Müzik , Ilahi , Ezgi ,marş (çeşitlerinin) Hükmü

mihrimah

Well-known member
MÜZİK , İLAHİ , EZGİ ,MARŞ (ÇEŞİTLERİNİN) HÜKMÜ

saf suresi
2- Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?
3- Yapmayacağınızı söylemeniz, Allah yanında şiddetli bir buğza sebeb olur.
4- Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever


lukman suresi Taberi tefsiri
6-Öyle insanlar vardır ki bilgisizce insanları Allah yolundan saptır*mak ve Kur'anın âyetlerini alaya almak için "Boş sözler" satın alırlar. İşte böyleleri için, hor ve hakir kılan bir azap vardır.

Müfessirler bu âyet-i kerimeyi farklı şekillerde izah etmişlerdir. Ebi Umame el-Bâhilî (r.a.)den nakledilen bir görüşe göre, âyette zikredilen "Boş sözler satın almak"tan maksat şarkı söyleyen cariyeler satın almaktır. -Ebi Uma*me, Rasulullahın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Şarkı söyleyen cariyeieri satmayın, satın almayın, onlan (Bu hususta) eğitmeyin. Onların ticaretinde hiçbir hayır yoktur. Onların paralan haramdır." Ebu Umame bu âyetin, Resulullaha bu gibi konularda indiğini söylemiştir.
[Tirmizî, K. Tefsir el-Kur'an Sure: 31, Hadis no: 3195]

Diğer bir kısım âlimler ise "Boş söz satın almak"tan maksadın, şarkı ve türkü söylemek ve onları dinlemek olduğunu söylemişlerdir.
Abdullah b. Mes'ud, Abdullah b. Abbas, Cabir b. Abdullah, Mücahid, Said b. Cübeyr ve İkrime bu görüştedirler.

Bazı âlimler de buradaki "Boş söz satın almak"tan maksadın, oyun âletleri satın almak olduğunu söylemişlerdir. Bu görüş Hasan-ı Basrî, İbn-i Cüreyc ve Mücahid'den nakledilmektedir. Dehhak ve İbn-i Zeyd ise, satın alınan boş söz'den maksadın, Allaha ortak koşmak olduğunu söylemişler ve görüşleri*ne delil olarak da bundan sonra gelen âyeti göstermişlerdir.

Taberi, âyet-i kerimede zikredilen "Boş söz"den maksadın, kişiyi Allah yolundan alıkoyan ve Allah ve Resulü tarafından yasaklanan her türlü söz oldu*ğunu söylemiş ve âyet-i kerimenin umumî olan ifadesinin bunu gerektirdiğini beyan etmiştir.

Ayet-i kerimede, boş sözler satın alanların, bunları, insanları Allahın yo*lundan saptırmak için satın aldıkları beyan edilmiştir. Burada zikredilen, Alla*hın yolundan maksat, Kur'an okumak, Allahı zikretmek ve kulu, Allaha yaklaş*tıracak her türlü ibadet, her türlü itaat ve Allahm dinidir. Batıl sözleri satın alanlar, insanlan bu sözler vasıtasıyla Allahın yolundan alıkoyarlar ve Allahın diniyle alay ederler. Bu itibarla onlara, kıyamet gününde hor ve hakir düşüren çetin bir azap vardır. Zira onlar hem kendileri sapmış hem de diğer insanlan saptırmışlardır.
[Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 6/430-431]


İlahilerde veya marş-ezgilerde genelde yapılmayan ameller fiillerden sözedilmektedir.

İkincisi , müzik aletlerinin kullanılması (def harici) ve defin de zilsiz olmaması , sorunu mevcut . Yani sadece zilsiz def kullanlmalı onu kullanan da kadın olmalıdır !
Sözlerin ise Allahı , peygamberi , iman -ahiret -cihad gibi kavramları işleyerek dini duygular taşımalı. .
Müzik bütünüyle haram olmadığı gibi, bütünüyle de helâl değildir. Fıtrat da bütünüyle haram olmamasını gerektirir. Tabiatta kendiliğinden var olan ahenkli şırıltılar, kuş sesleri ve yanık Kur'ân okuyuşlarının haram olduğunu kimse söylememiştir. Düğünlerde, bayramlarda işin içine biraz eğlence de karışsa, def gibi aletlerle çalıp söylemek ve eğlenmek genellikle helâl görülmüştür. Yabancı kadının türkü söylemesini erkeğin dinlemesi genellikle haram görülmüş ve kadının sesi avret olmasa bile, nameli türkü ve şarkısı kalplerde fitnenin uyanmasına sebep olur denmiştir.

Kadının kadından, erkeğin erkekten müzik dinlemesine gelince; haram şeylerin tasvir edildiği türkü ve şarkılar, ittifakla haram görülmüş, bunun dışındakiler ayrıma tabi tutularak, dinleyende kötü duygular uyandıranı haram, iyi duygular uyandıran mübahtır denmiştir.
Harplerde cesaret vermek için, ruh hastalarını tedavi etmek için müzik bazı çeşitleriyle helâl sayılmış ve kişinin tek başına iken yalnızlığını gidermek için birşeyler terennüm etmesi mübahtır denmiştir.
Günümüzde müziğin ideolojik silah olarak kullanılma özelliği hesaba katıldığında müslümanlar tarafından da silah olarak kullanılabileceği söylenebilir. Bazı tarîkat mensuplarının def vs. ile semâ ve raks yapmalarını, Imam Rabbani'nin de içinde bulunduğu birçok Islâm âlimi ağır bir dille tenkit etmiş ve bunun kötü bir bid'at olduğunu söylemişlerdir.( bu konunun arkası yarın inş.ufak çapta araştırma yapılacak ;))

Selam ve dua ile..
 

mihrimah

Well-known member
Hanefî mezhebine göre mûsıkî icrâsı ve bunu dinlemek haramdır. Bu hüküm, değnek ve çubuğun bir yere âhenkli bir şekilde vurulmasını dahi içine almakta ve haram saymaktadır ( el-Merginânî, el-Hidâye (kerâhiye bahsi) )
Hükmün bazı istisnâları vardır: Savaşta vurulan kös ile düğünlerde çalınan tef.
Müzik başkalarına dinletmek için değil de kendini dinlendirmek ve yalnızlığı defetmek için yapılırsa İmam Serahsî'ye göre caizdir; Merginânî'ye göre bu da haramdır (İbn el-Hümâm, ag. esr., C.VI, s. 36. )

İmam Şâfiî ve Mâlik'ten ikişer görüş nakledilmiştir. Bunlardan birine göre bu iki imam müziği mekruh saymışlar, diğerine göre ise -yanında bir haram işlenmediği, harama âlet edilmediği takdirde- mübâh görmüşlerdir.
Şâfiî mezhebinden Gazzâlî ile malikîlerden Kettânî'nin görüşlerine aşağıda daha genişce yer verilecektir.
Mâlikî fakihlerinden Ebu Bekir İbnul-Arabî şöyle der: ;İçinde Mâlik b. Enes;in de bulunduğu ekser ulemaya göre, mûsikî kalpleri heyecana getiren eğlencelerdendir. Ne Kurânda, ne de sünnette onun haram olduğuna dair delil yoktur. Ama sahih hadiste mübah olduğuna delil vardır. Sahih hadiste Hz. Ebû Bekir, Hz. Âişenin yanına girer. O anda onun yanında Ensarın mersiyelerini okuyan iki cariye vardır. [Sonra hadîsin tamamını yazarak] Mûsikî haram olsaydı, zahiren Ebu Bekir hoş karşılamadığı halde Resûlullahın (a.s.m.) evinde olmaması gerekirdi.
(İbnul-Arabî, Ahkâmul-Kurân, III: 9).

Hanbelîlere göre, dinen hoş karşılanmayan birşey olmadıkça teganni mübahtır. İmam Ahmed b. Hanbele göre, mûsikînin mekruh olması, bizzat söz üzerine değil, kötü fiil üzerinedir. Yani teganni sebebiyle işlenecek kötü şey üzerinedir.
(İbn Kudâme, el-Muğnî, 12:42-43)

Zâhirîlerden İbn Hazm, mûsikînin haram olduğunu söyleyenlerin delil getirdikleri hadîs-i şeriflerin sıhhatli olmadığını söyler. Ona göre, bir farza saygısızlık etmemek şartıyla, mûsikî mutlak surette mübahtır.
(İbn Hazm, el-Muhallâ, 9:60)


Zahiriyye mezhebi ile genellikle sofiyye tarikatları musıkînin bütün nevileriyle mübah olduğunu müdâfaa etmişlerdir.(İyi bir hülâsa için Uludağ, İslâm açısından Mûsikî ve Semâ, İst. 1976, s. 168-187. )

Mûsıkînin lehinde ve aleyhinde görüş bildiren fıkıh bilginleri bazı âyetlerle istidlâl etmişlerse de (Lukmân: 31/6; Zümer: 36/18) bunların mûsıkîyi hedef aldığı kesin değildir.
Hadislere gelince, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'in düğün, bayram, karşılama gibi münasebetlerle icrâ edilen müziği tasvib ettiği, düğünlerde bunu teşvik eylediği sağlam rivayetlere istinad etmektedir.
Ayrıca müziğin -bir harama âlet edilmeden yalnızca saz ve ses müziğinin- haram kılındığına dair sahih hadisin bulunmadığı söylenmiştir (Şevkânî, Neyl, C. VIII, s. 107.)


Faslı Abdulhayy el-Kettânî, Hz. Peygamber devri kültür ve medeniyetinden bahseden iki büyük ciltlik eserinde (et-Terâtibu'l-idâriyye) mûsıkîye 25 sayfa ayırmış, bütün çeşitleriyle caiz olduğunu gösteren deliller getirmiş, bu mevzûda yazılmış 20 eserin ismini vermiştir (et-Terâtibu'l-idâriyye ,C. II, s. 120-145. )
Bu müellifin tesbitine göre sahâbeden Ömer, Osman, Abdurrahman b. Avf, Ubeyde b. el-Cerrâh, Sa'd b. Ebî-Vakkas, Ebû-Mes'ûd, Bilâl, Abdullah b. ez-Zübeyr, Hassân, İbn Amr, el-Mugira b. Şu'be gibi zevâtın müzik dinledikleri rivayet edilmiştir.
İmam Gazzâlî İhyâ isimli eserinin 35 sayfasını bu meseleye ayırarak bütün söylenenleri tahlil etmiş, delilleri karşılaştırmış ve şu neticeye varmıştır:

Mûsıkî ister ses ister âlet ile olsun tek hükme bağlı değildir: Haram, mekruh, mübah ve müstehab olabilir.

1) Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan gençler için yalnızca bu duyguları tahrik eden müzik haramdır.
2) Vakitlerinin çoğunu buna veren, iştigâli âdet haline getiren kimse için mekruhtur.
3) Güzel sesten zevk alma dışında bir duyguya kapılmayan kimse için müzik mübahtır, serbesttir.
4) Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehabdır.(C. II. s. 302. )


Gazzâlî incelemesini sürdürürken müziğin duruma göre ya mübah veya mendûb olduğunu, onu haram kılan şeyin kendisi değil, dıştan ârız olan beş sebepten ibaret bulunduğunu ifade ederek şöyle devam ediyor:

1) Şarkı söyleyen kadın olur, dinleyen de kadın sesinin şehvetini tahrik edeceğinden korkarsa dinlemek haramdır. Burada haram hükmü müzikten değil, kadının sesinden gelmektedir. Aslında kadının sesi haram değildir; ancak şehveti tahrik ederse Kur'ân okumasını bile dinlemek haram olur.(Hanefilerden Buhârî şârihi allâme Aynî de "Bayramda iki cariyenin okuduğu şarkıyı Hz. Peygamber'in ve Ebû Bekr'in dinlediklerinden hareketle aynı neticeye varmıştır. Umdetu'l-Qârî, C. 3. s. 360. )

2) Müzik âleti içki meclislerinin sembolü olan âletlerden ise bunu kullanmak haram olur; diğerleri mübah olmakta devam eder.

3) Şarkı ve türkünün güftesi bozuk, İslâm inancına ve ahlâkına aykırı ise bunu müzikli veya müziksiz söylemek ve dinlemek haramdır.

4) Gençliği icabı şehevî duyguların mahkûmu olan bir kimse aşırı derecede müziğe düşer, müzik onun yalnızca cinsî arzusunu tahrik ederse onun müzikten uzak durması gerekir.

5) Sıradan bir insanın müzik şehvetini de ilâhî aşkını da tahrik etmediği halde bütün vakitlerini alır, onu başka işlerden alıkorsa yine haram olur.(C. II, s. 279-281)
 
Üst