rabbimin ikrami

Eyvàh!

Well-known member
Bir zamanlar Basra valisi olan Yâkub bin Leys doktorların çare bulamadığı bir hastalığa yakalanır. Yakınlarından biri valiye der ki:
Basra'da bir zat var ki, onun duası ile şifa bulan çok hasta olmuştur.
Vali:
Kimdir bu zat?
Valinin yakını:
Bu zat, Selh bin Abdullah Tüsterî'dir.
Vali Selh bin Abdullah'ı yanına davet eder. Selh Hazretleri gelir.
Vali derki:
Hastalığım çok ağırlaştı. Benim için ALLAH'a dua et de, şu hastalıktan kurtulayım.
Selh bin Abdullah Tüsterî:
Şehrin zindanlarında hiçbir suçu olmayan masum insanlar dururken, senin için dua edip de kabul olmasını beklemek doğru olmaz.
Vali emrederek Basra zindanlarında ne kadar mahkûm varsa, hepsini salıverdirir. Bunun üzerine Selh hazretleri öyle dua eder:
"Ya Rabbim! Yâkub bin Leys'e musibetteki zilleti gösterdin. Tâatta ki izzeti de göster. O'nu sıkıntılarından, hastalıklarından kurtar."
Bu duadan kısa bir sure sonra valinin ağrıları yavaş yavaş geçti ve eski sağlığına kavuştu. Vali çok mutludur. Selh hazretlerini çok sevmiştir, ona verilmek üzere yığınla hediyeler hazırlatır. Hediyeleri Selh hazretlerine verir ama hazret hediyeleri kabul etmez, geri çevirir. Vali önce Selh hazretlerinin hediyeleri az bulduğunu sanarak, hediye miktarını iki katına çıkarır. Bunları da geri çevirince, vali gerçeği anlar.
Selh Hazretlerinin validen hediye almadığı şehirde duyulunca, yakın arkadaşları Selh hazretlerini eleştirir.
Keşke valinin verdiklerini alıp da fakirlere dağıtsaydın, daha iyi olmaz mıydı? Yakınlarından bu ve benzeri sitemlerle karşılaşan Selh hazretleri, üzüntü ile birlikte sıkılmıştır. Yine bir gün tenhada arkadaşları ile otururken aynı mesele açılır ve arkadaşları aynı sitemi tekrarlarlar. Selh hazretleri sıkıntıdan önlerinde duran taşlara bir bakış bakar ki, orada bulunan bütün taşlar mücevhere dönüşür. Arkadaşları dehşete düşer. Çevrelerinde bulunan bütün taşlar, en değerli mücevhere dönüşmüştür.
Selh bin Abdullah Tüsterî:
Rabbinin böyle bir ihsanına nail olan kul, ne yapsın Vali Yâkub bin Leys'in malını."
 
Üst