Hakimiyet-i Milliyenin Beş Kapısı

Huseyni

Müdavim
Bismillahirrahmanirrahim.

Kardeşler açıklamalı derslerimize bir yenisi ile devam ediyoruz. Dersimizden anladıklarımızı birlikte mütalaa edelim inşaallah. Cümleten baki selam ve dua ile.


[NOT]Hâkimiyet-i milliyenin beraat-i istihlâli olan kanun-u şer’î hâzin-i cennet gibi bizi duhule davet ediyor. Ey mazlum ihvan-ı vatan! Gidelim, dahil olalım. Birinci kapısı, şeriat dairesinde ittihad-ı kulub; ikincisi, muhabbet-i milliye; üçüncüsü, maarif; dördüncüsü, sa’y-i insanî; beşincisi, terk-i sefahettir. Ötekilerini sizin zihninize havale ediyorum.

Tarihçe-i Hayat[/NOT]
 
Son düzenleme:

kab-ý kavseyn

Well-known member
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 19 - Hakimiyet-i Milliyenin Beş Kapısı

ve aleykum,haddim olmadan anladığımı beyan edeyim inşaallah.. ehil olan kardeşlerimiz hakkı ile bu pasajı tarif edeceklerdir..

Bismihi subhanehu..

Milletimizi islam altında tutmak,bulunduğumuz vahim durumdan tecerrüd etmenin yegane çaresi Rabbimizin koyduğu şeriata ittiba iledir.. ve Rabbimiz de bizleri bu vehametten kurtarıp kainatın güzel bir takvimi olma adına bizleri saf ve temiz bir sefineye davet ediyor.. üstadımızda bu sefineye dahil olalım diyerek;bu zulmetli yolda bizleri aydınlatacak beş kapıyı ardına kadar açıyor..

birincisi:
şeriat dairesinde ittihadı kulub;hakiki ölçüler çerçevesi içerisinde kalbimize mukabil bir kalblerin bulunması şeklinde anlayabiliriz inşaallah.. diyelim bizler hayatımızı imana ve kur'ana adamışız ve kalbimiz hep bu terennümlerle hop oturup hop kalkıyor.. işte bu güzelliklere binaen umum kardeşlerimizin de aynı fikirde olmaları bizleri iman ve ihlas ta belli bir noktaya getirecek Rabbimin izin inayet ve keremiyle inşaallah..

ikincisi:
muhabbet-i milliye;birinci nur sinelerimize tam manası ile yerleştiğinde muhabbeti milliyede yani tüm kardeşlerimiz arasında bir sevgi peyda olacaktır.. ve bu da birbirini karşılıklı hoş görme,birbirine haset ile değilde,muhabbet ile sevgi ile bakmasına vesile olacaktır.. böyle bir millette islamın güzellikleri inkişaf ederek Rabbimizin esmalarına ayinedar olabilir..
üçüncüsü;
Maarif:elbette bir millet ilmi öğrendiği,bildiklerini başkalarına anlattığı ve amel ettiği vakit,her noktada ilerleme kaydedebilir.. bu durum hele islam noktasında olursa "Bizim yolumuzda gayret gösterenleri muhakkak kendi yolumuza eriştiririz" ayetine mazhar olabiliriz Allahu alem..


dördüncüsü;
say'i insani:cehd-ü gayret olarak ele alabiliriz inşaallah.. yine bu gayretimizi iman ve islamda sarfedersek umum olarak "emr-i bil maruf nehy-i anil münker" vazife-i ilahimizi hakkınca yerine getirebilirsek bu aziz milletimiz ve tüm islam alemi ve tüm ehl-i dalalet gönüllerini Kur'anın güzelliklerine açacak Rabbimin inayeti ile ve islam güneşi dünyanın her yerde şehballer açacaktır..her şey bu davaya gönül veren yiğitlerin ,kendi saflarına mubarek sineleri katmaları ve bu yolda ihlası bozmadan sırt sırta vererek say'i insani den isteneni vermesine bağlıdır.. tabi ki her şey Rabbimin izni iledir..


beşincisi:
terk-i sefahattir: üstadımızın, ihlası kıracak her türlü esbabdan yılandan,akrepten kaçar gibi kaçmalıyız dediği gibi sadrımızdaki o imana halel gelmemesi ve imanın neşv-ü nema bulması adına,masivayı belli ölçülerde terk etmeliyiz.

kendimizi Kur'ana sadık bir dost Sünnet-i seniyyeye müştak eylediğimiz takdirde güzellikler bizlere verilecektir inşaallah..


yanlış bir kelam ettim ise Haklarınızı helal edin inşaallah..



 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 19 - Hakimiyet-i Milliyenin Beş Kapısı

Bismillahirrahmanirrahim.

[NOT]Hâkimiyet-i milliyenin beraat-i istihlâli olan kanun-u şer’î hâzin-i cennet gibi bizi duhule davet ediyor. Ey mazlum ihvan-ı vatan! Gidelim, dahil olalım. Birinci kapısı, şeriat dairesinde ittihad-ı kulub; ikincisi, muhabbet-i milliye; üçüncüsü, maarif; dördüncüsü, sa’y-i insanî; beşincisi, terk-i sefahettir. Ötekilerini sizin zihninize havale ediyorum.

Tarihçe-i Hayat[/NOT][/QUOTE]

Allah razı olsun kab-ı kavseyn kardeşim.

Yukarıdaki satırları okuyunca benim aklıma ilk gelen Asr-ı Saadet ve Osmanlı oluyor. Bu beş maddenin birey ve toplumları nasıl ayağa kaldırdığını en güzel bu iki örnek toplulukta görüyoruz.

şeriat dairesinde ittihad-ı kulub; Herkesin işine geldiği gibi bir kanun sisteminin zıddına tek bir kanun. Sahabeler döneminin öncesi ve sonrasına bir bakalım. Cahiliye diye adlandırdığımız toplum içerisinde, şeriatın hükmünü kabul edenler kısa bir sürede terakki edip, karşısında olanlar, kanunu güçlünün yazdığı, fakir ve güçsüzlerin ezildiği toplumlar sefil olmadı mı ? Osmanlı şeriatın hükümleri ile yükselirken karşısında bulunan Bizans sefalet içinde değilmiydi ? Gerek Sahabi ve gerek Osmanlı döneminde karşısında bulunanlar maddi anlamda daha güçlü oldukları halde neden hem mağlubiyeti tadan taraf oldular. Çünkü herkesin kendi menfaatine göre kanun yazdığı yerde birlik olmaz. Maddi olarak bir görünselerde manen ayrı oldukları için ufak bir esintide herkes kendi derdine düşer ve dağılırlar. Müslümanlar ise Allahın ipine sarılarak, hem dünyaalrı ve hem ahiretleri içn faideli kanunlara uyarak az güçleriyle rakiblerini her zaman ezen taraf oldular.

muhabbet-i milliye; Cahiliye döneminde ve Bizanslılarda sevgi dünyevi menfaatlere dayanıyordu. Müslümanlarda ise Allah için sevmek vardı. İslam milliyetçiliği vardı. Efendimiz sallallahü aleyhi vesellem arabı aceme, acemi de araba karşı üstün tutmuyordu. Üstünlük ancak takvada olduğundan, takva ehli fıtraten seviyordu ve seviliyordu. Kalplerde ve ruhlarda aynı dinin mensubu olmanın hazzı vardı. Can feda etmek için bu hasletler yeterli idi. Muhaliflerinde ise hayat ancak bir menfaat uğruna feda edilebiliyordu.


üçüncüsü, maarif; İlim ve irfan meclislerinin de bahsettiğimiz dönemlerde zirvede olduğunu görüyoruz. Tarihte hiç olmadığı kadar ilmin, irfanın kıymeti vardı. Muhaliflerinde ise güç, silah, insan sayısı ilimden daha ziyade önemli idi. Kazanan taraf ilme irfana değer veren taraf oldu.


dördüncüsü, sa’y-i insanî; Şeriatın hükmettiği bir yerde tembelliğin ve ataletin yeri olamaz. İslam'ı temsil edenler her zaman çalışkan oldular ve çalışmalarının meyvelerini aldılar. Ahiretleri için çalışırken dünyaya da çalışmayı ihmal etmediler. Zaten bilhassa namaz gibi ibadetlerini yerine getiren kişinin uykusu dahi bir nevi ibadettir. Ki çalışması hayli hayli ibadet sayılabilir.


beşincisi, terk-i sefahettir. Yine bildiğimiz gibi sefahette devam ve ısrar edenler sefalette kalmaya devam ettiler. Sefaheti terkedenlerin ise her biri rehber insan oldular. Bugün sahabe efendilerimizden herhangi birinin hayatını okusak ve yaşama yolunda gayret göstersek, manen terakkinin yolunu da bulmuş oluruz. Zira onlar bu 5 maddeyi tam anlamıyla yaşayan kişilerdi.


Özellikle Üstad Hazretlerinin içinde bulunduğu dönemde İslamiyeti temsil eden ülkelerde bu 5 maddeden iyice uzaklaşıldığını görüyoruz. İslam beldelerinde şeriat adı altında zorbalıkların hükmettiğine, muhabbet-i milliye yerine ırkların, hak ve batıl mezheplerin vs. tefrika sebebi olduğuna, ilmin yerini hurafelerin doldurduğuna, çalışmak yerine tembelliğin revaç görmesine ve sefahete aşırı rağbet gösterildiğine şahit oluyoruz.

İnşaallah İslam alemi bu reçeteyi kullanarak yeniden layık olduğu yere gelecektir.
 

teblið

Vefasýz
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 19 - Hakimiyet-i Milliyenin Beş Kapısı

Dersi dikkatli okuduğumda,şu tesbitte bulundum nacizane ;Hz üstadımız tesbit ettiği sıkıntı ve çözümleri ,kendi yaşadığı zamanın dışında ,aslında bizim yaşadığımız şu asırada ne kadar uyuyor öyle değilmi?


Tahrip olmuş şu toplumumuzun felafa kavuşmasının reçetesi bu dersimizde belirlenmiş bence ..Sizcede öyle değil mi ???
 

yusuf63

New member
Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 19 - Hakimiyet-i Milliyenin Beş Kapısı

1-şeriat dairesinde kalplerin birleşmesi...

2-milli muhabbet aşk şevk heyecan...

3-eğitim

4-insanın çalışması tembellik yapmaması...

5-eğlenceyi terk

aziz üstadım gayet açık net bir şekilde belirtmiş bize reçete elimizde hasta olan herkes nasıl ki ilacı vakti geldi mi kullanır aynen öyle de yazdıklarının tesiri alan yok mudur?
 
Üst