Peruğuma örgüde öreyim mi hacam???

Garib

Well-known member
[FONT=&quot]İkide bir ardıma bakıp duruyorum. Hayret babam yetişemedi hâlâ. Mecalim kalmadı. Kalbim göğüs kafesinden sökülür gibi çırpınıyor. Ters düştük birbirimize telaşı ondan. Korkma! Kes şu gümbürtüyü. Benim bedenime ait bir organsan rahat dursana yerinde. Vallahi söküp fırlatırım. Herkes üzerine basar haberin olsun... Ne aort kalır, ne koroner arter, ne de ventriküler basınç... Sen temiz kanı pompala hücrelere. Üzerine erzan olmayana da karışma... Hadi hadi kes şu lüzumsuz çırpınışları...

Nerede kalmıştık hocam? Af buyurunuz. Elime dilime sahip olamıyorum da son günlerde. Dalaşıp duruyorum önüme gelenle. İnsan yüreğine bile söz geçiremezse anlayın artık gerisini. Siz barışık görünüyorsunuz maşallah. Hani yirmi gün önce bayrak merasiminde yaptığınız o konuşma var ya, pek celâllenmiştiniz; "Başörtüsü yassak!" derken... Ona yasak denmez mi hocam? İki 's' kullanınca daha mı etkili oluyor? Hani bıçak gibi kesip atmaksa maksadınız, yasssssak da diyebilirsiniz ama etimolojiye aykırı düşmez mi? Beşeri kurallar önemli hocam! Aman gözünüzü seveyim dilbilgisi de olsa basite almayınız. Sonra başınızı ağrıtırlar. Uçan sinekten bile nem kapan müfettişleri bilirsiniz... Hazır yeni koltuk da edinmişken kendinize... Sakın... sakın... Farz edin ki evet-hayır yarışmasındasınız. Ama neden başınızı emme basma tulumba gibi sallayıp duruyorsunuz ki? Salla başını al maaşını demek istemiyorsunuz biliyorum. Ah her şeyi şu yanlış anlamam yok mu? Kalbi temiz olduğu için kendini namazdan muaf tutanlara bir benzeyebilsem, her şeyi doğru anlayacağım. Yoo hocam kafa mı bulurum sizinle estağfurullah... Ne haddime, hangi cüretle...

Öldün mü baba! Yetişsene, durdursana kızını! Hâlâ sen istediğin için başımı açmadığımı sanıyorsun değil mi? Şu gri eşarbı sen istiyorsun diye örttüğümü... Gör öyleyse... Yolda yakalayamazsan Anadolu İmam Hatip'in önüne gel. Korkma başka bir yere gidecek değilim. Bunca yıllık kızınım evden ve okuldan başka bir yerde gördün mü beni? Bundan sonra da görmeyeceksin inşallah... Büşra ne demekti baba? Müjde mi! Müjdenin acısı da olur mu? Şu an yığılıp kalsam caddenin ortasına, elimden tutacak bir Allah'ın kulu bulunur mu? Bulunmaz baba! Kaç asırdır yıkık döküğüm kimin umurunda... Eskiden okul mu varmış baba! Okuyup da işsiz gezen binlerce üniversiteli var bu memlekette... Başı açık olan ve okumaya ilgi duymayan binlerce genç kız da... Ama fatura neden hep bana kesiliyor anlayamıyorum! Bana bir müjde getir baba! Dayımdan olmasın! O boş genç kızlık hülyalarını sakın diline dolama! Bana bir müjde getir baba! Cümlenin başında kocaman bir itimat olsun...

'Anadolu İmam Hatip Lisesi ' bu ibare neden böylesine bedbin görünüyor gözüme. Levhaların ruhu olur mu? Okul duvarları bile yas tutar mı içine alınmayan öğrencilere? Okul bahçesi köhnemiş bir cendereye dönüşmüş, mevcut neredeyse yarıya inmiş... Öğrenciler kuzu kuzu sıraya girmişler. Nöbetçi öğretmenler asil ve vakur dolanıyor sıralar arasında. Ne güzel! Huzuru bozan mihraklar al aşağı edilince okul okula benzemiş! Eğitim öğretim hızlanacak, muasır medeniyetin üzerine çıkacağız! Pabuç bırakmayacağız Orta Çağ zihniyetine. Çok şükür, çok şükür bugünü gösterene(!)

Öğrencilerin sınıf sınıf okula alınacakları sırada güç bela duvarın üzerine tırmanmayı başarıyorum. Derin derin nefeslendikten sonra sağ elimi havaya kaldırıp bağırıyorum bütün gücümle: "Peruğuma örgü de öreyim mi Hocam! Ucuna kırmızı kurdele de takayım mı? Lütfen tavsiye buyurunuz!" Ellerim başımdaki örtüye kayıyor... Bir ananın yavrusunu okşaması gibi parmaklarım şefkâtle geziniyor başörtümde... Üzerime çevrilmiş yüzlerce göze inat koca memleketin sahibi benmişim gibi rahatım. Birden karışıyor okulun bahçesi. Sanki şehir büyük bir uğultuyla üzerime akıyor. Öfke mi, sevgi seli mi anlamak güç... Bir anda gözlerim kararıyor, sendeleyerek aşağı uçuyorum... Tam sert zemine çivi gibi çakılacağıma inanmışken çelik gibi güçlü iki kolun hapsindeyim... Babam! Gür sakalının çevrelediği mütebessim yüzünü yüzüme sürüyor ağlamaklı... "Kızım!" diyor... "Altın damlam... Ocağımın bereketi... Biliyordum özüne ihanet etmeyeceğini..."

"Ah baba!" diye göğsüne gömülüyorum; "Ah babacığım! Lütfen bir daha şüphe bile etme! Etme!..."
alıntı..

[/FONT]
 

Garib

Well-known member
Paşa paşa geldiler
Kalemimi aldılar
Koca koca amcalar
Okulumu çaldılar

Kırk yıllık baş örtüsü
Türban oldu yavrucum
Bu arada okulun
Kurban oldu yavrucum

Bu nasıl demokrasi
Bu ne biçim özgürlük
Millet bakar da görmez
Bu ne acayip körlük''

Benim yaşım başım ne
Ne yapmışım suçum ne
Okulumu istiyom
Sokaklarda işim ne:(
(bunun sairi kim bilmiom arkds gondermis hosuma gitti )alıntı....
 

sadsad

Well-known member
çok acı bişi gerçekten kardeşş.ben de çok üzülüyorumm.Allah hepimizin yardıncısı olsun.tebrik ederim sen ve senin gibilerii.bırakabilmişsiniz.biz onu da yapamadık.kahramanlarımızsınız.aeo.ii akşamlar
 
Üst