Şimdi.." demiş ermiş

Eyvàh!

Well-known member
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine:

Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?

Bakın göstereyim, demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş

olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine.

Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da 'derviş

kaşıkları' denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş sofradakilere, "Bu

kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz." diye bir de şart koymuş.

Peki!" deyip içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun

geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda

bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. > Bunun üzerine,

"Şimdi.." demiş ermiş:

Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri

sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.

"Buyurun." denilince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra

karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş

ve şükrederek kalkmışlar sofradan. "İşte!" demiş ermiş ve eklemiş:

Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç

kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa, o da kardeşi tarafından

doyurulacaktır. Şüphesiz ve şunu da unutmayın, hayat pazarında alan değil,

veren kazançtadır daima.
 

ErtgrL

Member
Derviş Kaşıkları

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine; "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" "Bakın göstereyim" demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş; "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. "Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine, "Şimdi..." demiş ermiş, "Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe." Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen, ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyrun" deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

"İşte" demiş ermiş, "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz şunu da unutmayın. Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman..."
 

medine gülü

Well-known member
Sevgi Pazari...

stelline%20rosa.gif
stelline%20rosa.gif
stelline%20rosa.gif

SEVGİ PAZARI
Bir gün ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" diye sormuşlar...

Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce "Sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak" onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. "Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine "Şimdi" demiş ermiş, "Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe." Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karsısındakine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan...

"İşte" demiş ermiş, "Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim karşısındakini düşünür de doyurursa o da doyurulacaktır şüphesiz. Ve şunu da unutmayın, gerçek sevgi pazarında alan değil, veren kazançtadır daima...

ALINTI
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Derviş Kaşıkları


Bir gün sormuşlar ermişlerden birine. "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"

"Bakın göstereyim" demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş :

"Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş.

"Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.

Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine "Şimdi..." demiş ermiş. "Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe" Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.

"Buyrun" deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

"İşte" demiş ermiş.

"Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz şunu da unutmayın. Hayat pazarında alan değil veren kazançlıdır her zaman..."
 

bardak

Well-known member
Cevap: Derviş Kaşıkları

"Yalnız kendisini düşünen adam, yumurtasını pişirmek için komşusunun evini yakar..." diye bir söz vardır....

Allah razı olsun kardeşim...

Bu arada aramıza HOŞ GELDİNİZ...

Rabbim hayır verip ,hayır alabilmeyi nasip etsin...
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Cevap: Derviş Kaşıkları

Cümlemizden İnşAllah.Hoşbulduk Allah Razı olsun.İnşAllah güzel paylaşımlarla aranızda olmaya çalışacağım.
Selam ve dua ile...
 

bizar

Well-known member
Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine. “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?
“Bakın göstereyim” demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş. “Peki” demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine “Şimdi…” demiş ermiş. “Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.” Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. “Buyrun” deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz şunu da unutmayın. Hayat pazarında alan değil veren kazançlıdır her zaman…
 

Muvahhid1

Well-known member
Gerçek Sevgi

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"

Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.

Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.

"Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.

"Buyurun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş.

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan işte demiş ermiş, 'kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır.

Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.
 

nurlu hacý

Active member
Cevap: Gerçek Sevgi

Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima*****ALLAH RAZI OLSUN EMEĞİNE SAĞLIK
 

_vatan_

Well-known member
Derviş Kaşıkları

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine; “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?”
“Bakın göstereyim.” demiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi yerlerine oturmuş. Derken tabaklar içinde sıcak çorba gelmiş ve arkasından da derviş kaşığı denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş; “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz.”
diye bir de şart koymuş.

“Peki” demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.
Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp
saçmadan ağızlarına götüremiyorlarmış.

En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine, “Şimdi...” demiş ermiş, “Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.”
Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen, ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.
Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen, ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. “Buyurun” denince her biri derviş kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını.
Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek sofradan kalkmışlar.
“İşte” demiş, ermiş, “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır.
Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz şunu da unutmayın. Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman.”“
 
Üst