üstadın evrad ve ezkarı

Sakird

Member
*“Ehl-i hakikatin sohbetine zaman, mekân mâni olmaz; mânevî radyo hükmünde biri sarkta, biri garpta, biri dünyada, biri berzahta olsa da rabita-i Kur'âniye ve imaniye onlari birbiriyle konusturur.” S:5

*“Hizmetinizin azameti ve ehemmiyeti ve muârizlarin kuvveti ve seytaneti nispetinde ihtiyata ve dikkate mecburuz.”s:6

*“Bu zaman cemaat zamanidir. Ehemmiyet ve kiymet, sahs-i manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni sahsin mahiyeti nazara alinmamali. Hususan benim gibi bir biçarenin kiymetinden bin derece ziyade ehemmiyet vermekle, bir batmani kaldirmayan zayif omuzuna binler batman agirligi yüklense, altinda ezilir.”s:6

*“Lillâhilhamd, Risaletü'n-Nur, bu asri, belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mucize-i Kur'âniye oldugunu çok tecrübeler ve vâkialarla körlere de göstermis.” s:6

*Geçmis asirlar ferdiyet asri bu zaman ise sahs-i manevi... s:7

*Üstad hazretleri 1936’da gönderildigi Kastamonu’da
“fevkalade bir dikkat ve tazyik ve tecrid içinde” bulundugunu söylüyor. s:7

*“Emn ve ye'sin vartasina düsmemek hikmetiyle, havf ve reca muvazenesinde sabir ve sükürde bulunmak için kabz-bast hâletleri celâl ve cemal tecellîsinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatçe medâr-i terakki bir düstur-u meshurdur.” s:7

*“Risaletü'n-Nur'un kitaplari birbirine tercih edilmez. Her birinin kendi makaminda riyaseti var. Ve bu zamani tenvir eden bir mucize-i mâneviye-i Kur'âniyedir.” s:9

*Risale-i Nur; Ehemmiyetli
manevi
ilmi bir mürsid. s:9

*Evrad u Ezkari tefekkürle okumak büyük zevk ve sevk veriyor. s.10

*Su zamanda imanin esaslarina ve köklerine siddetli ve cemaatli bir sekilde taarruz var. s:10

*Risale-i Nur; 1- Imani hakikatlari ispat ediyor.
2-Imanda derinlesmeye sebep oluyor.
3-Imani muhafaza ediyor.
4-Süpheleri süpürerek imani temiz tutuyor. s:10

*Hizmette: 1- Sabir
2-Metanet
3-Sebat
4-Tahammül lazim. s:10

*Üstad bazi vazifeleri kendisinden sonraki sakirdlere birakmis, mesela 29. Lem'anin Arapçadan tercüme ve tefsiri için: “Benim simdi onunla mesgul olmaya ne vaktim var ve ne de halim müsaade eder. Insaallah ileride Risaletü'n-Nur'un baska bir sakirdi o vazifeyi yapacak.” diyor. s:11

*Üstad, Sovyetlerde uygulanan Ateizm ile Türkiye’de icra edilen arasindaki farki söyle izah ediyor: “ Nesholup, tahrif olmus bir dine karsi dinsizlikle ihanet baska. Ve hak ve ebedî bir dine karsi ihanet ise, yeri titretiyor, kizdiriyor.” s:15

*“Dünyanin mesakkatleri madem sevap verir, geçerler; o musibetlere karsi sabir içinde sükürle, metanetle mukabele edilmek gerektir.”s:15

*Bati medeniyeti:1- Menfi esaslara bina edilmis.
2- Bu maddi harikalari kendi çalismasi görüp sükretmeyen
3- Maddiyun fikriyle sirke düsen
4- Seyyiati hasenatina galip bir medeniyet. s:16

*“Avrupa zâlim hükûmetleri zulümleriyle, Sevr Muahedesiyle âlem-i Islâma ve merkez-i Hilâfete ettikleri ihanete mukabil öyle bir maglûbiyet tokadini yediler ki; dünyada dahi bir cehenneme girip çikamiyorlar, azapta çirpiniyorlar.” s:16

*Üstad, zelzele için “ böyle âfatlar, za'f-i imandan neset eden hatâlarin neticesidir.” diyor. s:17

*Bu zamanda ehl-i dalaletin asiladiklari bir çok manevi hastalik var. Bunlarin büyük kismi da Risale-i Nur merhemiyle tedavi edilebilir.” 17

*Hizmetin tesirini bulandirmamak için toprak gibi mahviyet, terk-i enaniyet ve mutlak tevazu sart. s:18

*“Iman-i tahkikî ilmelyakînden hakkalyakîne yakinlastikça daha selb edilmeyecegine ehl-i kesif ve tahkik hükmetmisler ve demisler ki: "Sekerat vaktinde seytan vesvesesiyle ancak akla süpheler verip tereddüde düsürebilir." Bu nevi iman-i tahkikî ise yalniz akilda durmuyor. Belki hem kalbe, hem ruha, hem sirra, hem öyle letâife sirayet ediyor, köklesiyor ki, seytanin eli o yerlere yetisemiyor. Öylelerin imani zevalden mahfuz kaliyor."s:18

*Hizmette üç önemli husus: 1-Ihlasli sadakat
2-Livechillah uhuvvet
3-Fisebilillah muavenet. s:18

*Üstadin, Ikinci Dünya Savasi için bir degerlendirmesi:“Adalet-i Ilâhiye, Islâmiyete ihanet eden mimsiz medeniyete öyle bir azâb-i mânevî vermis ki, bedevîligin ve vahsîligin derecesinden çok asagiya düsürtmüs. Avrupa'nin ve Ingilizin yüz sene ezvâk-i medeniyesini ve terakkî ve tasallut ve hâkimiyetin lezzetlerini hiçe indiren mütemadî korku ve dehset ve telâs ve buhran yagdiran bombalari baslarina musallat etmis.” s:19

*Üstad, siyah mürekkebi sevmiyor, kirmizi mürekkep hosuna gidiyor. s:21

*“Bu asrin acip bir hassasidir. Bu asirdaki ehl-i Islâmin fevkalâde safderunlugu ve dehsetli cânileri de âlicenâbâne affetmesi; ve bir tek haseneyi, binler seyyiati isleyen ve binler mânevî ve maddî hukuk-u ibâdi mahveden adamdan görse, ona bir nevi taraftar çikmasidir. Bu suretle, ekall-i kalîl olan ehl-i dalâlet ve tugyan, safdil taraftarla ekseriyet teskil ederek, ekseriyetin hatâsina terettüp eden musibet-i âmmenin devamina ve idamesine, belki tesdidine kader-i Ilâhiyeye fetva verirler; "Biz buna müstehakiz" derler. s:22

*Ahirzaman hadiseleri çikmaya baslamis ve alametleri görülmüs ama ahirzaman müceddidi haricinde alimler onu teshis edememisler. s:26

*“Siyaset cazibesi” insani aldatabiliyor. s:26

*Veliye gelen ilhamda fikirler ve içtihadlarla hakikatin rengi bir derece degisebiliyor. s.26

*Takriben 2120’ye kadar hizmet devam edecek Allahu alem. s: 27

*2086 tarihine kadarki nur hizmeti, zahir ve asikare, belki galibane...2120’ye kadarki kismi ise gizli ve maglubiyet içinde devam edecek. Allahu alem. s: 28

*“Risale-i Nur, yalniz bir cüz'î tahribati, bir küçük haneyi tamir etmiyor; belki küllî bir tahribati ve Islâmiyeti içine alan daglar büyüklügünde taslari bulunan bir muhit kaleyi tamir ediyor. Ve yalniz hususî bir kalbi ve has bir vicdani islaha çalismiyor; belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müfsit âletlerle dehsetli rahnelenen kalb-i umumî ve efkâr-i âmmeyi ve umumun, bâhusus avâm-i mü'minînin istinadgâhlari olan Islâmî esaslar ve cereyanlar ve seâirler kirilmasiyla, bozulmaya yüz tutan vicdan-i umumîyi Kur'ân'in i'câziyla o genis yaralarini, Kur'ân'in ve imanin ilâçlariyla tedavi etmeye çalisiyor.” s.30

*“Elbette böyle küllî ve dehsetli rahnelere ve yaralara hakkalyakîn derecesinde ve daglar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hâsiyetinde mücerrep ilâçlar, hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki, bu zamanda, Kur'ân-i Mucizü'l-Beyânin i'câz-i mânevîsinden çikan Risale-i Nur, o vazifeyi görmekle beraber, imanin hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkisafata medardir.” s:30

*Üstad, Hafiz Ali agabeyin bize örnek olmasi gereken 4 özelligini sayiyor:
1-Yorulmaz
2-Sikilmaz.
3-Ciddi
4-Samimi s.34

*“Besinci Suâ, umumun ve bilhassa ehl-i ilmin imanlarini tashih edip kurtariyor.”s:35

*“Temadî eden tahribat-i mâneviye karsisinda, lillâhilhamd, gittikçe Risale-i Nur'un mucizâne mukavemeti ve satveti ve kiymeti tezayüd ediyor.” s:37

*“Dalâletin temel tasi ve nokta-i istinadi olan tabiat tâgutu” s:37

*“Dalâletlerin envâi çoktur.” s:37

*Üstad 1908-1909’larda Istanbul’da söhretle bahsedilen bir isim olmus. s.40

*1950 senesine kadar “en karanlik bir zulüm” tecavüz etmis. s.44

*1840’li yillar Islam günesinin tutulmasina zemin hazir eden seneler. s:45

*Kabak tatlisi Üstadin pek sevmedigi bir tatli. s:50

*Tokat sebepleri: 1- Tembellik
2-Hizmete zid cereyanlara tarafgirlik
3-Evhamla hizmetten çekilmek
4-Sebatsizlik
5-Sadakatsizlik. s:51

*Risale okumada sevk önemli. s.51

*Okumada takdir de mühim. Yani takdir ederek okuma... s:51

*Hizmet genç ve kuvvetli omuzlar istiyor. s.56

*“Risale-i Nur size mükemmel bir mehaz olabilir. Ve ondan erkân-i imaniyenin her birisine, mesela Kur'ân kelâmullah olduguna ve i'câzî nüktelerine dair müteferrik risalelerdeki parçalar toplansa veya hasre dair ayri ayri burhanlar cem edilse ve hâkezâ, mükemmel bir izah ve bir hâsiye ve bir serh olabilir.” s:56

*“Zannederim ki, hakaik-i âliye-i imaniyeyi tamamiyla Risale-i Nur ihata etmis; baska yerlerde aramaya lüzum yok. Yalniz bazan izah ve tafsile muhtaç kalmis. Onun için vazifem bitmis gibi bana geliyor.” s:56

*“Insaallah vazifeniz serh ve izahla ve tekmil ve tahsiye ile ve nesir ve tâlimle, belki Yirmi Besinci ve Otuz Ikinci Mektuplari telif ve Dokuzuncu Suânin Dokuz Makamini tekmille ve Risale-i Nur'u tanzim ve tertip ve tefsir ve tashihle devam edecek.” s.56

*Risale-i Nurun faal merkezi olan Hafiz Ali” s:57

*Üstadin özellikle “risalelerle çok mesgul olanlarla” alakasi var. s.58

*Hafiz Ali agabey 20. asri “acip isyan, tugyan, temerrüd asrinin ve garip, küfran ve galeyan ve ilhad zamani” olarak tavsif ediyor. s:71

*“Sefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi oldugundan, elbette rahmetin derecesinden asmamak ve Rahmetenli'l-Âlemîn zâtin (a.s.m.) mertebe-i sefkatinden tasmamak gerektir. Eger assa ve tassa, o sefkat, elbette merhamet ve sefkat degildir; belki dalâlete ve ilhada sirayet eden bir maraz-i ruhî ve bir sakam-i kalbîdir” s:75

*“Kâfir ve münafiklarin Cehennemde yanmalarini ve azap ve cihad gibi hadiseleri kendi sefkatine sigistirmamak ve tevile sapmak, Kur'ân'in ve edyân-i semâviyenin bir kism-i azîmini inkâr ve tekzip oldugu gibi, bir zulm-ü azîm ve gayet derecede bir merhametsizliktir. Çünkü mâsum hayvanlari parçalayan canavarlara himayetkârâne sefkat etmek, o biçare hayvanlara sedit bir gadr ve vahsi bir vicdansizliktir. ve binler Müslümanlarin hayat-i ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i imanin su-i âkibetine ve müthis günahlara sevk eden adamlara sefkatkârâne taraftar olmak ve merhametkârâne cezadan kurtulmalarina dua etmek, elbette o mazlum ehl-i imana dehsetli bir merhametsizlik ve senî bir gadirdir.” s:75

*“Küfür ve dalâlet, kâinata büyük bir tahkir ve mevcudata bir zulm-ü azîmdir ve rahmetin ref'ine ve âfâtin nüzulüne vesiledir. Hattâ, deniz dibinde baliklar, cânilerden sekva ederler ki, "Istirahatimizin selbine sebep oldular" diye rivâyet-i sahiha vardir.” s:75

*Üstadin fitratinda sefkat ve rikkat ziyade. s:75

*Bazi mesrep farki olan eserleri okumak Nur mesrebine zarar verebiliyor. s:76

*“Risaletü'n-Nur hakaik-i Islâmiyeye dair ihtiyaçlara kâfi geliyor, baska eserlere ihtiyaç birakmiyor. “ s:77

*“Kat'î ve çok tecrübelerle anlasilmis ki, imani kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmanin en kisa ve en kolay yolu Risaletü'n-Nur'dadir.” s:77

*Üstad, eski Said döneminde günde bir cilt kitabi anlayarak mütalaa edermis. s:77

*“Risaletü'n-Nur çok mütenevvi hakaike dair oldugu” s:77

*“Simdilik bazi ulemanin yeni eserlerinde meslek ve mesrep ayri ve bid'atlara müsait gittigi için.” s:77

*Hatt-i Kur’an’iyi muhafaza Risale-i Nur’un bir vazifesi. s:77

*“Meslegimiz, tecavüz degil tedafüdür.” s:77

*“Hâdisât-i zamaniye bahanesiyle Vehhâbîlik ve Melâmîligin bir nev'ine zemin ihzar etmek tarzinda, bazi ruhsat-i ser'iyeyi perde yapip eserler yazilmis.” s.77

*“Risaletü'n-Nur, gerçi umuma tesmil suretiyle degil, fakat herhalde hakikat-i Islâmiyenin içinde cereyan edip gelen esas-i velâyet ve esas-i takvâ ve esas-i azimet ve esâsât-i Sünnet-i Seniye gibi ince, fakat ehemmiyetli esaslari muhafaza etmek bir vazife-i asliyesidir. Sevk-i zaruretle, hâdisâtin fetvalariyla onlar terk edilmez.” s.77-78

*Üstada göre 2. Abdülhamid’in istibdadi:1-Resmi
2-Zayif
3-Ismi bir istibdad. s:78

*Üstad, davet edildigi Ankara’da bastaki sahislarla “uyusamadigini” söylüyor. s:79

*Üstad, Medresetüz Zehra’nin maddi cihetinin de yapilacagini söyle müjdeliyor: “Insaallah istikbalde Risale-i Nur sakirtleri o âli hakikatin maddî suretini de tesis etmeye muvaffak olacaklar.” s:79

*“Deccal dünyayi zapt eder" mânâsi, "ekseriyet-i mutlaka ona taraftar olur" demektir” s:81

*“Zevkli ve cazibedar velâyet teressuhati karsisinda Risale-i Nur'un hizmetindeki mesakkat, mücahede, külfet bulundugundan .” s:83

*“Bir adamin imanini kurtarmak, on adami velî yapmaktan daha sevapli bir hizmettir.” s:84

*Üstad hazretleri Sarkli mesayihtan merhum Ziyaüddin-i Nursini için “evliya-i azimeden” diyor. s.88

*Ziyaeddin efendi “Sünnet-i Seniye dairesinde, hakikat mesleginde, ehl-i imana hâlis ve tesirli ve ehemmiyetli bir rehberdir” s:88

*Hizmetimiz: a-gayet kudsi
b-ehemmiyetli
c-kiymettar
d-ehl-i imana menfaatli bir hizmet. s:89

*“Tesanüdümüzden hâsil olan bir sahs-i mânevînin fevkalâde ehemmiyet ve kiymeti ve üstadligi ve irsadi bize kâfidir.” s.89

*“Bu zamanda her seyin fevkinde hizmet-i imaniye en ehemmiyetli bir vazifedir. Hem kemiyet ise, keyfiyete nispeten ehemmiyeti azdir. Hem muvakkat ve mütehavvil siyaset âlemleri ebedî, daimî, sabit hidemat-i imaniyeye nispeten ehemmiyetsizdir, mikyas olamaz, medar da olamaz. Risale-i Nur’un talimati dairesinde ve bizlere bahsettigi hizmet noktasinda feyizli makamlara kanaat etmeliyiz..” s.89

*Hizmette “fevkalâde sadakat ve sebat ve müfritane irtibat ve ihlâs lâzimdir.” s.90

*“Bu zamanda öyle fevkalâde hâkim cereyanlar var ki, herseyi kendi hesabina aldigi için, faraza hakikî beklenilen ve bir asir sonra gelecek o zat dahi bu zamanda gelse, harekâtini o cereyanlara kaptirmamak için siyaset âlemindeki vaziyetten feragat edecek ve hedefini degistirecek diye tahmin ediyorum.” s:90

*“Hem üç mesele var: biri hayat, biri seriat, biri imandir. Hakikat noktasinda en mühimmi ve en âzami, iman meselesidir”s:90

*“Yirmi senedenberi tahribkârâne esedd-i zulüm altinda o derece ahlâk bozulmus ve metanet ve sadakat kaybolmus ki, ondan, belki de yirmiden birisine itimat edilmez. Bu acip hâlâta karsi çok fevkalâde sebat ve metanet ve sadakat ve hamiyet-i Islâmiye lâzimdir; yoksa akîm kalir, zarar verir.” s:90

*“Demek en hâlis ve en selâmetli ve en mühim ve en muvaffakiyetli hizmet Risale-i Nur sakirtlerinin daireleri içindeki kudsî hizmettir.” s:91

*Tembelllik ve lakaydlik hizmet ehline musallat olan hastaliklardan s.91

*“Risale-i Nur'un meslegindeki en mühim bir esasi sefkat oldugundan ve sefkat madenleri de hanimlar oldugundan, çoktan beri beklerdim ki, kadinlar âleminde Risale-i Nur'un mahiyeti anlasilsin” s:95

*Risale-i Nur’daki manevi, külli kazançtan istifade için 4 sart:
1-Sadakat
2-Hizmet etmek
3-Takva
4-Günahlardan sakinmak. s.96

*“Namazdan sonraki tesbihatlar tarikat-i Muhammediyedir (a.s.m.) ve Velâyet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bir evradidir. O noktadan ehemmiyeti büyüktür”s.103

*“Bu asrin bir hassasi sudur ki, hayat-i dünyeviyeyi hayat-i bakiyeye bilerek tercih ettiriyor.”s:104

*“Bu asirda hayat-i insaniye, hususan hayat-i içtimaiyesi öyle dehsetli, fakat cazibeli ve elîm, fakat merakli bir vaziyet almis ki, insanin ulvî latifelerini ve kalb ve aklini nefs-i emmaresinin arkasina düsürüp pervane gibi o fitne ateslerine düsürttürüyor.” s.105

*Bu asirda bereket su dört sebebden kalkmis:
1-Israf
2-Iktisatsizlik
3-Kanaatsizlik
4-Hirs. s:105

*Dünyevilesme belasindan kurtulmanin bir çaresi Risale-i Nur’a sadakat, metanet, ciddi ihlas ve tam itimad ile yapismakla olur. s.105

*“Risale-i Nur'un simdiye kadar fütuhati ve zindiklarin ve dalâletlerin savletlerini kirmasi ve yüz binler biçarelerin imanlarini kurtarmasi ve herbiri yüze ve bine mukabil yüzer ve binler hakikî mü'min talebeleri yetistirmesi, Muhbir-i Sâdikin ihbarini aynen tasdik etmis ve vukuatla ispat etmis ve ediyor, insaallah daha edecek. Ve öyle köklesmis ki, insaallah hiçbir kuvvet Anadolu'nun sinesinden onu çikaramaz. Tâ âhir zamanda, hayatin genis dairesinde, asil sahipleri, yani Mehdî ve sakirtleri Cenab-i Hakkin izniyle gelir, o daireyi genislettirir ve o tohumlar sümbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah'a sükrederiz.” s.108

*Kur’an’da 300.620 harf var. s.108

*Üstad eserlerle irtibat ve istiyaka ehemmiyet veriyor. s:109

*“Bu acip asrin hayat-i dünyeviyeyi agirlastirmasi ve yasamak seraitini agirlastirmasi ve çok etmesi ve hâcât-i gayr-i zaruriyeyi görenekle, tiryaki ve müptelâ etmekle hâcât-i zaruriye derecesine getirmesiyle hayati ve yasamayi, herkesin her vakitte en büyük maksat ve gayesi yapmistir. Onunla hayat-i diniye ve ebediye ve uhreviyeye karsi ya set çeker, veya ikinci, üçüncü derecede birakir. Bu hatâsinin cezasi olarak öyle dehsetli bir tokat yedi ki, dünyayi basina cehennem eyledi. Iste bu dehsetli musibette, ehl-i diyanet dahi büyük bir vartaya düsüyorlar ve kismen anlamiyorlar.” s:109

*“Bu hasta ve gaddar ve bedbaht asrin belâ ve vebasindan ve zulüm ve zulmetinden en mücerreb bir kurtarici, Risale-i Nur'un mizanlari ve muvazeneleriyle, nesrettigi nur oldugunu kirk bin sahit vardir. Demek Risale-i Nur'un dâiresine yakin bulunanlar içine girmezse, tehlike ihtimali kavîdir.” s:110

*“Bu asir hayat-i dünyeviyeyi hayat-i uhreviyeye, ehl-i Islâma da bilerek, severek tercih ettirdi.” s.110

*“Musibet-i semaviye mâsumlar hakkinda bir nevi sehadet hükmüne geçiyor.” s.111

*“Ahirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedîye (a.s.m.) bir lâkaytlik perdesi gelmis” s:111

*Bu zamanda en birinci maksad iman hakikatlarinda derinlesme ve baskalarinin imanina hizmet olmali. s.115

*Üstad, dünya siyasetini zalimlerin satranç oyununa benzetiyor. s.116

*“Risale-i Nur köklesiyor. Insaallah, onu hiçbir sey koparamayacak, ensal-i âtiyede de devam edip gidecek.” s:121

*“Risale-i Nur, kendi sadik ve sebatkâr sakirtlerine kazandirdigi çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kiymettar neticeye mukabil fiyat olarak, o sakirtlerden tam ve hâlis bir sadakat ve dâimî ve sarsilmaz bir sebat ister. Evet, Risale-i Nur on bes senede kazanilan kuvvetli iman-i tahkikîyi on bes haftada ve bazilara on bes günde kazandirdigini, yirmi senede, yirmi bin zat tecrübeleriyle sehadet ederler.” s:122

*“Sakin, sakin, dünya cereyanlari, hususan siyaset cereyanlari ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasin. Karsinizda ittihad etmis dalâlet firkalarina karsi perisan etmesin.” s:122

*“Evet, bu zamanda siyaset, kalbleri ifsad eder ve asabî ruhlari azap içinde birakir. Selâmet-i kalb ve istirahat-i ruh isteyen adam, siyaseti birakmali”s:123

*Üstad, Süfyani için “cehenneme gidenin” tabirini kullaniyor. s:131

*“Zaaf-i imandan gelen tugyan, ekseri musibet-i âmmeyi celb ettigi gibi” s:132

*“Haram-i nazar, nisyan verir.” Imam Safii-s:132

*“Maneviyattan yabancilasmis su asirda” s:134

*Risale-i Nur’a çalistikça; 1-Yasamakta kolaylik
2-Kalpte ferahlik
3-Maisette suhulet görüyoruz. s:135

*“Iman hizmeti, iman hakaiki, bu kâinatta her seyin fevkindedir, hiçbir seye tâbi ve âlet olamaz” s:137

*“Isparta, Risale-i Nur'un bir Medresetü'z-Zehrâsidir.” s:139

*Mesnevi’yi Nuriye ilk nesredildiginde “O zaman, basta Seyhülislâm ve Darü'l-Hikmet âzâlari ve Istanbul'un büyük âlimleri, tahsin ve takdirle karsiladilar.” s:140

*“Sakirdlerin Alimler kismi” s.140

*“Bu âhirzaman fitnesinde açlik ehemmiyetli bir rol oynayacak. Onunla ehl-i dalâlet, biçare aç ehl-i imani, derd-i maiset içinde bogdurup, hissiyati diniyeyi ya unutturup ya ikinci, üçüncü derecede birakmaya çalisacak diye, rivayetlerden anlasiliyor.” s:140

*Üstad, Ramazan için: “Riyazet-i diniyye” tabirini kullaniyor. s:141

*“Nefsini güzel yemeklerle simartan, serkes eden ve hevesat-i rezile ve tugyanlara sevk edip sarhos eden gençler” s:141

*Bu zamanda helal haram birbirine çok karismis. s:141

*“Telif, ihtiyarimiz dairesinde degil.” s:142

*“Risale-i Nur sakirtlerinin teliften hisseleri kalmak için” s:142

*“Hanim sakirtler”s:142

*“Bu zaman, ehl-i hakikat için, sahsiyet ve enaniyet zamani degil. Zaman, cemaat zamanidir. Cemaatten çikan bir sahs-i mânevî hükmeder ve dayanabilir. Büyük bir havuza sahip olmak için, bir buz parçasi hükmündeki enaniyet ve sahsiyetini o havuza atmaktir ve eritmek gerektir. Yoksa, o buz parçasi erir, zayi olur; o havuzdan da istifade edilmez.” s:143

*“Bu dairenin verdigi büyük neticelere mukabil, sarsilmaz bir sadakat ve kirilmaz bir metanet ister” s:144

*“Isparta kahramanlarinin gösterdikleri harikalar ve cihan-pesendâne hidemât-i Nuriyenin esasi, harika sadakatleri ve fevkalâde metanetleridir. Bu metanetin birinci sebebi, kuvvet-i imaniye ve ihlâs hasletidir. Ikinci sebebi, cesaret-i fitriyedir."s:144

*“Âlem-i insaniyette ve Islâmiyette üç muazzam mesele olan, iman ve seriat ve hayattir. Içlerinde en muazzami iman hakikatleri oldugundan, bu hakaik-i imaniye-i Kur'âniye baska cereyanlara, baska kuvvetlere tâbi ve âlet edilmemek ve elmas gibi o Kur'ân'in hakikatleri, dini dünyaya satan veya âlet eden adamlarin nazarinda cam parçalarina indirmemek ve en kudsî ve en büyük vazife olan imani kurtarmak hizmetini tam yerine getirmek için, Risale-i Nur'un has ve sadik talebeleri, gayet siddet-i nefretle siyasetten kaçiyorlar.” s:145

*“Bizim meslegimizde benlik, enaniyet, san ve seref perdesi altinda makam sahibi olmaktan, öldürücü zehir gibi ondan kaçiyoruz. Onu ihsas eden hâlâttan siddetle ictinap ediyoruz.” s:146

*“Yeni hurufla, bir ihtar-i mânevîyle izin verdik” s:148

*“Takvâ, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktir.” s:148

*“Her zaman def-i ser, celb-i nef'a râcih olmakla beraber, bu tahribat ve sefahet ve câzibedar hevesat zamaninda bu takvâ olan def-i mefasid ve terk-i kebair üssü'l-esas olup büyük bir rüçhaniyet kesb etmis. Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehsetlendigi için, takvâ bu tahribata karsi en büyük esastir. Farzlarini yapan, kebireleri islemeyen, kurtulur. Böyle kebair-i azîme içinde amel-i salihin ihlâsla muvaffakiyeti pek azdir”s:148

*“Hem, takva içinde bir nevi amel-i salih var. Çünkü bir haramin terki vaciptir. Bir vacibi islemek, çok sünnetlere mukabil sevabi var.”s:148

*“Takvâ, böyle zamanlarda, binler günahin tehâcümünde bir tek içtinab, az bir amelle, yüzer günah terkinde, yüzer vacip islenmis oluyor”s.148

*“Risale-i Nur sakirtlerinin, bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karsi takvâyi esas tutup davranmak gerektir. Madem her dakikada, simdiki tarz-i hayat-i içtiamiyede yüz günah insana karsi geliyor; elbette takvayla ve niyet-i içtinabla yüzer amel-i sâlih islenmis hükmündedir”s:149

*“Hayat-i içtimaiyeyi idâre eden en mühim esas olan hürmet ve merhamet gayet sarsilmis”s.149

*“Seriat-i Muhammediye (a.s.m.) olan sedd-i Kur'ânî'nin tezelzülüyle ve Ye'cüc ve Me'cücden daha müthis olarak ahlâkta ve hayatta zulmetli bir anarsilik ve zulümlü bir dinsizlik fesada ve ifsada basliyor.” s:149

*Birbirimizi takvaya tesvik etmeliyiz. s:149

*“Küfre riza, küfür oldugu gibi, zulme razi olmak dahi zulümdür.”a:”50

*Üstadimiz, Ikinci Dünya Harbi için “zemin yüzünde bu dehsetli düelloda semavati aglatacak zulümler ve tahribat oluyor. Çok mâsum ve mazlumlarin hukuklari kayboluyor, mahvoluyor” diyor. s.150

*Bazi menfi kitaplari okumak “laakal vesvese ve evham verir” s:151

*“Fena seyle zihnen mesgul olmak da fena oldugu için”s:151

*Üstad, hizmete bir hücumu söyle anlatiyor. “gayet dikkatle ve seytancasina, sakirtlerin hakikî kuvvetleri olan tesanüdü bozmaya çalisiyorlar”s:152

*Lemaat adli eseri için “Zaten Lemeat, kendisi de harikadir” diyor. s.153

*“Derd-i maiset sersemligiyle, ekser halk âhiret islerine ikinci derecede bakmalarindan, ehl-i dalâlet istifade edip onlari avliyorlar. Risale-i Nur sakirtleri kanaat ve iktisat düsturlariyla bu manevî hastaliga da mukabele ederler insaallah.”s:154

*Üstad, zelzele, sel gibi felaketler için su tabiri kullaniyor: “Âsâr-i gadab-i Ilâhî”s:155

*Ihlas risalesini okumak yetmiyor. Buradaki düsturlari ayni zamanda cemaat içinde yerlestirmeye çabalamali. s.155

*“Bu defa, evvelce size gönderilen gençler ikaznâmesinin bir tetimmesi olarak bu havalideki tehlikeli vaziyette bulunan gençlere bir ihtarname naminda bir fikra gönderiyoruz; tâ ki Risale-i Nur'un genç sakirtlerinin gittikleri istikamet ve iffet ve ittiba-i sünnet-i seniye, gençlik noktasinda ne kadar kiymettar bulundugunu ve hakikî ve zevkli gençlik ise o tarzdaki bahtiyarlarin gençlikleri oldugunu bir kat daha ispat edip, hakikî genç Türkler kimler oldugunu göstersin” s:155

*Bu zamanda genç bir insan:1-Hayat
2-Gençlik
3-Hevesler cihetinde hücumlara maruz. s:156

*Gençlik nimetinin sükrü onu: 1-Iffet
2-Namusluluk
3-Ibadette harcamaktir. s.156

*“Hayatin lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatinizi iman ile hayatlandiriniz ve ferâizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz” s:157

*“Zehirli bir bal hükmünde olan gayr-i mesru dairedeki gençligin sefahetkârâne zevkleri, hazine-i ebediyenin ve saadet-i sermediyenin bileti ve vesikasi olan imani kaybettigi için, daragaci hükmünde olan ölüm ve ebedî zulümat kapisi olan kabrin musibetine, aynen zahiren göründügü gibi düser. Ve ecel gizli oldugu için, genç ihtiyar fark etmeyerek, her vakit ecel cellâdi basini kesmek için gelebilir.” s:157

*“Gençlik gidecek. Sefahette gitmisse, hem dünyada, hem âhirette binler belâ ve elemler netice verdigini ve öyle gençler ekseriyetle suiistimal ile, israfat ile gelen evhamli hastalikla hastahanelere ve taskinliklariyla hapishanelere veya sefalethanelere ve mânevî elemlerden gelen sikintilarla meyhanelere düseceklerini anlamak isterseniz, hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz.” s:157

*“Bes on senelik gençligin gayr-i mesru zevki için, dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azap ve zarar ve âhirette Cehennem ve sakar belâsini çeken adam, en acinacak bir halde oldugu halde” s:158

*“Zarara rizasiyla girene merhamet edilmez ve lâyik degildir.” s:158

*“Bu zamanin cazibedar fitnesi” s:159

*“Hem mucib-i taaccüp, hem medar-i teessüftür ki, ehl-i hakikat, ittifaktaki fevkalâde kuvveti zayi ettikleri ve ziya' ile maglûp olduklari halde, ehl-i nifak ve dalâlet, mesrebine zit oldugu halde ittifaktaki ehemmiyetli kuvveti elde etmek için ittifak ediyorlar. Yüzde on iken, doksan ehl-i hakikati maglûp ediyorlar”s:159

*“Yeni Said, hakaik-i imaniyeye dair o derece mantikça ve hakikatçe burhanlar zikrediyor ki, degil Müslüman ulemasi, belki en muannid Avrupa filozoflarini da teslime mecbur ediyor” s:159

*Üstadimiz, Seyh Fehim Arvasi merhum için “benim silsile-i ilimde en mühim üstadim olan Seyh Fehim'” diyor. s:161

*“Üstad, Imam-i Rabbani hazretleri için “en ziyade merbut oldugum Imam-i Rabbânî” s:161

*Üstad, Abdülhakim Arvasi hazretleri için “Seyh Fehim'in (k.s.) tilmizi ve en ziyade merbut oldugum Imam-i Rabbânî (r.a.)'in bir talebesi”s:161

*“Bu zamanda, gayet kuvvetli ve hakikatli milyonlar fedakârlari bulunan mesrepler, meslekler bu dehsetli dalâlet hücumuna karsi zâhiren maglûbiyete düstükleri halde, benim gibi yarim ümmî ve kimsesiz, mütemadiyen tarassut altinda, karakol karsisinda ve müthis, müteaddit cihetlerle aleyhimde propagandalar ve herkesi benden tenfir etmek vaziyetinde bulunan bir adam, elbette dalâlete karsi galibane mukavemet eden ve milyonlar efradi bulunan mesleklerden daha ileri, daha kuvvetli dayanan Risale-i Nur'a sahip degildir. O eser, onun hüneri olamaz ve onunla iftihar edemez. Belki, dogrudan dogruya Kur'ân-i Hakîmin bu zamanda bir mucize-i maneviyesi, rahmet-i ilâhiye tarafindan ihsan edilmistir.”s:161

*“Risale-i Nur'un öyle parçalari var ki, bazi alti saatte, bazi iki saatte, bazi bir saatte, bazi on dakikada yazilan risaleler var. Ben yeminle temin ediyorum ki, Eski Said'in kuvve-i hafizasi beraber olmak sartiyla, o on dakikalik isi, on saatte fikrimle yapamiyorum. O bir saatlik risaleyi, iki gün istidadimla, zihnimle yapamiyorum” s:162

*“Otuzuncu Sözü, ne ben, ne de en müdakkik dindar filozoflar, alti günde o tahkikati yapamaz”s:162

*“Demek, biz müflis oldugumuz halde, gayet zengin bir mücevherat dükkâninin dellâli ve birer hizmetçisi olmusuz.” s:162

*“Mübarek Ramazan'in Leyle-i Kadir sirriyla, seksen üç sene bir ömr-ü mânevî kazandirmasi sirr-i hikmetiyle ve Risale-i Nur'un sakirtlerindeki sirr-i ihlâsla, tesanüd ve istirâk-i a'mâl-i uhrevî düsturuyla, herbir sadik sakirt, o fevkalâde mânevî kazanci elde edecegine”s:181

*“Bu Ramazan-i Serifte âfâka bakmamak ve dünyayi unutmaya çok muhtaç oldugum halde, maattessüf, dünyaya ara sira bakmaya bizi mecbur ediyorlar. Insaallah, bu bakmakta niyetimiz hizmet-i imaniye oldugundan, o da bir nevi ibadet sayilir”

*Üstad, Imam-i Gazali için “Risale-i Nur ve sakirtlerinin bir üstadi olan Hüccetü'l-Islâm Imam-i Gazalî ve beni Hazret-i Ali ile baglayan yegâne üstadim” s:182

*“Risale-i Nur, Kur'ân-i Mucizü'l-Beyan’dan hem çabuk, hem keskin, hem tam düsmanlarin basini dagitacak silâhlari buldugu” s:182

*“Farz ve vaciplerde ve seâir-i Islâmiyede ve sünnet-i seniyenin ittibâinda ve haramlarin terkinde riya giremez; izhari, riya olamaz-meger gayet za'fi imanla beraber, fitraten riyakâr ola. Belki, seâir-i Islâmiyeye temas eden ibadetlerin izharlari, ihfâsindan çok derece daha sevapli oldugunu, Hüccetü'l-Islâm Imam-i Gazâlî (r.a.) gibi zatlar beyan ediyorlar. Sâir nevafilin ihfasi çok sevapli oldugu halde, seaire temas eden, hususan böyle bid'alar zamaninda ittibâ-i sünnetin serafetini gösteren ve böyle büyük kebâir içinde, haramlarin terkinde takvâyi izhar etmek, degil riya, belki ihfâsindan pek çok derece daha sevapli ve hâlistir” s:184

*Riyanin sebeplerinden mühimleri: 1-Iman zaafi
2-Hirs ve tama
3-Söhret ve makam sevgisi. s.184

*“Risale-i Nur sakirtleri, ene'yi, nahnü'ye tebdil ettikleri, yani enaniyeti birakip, Risale-i Nur dairesinin sahs-i mânevisinin hesabina çalismasi, ben yerine biz demeleri” s.185

*Ehl-i tarikat, riyayi kirmak için fena fis seyh, fena firrasul,, nefs-i emmareyi öldürmak gibi vasitalar kullanmislar. s.185

*“Risale-i Nur'un hakikî sakirtleri, nesriyat-i diniyelerinde ve ittibâ-i sünnetteki ibadetlerinde ve içtinab-i kebâirdeki takvâlarinda, Kur'ân hesabina vazifedar sayilirlar.” s:187

*Üstadin talebesi Mehmed Feyzi Efendi “Islâmiyet noktasinda bu asir, gayet ehemmiyetli ve dehsetlidir. Kur'ân ve Hadis, ihbar-i gaybîyle, ehl-i imani onun fitnesinden sakinmak için siddetle haber vermis” s:187

*“Hesab-i cifrî ve ebcedî ve riyazî eskiden beri saglam bir düsturdur ve kuvvetli bir emare olabilir.” s:187

*“Evet, bu zaman hem iman ve din için, hem hayat-i içtimaî ve seriat için, hem hukuk-u âmme ve siyaset-i Islâmiye için gayet ehemmiyetli birer müceddid ister. Fakat en ehemmiyetlisi, hakaik-i imaniyeyi muhafaza noktasinda tecdid vazifesi, en mukaddes ve en büyügüdür. Seriat ve hayat-i içtimaiye ve siyasiye daireleri ona nispeten ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kaliyor. Rivâyât-i hadisiyede, tecdid-i din hakkinda ziyade ehemmiyet ise, imanî hakaikteki tecdid itibariyladir. Fakat efkâr-i âmmede, hayatperest insanlarin nazarinda zâhiren genis ve hâkimiyet noktasinda cazibedar olan hayat-i içtimaiye-i Islâmiye ve siyaset-i diniye cihetleri daha ziyade ehemmiyetli göründügü için, o adese ile, o nokta-i nazardan bakiyorlar, mânâ veriyorlar.” s:189

*“Bu asirda, Cenab-i Hakka hadsiz sükür olsun ki, Risale-i Nur'un hakikatine ve sakirtlerinin sahs-i manevîsine, hakaik-i imaniye muhafazasinda tecdid vazifesini yaptirmis; yirmi seneden beri o vazife-i kudsiyede tesirli ve fatihâne nesriyle gayet dehsetli ve kuvvetli zindika ve dalâlet hücumuna karsi tam mukabele edip, yüz binler ehl-i imanin imanlarini kurtardigini kirk binler adam sehadet eder” s:190

*1942’de Risale-i Nur’a karsi dehsetli bir giybet yapilmis. s:191

*“On sekiz sene müddetinde sünnet-i seniyeyi muhafaza için basina sapka koymadigindan, on sekiz senedir haps-i münferit hükmünde ihtilâttan men' ve yalniz bir odada hayatini geçirmeye mecbur edilen ve hususî ibadetgâhinda ezan-i Muhammedî okuyup "Allahu Ekber" dediginden ve "Lâ ilâhe illâllah" hakikatini günes gibi gösterdiginden, yüz arkadasiyla taht-i tevkife alinan ve mahkûm edilen bir adami, yüzer emare ve karinelere istinaden inayet-i ilâhiyeden geldigine kat'î bir kanaatle isârât-i Kur'âniyeden bir müjdeyi hem kendine, hem musibetzede arkadaslarina bir tesellî niyetiyle beyan ettigi için, onu giybet ve galiz tabiratla teshir etmek ve onun dersleriyle imanlarini kurtaran, mâsum sakirtlerini ondan tenfir edip süpheler vermek; güya ortalikta medâr-i inkâr hiçbir sey yok ve hiçbir münkerati ve cinayeti görmüyor gibi, yalniz o biçarenin mevhum bir hatâsini, sekiz senede seksen müdakkiklerin nazarinda saklanan ve sathî ve inâdî nazarina göre, bir içtihadî yanlisini görüyor zanniyla galiz tabirlerle zemmetmek, elbette bu asirda, bu memlekette Kur'ân-i Mucizü'l-Beyânin kasten isaretine medar olabilir azîm bir hadisedir” s:192

*“Bir hâdisede hem insan eli, hem kader müdahalesi oldugundan, insan, zâhirî sebebe bakip, bazan haksiz hükmedip zulmeder. Kader, o musibetin gizli sebebine baktigi için adalet eder" diye, Risale-i Nur'da bir kaide-i esasiyedir” s:193

*“Elbette Risale-i Nur'u tetkik eden bir âlim, insafi varsa taraftar olur. Ve Risale-i Nur, ulema dairesinde ve Istanbul âfâkinda tezahür edecek” s.193

*Üstad, A. Arvasi için “ulemadan ve sâdâttan ve mesayihten ve ahbaptan ve hemsehriden” diyor. s.193

*“Alenen nakz-i siyamla Ramazan'in hürmetini kiran bedbahtlar” s:193

*“Ehl-i velâyet, gaybî olan seyleri, bildirilmezse bilmezler.” s:195

*“En büyük bir velî dahi, hasminin hakikî halini bilmedikleri için, haksiz olarak mübareze etmesini Asere-i Mübesserenin mabeynindeki muharebe gösteriyor. Demek, iki veli, iki ehl-i hakikat birbirini inkâr etmekle makamlarindan sukut etmezler. Meger bütün bütün zâhir-i seriate muhalif ve hatâsi zahir bir içtihadla hareket edilmis ola”s:195

*Muarizlara:1-Hiddet
2-Tehevvür
3-Mukabele-i bilmisil yapmamali. s:196

*Bu zamanda enaniyet çok ileri gitmis. Herkes, kameti miktarinda bir buz parçasi olan enaniyetini eritmeyip bozmuyor, kendini mazur biliyor; ondan nizâ çikiyor. Ehl-i hak zarar eder; ehl-i dalâlet istifade ediyor.” s:196

*“Istanbul'da malûm itiraz hadisesi ima ediyor ki, ileride, mesrebini çok begenen bazi zatlar ve hodgâm bazi sofi-mesrepler ve nefs-i emmaresini tam öldürmeyen ve hubb-u cah vartasindan kurtulmayan bazi ehl-i irsad ve ehl-i hak, Risale-i Nur'a ve sakirtlerine karsi kendi mesreplerini ve mesleklerinin revacini ve etbâlarinin hüsn-ü teveccühlerini muhafaza niyetiyle itiraz edecekler; belki dehsetli mukabele etmek ihtimali var. Böyle hadiselerin vukuunda, bizlere, itidâl-i dem ve sarsilmamak ve adavete girmemek ve o muariz taifenin de rüesalarini çürütmemek gerektir.” s:196

*“Fâs etmek hatirima gelmeyen bir sirri, fâs etmeye mecbur oldum. Söyle ki: Risale-i Nur'un sahs-i mânevîsi ve o sahs-i mânevîyi temsil eden has sakirtlerinin sahs-i mânevîsi "Ferid" makamina mazhar olduklari için, degil hususî bir memleketin kutbu, belki ekseriyet-i mutlakayla Hicaz'da bulunan kutb-u âzamin tasarrufundan hariç oldugunu ve onun hükmü altina girmeye mecbur degil. Her zamanda bulunan iki imam gibi, onu tanimaya mecbur olmuyor. Ben, eskide, Risale-i Nur'un sahs-i mânevîsini, o imamlardan birisini zannediyordum. Simdi anliyorum ki, Gavs-i Âzam'da, kutbiyet ve gavsiyetle beraber, "Ferdiyet" dahi bulundugundan, âhirzamanda, sakirtlerinin baglandigi Risale-i Nur, o Ferdiyet makaminin mazharidir. Bu gizlenmeye lâyik olan bu sirr-i azime binaen Mekke-i Mükerremede dahi-farz-i muhal olarak-Risale-i Nur'un aleyhinde bir itiraz kutb-u âzamdan dahi gelse, Risale-i Nur sakirtleri sarsilmayip, o mübarek kutb-u âzamin itirazini iltifat ve selâm suretinde telâkki edip, teveccühünü de kazanmak için, medâr-i itiraz noktalari o büyük üstadlarina karsi izah etmek, ellerini öpmektir.” s:196

*“Bu zamanda öyle dehsetli cereyanlar ve hayat ve cihani sarsacak hadiseler içinde hadsiz bir metanet ve itidal-i dem ve nihayetsiz bir fedakârlik tasimak gerektir.” s:197

*“Ahireti bildikleri ve iman ettikleri halde dünyayi âhirete severek tercih etmek ve kirilacak siseyi bâki bir elmasa bilerek riza ve sevinçle tercih etmek ve âkibeti görmeyen kör hissiyatin hükmüyle, hazir bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanin dehsetli bir marazi, bir musibetidir” s:197

*“Isparta ve havalisi kahramanlari demir gibi bir metanet göstermesiyle” s:200

*“Her tarafta bu derd-i maiset herkesi sarsiyor” s:201

*“Her sakirdin vazifesi, yalniz kendi imanini kurtarmak degil; belki baskasinin imanlarini da muhafaza etmeye mükelleftir. O da hizmete ciddî devamla olur”s:201

*“Mümkün oldugu kadar, ehl-i takvâ, ehl-i ilme karsi dostane vaziyet aliniz. Fakat bu noktaya dikkat ediniz ki, Risale-i Nur'un zararina ve sakirtlerinin salâbet ve metanetlerine ilisecek bir tarzda daireniz içine sokmayiniz. Öyleler, niyet-i hâliseyle girmese, belki fütur verirler.” s:202

*“Risale-i Nur, tarikat degil hakikattir. Âyât-i Kur'âniyeden teressuh eden bir nurdur” s:202

*“Risale-i Nur'a sik sik ilisirler, fakat bir halt edemezler. Çünkü, Gavs-i Âzam (k.s.) ve Imam-i Ali (r.a.) gibi zatlarin himayeleri ve dualari berekâtina, Hafîz-i Hakikî hifz eder” s:202

*Bu vatanda ecnebi muahedelerinin icbariyla seair-i Islâmiye sarsilmisti. s:202

*20. yüzyilin en büyük hasareti Ikinci dünya harbidir. s:205

*“Fevkalâde bir surette yüz bin insanin kalplerine tahkikî bir tarzda ders veren Risale-i Nur” s:205

*Üstad, 1942’de, hizmetin 200 küsur sene devam edecegine isaret ediyor. s:205

*Üstad hz. o hizmet taifesinin mücahede devrinin nihayet tarihleri için farkli tarihler veriyor:1547, 1577, 1545,1560, 1561...s:206

*“Eski Said çok zaman Medresetü'z-Zehrayi gaye-i hayal ederek çalismis” s:207

*“Zulme riza zulümdür; taraftar olsa, zâlim olur.” s:208

*Ikinci dünya savasinin zalimlerinin suçlari “Bin mâsum çoluk çocuk, ihtiyar, hasta bulunan bir yerde, bir iki düsman askeri bulunmak bahanesiyle bombalarla onlari mahvetmek; ve tabakat-i beser cereyanlari içinde, burjuvalarin en dehsetli müstebitleri ve sosyalistlerin ve bolseviklerin en müfritleri olan anarsistlerle ittifak etmek; ve binler, milyonlar mâsumlarin kanlarini heder etmek ve bütün insanlara zarar olan bu harbi idâme ve sulhu reddetmektir” s:208

*“Hem zindika, nifak hasiyetiyle her tarafa döner. Senin dostunu kendine dost edip sana düsman eder. Senin taraftarlik cihetiyle kazandigin günahlar, faydasiz boynunda kalir” s:208

*“Risale-i Nur, yüze yakin din tilsimlarini ve hakaik-i Kur'âniyenin muammâlarini hal ve kesfetmistir ki, her bir tilsimin bilinmemesinden, çok insanlar sübehata ve sükûke düsüp, tereddütlerden kurtulamayip, bazan imanini kaybederdi. Simdi, bütün dinsizler toplansalar, o tilsimlarin kesfinden sonra galebe edemezler” s:209

*“Risale-i Nur'un bir vazifesi huruf-u Kur'âniyeyi muhafaza oldugundan yeni hurufa zaruret derecesinde insaallah müsaade olur.” s:210

*“Risale-i Nur'un mesâili, ilimle, fikirle, niyetle ve kastî bir ihtiyarla degil; ekseriyet-i mutlakayla sünuhat, zuhurat, ihtârât ile oluyor”s:210

*“Erkân-i imaniye içinde iman-i billâh ve iman-i bi'l-yevmi'l-âhir âlem-i Islâmiyetin iki kutbu ve iki günesidir” s:210

*“Alem-i sehadet, Sâniini gayet sarih ve zahir gösteriyor ve hasri, zimnî ve perdeli haber verir.” s:211

*Üstad, 9. suanin hasre dair kismini kendisinden sonrakilere birakiyor: “Insaallah bir zaman, Risale-i Nur'un sakirtlerinden birisi veya birkaç tanesi, o dokuz makami ve berahini telif edecek ve mukaddeme-i hasriyenin basindaki âyât-i âzamin dokuz fikrasinin hazinelerini, Risale-i Nur'da müntesir hasr-i cismanî berahiniyle ve kalblerine gelen sünuhat ve ilhamat ile açip, Dokuzuncu Suayi Onuncu Sözden daha parlak, daha kuvvetli bir tarzda tekmil edecek” s:212

*“Bütün bütün meslegimize muhalif olan yeni huruf” s:212

*Üstad 0smanli alfabesi için “eski huruf” da diyebiliyor. s:213

*Üstad Sikke-i Tasdik adli eser için “Bu gayet mahrem risaleler, nasilsa, muannit bir nâmahremin eline bu risalelerden birisi geçmis. Gayet sathî ve inat nazariyla bir iki yerine haksiz bir itirazla ehemmiyetli bir hadiseye sebebiyet verdiginden, bu mecmua, Risale-i Nur'un has talebelerine, belki ehass-i havassa mahsus oldugu halde ve benim vefatimdan sonra intisarina müsaade olmasiyla beraber, simdi mezkûr hâdisenin sebebiyle herkese degil, belki ehl-i insaf ve Risale-i Nur'la alâkadar ve talebelerinden bulunanlara haslardan bir kaç sakirdin tensibiyle gösterilebilir” s:213

*“Bizim meslegimizde sohbet-i suriye ehemmiyeti azdir.” s:214

*“Risale-i Nur'un en bâriz hâsiyeti, usandirmamak” Refet Bey s:215

*Ikinci Dünya Savasi için “maddiyunluk tâununun hastaligi nev-i besere bu dehsetli sitmayi ve küre-i arza bu titremeyi vermistir.” diyor: 216

*Üstad tefarik denilen kokuyu kullaniyormus. s:219

*“Rahmet-i Ilâhiyeden ileri sefkat olunmaz. Hikmet-i Rabbaniyeden daha ekmel hikmet, dâire-i imkânda olamaz.” s:220

*“Senin daire-i iktidarinin haricinde olan hâdisâta, O’nun merhamet ve hikmet ve adaleti ve rububiyeti noktasinda bakmalisin” s.220

*“Derd-i maiset zaruretine karsi iktisat ve kanaatle mukabele etmeye zaruret var “s:223

*“Menfaat-i dünyeviye, çok ehl-i hakikati, ehl-i tarikati dahi bir nevi rekabete sevk ettigi için endise ederim. Risale-i Nur sakirtleri içinde simdiye kadar bu cihet onlari zedelememis. Insaallah yine zedelemez. Fakat herkes bir ahlâkta olamaz. Bazilari mesru dairede rahatini istese de, itiraz edilmemeli” s:223

*“Zarurete düsen bir sakirt zekâti kabul edebilir.” s:223

*“Risale-i Nur'un hizmetine hasr-i vakit eden rükünlere ve çalisanlara zekâtla yardim etmek de Risale-i Nur'a bir nevi hizmettir” s:223

*“Sizler, ara sira, Ihlâs ve Iktisat Lem'alarini ve bazan Hücumat-i Sitte risalesini mâbeyninizde beraber okumalisiniz” s:223

*Üstad, sakirdler arasindaki tesanüdün bozulmasindan çok endise ediyor. s:223

*Üstad, Konya için: “o ehemmiyetli sehir” diyor. s:224

*“Isparta, benim mübarek bir vatanim ve çok kiymettar kardeslerimin dahi sevgili vatanlari oldugundan” s:225

*Üstad, Ikinci Dünya Savasi için “bu asrin en büyük hâdisesi” diyor.s:225

*“Dünyayi dine tercih eden ve nev-i beseri yoldan çikaran medeniyetçiler” s:225

*Eskiden sarkta talebeler bir medrese kitabini hoca nezaretinde okumaya basladiklarinda Kürdçe “meftihane” dedikleri bir ziyafet vermek adetmis. s:227

*“Eski zamandan beri ekser yerlerde medrese tâifesi tekkeler taifesine serfürû etmis, yani inkiyat gösterip onlara velâyet semereleri için müracaat etmisler. Onlarin dükkânlarinda ezvâk-i imaniyeyi ve envâr-i hakikati aramislar. Hattâ medresenin büyük bir âlimi, tekkenin küçük bir velî seyhinin elini öper, tâbi olurdu. O âb-i hayat çesmesini tekkede aramislar. Hâlbuki medrese içinde daha kisa bir yol hakikatin envârina gittigini ve ulûm-u imaniyede daha sâfi ve daha hâlis bir âb-i hayat çesmesi bulundugunu ve amel ve ubudiyet ve tarikattan daha yüksek ve daha tatli ve daha kuvvetli bir tarik-i velâyet ilimde, hakaik-i imaniyede ve Ehl-i Sünnetin ilm-i kelâminda bulunmasini, Risale-i Nur, Kur'ân-i Mucizü'l-Beyânin mucize-i mâneviyesiyle açmis, göstermis; meydandadir.” s:228

*“Herkesten ziyade kemâl-i sevkle taraftarâne ve müftehirâne medrese taifesinden olan ulemalarin kosmalari lâzim ve elzem iken, maatteessüf, daha medrese ehlinin ekseri, kendi medresesinden çikan bu âb-i hayat çesmesini ve bu kiymettar bâki hazinesini tanimiyor, aramiyor, muhafaza edemiyor. Lillâhilhamd, simdi tam tamina basladilar. Sözler mecmuasi, hem hocalari, hem muallimleri Nurlara çekti” s:229

*“Eskiden beri bir gaye-i hayalim olan bir Medresetü'z-Zehra” s:229

*“Risale-i Nur'un hizmet ettigi hakaik-i imaniye her seyin fevkinde oldugu gibi, bu zamanda her seyden ziyade onlara ihtiyaç var” s:230

*Nefis hevesatla simarabilir. s:230

*Insanlardan üstünlük düsüncesi gayet zulümlü ve zulümatlidir. s:234

*“Ehl-i dalâlet, Risale-i Nur'un elmas kiliçlarina mukabele edemedikleri için, sakirtleri içinde, derd-i maiset cihetinden ve bahar mevsimi gafletinden istifade ederek, mesrepler veya hissiyatlari muhalefetinden zayif damarlari bulup, sakirtleri içindeki tesanüdü sarsmak istediklerini hissettim ve anladim. Sakin, çok dikkat ediniz, içinize bir mübayenet düsmesin. Insan hatâdan hâli olamaz; fakat tevbe kapisi açiktir” s:234

*“Nefis ve seytan, sizi, kardesinize karsi itiraza ve hakli olarak tenkide sevk ettigi vakit, deyiniz ki: "Biz, degil böyle cüz'î hukukumuzu, belki hayatimizi ve haysiyetimizi ve dünyevî saadetimizi Risale-i Nur'un en kuvvetli rabitasi olan tesanüde feda etmeye mükellefiz. O bize kazandirdigi netice itibariyla dünyaya, enaniyete ait herseyi feda etmek vazifemizdir" deyip nefsinizi susturunuz” s:234

*“Medâr-i nizâ bir mesele varsa mesveret ediniz. Çok siki tutmayiniz; herkes bir mesrepte olmaz. Müsamahayla birbirine bakmak simdi elzemdir” s:234

*“Gaflet mevsimi olan bahar” s:235

*“Biz her gün hizmet derecesinde, maisette kolaylik, kalpte ferahlik, sikintilara genislik hissediyoruz, görüyoruz.” s:235

*“Sakin! Dikkat ediniz, ihtilâf-i mesrebinizden ve zayif damarlarinizdan ve derd-i maiset zaruretinizden ehl-i dalâlet istifade edip, birbirinizi tenkit ettirmeye meydan vermeyiniz” s:236

*“Mesveret-i ser'iyeyle reylerinizi tesettütten muhafaza ediniz. Ihlâs Risalesinin düsturlarini her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa, az bir ihtilâf bu vakitte Risale-i Nur'a büyük bir zarar verebilir.” s:238

*“Insan kusursuz olmaz ve rakipsiz de olmaz” s:237

*“Ene ve Zerre namindaki Otuzuncu Sözü her mü'minin ezber etmesi zarurîdir” Refet bey. s:238

*“Her vakit ihtiyat iyidir.” s:240

*Memleketten asayisin saglanmasi için 5 sart:1-Merhamet
2-Hürmet
3-Emniyet
4-Haramlardan çekinmek
5-Serkesligi birakip itaat etmek. s.241

*“Meslegimiz, müsbet hareket etmektir “ s:242

*Üstad, Hulusi agabey için “o kardesimiz, birinciligini daima muhafaza ediyor” diyor. s:244

*“Kim olursa olsun, madem imani var, o noktada kardesimizdir. Bize düsmanlik da etse, meslegimizce mukabele edemeyiz. Çünkü, daha müthis düsman ve yilanlar var” s.247

*“Hem elimizde nur var, topuz yok. Nur kimseyi incitmez, isigiyla oksar” s:247

*Bilhassa ehl-i ilim olsa, ilimden gelen enaniyeti de varsa, enaniyetlerini tahrik etmeyiniz.” s:247

*“Simdi bu acip zamanda, imani bulunan ve hattâ firak-i dâlleden bile olsa onlarla ugrasmamak ve Allah'i taniyan ve âhireti tasdik eden Hiristiyan bile olsa, onlarla medâr-i nizâ noktalari medâr-i münakasa etmemeyi, hem bu acip zaman, hem meslegimiz, hem kudsî hizmetimiz iktiza ediyor. Ve Risale-i Nur'un âlem-i Islâmda intisarina karsi hayat-i içtimaiye ve siyasiye cihetinde mâniler çikmamak için, Risale-i Nur sakirtleri musalâhakârâne vaziyeti almaya mükelleftirler.” s:247

*“Bid'a olan yerlere girmeyiniz” Imam Rabbani-s:247

*“Meslegimizde, ihlâs-i tâmmeden sonra en büyük esas, sebat ve metanettir.” s.248

*“Bir adam, kendi basina cesareti güzel de olsa, bir cemaat-i mütesanideye girdikten sonra, onlarin istirahatini ve sarsilmamalarini muhafaza etmek için, o sahsî cesareti istimal edemez.” s:248

*“Hem hocalari, hem ehl-i siyaseti Risale-i Nur'a karsi cephe almaya ve tecavüz etmeye sebebiyet veren sapka ve ezan meseleleri ve Deccal ve Süfyan ünvanlari, Risale-i Nur sakirtleri yabanîlere karsi lüzumsuz medâr-i bahis ve münazaa edilmemek lâzimdir ve ihtiyat etmek elzemdir ve itidal-i demmi muhafaza etmek vaciptir” s:248

*“Risale-i Nur, bir daire degil; mutedahil daireler gibi tabakati var. Erkânlar ve sahipler ve haslar ve nâsirler ve talebeler ve taraftarlar gibi tabakatlari var. Erkân dâiresine liyakati olmayan Risale-i Nur'a muhalif cereyana taraftar olmamak sartiyla; dâire haricine atilmaz. Haslarin hâsiyeti, bulunmayan, zit bir meslege girmemek sartiyla talebe olabilir. Bid'a ile amel eden, kalben taraftar olmamak sartiyla dost olabilir. Onun için, az bir kusurla düsman sinifina iltihak etmemek için, disariya atmayiniz. Fakat Risale-i Nur'un erkânlarinda ve sahiplerindeki esrarlar ve nazik tedbirlere onlari tesrik etmemek gerektir” s:248

*“Arslanlar yatagi olan Isparta ve havalisi” s.249

*Risalelerde “hem küllî zikir, hem genis fikir, hem kesretli tehlil, hem kuvvetli iman dersi, hem gafletsiz huzur, hem kudsî hikmet, hem yüksek bir ibadet-i tefekküriye gibi nurlar var” s: 250

*“Benim eskiden beri tekrar ettigim bir dâvâm-ki, Risale-i Nur'un hakikî sakirtleri, hizmet-i imaniyeyi her seyin fevkinde görür; kutbiyet de verilse ihlâs için hizmetkârligi tercih eder” s:251

*“Zaman, zemin, Risale-i Nur'un müsbet meslegi, ehl-i bid'a ile degil fiilen, belki fikren ve zihnen dahi mesgul olmaya müsaade etmez” s:251

*“Ihtiyat her vakit lâzim.” s:251

*“Küfüvv-ü ser'î tâbir edilen, birbirine seciyeten veya diyaneten liyakat” s:252

*“Terbiye-i Islâmiye haricinde, Müslüman nami altinda olanlar, imandan gelen hürmet ve merhamet-i mütekabileyi bulamadiklarindan, bütün bütün saadet-i hayatiyeyi mahvediyor, cehennem azâbini çektiriyor.” s:254

*Evladin anne babasina vazifesi: “Hem peder, hem valide, tenasül kanunundaki vazifede çektikleri çok mesakkat ve gördükleri çok hizmete mukabil, yalniz veledin dünyada, kemâl-i hürmet ve itâatle sefkatlerine ve hizmetlerine bedel, hâlis bir hürmet ve sadikane bir itaat ve vefatlarindan sonra, salâhatiyle ve hayratiyla ve dualariyla onlarin defter-i a'mâline hasenat yazdirmak ve on bes seneden evvel mâsumen ölmüsse onlara kiyamette sefaatçi olmak ve Cennette, onlarin kucaginda sevimli bir çocuk olmaktir.” s:252

*“Terbiye-i Islâmiye yerine mimsiz medeniyet terbiyesi yüzünden, ondan, belki yirmiden, belki kirktan bir çocuk ancak peder ve validesinin çok ehemmiyetli hizmet ve sefkatlerine mukabil mezkûr vaziyet-i ferzendâneyi gösterir. Mütebakisi, endiselerle, sefkatlerini daima rencide ederek, o hakikî ve sadik dostlar olan peder ve validesine vicdan azabi çektirir. Ve âhirette de dâvâci olur: "Neden beni imanla terbiye ettirmediniz?" Sefaat yerinde, sekvâci olur.” s:252

*“Isparta tasiyla, topragiyla benim nazarimda mübarektir, benim vatanimdir ve her biri yüze mukabil, yüzer ve binler hakikî kardeslerimin meskat-i re'sleridir” s:254

*Üstad, Müfessir Konyali Mehmed Vehbi Efendi için “tefsir sahibi Hoca Vehbi'nin (r.h.) Risale-i Ihlâs karsisinda maglûbiyetle beraber, Risale-i Nur'a karsi hayran ve takdirkâr olmasi münasebetiyle”s:255

*“Eski talebeligim zamaninda mevsuk zatlardan, onlar da mühim imamlardan naklederek isittim ki: "Ciddî, müstak, hâlis talebe-i ulûm, tahsilde iken vefat ettikleri zaman, berzahta ayni tahsil misâli ve bir medrese-i mâneviyede bulunuyor gibi, o âleme muvafik bir vaziyet ihsan ediliyor" diye, o zaman talebe-i ulûm içinde çok defa medâr-i bahis oluyordu.” s:255

*“Darb-i meselde meshurdur ki: bir seyde zahmet, mesakkat, alâmet-i makbûliyettir” s:257

*Üstadda Eskiden beri kulunç illetine ve romatizma hastaligi varmis s:257

*Bazen geçim derdi insani hizmetten alip dünyaya baglayabiliyor. s.259

*“Ösür, ser'î zekâttir. Zekât ise, müstahaklaradir”

*“Risale-i Nur'un meslegi ise, vazifesini yapar, Cenab-i Hakkin vazifesine karismaz. Vazifesi tebligdir; kabul ettirmek, Cenab-i Hakkin vazifesidir”

*“Risale-i Nur'un ehemmiyetli bir esasi olan tesettür siari”

*“Risale-i Nur dünya islerine âlet olamaz, dünya islerine siper edilmez”

*“Risale -i Nur sakirtleri, hizmet-i Nuriyeyi velâyet makamina tercih eder; kesif ve kerâmâti aramaz ve âhiret meyvelerini dünyada koparmaya çalismaz ve vazife-i Ilâhiye olan muvaffakiyet ve halka kabul ettirmek ve revaç vermek ve galebe ettirmek ve müstahak olduklari san ve seref ve ezvak ve inâyetlere mazhar etmek gibi, kendi vazifelerinin haricinde bulunan seylere karismaz ve harekâtini onlara bina etmezler. Hâlisen, muhlisen çalisirlar, "Vazifemiz hizmettir, o yeter" derler” s:263

*Insanin “peder ve validesinin sefkatlerine mukabil, bilâ kayd ü sart kemâl-i hürmet ve itaat lâzim iken” s:264

*“Mübarek Ramazan-i Serifteki dualar, ihlâsi bulmak sartiyla, insaallah makbuldür” s:265

*“Rejimi reddetmek ne vazifemizdir, ne de kuvvetimiz var. Ve ne de düsünüyoruz ve ne de Risale-i Nur izin veriyor. Fakat biz kabul etmiyoruz, amel etmiyoruz, istemiyoruz. Red baska, kabul etmemek baskadir, amel etmemek daha baskadir” s:265

*“Risale-i Nur'un sakirtlerinden en müthis bir muhalif, rejim müessesesini tel'in de etse, bilfiil idareye ilismese, onun mefkûresine kanunen ilisilmez. Hürriyet-i vicdan ve hürriyet-i fikir, onlari tebrie eder.” s:265

*“Risale-i Nur hizmetinde bir kapi kapansa, daha mühim kapilar açilir” s:265

*“Namazsiz eller” s:267
 

Cebrail23

Member
üstadı yeni yeni tanıyorum. onu tanıdıkça üzerinde yürüdüğüm yol sürekli genişliyor. genişledikçe yeni kapılar çıkıyor.
her kapı sanki sonsuz bir yola çıkıyor. gerçekten muhteşem bir duygu.
 
Üst