Firavun günümüzde yaşamış olsaydı, nasıl biri olurdu acaba?
Aklınızdan hiç böyle bir soru geçti mi?
Hiç günümüz de yaşıyor olan bir Firavunun kılık kıyafetini, şeklini şemayilini tahayyül ettiniz mi?
Biz böyle bir soru aklımızdan geçtiğinden beri, Firavun çağımızda yaşamış olsaydı, kılık kıyafeti nasıl olurdu? diye meraklanıyoruz!
Kafamızda günümüz Firavununu şekillendirmeye çabalıyoruz.
Ve diyoruz ki:
Firavun günümüzde yaşıyor olsaydı herhalde geçmişin kılık kıyafetinde olmazdı.
Yani uzun elbiseli, kaftanlı maftanlı olmazdı.
Muhtemelen takım elbiseli, kravatlı ve oldukça modern(!) görünümlü olurdu.
Ama hiç şüphesiz asık suratlı biri olarak karşımıza çıkardı.
Yüzü hiç gülmezdi.
Kimse en ufacık bir tebessümüne bile tanık olamazdı.
Hiç şüphesiz astığım astık, kestiğim kestik, dediğim dedik bir tip olarak aramızda bulunurdu.
Haklar ve hürriyetler Onun yanından bile geçemezdi.
Çizdiği dar çerçeveye kendisini hapsederek her şeyi bu çerçeveye göre oluşturmaya çalışırdı.
Hiç şüphesiz geçmişte olduğu gibi bugün de hak ve hakikata düşman olurdu.
Hiç şüphesiz yine geçmişte olduğu gibi Cenab-ı Haktan gelen emirlere sırt çevirir, bu emirlere uygun yaşamaya çalışanlara zulm etmekten zevk duyardı.
Benden izin almadan Allah;a iman ettiniz haa diye galeyana gelir ve iman edenlere savaş açardı.
İman edip temiz ve hayırlı hizmetler vermek için yarışanlara düşman olurdu.
Onları binbir türlü yalan ve iftira ile karalayıp halkın gözünden düşürmeye çalışırdı.
Kimseleri beğenmez, kendisinden başka kimseyi adam yerine koymazdı.
Şeytanın en has dostlarından biri olur ve bütün Allah dostlarını düşman edinirdi.
Allah-u alem çağdaşlık falan gibi lafların ardına saklanıp inanmış iman etmiş insanların ensesinde boza pişirmeyi çok severdi.
Belki global dünya masallarının en hızlı anlatıcısı olurdu.
Müslüman alemini Bizim medeniyetimiz yenik düştü diye küçük görenlerin en has dostlarından biri olurdu.
Büyük bir olasılıkla, şimdilerde hasta yatağında ölümle pençeleşen Ariel Şaron gibi biri olurdu.
Ya da Şaronun ülkemizdeki muadillerinden birini andırırdı.
Hasılı, kılık kıyafeti geçmişteki Firavuna uymasa da kafa yapısı öncekinin aynısı olurdu.
Tarihteki Firavun nasıl masum insanlara kan kusturmuşsa, bu da günümüzde aynı zulmü insanlara reva görürdü.
Özetlersek sadece kılığı kıyafeti değişmiş biri olarak karşımıza çıkardı.
Ve büyük bir olasılıkla da yine suyun başında bulunurdu.
Bu tariflere uygun biri var mı? diye şöyle bir çevremize bakındık.
Aman Allahım!
Meğer ne çok Firavun benzeri varmış!
Sanki her köşe başını bir Firavun kapmış
Aklınızdan hiç böyle bir soru geçti mi?
Hiç günümüz de yaşıyor olan bir Firavunun kılık kıyafetini, şeklini şemayilini tahayyül ettiniz mi?
Biz böyle bir soru aklımızdan geçtiğinden beri, Firavun çağımızda yaşamış olsaydı, kılık kıyafeti nasıl olurdu? diye meraklanıyoruz!
Kafamızda günümüz Firavununu şekillendirmeye çabalıyoruz.
Ve diyoruz ki:
Firavun günümüzde yaşıyor olsaydı herhalde geçmişin kılık kıyafetinde olmazdı.
Yani uzun elbiseli, kaftanlı maftanlı olmazdı.
Muhtemelen takım elbiseli, kravatlı ve oldukça modern(!) görünümlü olurdu.
Ama hiç şüphesiz asık suratlı biri olarak karşımıza çıkardı.
Yüzü hiç gülmezdi.
Kimse en ufacık bir tebessümüne bile tanık olamazdı.
Hiç şüphesiz astığım astık, kestiğim kestik, dediğim dedik bir tip olarak aramızda bulunurdu.
Haklar ve hürriyetler Onun yanından bile geçemezdi.
Çizdiği dar çerçeveye kendisini hapsederek her şeyi bu çerçeveye göre oluşturmaya çalışırdı.
Hiç şüphesiz geçmişte olduğu gibi bugün de hak ve hakikata düşman olurdu.
Hiç şüphesiz yine geçmişte olduğu gibi Cenab-ı Haktan gelen emirlere sırt çevirir, bu emirlere uygun yaşamaya çalışanlara zulm etmekten zevk duyardı.
Benden izin almadan Allah;a iman ettiniz haa diye galeyana gelir ve iman edenlere savaş açardı.
İman edip temiz ve hayırlı hizmetler vermek için yarışanlara düşman olurdu.
Onları binbir türlü yalan ve iftira ile karalayıp halkın gözünden düşürmeye çalışırdı.
Kimseleri beğenmez, kendisinden başka kimseyi adam yerine koymazdı.
Şeytanın en has dostlarından biri olur ve bütün Allah dostlarını düşman edinirdi.
Allah-u alem çağdaşlık falan gibi lafların ardına saklanıp inanmış iman etmiş insanların ensesinde boza pişirmeyi çok severdi.
Belki global dünya masallarının en hızlı anlatıcısı olurdu.
Müslüman alemini Bizim medeniyetimiz yenik düştü diye küçük görenlerin en has dostlarından biri olurdu.
Büyük bir olasılıkla, şimdilerde hasta yatağında ölümle pençeleşen Ariel Şaron gibi biri olurdu.
Ya da Şaronun ülkemizdeki muadillerinden birini andırırdı.
Hasılı, kılık kıyafeti geçmişteki Firavuna uymasa da kafa yapısı öncekinin aynısı olurdu.
Tarihteki Firavun nasıl masum insanlara kan kusturmuşsa, bu da günümüzde aynı zulmü insanlara reva görürdü.
Özetlersek sadece kılığı kıyafeti değişmiş biri olarak karşımıza çıkardı.
Ve büyük bir olasılıkla da yine suyun başında bulunurdu.
Bu tariflere uygun biri var mı? diye şöyle bir çevremize bakındık.
Aman Allahım!
Meğer ne çok Firavun benzeri varmış!
Sanki her köşe başını bir Firavun kapmış