Zenginmiyiz fakirmi şükrediyormuyuz?

Eyvàh!

Well-known member
Yagmurlu ve soguk bir kis gunu, yirtik pirtik paltolar giymis iki cocuk
kapimi caldi.
"Eski gazeteniz var mi, bayan?"
Cok isim vardi. Once hayir demek istedim, ama ayaklarina gozum ilisince
sustum. Ikisinin de ayaklarinda eski sandaletler vardi ve ayaklari su
icindeydi.
"Iceri girin de size kakao yapayim." dedim.
Hic konusmuyorlardi. Islak ayakkabilari halida iz birakmisti. Kakaonun
yaninda recel ekmek de hazirladim onlara, belki disaridaki sogugu
unutturabilir, azicik da olsa isitabilirdim minikleri.
Onlar sominenin onunde karinlarini doyururken ben de mutfaga dondum ve
yarida biraktigim isleri yapmaya koyuldum.
Oturma odasindaki sessizlik dikkatimi cekti. Bir an kafami uzattim iceriye
kucuk kiz elindeki bos fincana bakiyordu.
Erkek cocugu bana dondu ve
"Bayan, siz zengin misiniz?" diye sordu.
"Zengin mi? Yo hayir!" diye cevaplarken cocugu, gozlerim bir an ayagimdaki
eski terliklere kaydi. Kiz elindeki fincani tabagina dikkatle yerlestirdi ve


"Sizin fincanlariniz ve fincan tabaklariniz takim." dedi.
Sesindeki aclik, karin acligina benzemiyordu. Sonra gazetelerini alip
ciktilar disaridaki soguga.
Tesekkur bile etmemislerdi, ama buna gerek yoktu. Tesekkur etmekten daha ote
birsey yapmislardi. Duz mavi fincanlarim ve fincan tabaklarim takimdi.
Pisirdigim patateslerin tadina baktim. Sicacikti patatesler.
Basimizi sokacak evimiz vardi.
Bir esim vardi ve esimin de bir isi, bunlar da fincanlarim ve fincan
tabaklarim gibi uyum icindeydi.
Sandalyeleri sominenin onunden kaldirip, yerlerine yerlestirdim.
Cocuklarin sandaletlerinin camur izleri halinin uzerindeydi hala. Silmedim
ayak izlerini. Silmeyecegim de. Olur ya; unutuveririm ne denli zengin
oldugumu.
Siz sakin unutmayin ne kadar zengin oldugunuzu. Ben unutmayacagim.


Dosttan gelen bu nefis oykuye yakisan nefis bir Arap Ozdeyisi:
"Ayakkabim yok diye uzuluyordum; ta ki ayaksiz bir insan gorene kadar."...
 
Üst