GULLU LOKUM

Eyvàh!

Well-known member
Ben orda olmayacağım. Ama sen yürü ve hep ışığı takip
et...
Yürü hep. Güneş kızarıncaya kadar ve toprak bitinceye kadar, güneşe
doğru
yürü... Yorulacaksın. Yorul!..
Ama sonunda bir sahil bulacaksın. “Derdi aşk” olan adamı
soracaksın ve oturacaksın;
..şahidim olanların yanına!..
*
Ölürsem de zaten onlara sorsunlar beni...
Soru bensem çünkü cevabı başkaları bilemez!.. Yine onlara benzer
birileri
yıkasın; yazıktır, yanar diye yabancıların elleri!..
Onlar gömsünler beni; bir tutam toz veya toprak karıştırarak, maya
niyetine!..
Fakat... Önce...
Ben üstünde olsam da olmasam da; bir musalla taşının başına geçsinler,
namazımı kılsınlar ve sakın ha yalan söylemesinler...
İyi bilen “iyi bilirdik” desin...
Deli bilen “deli bilirdik!..”
*
Hızlı yürü, geç kalacaksın; oturduğum son iskemle soğuyacak!
Geç kalacaksın, çabuk ol; aşkıma şahit olanlar seni bekliyor... Ve seni
bekliyor güneş; ağzını suya dayamış, çünkü iftara az var!..
*
Bir güllü lokum konuşuyor sanırım, dinlerken seni; renk, koku,
rayiha...
Lezzeti yayılır bütün hücrelerime, kelimelerinin...
Az sonra, kızartılan bir dondurma gibi... Üstüne güneş inen deniz gibi;
ürperir, titrer, sarsılır içim: Zaman zamana, mekân mekâna, can cânâna
kavuşur!
Ak karayla, gündüz geceyle buluşur...
Kordon’da bile olsan bir Sarıyer martısı döneer durur başında.
Karadeniz’den gelen sular ağarıp ta geçer, Akdeniz’e
doğru...
*
Bırak... Bekle... Önce o açsın orucunu... Önce güneşin dudağı değsin
denize, sonra benim dudağım sana!..
Fakat sen durma. Gül tadında bir lokum gibi konuş, dinlet kendini.
Anlat,
bir kıtanın en ucunda;
..diğer kıtanın en ucunda duyup, görüp, aldıklarını!..
*
Böyle zıt ve uzak ve kimi zaman komik hallerde bile olsak, sen ve ben
ümit
kuşunun birer kanadı gibiyiz...
Renk, boy ve şeklen hiç benzeşmesek te; eşiyiz, benzeriyiz, aksiyiz
birbirimizin!..
.....
Ayrı da olsak, farklı da olsak, bilirim ürperirsin her titreyişimde...
Bilirim, çünkü canım yanar;
..teleğinden bir tüy düşse!
 
Üst