Adı........Suçu...............!

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
787833_mediner_avza3.jpg

Dumanlar
içinde hasıra sarılmış gencecik bir beden...
Adı; Zübeyr bin Avvam
(ra)

Suçu: Müslüman olmak
Yaşı: Henüz
onbeş

İşkence
yapan
: Öz bir amca



Kesik kesik öksürükler içinde zulüm kokan bir
ses yayılıyor etrafa.

-
Muhammed ’in Rabbini inkar et! Seni bu işkenceden
kurtarayım.


Cevap bir
meydan okumadır sanki:

-
Hayır. VAllahi asla küfre dönmem.


Bir şehâdettir bu ölümü hiçe
sayan.

Bu şehâdet, dumanla
birlikte yükselirken semaya, ateş bir kez daha körüklenir
zalimce.

Bir zülümdür bu, amca
merhametinin de üstünde olan..


***
İdam sehpasında bir kahraman...

Adı: Hubeyb bin Adiy (ra)
Suçu:
Müslüman olmak Allah Resûl’ü Kureyşle ilgili bilgi toplamak istiyor. Âsım bin
Sâbit (ra) başkanlığında on kişi toplanıyor. İçlerinde O da var. Hassan bin
Sâbit (ra) şiirinde şöyle sesleniyor ona:“Ey ensarın ortasındaki şahin! Yumuşak
huylulukta pırıl pırıl olan.”Asım bin Sabit ve sekiz arkadaşı yolda yüz okçunun
hedefi olup, şehit oluyorlar.Hubeyb bin Adiy ve arkadaşı Mekke de esir
pazarında...İntikam ateşleri içinde yanan el Haris oğulları bu isme hiç de
yabancı değiller.

Karar: Ateşle işkence El
Haris’in kızı telaş içinde Mekke sokaklarında bağırıyor.-VAllahi O’nu elinde
büyük bir salkımdan üzüm yerken gördüm. Halbuki o zincirle bağlı hem Mekke’de
bir üzüm tanesi bile yok.Her şeye rağmen gözleri önünde i’dam sehpaları
hazırlanıyor Hubeyb binAdiyy’in. Mızraklar bilenmiş her şey hazır.Dilinde bir
duâ:“Allah’ım, biz peygamberin risaletini tebliğ ettik. Bize yapılanları O’na
ulaştır.”....Ve mızraklar Hubeyb’in vücudunda..

***


Müslüman olacağını rüyasında gören bir
genç...

Adı: Hâlid bin Said (ra)
Suçu: Müslüman
olmak


Ay ışığının
aydınlattığı karanlık bir oda...

Köşeye sinmiş, aç, susuz ve dövülerek işkence
edilmiş bir beden.

İşkenceyi
yapan: Bir baba

Üzerine
kapatılan kapılar O’nu Rabbiyle baş başa bırakıyor. Şimdi ne odanın karanlığı
acıtıyor içini ne de yaralarından akan kanlar. İmanın teselli etmediği yer mi
var? !


Fakat bu kadar
işkence kafi değil bu baba için. Mekke’nin kızgın kumlarına yatırıyor oğlunu.
Yetmiyor ağır taşlar koyduruyor üzerine...


Habeşli siyahi bir köle...

Adı: Bilal-i Habeşi
(ra)

Suçu: Müslüman olmak.
İşkenceyi yapan:
Efendisi Umeyye bin Halef

Kölesinin Müslüman olması çileden çıkartıyor
o’nu:

-Andolsun sen ölmedikçe
yahut Muhammed ’i ve onun dinini inkar etmedikçe bu azabı üstünden eksik
etmeyeceğim.

Ücretle tutulmuş
müşrik çocukları tarafından boynundaki iple aç, susuz Mekke sokaklarında
gezdiriliyor. Önce kızgın kumlara yatırılmış olacak ki, izleri hala
sırtında.


Allah ve
Rasulünün aşkıyla yanan bir kalbe sahip bedeni kızgın kumlar ne kadar yakabilir
ki! ?


***
Urganla direğe bağlanıp bayılana kadar dövülen
edep ve haya timsalidir O…


Adı: Osman bin Affan
(ra)

Suçu: Müslüman olmak.
İşkenceyi yapan: Amcası
Hakem bin Ebu-l As

Melekler
bile haya ediyor O’dan..


***
Yeryüzünde yürüyen bir
şehit...

Adı: Talha bin Ubeydullah (ra)
Suçu: Müslüman
olmak

İşkenceci: Nevfel bin Adviye
İple bağlanıp işkence edilen bir sahabi de
O.

Ama Allah Rasul’ü O’ndan
bahsederken “Yeryüzünde yürüyen bir şehide bakmak isteyen Talha’ya baksın”
buyuruyor.


***

Ve Habbab bin Eret... (ra) İşkencenin beklide
en ağırı O’naydı.

Efendisi
Ümmü Ammar O’nu ateşe yatırır, vücudu ateşi söndürmeden
kaldırmazdı.

***

İşte...
Bir yanda cahiliye bataklığının tam ortasında
bir devir ve kalplerindeki yaratanına sığınma arzusunu kendisine bile faydası
olmayan taşlarda arayan zavallı bir beşeriyet...

Diğer yanda hidayet güneşinin aydınlığında
asr-ı saadet denilen ve içlerinde daha dünyadayken cennetle müjdelenen nice
hidayet erlerinin çıktığı bir insanlık.


Peki neydi onları karanlık kuyuların güzel
Yusufları yapan?


Yusuf’un
güzelliğine bir sebep kuyunun karanlığıydı belki de...


Ya neydi onları secdelerin sultanı
yapan?


Sultanlığa sebep
secdedeki zillet tacını giymekti belki de...


Atalarının dininden ayrılıp Hak’kı dolayısıyla
işkenceyi zulmü kabul ve tasdik edenler.


İşte onlar... işte biz....

Onların çektiklerini çekmeye hangimiz hazırız
biz? !


Onlar neler çekti,
biz, neler gördük?


Her
birimiz cahiliye kuyularında boğulmayan Yusufların aksine ahir zaman kuyularında
boğulmaya talip olmuş gibiyiz!


Düşünebildiği kadar insan olan insana Nebiy-yi
Zişan’nın bu sözü kafi gelir herhalde:


“Sizden öncekiler âhiret işlerinden arta kalan
vakitlerini dünyaya harcarlardı. Sizler

ise dünya işlerinden artan vakitlerinizi
âhirete sarf ediyorsunuz.”


İşkence edenler ve edilenler..
Dünya lezzetlerini tercih edenler ve âhireti
özleyenler..

Büyük bir göç
var, herkes gidiyor. Zulmedenler de zulme uğrayanlar da zulme seyirci kalanlar
da bu sevkiyata karşı koyamaz. Göç muhakkak.


Bu göçte secdedeki zilleti tercih eden
sultanların önderliğiyle ahir zaman kuyularında boğulmayan Yusuf’lar olmak
duâsıyla..


irfan
Mektebi
 

teblið

Vefasýz
Üzülüyorum!!! O mubareklerin sırf İman ettikleri için onlara reva görülen acımasız işkence zulum gördüklerine

Üzülüyorum!!! O mubarek ashabla aramızda (sabır ve çile anlamında) uçurumlar kadar fark var....

Allah (c.c) razı olsun abi..Hakikaten etkileyici bir yazı;

Son bir şey daha:Resimdeki Cennetül BakiyE duygulanarak baktım..Medineyi çoook özlediğimi farkettim gene..Selam olsun o mubarek Kabristana....
 
Üst