giyinmiş,ama çıplaktırlar!

uhuvvet1

Member
giyinmiş,ama çıplaktırlar!
İnsan bir doğruyu tatbik edemeyebilir. Yanlışı yaşıyor olabilir. Burada çok önemli olan nokta, yaşadığı yanlışı savunmak değil, doğruyu itiraf etmektir.
Böyle olursa durumunu çok daha kötüye gitmekten kurtarmış olur. Yanlışı savunma yerine doğruyu itiraf etmek gibi bir faziletin sahibi olur. İnancını kurtarır.

Şayet “ben yanlışı yaşıyorum, Öyle ise yaşadığım yanlışı savunayım, doğruyu inkâra yöneleyim” derse, bu defa durum çok kötü olur. Yanlışı yaşayan günahkâr, doğruya inanan mümin olmaktan çıkar; yanlışı savunan, doğruya karşı çıkan inkarcı sıfatıyla baş başa kalabilir. İşte tehlike de buradan doğar. Demek ki insan yaşadığı yanlışı savunmamalı, tatbik edemediği doğruyu da inkar etmemeli. Aksine, bir gün gelecek, ben de o doğruyu tatbik edeceğim diyerek doğruyu itiraf ve kabul etmelidir ki, hiç olmazsa günahkâr bir mü’min olarak kalsın, küfre meyleden bir inkarcı durumuna düşmesin.
Zaten şu anda doğruların tümünü de nefsinde tatbik edenimizin sayısı çok değildir. Hepimizin eksik ve kusurlarımız vardır ve biz bunun itirafı içinde Rabb’imizden af niyaz ediyor, bir gün eksiklerimizi de telafi etme niyet ve azmimizi koruyoruz. Bu anlayış içinde hanımlar olarak giyim kuşamımıza şöyle bir göz attığımızda bir hadisin iki kelimesi bizi düşündürmektedir. Efendimiz İlahi rahmetten mahrum bırakacak giyim kuşamdan haber verirken, bu iki kelimeyi kullanmıştır: Kâsiyâtün, âriyâtün!.
Giyinmişler; ama çıplaktırlar. Yani, çıplak gibi tahrik ve teşhirleri söz konusu.
Bu nasıl olabilir?

Ya giyindikleri tümüyle şeffaftır, yani transparandır, altını aynen göstermektedir. Ya da iyice dardır. Bedene yapışmış, vücut hatlarını cinselliği çağıştırarak tümüyle hissettirmektedir.

Bunun doğrusu nasıl olabilir?
Giyilen şey içini göstermez, örttüğü bedenin hatlarını bakanın dikkat ve tecessüsüne sunar hale gelmez; geniş, yani bol ve uzun olur.
Ancak uçları yerlerde sürünecek kadar da uzun olmaz. Çünkü uçları yerlerde sürünecek kadar uzun olan pardösü ve giyimlerde hem kibir işareti vardır, hem de yerdeki pislikleri silip süpürüp götürürken bakanların tiksinti ve nefretine de sebep olmak söz konusudur. Güzel bir giyimi böyle sevimsiz göstermek ise, sevaplı olmasa gerektir.
Burada ben kimsenin giyim kuşamına karışıyor değilim. Baştan da ifade ettiğimiz gibi doğruyu bilelim, tatbik etmesek de taraftar olalım. Bir gün yaşayabiliriz diyerek de hakkı kabul etme faziletini gösterelim. İnkâr eden durumuna düşmeyelim. Çünkü yanlışı itirafta bir fazilet vardır. Ama doğruyu inkârda fazilet yoktur. İnkârda küfür kokusu söz konusudur.
Hiç olmazsa iman kurtulmalı, günahkâr da olsa kişi inancını korumalıdır.
Giyim kuşam konusunda sözü uzatmaya hiç gerek yoktur. Efendimiz (sav), az ve öz söylemiştir bu konuda:
Kâsiyâtün, âriyâtün! Hanımlar giyindikleri halde giyinmemiş gibi olmamalıdır. Yani transparan giysiler içinde tahrikçi, teşhirci görüntüler sergilemekten kaçınmalıdırlar.

Vicdanlara huzur veren giyim, bakanların dikkat ve tahriklerine sebep olmayacak uzunluk ve bolluktaki giyimdir.

Talip olanlara arz edeceğimiz ölçü budur. Talip olmayanlar ise elbette dilediklerini tercih edeceklerdir.


Şüphesiz ki, cennet de cehennem de haktır.

Bu şekilde bilmeden ya da bilerek giyinen hanımlarımıza ve kızlarımıza dua etmek ve onları hakikatı anlatmak özellikle bilinçli hanımların vazifesidir
 

Gül-i İkra

Well-known member
Allah razı olsun Uhuvvet kardeşim bir sorum olacak inşaallah..
uçları yerlerde sürünecek kadar uzun olan pardösü ve giyimlerde hem kibir işareti vardır,cümlesini anlayamıyorum. benim pardüsem yere değer (çok aşırı değil) ama ben kibirli değilim..Bunu açıklayabilirmisiniz..

birde bir söz vardır: insan inandığı gibi yaşamazsa ,yaşadığı gibi inanmaya başlar..
 

uhuvvet1

Member
uçları yerlerde sürünecek kadar uzun olmaz. Çünkü uçları yerlerde sürünecek kadar uzun olan pardösü ve giyimlerde hem kibir işareti vardır, hem de yerdeki pislikleri silip süpürüp götürürken bakanların tiksinti ve nefretine de sebep olmak söz konusudur. Güzel bir giyimi böyle sevimsiz göstermek ise, sevaplı olmasa gerektir
 

uhuvvet1

Member
Fasil:KİBİR VE UCUB BÖLÜMÜKonu:Kibir Ve Ucub HakkındaRavi:Selemetu`bnu`l-EkvaHadis:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kişi kendisini (halktan büyük görüp) uzak tuta tuta cebbarlar arasına kaydedilir de onların başına gelen musibete duçar olur."HadisNo:5222
Fasil:KİBİR VE UCUB BÖLÜMÜKonu:Kibir Ve Ucub HakkındaRavi:Ebu HureyreHadis:Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar, ya cehennem kömüründen başka bir şey olmayan ölmüş ecdadlarıyla övünmekten vazgeçerler, yahut da Allah katında, burnuyla pislik yuvarlayan mayıs böceğinden daha adi bir dereceye düşerler. Allah Teala hazretleri sizlerden cahiliye kibrini temizledi. Artık o, muttaki bir mü`min yahut bedbaht bir facirdir. İnsanların hepsi Hz. Adem`in evlatlarıdır. Adem ise topraktan yaratılmıştır."HadisNo:5223
Fasil:KİBİR VE UCUB BÖLÜMÜKonu:Kibir Ve Ucub HakkındaRavi:İbnu ÖmerHadis:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah, kıyamet günü, büyüklenerek elbisesini sürüyenin yüzüne bakmayacaktır." Bir diğer rivayette: "Elbisesini çalımla sürüyene bakmayacaktır" denmiştir.HadisNo:5224
Fasil:KİBİR VE UCUB BÖLÜMÜKonu:Kibir Ve Ucub HakkındaRavi:İbnu Mes`udHadis:Resulullah (sav) buyurdular ki: Kim namazda izarını (gömleğini) çalımla yere değecek kadar uzatırsa, Allah onun ne günahını affeder, ne de onu kötü amellere karşı korur."HadisNo:5225
 

Gül-i İkra

Well-known member
O zaman cümlenizde bir düzeltme yapabiliriz.. Elbisesini Çalımla sürüyen denilmiş elhamdülillah.. Şimdi anlayabildim..

Birde küçük bir not : bayanlar namaz kılarken ayak topukları görünmemesi gerekiyor..

selam ve dua ile uhuvvet kardeşim
 
Üst