Şarabı o içmiş, sarhoşlugu siz yapıyorsunuz!

Eyvàh!

Well-known member
Yedi yüz sene sonra örnek hatiralariyla yine gönüllerimizdedir. Işte muhabbetle okuyup hayretle tefekkür edeceginiz çarpici hatiralarindan bir demet sizlere...

Bir talebesi evlenmis, hayata karismísti. Ziyaretine geldiginde talebesinin ihtiyaç içinde oldugunu kesfetti.

Fakat halkin içinde mahcup etmeden nasil yardimci olabilecegini düşünüyordu. Nihayet buldugu çareyi tatbike koyarak seslendi:

-Osman! Sen eskiden çok mütevazi biri idin, simdilerde biraz gurura kapilmis gibi görüyorum seni. Çünkü o zamanlarda gelip elimi öperdin. Halbuki simdi uzakta oturuyorsun, ne yanima yaklastigin var, ne de elimi öptügün!..

Osman kapinin yanindaki yerinden mahcubiyetle kalkarak Mevlana'nin yanina yaklasip eline sarildi.
O sirada avucu içine önceden hazirladigi bir altini kimsecikler görmeden Osman'in avucu içine koyarak elini kapatan Mevlana, su tembihte bulunmayi da ihmal etmedi.

- Osman dedi, ben el öptürmeyi çok severim, sik sik gelip elimi öpmeni istiyorum!.


Osman avucu içindeki altini siki sikiya tutarak çikip evin yolunu tutarken bu zarif anlayis karsisinda öylesine duygulandi ki, yol boyunca gözyaslarini durduramadi..(O durduramadı fakat ya ben nidem yine gözlerim kızardıı RABBİM bir toz olmak bile lutf benim için)

Bir defasinda Mevlana da zikir halkasına katilmis, çevresiyle birlikte zikrediyordu. Tam bu sirada bir sarhos da halkaya katilip zikretmeye basladi. Ancak sarhos dengesini tutamiyor, yanindakilere çarpiyor, rahatsizlik veriyordu.

Tutup çikarmak istediler. Ama sarhos çikmak istemeyip direnince zorlamalar basladi.. İş, tekme tokada kadar vardi...

Bunu gören Mevlana sordu:

-Ne yapiyorsunuz öyle?.

-Sarhostur, dediler. Çikmak istemiyor, biz de çikarmaya çalisiyoruz.

su cevabi verdi beklemeden:



-sarabi o içmis, sarhoslugu siz yapiyorsunuz!.
Ne muhtesem bir söz. Hem de kitaplik çapta..

-sarabi o içmis, sarhoslugu siz yapiyorsunuz!.




Anlasilan sarhos da olsa saf disi edilmesini istemiyor, hor hakir görülerek disari atilmasina razi olmuyordu. Sözlerine sunu da ilave ediyordu:

-Düsene herkes tekme atabilir, bir tekme de siz atmayin!.

Iste su sözleri de bu anlayis içinde söylemisti..


Eger dostlarinizin ayiplarini size sayarlarsa, siz yetmis kere hayra tevil edin, "öyle olmamistir, söyle olmus olabilir" diye hep iyiye yorumlayin..

sunu da ilave etmisti sözlerine...

-Yorumdan aciz kaldiginizda ise, bunun gerçek hikmetini kendisi bilir, deyin irtibatinizi yine de kesmeyin!. Dostlugunuzu düsüncede gösterin..
 
Üst