Rekabet, Tarafgirlik, Mübareze

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi








selamün Aleyküm degerli kardeslerim...

Bu haftaki Risale-i Nur Açıklamalı dersimizin konusu Rekabet

Kuran hizmetinde bulunan kardeslerimizi tenkit ve tahrik etmek onlarla rekakabette bulunmak ne kadar dogrudur..




[BILGI] Aziz kardeşlerim,
Bu defa yazılarınızda İhlâs Risalelerini gördüğüm için, sizi o gibi risalelerin dersine havale edip, ziyade bir derse ihtiyaç görmedim. Yalnız bunu ihtar ediyorum ki, mesleğimiz, sırr-ı ihlasa dayanıp, hakaik-i imaniye olduğu için, hayat-ı dünyaya, hayat-ı içtimaiyeye mecbur olmadan karışmamak ve rekabet ve tarafgirliğe ve mübarezeye sevk eden hâlâttan tecerrüt etmeye mesleğimiz itibarıyla mecburuz. Binler teessüf ki, şimdi müthiş yılanların hücumuna maruz biçare ehl-i ilim ve ehl-i diyanet, sineklerin ısırması gibi cüz'î kusuratı bahane ederek, birbirini tenkitle, yılanların ve zındık münafıkların tahribatlarına ve kendilerini onların eliyle öldürmesine yardım ediyorlar.

Kastamonu Lahikasi, s.218
[/BILGI].


Bu konuda bir cümle Kardeslerimizin düsüncelerini ve katkilarini bekliyoruz insallah..

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Risale-i Nur Açıklamalı 13 :Rekabet

Rekabetin müsbet kısmı, hayırlı işlerde ve fazilet­lerde kişi­nin o iyiliklere erişebilmek isteği ve gayretini ifade eder. Re­kabetin menfi ciheti ise, başkasında olan iyiliği elinden almak ve kendini önde ve üstün göster­mek hırsıdır. Bu ise menfi mü­cadeleye kapı açar ve bü­yük zararlara ve­sile olur.

«Kardeşlerim, enâniyetin işimizde en teh­li­keli ciheti kıs­kançlıktır.Birbirinize karşı rekabet değil, bilâkis birbirinizin meziye­tiyle iftihar etmek, mütelez­ziz olmak bir vazife‑i vicda­ni­yenizdir.» (Mektubat sh: 426)


Temel prensip olarak, Kur’an hizmetinde bulunan kardeşlerimizi tenkit etmemek ve gıpta damarlarına dokunmamak lazımdır. İnsanın nasıl iki eli veya iki gözü birbirlerine rekabet etmez bir diğerine yardımcı oluyorsa, Kur’an hizmetinde bulunanlar da aynen birbirlerine yardımcı olmaları gerekir. Çünkü Kur’an hizmetinde rekabet olmaz.
 

teblið

Vefasýz
Cevap: Risale-i Nur Açıklamalı 13 :Rekabet

Evet hayatımızın her alanına denge 'yi oturtmak lazım;

Üstadımızın'da dikkat çektikleri gibi ahir zaman'ın fitne zamanı oluşundan dolayı ;Müslümanın bir değil bin düşmanı var iken ,Hizmet erlerine köstek değil destek olmak belkide bir cihad sevabında olabilir (ALLAHU ALEM)

Cümlemin başında Denge demiştim ya;

Onuda şöyle söylemek ve açıklamak isterim ;

Her insan hataya meyilli yaratıldı elbette;Mutlaka hizmet kervanındada bu kardeşlerimizinde nefislerine uydukları noktalar olur;Ve bunu gördüğümüz zaman muhattabımızın şevkini ve umudunu kırmadan ve nefsi ayaklar altına alarak onu güzel bir lisanı hal ile uyarabiliriz..Ve amacımızında Hizmetin sağlıklı bir şekilde idamesinin gerekliliğini karşı tarafa samimiyetle hissettirmeliyiz...
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Risale-i Nur Açıklamalı 13 :Rekabet

Umûr-u diniye ve uhreviyede rekabet, gıpta, haset ve kıskançlık olmamalı. Ve hakikat nokta-i nazarında olamaz. Çünkü kıskançlık ve hasedin sebebi:

Birtek şeye çok eller uzanmasından ve birtek makama çok gözler dikilmesinden ve birtek ekmeği çok mideler istemesinden, müzâhame münakaşa, müsabaka sebebiyle gıptaya, sonra kıskançlığa düşerler. Dünyada bir şey-i vâhide çoklar talip olduğundan ve dünya dar ve muvakkat olması sebebiyle insanın hadsiz arzularını tatmin edemediği için, rekabete düşüyorlar. Fakat, âhirette tek bir adama beş yüz sene
Haşiye mesafelik bir cennet ihsan edilmesi ve yetmiş bin kasır ve huriler verilmesi ve ehl-i Cennetten herkes kendi hissesinden kemâl-i rızâ ile memnun olması işaretiyle gösteriliyor ki, âhirette medar-ı rekabet bir şey yoktur ve rekabet de olamaz.

Öyleyse, âhirete ait olan a'mâl-i salihada dahi rekabet olamaz; kıskançlık yeri değildir. Kıskançlık eden ya riyâkârdır; a'mâl-i saliha suretiyle dünyevî neticeleri arıyor. Veyahut sadık cahildir ki, a'mâl-i saliha nereye baktığını bilmiyor ve a'mâl-i salihanın ruhu, esası, ihlâs olduğunu derk etmiyor. Rekabet suretiyle evliyaullaha karşı bir nevi adâvet taşımakla, vüs'at-i rahmet-i İlâhiyeyi itham ediyor.


Haşiye
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Risale-i Nur Açıklamalı 13 :Rekabet



Selamün Aleyküm degerli kardeslerim...


Ve aleyküm selam.




[BILGI]Aziz kardeşlerim,


Bu defa yazılarınızda İhlâs Risalelerini gördüğüm için, sizi o gibi risalelerin dersine havale edip, ziyade bir derse ihtiyaç görmedim. Yalnız bunu ihtar ediyorum ki, mesleğimiz, sırr-ı ihlasa dayanıp, hakaik-i imaniye olduğu için, hayat-ı dünyaya, hayat-ı içtimaiyeye mecbur olmadan karışmamak ve rekabet ve tarafgirliğe ve mübarezeye sevk eden hâlâttan tecerrüt etmeye mesleğimiz itibarıyla mecburuz.

Kastamonu Lahikasi, s.218



[/BILGI]


Üstad Hazretleri bilhassa ihlasa çok önem veriyor. Hemen her mektubunda benzer tavsiyelerde bulunuyor ihlas ile ilgili. Bunun nedeni her halde ahirzamanda oluşumuzla ilgili olsa gerektir.

Zaman ahirzaman olduğundan düşman da taktik değiştirmiş durumda. Görünen ve bilinen düşman ne kadar da güçlü olsa ona karşı bir kuvvetle önlem almak mümkündür. Görünmeyen düşman ise zayıfta olsa bizi mağlup etmesi mümkündür. Çünkü ne zaman nerde ne yapacağını bilmediğimiz için kendimizi savunmamız imkansız hale gelir. Bu durumda düşmanlarımızın dinimize düşman olanların mahiyetini iyi bilmek gerekir.

Hayat-ı içtimaiyeye fazla karışmak bu zamanda çok daha mühim olan imani faaliyetlerimize mani oluyor. Dünya hadiselerine daldıkça imani yönümüz zayıflıyor. Biz zayıfladığımızda çevremize verdiğimiz manevi etki de haliyle azalıyor. Bu da toplum olarak manen zayıflamaya sebep oluyor. Halbuki dünyaya dünya için değil, ahiret için çalışmak gerekiyor.

Düşmanlarımız uzun bir süredir topunu tüfeğini bıraktı siyasetiyle, fikirleriyle çarpışıyor bizimle. Zaaflarımızı kullanıyorlar. Mesela hayat-ı içtimaiye ile çok alakadar olan kişiler arasına tefrika sokup birbirine düşürmekle kendi kendimizi birbirimize düşman ediyorlar. Ahiretine çalışanları da bir şekilde kötü emellerine alet ediyorlar, rekabet, çekememezlik, şiddetli tarafgirlik gibi. Buna misal olarak o kadar çok örnek verilebilir ki bilerek ya da bilmeden düşmana yardım ettiğimiz zamanlar oluyor. Siyasi tarafgirlikler, a takımı b takımı, siyah beyaz, alevi sünni, türk kürt çingene laz, hatta cemaatler ve tarikatler arasındaki rekabeti, tarafgirlikleri birbirimize düşürmede kullanabiliyorlar. Haliyle bu kadar tefrika içinde birde şiddetli tarafgirlik ve rekabet olunca kan kaybetmemek elde görünmüyor. Düşman neredeyse hiç güç kuvvet harcamadan sadece bizim birbirmize nasıl düştüğümüzü izliyor.

Bu nedenle müslümanların çok dikkatli olmaları gerek. Mesela çok sık karşılaştığımız bir durum tarikatle cemaatle alakası olmayan bir kişi geliyor tarikatten olan birine, filanca tarikatın mensupları şöyle yapıyor böyle yapıyor gibisinden eleştirilerde bulunuyor. Sizin tarikat daha iyi gibi biraz da yağlayıp ballarsa bizim mürid başlıyor o kişinin bahsettiği tarikat hakkında olur olmaz konuşmaya. Eleştiren kişinin tarikatle cemaatle bir bağlantısı olsa hiç değilse namazını kılan biri bile olsa amenna. Böyle bir insanın sözüne itimad edip kendi kardeşimizin gıybetini yapmak ya da mensup olduğu cemaatin gıybetini yapmak dinimize vurulan bir darbe değil midir ?
 

teblið

Vefasýz
Cevap: Risale-i Nur Açıklamalı 13 :Rekabet

Kesinllikle size katılıyorum Hüseyni hocam;Özellikle son yıllarda ki tefrikalar ciddi anlamda islami çevrelerde kan kaybına sebep olmakta maalesef..İslam tarihinde farklı düşünceler olmamışmıydı ?

Elbette ki tarihtede bir çok talihsiz olaylar vuku bulmuştu?Ama aklı selim hareketle bir çok kez müslümanlar düşürüldükleri yerden, tekrardan Kıyama kalkmışlardır;

Ama ne yazık ki günümüzde trübünlerden oynayan siyonist ve sabataist akımların munafıkça tahriklerine çok çabuk düşebiliyor müslümanlar ;Bununda sebebi bana göre kalalerde tuğlaların gevşemesi ve boşlukların git gide büyütülmesi;

Unutmamalı ki kapıyı sağlam kapamalı..Aralık duran her kapıdan içeri düşman çok sinsice sızabilir!!!!
 
Üst