YERYÜZÜNÜN HALİFESİDİR İNSANOĞLU

kefenin-cebi

New member
SUAL: Niçin yeryüzündeyiz? ALLAH kullarını neden yeryüzüne indirmiştir?

CEVAP:Bu soruyu çok insanlara sordum ve hemen hemen aynı cevabı aldım. Kimisi ALLAH kulunu sınav için yeryüzüne gönderdi dedi. Kimisi ALLAH tanınmak istediği için kulunu yeryüzüne gönderdi dedi. Çok düşündüm ve çok araştırmalar yaptım. Acaba neden yeryüzüne indirildik.sebep ne idi. Sebep sadece hz. Adem ile hz Havva’nın yasak meyveyi yemelerimi idi? Yada şeytanın sırf secde etmediği için kullara musallat olması mı idi?
Uzun araştırmalar sonunda gördüm ki;ne şeytanın asiliği nede Adem ve Havva as ın hatası insan oğlunun yeryüzüne indirilmesine sebepti. Beklide bunlar yeryüzüne indirilme sebebinin birer vesileleri idi. Peki ne idi yeryüzüne indiriliş sebebimiz. Sadece sınav için olsa bunu yeryüzüne indirilmeden de yapabilirdi ALLAH. Yada onu tanımamız için olsa idi bunu da yeryüzüne indirilmeden yapabilir idi. O halde ne idi sebep. Cevap yüce kitap da verilmek de idi. Bakara suresi 30. ayet evet cevap burada idi. Nedir o ayet;
30. Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.
Eğer yukarıdaki ayeti dikkatlice okumuş iseniz yeryüzüne indiriliş sebebimizi de göreceksiniz. Ve sırf Adem a.s yada şeytana sebep yeryüzüne indirilmediğimizi de göreceksiniz. Çünkü ayette yüce ALLAH daha Adem a.s ı yaratmadan önce ve şeytana secde emri vermeden önce bu ayette insan oğlunu yer yüzüne halife kılmak için yaratacağını söylüyor. Yani buda demektir ki, ALLAH kulunu yeryüzüne indirerek onu halifesi yapmak istemiş ve buna sebep kulunu yeryüzüne indirmiştir.
Aslına bakarsanız bu soru bir gerçeği daha ortaya çıkarmamıza vesile oldu. İnsan yeryüzünde duruşuna yaşayışına ve hatta nefes alışına dahi pür dikkat olmalı. Her şeyi yoktan var eden bir yüceler yücesini temsil ettiğini ve onun halifesi olarak bu alemde barındırıldığını asla unutmamalı. Ve o öyle bir padişah ki bu padişahın halifesi olmak ve onu yeryüzüne eşsiz sıfatları ile tanıtmak bizim gibi kullara verilebilecek en mükemmel değer ve en kıymetli vazife olsa gerek.





KEFENİN-CEBİ
 
Ynt: YERYÜZÜNÜN HALİFESİDİR İNSANOĞLU

İşaratül-İcaz | Melakieye Îman ve İnsanın Yaratılışına Dair' Alıntı:
b1006.gif


Yani, "Düşün o zamanı ki, Rabbin melaikeye hitaben 'Ben yerde bir halifeyi yaratacağım' dedi. Melaike de 'Yerde fesat yapacak, kan dökecek kimseleri mi yaratacaksın? Halbuki biz, hamdinle Seni tesbih ve takdis ediyoruz' dediler. Rabbin de 'Sizin bilmediğinizi Ben biliyorum' diye onlara cevap verdi."



....



Bu ayetin, sabık ayetle dört vecihle irtibatı vardır.

Birinci Vecih: Bu ayetler, beşere verilen büyük nimetleri tadad ediyor. Birinci ayetle en büyük nimete işaret edilmiştir ki; beşer, hilkatın neticesidir ve arzın müştemilatı ona teshir edilmiştir, istediği gibi tasarruf eder. Bu ayet ile de, beşerin arza hakim ve halife kılınmış olduğuna işaret edilmiştir.
İkinci vecih: .........
Üçüncü vecih: Evvelki ayetle, canlı mahlukatın meskenleri olan arz ve semavata işaret edilmiştir. Bu ayetle de, o meskenlerin sakinleri olan beşer ve melaikeye işaret edilmiştir. Ve keza o ayet hilkatin silsilesine, bu ayet ise zevi'l-ervahın silsilesine işaret etmişlerdir.
Dördüncü vecih: Evvelki ayette hilkatten maksat beşer olduğu ve Halıkın yanında beşerin bir mevki sahibi bulunduğu tasrih edildiğinde samiin zihnine geldi ki: "Bu kadar fesat, şürur ve kötülüğü yapan beşere bu kadar kıymet neden verildi? Cenab-ı Hakka ibadet ve takdis için şu fesatçı beşerin vücuduna hikmetin iktizası ve rızası var mıdır?" Samiin bu vesvesesini def için şöyle bir işarette bulundu ki; Beşerin o şürur ve fesatları, onda vedia bırakılan sırra mukabele edemez, affolur. Ve Cenab-ı Hak onun ibadetine muhtaç değildir. Ancak, Allamü'l-Guyubun ilmindeki bir hikmet içindir.
Cümlelerin arasındaki irtibata geldik.

b1007.gif
-1- Bu kelime,
b1008.gif
-2- cümlesine atıftır. Halbuki aralarında münasebet olmadığı gibi
b1009.gif
diğer bir
b1009.gif
'i iktiza eder. Binaenaleyh, böyle bir takdire lüzum vardır:

_________________________________________________

1 Hani.

2 O herşeyi hakkıyla bilir.

_________________________________________________


b1011.gif
-1- ila ahir.
Bu takdirde, ikinci birincisine atıf olur ve her iki cümle arasında da münasebet bulunur.

b1012.gif
-2-
Cenab-ı Hak, müşavere yolunu öğretmek le beşerin hilafetindeki hikmetin sırrını melaikeye istifsar ettirmek üzere bu cümleyi söyledi. Samiin zihni, üç noktayı nazara alarak harekete geçti:
Melaike ne dediler?
2. Taaccüple hikmeti sordular.
3. Cinlere halife olmakla beraber, beşerde de kuvve-i gadabiye ve şeheviye dahi ilaveten halk edilmiştir. Bunlar, cinlerden daha ziyade fesat yapacaklardır.
İşte Kur'an-ı Kerim
b1014.gif
-3- cümlesiyle o üç noktaya işaret etmiştir. Melaikenin sual-i taaccüp ve istifsarları bittikten sonra, sami, Cenab-ı Haktan verilecek cevabı beklerken, Kur'an-ı Kerim,
b1015.gif
-4- cümlesiyle cevap vermiştir. Yani, "Eşya ve ahkam, sizin malumatınıza münhasır değildir. Adem-i ilminiz, onların vücuda gelmeyeceklerine sebep olamaz. Benim, beşerin hilkati hakkında bir hikmetim vardır; o hikmetin hatırası için, fesatlarını nazara almam." ferman etmiştir.
Cümlelerin heyet ve nüktelerine geldik:

b1016.gif
-5- ilaahir.
Atfı ifade eden bu
b1017.gif
münasebet-i atfiyenin iktizasına binaen
b1018.gif
cümlesine matufun-aleyh olmak üzere,
b1019.gif
-6- cümlesinin takdirine işarettir.

_________________________________________________

1 Hani yarattığını muntazam yaratmıştı va Rabbin şöyle demişti.

2 Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.

3 Melaike de, "Yerde fesad yapacak, kan dökecek kimseleri mi yaratacaksın?" dediler.

4 Rabbinde , "sizin bilmediğinizi Ben bilerim" dedi.

5 Rabbin şöyle demişti...

6 Hani yarattığın muntazam olarak yaratmıştı.

_________________________________________________


....



b1039.gif
-1- Bu tabir, arzın, insanların hayatına elverişli şeraiti haiz olmazdan evvel arzda idrakli bir mahlukun bulunmuş olduğuna ve o mahlukun hayatına, o zamandaki arzın evvelki vaziyetleri muvafık ve müsait bulunduğuna işarettir.
b1040.gif
tabirinin bu manaya delaleti, mukteza-yı hikmettir. Amma meşhur olan manaya nazaran, o idrakli mahluk, cinlerden bir nevi imiş; yaptıkları fesattan dolayı insanlarla mübadele edilmişlerdir.

_________________________________________________

-1- Halife.

_________________________________________________

ila ahir devam ediyor ..

Evet biliyorum cok ağır tabirler var ve anlasılması cok zor diyebilirsiniz . Ancak ben acizen Risale-i Nurun lisanını ve atrzını kendimden cokca üstün gördüğümden lisanını acıklamaya cüretim olmadığını düşünüyorum.Velhasıl ancak sorularınız ve anlasılmayan yer olursa yine Risale-i Nurun vesilesi ile cevap verebilirim...

*Not: Anlamını bilmediğiniz kelimelerin üzerine çift tıklayarak kelime anlamlarını öğrenebilirsiniz...
 
Üst