Sonsuz Nur’u selamlıyoruz

Nevzatt

Well-known member
8Rj_gulxelx1x.jpg
Cismaniyatın zindanından çıkıp ruhun ve kalbin sonsuza müteveccih derece-i hayatına çıkabilmek adına Peygamber’den (sas) yardım dilemenin adıdır salavat.
Salat ü selam’ın tekrarı ile Şefat-i Kübra’ya yönelmek, rahmet kapısından ayrılmamak ve gafil olmamaktır. Mükafatı da o kapının ardına kadar açılması, şefaat dairesinin genişlemesi ve insanın ebediyen mutlu, emin, mutmain olacağı sonsuzluk ülkesine davet edilmesidir.

Ubey b. Ka’b radıyallahu anh der ki:


“Ey Allah’ın Resülü dedim, ben sana çok salât oku(mak isti)yorum. (Duamda) ne miktarını sana salât ü selama ayırayım?”

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

“Dilediğin kadar!” buyurdular.

“Dörtte bir (yeter mi)?” dedim.

“Dilediğin kadar!” buyurdular, “Eğer artırırsan, bu senin için daha hayırlı!”

“Yarı(ya ne dersiniz)?” dedim.

“Dilediğin kadar!” buyurdular, “Eğer artırırsan, bu senin için daha hayırlı!”

“Üçte iki(ye ne dersiniz?)” dedim.

“Dilediğin kadar!” buyurdular, “Eğer artırırsan, bu senin için daha hayırlı!”

“(Kendim için dua ettiğim vaktin) tamamını size salât ü selam okumaya ayırayım mı?” dedim.

“Bu takdirde, (dünyevî ve uhrevî) dileğin kabul edilir, günahın affedilir!” buyurdular.”

Demek ki ne kadar çok olursa o kadar hayırlıdır, deniyor. Bediüzzaman Hazretleri’nin de namaz tesbihatında “Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke ya Resûlallah!” söylerken gizli sırların açıldığını ve “Zat-ı Ahmediyeye (aleyhi salâtü vesselam) gelen rahmet, umum ümmetin ebedi zamandaki ihtiyaçlarına baktığı için sonsuz salât yerindedir.” diyor. Hakk’ın özel davetlisi ve Sidretü’l - Müntehâ’nın misafiri, getirdiği nur ve hediyesine şükürle mukabele etmek nev’inden “Binler salavat sana insin. Yani senin bu iyiliğine karşı biz mukabele edemiyoruz. Belki Hâlik’ımızın hazine-i rahmetinden gelen ve semavat ehlinin adedince rahmetler sana gelmesini niyaz ile şükranımızı açığa çıkarıyoruz.” diyerek salavatın yerini doldurabilecek herhangi bir şey olmadığını “Sonsuz Nur’u Selamlamanın” sonsuz olduğunu söyler.

Her zaman gözlerimize görünmesen de gönül tepelerimizde nazlı nazlı oturan sensin.

On dört asırdır/ Senin gölgen yeryüzüne düştüğü andan itibaren (sallallahu aleyhi ve sellem) ismin âlemin her bucağında dalgalanmakta, sevgin gönüllerde her geçen gün büyümekte ve dünyanın hal-i hazır vaziyeti, Senin cihan tarafından İnsanlığın İftihar Tablosu olarak selamlanacağını müjdelemektedir. Rabbimiz (cc) O’nun için; “Ey Resûlüm! Biz seni bütün âlemlere bir rahmet vesilesi olarak gönderdik.” buyuruyor. Rahmet müjdesi olan salavatımız, bize O’na yakınlaştırsın...


* “Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler Siz de ona salât edin ve samimiyetle selam verin. (Ahzab Sûresi, 56)
 
Üst