Sadece ALLAH'ın Bildiği Nice Evliyalar Vardır

Eyvàh!

Well-known member
Bir vakit Kâbe'nin Şeybe kapısından, heybetli mi heybetli, nurânî mi nurânî bir ihtiyar içeri girdi. O sırada Ebû Bekir Kettanî, Mescidi Haram'ın bir köşesinde sessizce oturmuş, tefekkür hâlinde bulunuyordu. Şeybe kapısından giren ihtiyar, doğruca Kettanî'nin önüne gelip durdu:

"Selâmün aleyküm."

"Ve aleyküm selâm"

"Ey Şeyh! Burada niçin oturuyorsun da Makamı İbrahim'e gitmiyorsun?"

"Ne yapayım Makamı İbrahim'de"

"Orada büyük bir hadis hocası kısa senedlerle hadis rivayet etmektedir. O hadisleri dinlesen olmaz mı?" Kettanî dedi ki:

"O hadis hocası kimden hadis rivayet ediyor, ravileri kimlerdir?"

"An Ma'mer, an Zührî, an Ebî Hüreyre, an Nebî SallALLAHu Aleyhi ve Selem senediyle Abdullah'tan." dedi.

İhtiyarı dinleyen Kettanî:
"Sen çok uzun bir senedden bahsettin. Orada onların isnadla haber verdikleri hadisleri ben burada isnadsız dinliyorum."

İhtiyar sordu:
"Kimden dinliyorsun?

"Haddesenî kalbî an Rabbî." (Kalbim, sözü yüce ALLAH'tan dinlemektedir.) dedi.

İhtiyar:"Peki, bu sözünün delili nedir?"

"Delili şudur ki, sen Hızır'sın" dedi. O zaman Hızır dedi ki:

"Ebû Bekir Kettanî'yi görene kadar, Ulu ve Yüce ALLAH'ın tanımadığım bir velisi yoktur, sanırdım. Kettanî ise beni tanıdı; ama ben onu tanıyamadım. Anladım ki; Hak Teâlâ'nın beni tanıyan; ama tarafımdan tanınmayan birtakım dostları mevcuttur."

*Ders: ALLAH Teâlâ'nın öyle dostları vardır ki; onu O'ndan başkası bilmez. Hâl böyle olunca, insanların zâhirî görüntüleri sizleri aldatmasın. Kalpleri bilen ALLAH'tır. İnsanların zâhiren yaptıkları uygulamalara bakarız, Şeriat'a muhalif hareketlere bakmalıyız.

Ebû Bekir Kettanî buyurdular ki:
"Arzu, şeytanın yularıdır; yularını şeytana kaptıran, şeytanın yoldaşı olur."
 
Üst