HİZMETTEN ZİNDANA ZİNDANDAN SARAYA

kefenin-cebi

New member
Zamanın birinde değerli bir alim olan kıymetli bir zat vardı. Bu zat her kula faydalı olduğu gibi bir karınca bile ondan şikayet etmemişti. Her anı her zerresi insanlığa yardım ve hayırla geçmişti. O kadar değerli ve o kadar iyi niyetli idi ki gündüzleri ilim dağıtmak geceleri ise aciz kullara ağlamakla geçerdi. Bir gün üç beş beyan ve yazılı tutanakla onu hizmet ettiği diyardan aldılar, zamanın en elem verici zindanına ve en azılı mahkumların yanına hapsettiler. Alim şaşkın ve düşünceli idi. Belki bilmeden bir suç işlemiş yada ona gizli düşmanlık eden biri olabilirdi. Ama o bu zindana ve bu denli azılı mahkum arasına atılacak nasıl bir kabahat işlemiş idi. Ey ALLAH’ ım bunda da vardır bir hayır dedi ve günlerce konuşmadan düşündü.
Hava iyice kararmış ve zindana sızan az bir ışıkta sönmüştü. Alim zat yatsı namazını kılmış ve elleri sema da dua halinde idi. Ey Rabbim sen mutlak bir hikmet ile beni bu zindanda tutmaktasın lakin ben aciz kulun senin bildirdiğinden başkasını bilen de değilim. Ne olur bana bir ışık göster ve bu aciz kulunu bu karanlık zindanda dahi senden ümit kesmiş sanma dedi. Kıymetli ayetlerden okudu ve hiç dünya kelamı etmeden sağ yanına dönüp öylece uyudu. Rüyasında nur yüzlü bir zat ona doğru yaklaşmaktı ve ey fanilikten sıyrılmış ve şu dünyanın geçici güzelliklerine yüz çevirmiş kıymetli ne düşünmektesin. Aklının ermediği nedir?
Alim çok şaşkındı ve sanki dili tutuldu sanmıştı. Elini ona doğru uzattı ve dedi ki; efendim neden burada olduğumu anlamakta sıkıntı çekmekteyim. Aklımın ermediği budur dedi. Nur yüzlü zat ; ey kıymetlim sen kendini Rızayı İlahiye ye adamış bir kul iken burada ancak hizmet için bulunduğunu da göreceksin dedi. Alim uyandığında daha gün ağarmamıştı ve vakit ancak imsak zamanı idi. Zindanın en dip köşesinden bir inleme sesi geliyordu. Yatağından doğruldu ve sesin geldiği yöne yaklaştı. Bu ses o zindanın hatta hapishanenin en azılı ve en çok korkulan mahkumunun sesi idi. Pişmanlık ifade den bir sesle; hani nerdesin? Bak onca zaman sonra pişmanın ve seni tanımak hatalarımı düzeltmek istiyorum nerdesin? Sana o kadar çok ihtiyaç duyduğum bu zamanlarda sen nerdesin? Kaç zamandır gizli gizli sana seslenmekteyim ama sen nerdesin?
Bu sözleri duyan alimin, gözleri dolmuş ve nurlu yaşlar akıtıyordu. Artık neden burada olduğunu şimdi daha iyi anlamıştı. Mahkumun yanına yaklaştı ağlamaklı bir sesle; kardeşim o her yerde, hatta her daim seninle ve hatta asla seni yalnızda bırakmadı.inşallah sende bende bu zindanı saray edeceğiz. Bu saraya gelen zalimleri birer alim olarak göndereceğiz dedi. Ona sarıldı ve doyasıya kucakladı. Çok kısa bir süre sonra o azılı mahkum gitmiş yerine babacan ve yardım sever bir zat gelmişti. Alim dediği gibi o zindan da saray olmuş ve oraya zalim giren alim çıkmıştır.







KEFENİN-CEBİ
 
Üst