cennete yururken

Eyvàh!

Well-known member
Birincisi: Yürüdüğümüz yolun doğruluğunu gözden geçirmeli; şayet yolumuzun doğruluğundan eminsek, her şeye rağmen yürümeye devam etmeli; eğer usûl ve metod adına eksiklerimiz varsa, onları tamamlamalı, yanlışlarımızı gidermeli ve daha sonra da konjonktüre göre durumumuzu sık sık kontrol etmeliyiz.

İkincisi: Hedefimizin sırf Allah’ın rızası olup olmadığını sürekli denetlemeliyiz. Sadece O’nun hoşnutluğunu mu arıyoruz, yoksa niyetlerimize başka şeyler de bulaşmış mı? Dünya bir fettan(fitne –imtihan) gibi önümüze çıkacak olsa, biz bu işi bırakıp ona meyleder miyiz?
İşte, bunu gönülden diyebilecek kadar vefalı olmak lazım. Evet, bizim hedefimiz Allah rızasıdır; ondan daha büyük bir gaye-i hayal bilmiyoruz. O hedefe ulaşmak için de i’lâ-yı kelimetullah yolunu ve yöntemini seçmişiz; ondan büyük bir vazife de tanımıyoruz. Bu yolda yürürken, vazifenin büyüklüğünden dolayı caka satmama ve başkalarının kinayip alay etmesi karşısında endişe ve tereddütlere kapılmama konusun da Allah’ın izni ve inayetiyle kararlı olmalıyız.

Üçüncüsü: Mucadele gevseklik kabul etmez. Sabah namazina seni uyandiran saatin sana olan iteati kadar sende Yaraticina iteatte azim ve isteklimisin!?
Eger sabah namazina uyandirildiginda yatakta bir oyana bir bu yana dönüp kalkmamaya calısıyorsan şimdilik senınle yola çıkılmaz arkadas.Geçici dünya zevkleri seni aldatmasın....

Sairin soyledigi su duruma dusmeyelim:

Lafa gelince acilir ceneler avaz avaz,
Ise gelince meydanlarda kimseler kalmaz.

Selam ve dua ile...
 
Üst