Alem-i İslam
Member
Şevki Mutlak
Lügat manasi olarak istek, heves, siddetli arzu, sevinç ve nese anlamlarina gelir.
Sevkli olmak, sevk vermek, sevki kirilmak, sevke gelmek hepimizin duydugu ve kullandigi
ifadelerdir. Sevk ve istiyak ayni kökten gelen iki kelimedir.
Allah, vermek istemeseydi istemek vermezdi. Madem bizde istemek var eger istedigimiz
seylerin bedelini de ödersek o zaman Allah matlubumuzu bize verir. Çünkü kim bir seyi
samimiyetle isterse Allah ona onu verir.
Insan bir seye ihtiyacini hissetmezse o seye karsi sevk yani istek ve arzu his etmez.
Çünkü sevk ihtiyacin bir üst derecesini ifade eden bir istek ve arzudur. Bediüzzaman
Hazretleri bu hususu su cümlelerle izah ediyor:
“Kâinatta bittecrübe her seyin bir noktai kemâli vardir.O seyin o noktaya bir meyli vardir.
Muzaaf meyil, ihtiyaç olur.Muzaaf ihtiyaç, istiyak olur. Muzaaf istiyak, incizab olur.”
Yani insanin mükemmele ulasmasi önce meyil ile baslar. Onu mükemmele götürecek seylere yönelmek o insanda
ihtiyaci ortaya çikarir. Insan ihtiyaci oldugu seyi ister ve o istek onu o islere cezp
eder, çeker ve o insan biiznillah mükemmel bir sûrette hedefine ulasir.
Risâlei Nûr’un düsturlarindan biri “sevki mutlak”tir. Yani Allah’a karsi tam bir
istiyak, her seyde O’nun rahmetini görüp sevklenmektir. O’na olan sevkte, istekte,
kullukta, yöneliste ve hizmette sevki kiran ne olursa olsun kiymet ve ehemmiyet
vermemek gerek. Her türlü manilere ragmen bir sevk… Kat’î, süphesiz ve tam bir sevk…
Bitmeyen, tükenmeyen ve asla bir sarta bagli olmayan mutlak bir sevk…
Sevk, Risâlei Nûr hizmetinin lokomotifi ve buhar kazani hükmündedir.
Sevk duygusu inkisaf etmezse insan pasif, hareketsiz ve moralsiz bir görüntü sergiler. Bu ise hem
kendine hem baskalarina menfî tesir eder. Hâlbuki “fitrati müteheyyiç olan insanin
rahati, ancak sa’y ve cidaldedir.” Insana düsen vazife çalismak ve maddî manevî
mesakkatlerle mücadele etmektir. Çünkü hayat bir cidaldir, harekettir ve faaliyettir;
sevk ise onun matiyyesi yani binegidir.
Insanin sevkini muhafaza etmesi için mutlaka bir noktai istinada ihtiyaci var Arsimed
bile “Bir noktai istinad bulsam yerküreyi yerinden oynatabilirim”
diyor. Hakikatte yerin gögün sahibinden baska hiçbir sey noktai istinad olamaz.Onun için biz eger O’nu
bulsak her matlubumuzu bulmus oluruz. Çünkü her seyin dizgini onun elinde, her seyin
anahtari onun yanindadir. Her sey onun emriyle hal edilir.
Ingiliz yazar H. W. Arnold, “Dünyanin en müflis insani, sevk ve heyecanini kaybetmis
insandir. Eger bir kimse, her seyini kaybetmis olmasina ragmen, sevk ve heyecanini
kaybetmezse, yeniden basariya ulasacaktir.” diye tespitte bulunmus. Bu illetin tedavisi
ise insanin sevkini kaybetmemesi için, “noktai istinad”ihtiyacini gidermektir. Fânî
olan seylerden ziyade baki bir noktai istinad lazimdir.
Hz. Muhammed (A.S.V) yeryüzünün en sevkli ferdidir. Çünkü onun sevk kaynagi dogrudan
dogruya kâinatin sahibi idi. Imandan gelen sevk ve gayret ile risâlet ve teblig
vazifesini îfâ etti. Her türlü sikintilara sabretti ve sevkini kaybetmedi. En zor
anlarda ümmetine sevk verdi. Tâif halkinin horlayici tavri Allah Resulünün ümit ve
azmini kiramamis, davet sevk ve istiyakini azaltamamisti. O, vazifesini yapiyordu ve
neticeyi Cenâbi Hakka biraktigi için sevki kirilmiyordu.Iste, sünneti seniyye
dedigimiz onun yolundan ve izinden gitmekten baska insana hakikaten sevk veren ne
olabilir?
Insanin sevkini kiran bazi maniler vardir fakat insan gözünü hedefinden ayirmazsa o
manileri görmez ve o maniler insanin sevkini kirmaz. Bediüzzaman Hazretleri “Karsimda
müthis bir yangin var, alevleri göklere yükseliyor. Içinde evlâdim yaniyor, imanim
tutusmus yaniyor. O yangini söndürmeye, imanimi kurtarmaya kosuyorum” diyor. Üstad,
hedefini belirlemis ve o yolda karsisina çikan manilere de ehemmiyet ve kiymet
vermemistir.
Hayirli islerde çok muzir maniler olur. Maniler, sikintilar aslinda bizler için bir
imtihandir. Insan sevkle bir ise girisince karsisina atalet, tembellik, gevseklik,
uyusukluk ve ümitsizlik gibi seyler çikar. Bunlar sevke düsmandir. Bunlar var ise sevk
yok demektir. Kuran’i Kerimde mealen “Gevsemeyin, üzülmeyin! Eger (gerçekten) mümin
kimseler iseniz, en üstün olanlar sizlersiniz” buyruluyor. Gerek dünyevi islerde
gerekse uhrevi islerde inanmak çok ehemmiyetlidir. Inanç basarinin anahtaridir ve
insanin sürekli sevkli kalmasini saglar.
Insan akil vasitasi ile zaman noktasinda mazi ve müstakbel ile alakadardir. Nazari hem
geçmise hem gelecege gider. Eger sabir kuvvetini geçmis külfetlere mesakkatlere ve
zahmetlere dagitirsa ve gelecek vazifelere hizmetlere ve elemlere kullanirsa simdiki
zamana sabir kuvveti kalmaz. Hâlbuki geçmis günlerin zahmeti, bugün rahmete kalbolmus,
gelecek günler ise madem gelmemisler; bize düsen usanç degil, belki yeni bir sevk, taze
bir zevk ve devama ciddî bir gayrettir. Bize verilen sabir eger geçmis ve gelecege
dagitmazsak hali hazir zamanin islerine çok rahat kâfi gelir.
Hayatin bir faaliyet, sevkin ise onun binegi oldugunu biliyor musunuz?
Binege binmeden harekete geçilir mi?
Sevk bineginiz hazir mi?
Sivrisinek tantanasini kesse, bal arisi demdemesini bozsa; sevkiniz bozulmasin, teessüf
etmeyiniz!
SEVK, NE DEMEKTIR?
Lügat manasi olarak istek, heves, siddetli arzu, sevinç ve nese anlamlarina gelir.
Sevkli olmak, sevk vermek, sevki kirilmak, sevke gelmek hepimizin duydugu ve kullandigi
ifadelerdir. Sevk ve istiyak ayni kökten gelen iki kelimedir.
Allah, vermek istemeseydi istemek vermezdi. Madem bizde istemek var eger istedigimiz
seylerin bedelini de ödersek o zaman Allah matlubumuzu bize verir. Çünkü kim bir seyi
samimiyetle isterse Allah ona onu verir.
- SEVK ‘IHTIYAÇ’TAN GELIR
Insan bir seye ihtiyacini hissetmezse o seye karsi sevk yani istek ve arzu his etmez.
Çünkü sevk ihtiyacin bir üst derecesini ifade eden bir istek ve arzudur. Bediüzzaman
Hazretleri bu hususu su cümlelerle izah ediyor:
“Kâinatta bittecrübe her seyin bir noktai kemâli vardir.O seyin o noktaya bir meyli vardir.
Muzaaf meyil, ihtiyaç olur.Muzaaf ihtiyaç, istiyak olur. Muzaaf istiyak, incizab olur.”
Yani insanin mükemmele ulasmasi önce meyil ile baslar. Onu mükemmele götürecek seylere yönelmek o insanda
ihtiyaci ortaya çikarir. Insan ihtiyaci oldugu seyi ister ve o istek onu o islere cezp
eder, çeker ve o insan biiznillah mükemmel bir sûrette hedefine ulasir.
- “SEVKI MUTLAK”
Risâlei Nûr’un düsturlarindan biri “sevki mutlak”tir. Yani Allah’a karsi tam bir
istiyak, her seyde O’nun rahmetini görüp sevklenmektir. O’na olan sevkte, istekte,
kullukta, yöneliste ve hizmette sevki kiran ne olursa olsun kiymet ve ehemmiyet
vermemek gerek. Her türlü manilere ragmen bir sevk… Kat’î, süphesiz ve tam bir sevk…
Bitmeyen, tükenmeyen ve asla bir sarta bagli olmayan mutlak bir sevk…
Sevk, Risâlei Nûr hizmetinin lokomotifi ve buhar kazani hükmündedir.
Sevk duygusu inkisaf etmezse insan pasif, hareketsiz ve moralsiz bir görüntü sergiler. Bu ise hem
kendine hem baskalarina menfî tesir eder. Hâlbuki “fitrati müteheyyiç olan insanin
rahati, ancak sa’y ve cidaldedir.” Insana düsen vazife çalismak ve maddî manevî
mesakkatlerle mücadele etmektir. Çünkü hayat bir cidaldir, harekettir ve faaliyettir;
sevk ise onun matiyyesi yani binegidir.
- NOKTAI ISTINAD
Insanin sevkini muhafaza etmesi için mutlaka bir noktai istinada ihtiyaci var Arsimed
bile “Bir noktai istinad bulsam yerküreyi yerinden oynatabilirim”
diyor. Hakikatte yerin gögün sahibinden baska hiçbir sey noktai istinad olamaz.Onun için biz eger O’nu
bulsak her matlubumuzu bulmus oluruz. Çünkü her seyin dizgini onun elinde, her seyin
anahtari onun yanindadir. Her sey onun emriyle hal edilir.
Ingiliz yazar H. W. Arnold, “Dünyanin en müflis insani, sevk ve heyecanini kaybetmis
insandir. Eger bir kimse, her seyini kaybetmis olmasina ragmen, sevk ve heyecanini
kaybetmezse, yeniden basariya ulasacaktir.” diye tespitte bulunmus. Bu illetin tedavisi
ise insanin sevkini kaybetmemesi için, “noktai istinad”ihtiyacini gidermektir. Fânî
olan seylerden ziyade baki bir noktai istinad lazimdir.
- HAZRETI MUHAMMEDIN (A.S.V) ŞEVKİ
Hz. Muhammed (A.S.V) yeryüzünün en sevkli ferdidir. Çünkü onun sevk kaynagi dogrudan
dogruya kâinatin sahibi idi. Imandan gelen sevk ve gayret ile risâlet ve teblig
vazifesini îfâ etti. Her türlü sikintilara sabretti ve sevkini kaybetmedi. En zor
anlarda ümmetine sevk verdi. Tâif halkinin horlayici tavri Allah Resulünün ümit ve
azmini kiramamis, davet sevk ve istiyakini azaltamamisti. O, vazifesini yapiyordu ve
neticeyi Cenâbi Hakka biraktigi için sevki kirilmiyordu.Iste, sünneti seniyye
dedigimiz onun yolundan ve izinden gitmekten baska insana hakikaten sevk veren ne
olabilir?
- HEDEFIMIZ BELLI ISE SEVKIMIZ KAYBOLMAZ
Insanin sevkini kiran bazi maniler vardir fakat insan gözünü hedefinden ayirmazsa o
manileri görmez ve o maniler insanin sevkini kirmaz. Bediüzzaman Hazretleri “Karsimda
müthis bir yangin var, alevleri göklere yükseliyor. Içinde evlâdim yaniyor, imanim
tutusmus yaniyor. O yangini söndürmeye, imanimi kurtarmaya kosuyorum” diyor. Üstad,
hedefini belirlemis ve o yolda karsisina çikan manilere de ehemmiyet ve kiymet
vermemistir.
- SEVKE DÜSMAN OLAN SEYLER
Hayirli islerde çok muzir maniler olur. Maniler, sikintilar aslinda bizler için bir
imtihandir. Insan sevkle bir ise girisince karsisina atalet, tembellik, gevseklik,
uyusukluk ve ümitsizlik gibi seyler çikar. Bunlar sevke düsmandir. Bunlar var ise sevk
yok demektir. Kuran’i Kerimde mealen “Gevsemeyin, üzülmeyin! Eger (gerçekten) mümin
kimseler iseniz, en üstün olanlar sizlersiniz” buyruluyor. Gerek dünyevi islerde
gerekse uhrevi islerde inanmak çok ehemmiyetlidir. Inanç basarinin anahtaridir ve
insanin sürekli sevkli kalmasini saglar.
- YENI BIR SEVK
Insan akil vasitasi ile zaman noktasinda mazi ve müstakbel ile alakadardir. Nazari hem
geçmise hem gelecege gider. Eger sabir kuvvetini geçmis külfetlere mesakkatlere ve
zahmetlere dagitirsa ve gelecek vazifelere hizmetlere ve elemlere kullanirsa simdiki
zamana sabir kuvveti kalmaz. Hâlbuki geçmis günlerin zahmeti, bugün rahmete kalbolmus,
gelecek günler ise madem gelmemisler; bize düsen usanç degil, belki yeni bir sevk, taze
bir zevk ve devama ciddî bir gayrettir. Bize verilen sabir eger geçmis ve gelecege
dagitmazsak hali hazir zamanin islerine çok rahat kâfi gelir.
Hayatin bir faaliyet, sevkin ise onun binegi oldugunu biliyor musunuz?
Binege binmeden harekete geçilir mi?
Sevk bineginiz hazir mi?
- NETICEI KELAM
Sivrisinek tantanasini kesse, bal arisi demdemesini bozsa; sevkiniz bozulmasin, teessüf
etmeyiniz!
MUHAMMED HALID
Allah razı olsun..