarını yurtdışına göndermiştir imana davet adına kapıyı açık bırakmıştır

bunun uygulamasına dair şartların içinin doldurulması önemlidir, külliyen bu işi rafa kaldırmak olmaz

yukarıda verilen adreslerde ayrıntılarla farklılık gösterilmiş
 

emrahaltas

New member
emrah kardeşim biz yahudi ve hristiyanlara düşman degiliz sadece dost olamayız...tabiki onlara tebliğ yapacagız islama çaracağız ama dinler arası dialoğ olamaz sadece insanlar arası dialoğ olabilir...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst