İnanma ve bir değer sistemine mensup olma bu kadar tabii bir süreç olduğu halde, çocuğun dini eğitiminde genellikle tatbik edilen ödül-cezaya dayalı anlayış, işi büyük ölçüde zora sokar. Yani çocuğu disipline etmede yetersiz kalan ebeveynler, çok yanlış bir tutumla, görünmez bir varlık olarak ALLAHU TEALA'nın adını devreye koyarlar. Yaramaz çocukları ALLAHU TEALA'nın cezalandıracağını söylerler.
Şu ifadeyi çocukluğunda duymayanımız veya çocuğuna söylemeyenimiz yok gibidir: "Gördün mü, bak benim sözümü dinlemedin, düştün. İşte ALLAHU TEALA seni böyle cezalandırdı!."
Daha vahim olanı da, henüz doğru-yanlış kavramını edinememiş küçük çocuklara 'ALLAHU TEALA yakar' ifadesi ile dini eğitim verilmeye çalışılmasıdır. Yazık ki çocuklar için derlenen dini hikayeler de pek farklı değildir: Şefkatinden, merhametinden daha çok, cezalandıran bir ALLAHU TEALA anlatımı... Ve bir çocuğun anlayış seviyesine hitap etmekten çok uzak sebeplere bağlı olaylar.
Çocukluğumda, uzunca bir müddet kendi ellerimle beslediğim, kırda-bayırda yalnızlığımı paylaştığım biricik kuzumun günün birinde kesilerek bayram yapılmasını anlamakta güçlük çekerdim. Bir kurban bayramında yine kuzum kesileceği için ağlamaktaydım. Amcam, beni teselli etmek için olsa gerek: 'Niye ağlıyorsun? Bu kuzu kesilmeseydi yerine bir çocuk kesilecekti' deyiverince dehşete kapılmıştım. Hz. İsmail (A.S.)'ın kurban edilme teşebbüsündeki ilahi hikmeti anlayabilmem ve bir çocuğa kurbanın hikmetinin böyle anlatılmasının yanlışlığını görebilmem, ancak uzun yıllar sonra gerçekleşti!..
Diğer taraftan, ilköğretim çağındaki çocukların dini eğitimi için hazırlanmış hikaye kitaplarının önemli bir bölümü de dövüş ve savaş motiflerinden oluşmakta. Gerek ders kitaplarında, gerekse din ve tarih kitaplarında, Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'ın hayatına sadece hicret ve yaptığı savaşlarla değinilir. Keza İslâmiyet'in yayılışı bahislerinde de hep savaşlardan söz edilir. Oysa 'gönül erleri'nin bu konudaki katkısı daha fazladır. Ve hâlâ birçok kesimde çocuklara iman esasları ve Yaratıcı'yı sevmeden önce 'cihad' öğretilmeye çalışılır.
Demek ki çocuğumuzun dini eğitiminde 'neyi, niçin öğretmeliyiz?' sorusunun doğru cevabını aramalı, çocuklarımızın inanç sistemini sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz.
'Çocuğumun şansına' diyerek dua-niyaz edip, çocuğuna piyango bileti çektiren bir anne veya yine aynı temennilerle çocuğuna loto-toto doldurtan bir baba ne yapıyor dersiniz? Söyleyelim: Hem kendi maddi hayal ve beklentilerini çocuğa yüklemekte -ki bu taşınması çok zor bir yüktür- hem de çocuğun inanç sisteminin temeline dinamit koymaktadır. Şansına bir ödül çıkmazsa, çocuk ALLAHU TEALA'nın kendisini sevmediğini düşünmez mi dersiniz?..
Şu ifadeyi çocukluğunda duymayanımız veya çocuğuna söylemeyenimiz yok gibidir: "Gördün mü, bak benim sözümü dinlemedin, düştün. İşte ALLAHU TEALA seni böyle cezalandırdı!."
Daha vahim olanı da, henüz doğru-yanlış kavramını edinememiş küçük çocuklara 'ALLAHU TEALA yakar' ifadesi ile dini eğitim verilmeye çalışılmasıdır. Yazık ki çocuklar için derlenen dini hikayeler de pek farklı değildir: Şefkatinden, merhametinden daha çok, cezalandıran bir ALLAHU TEALA anlatımı... Ve bir çocuğun anlayış seviyesine hitap etmekten çok uzak sebeplere bağlı olaylar.
Çocukluğumda, uzunca bir müddet kendi ellerimle beslediğim, kırda-bayırda yalnızlığımı paylaştığım biricik kuzumun günün birinde kesilerek bayram yapılmasını anlamakta güçlük çekerdim. Bir kurban bayramında yine kuzum kesileceği için ağlamaktaydım. Amcam, beni teselli etmek için olsa gerek: 'Niye ağlıyorsun? Bu kuzu kesilmeseydi yerine bir çocuk kesilecekti' deyiverince dehşete kapılmıştım. Hz. İsmail (A.S.)'ın kurban edilme teşebbüsündeki ilahi hikmeti anlayabilmem ve bir çocuğa kurbanın hikmetinin böyle anlatılmasının yanlışlığını görebilmem, ancak uzun yıllar sonra gerçekleşti!..
Diğer taraftan, ilköğretim çağındaki çocukların dini eğitimi için hazırlanmış hikaye kitaplarının önemli bir bölümü de dövüş ve savaş motiflerinden oluşmakta. Gerek ders kitaplarında, gerekse din ve tarih kitaplarında, Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'ın hayatına sadece hicret ve yaptığı savaşlarla değinilir. Keza İslâmiyet'in yayılışı bahislerinde de hep savaşlardan söz edilir. Oysa 'gönül erleri'nin bu konudaki katkısı daha fazladır. Ve hâlâ birçok kesimde çocuklara iman esasları ve Yaratıcı'yı sevmeden önce 'cihad' öğretilmeye çalışılır.
Demek ki çocuğumuzun dini eğitiminde 'neyi, niçin öğretmeliyiz?' sorusunun doğru cevabını aramalı, çocuklarımızın inanç sistemini sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz.
'Çocuğumun şansına' diyerek dua-niyaz edip, çocuğuna piyango bileti çektiren bir anne veya yine aynı temennilerle çocuğuna loto-toto doldurtan bir baba ne yapıyor dersiniz? Söyleyelim: Hem kendi maddi hayal ve beklentilerini çocuğa yüklemekte -ki bu taşınması çok zor bir yüktür- hem de çocuğun inanç sisteminin temeline dinamit koymaktadır. Şansına bir ödül çıkmazsa, çocuk ALLAHU TEALA'nın kendisini sevmediğini düşünmez mi dersiniz?..