Peygambere İnen Nur....Kur'an!

Eyvàh!

Well-known member
O, karanlikta kalanlari aydinliga cikarmak icin inen NUR'dur.



هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُمْ مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ



O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir.(Hadid- 9)
يَهْدِي بِهِ اللَّهُ مَنْ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ وَيُخْرِجُهُمْ مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ


إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ




Allah, onunla rızası peşinde olanları selâmet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir. (Maide- 16)



الر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ
الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ



Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık, Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. (İbrahim- 1)


Bir NUR' ki, bütün kafirler birlesseler, onu kiyamete kadar agizlariyla söndüremeyecekleri kadar parlak.



يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ



Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saf- 8)


Yandikça büyüyecek, büyüdükçe yanacak. O, enerjisini tükenmez bir kaynaktan, büyük bir güçten almaktadır. Bunun için o, kıyamete kadar hic sönmeyecektir. Bu kandil 1400 yıl önce Kadir gecesinde yakılmıs, gece gündüz bu güne kadar etrafini aydinlatmis, insanlara yol göstermis, ziyasindan (parlakligindan) da hic bir sey kaybetmemistir.

Bu İslam günesini balcikla sivamak isteyenler, onun isigini görmemek icin kafalarina torba gecirenler her zaman olagelmistir. Bu karsit gücler, ser/kötülük ve zulüm odaklari, hak hukuk ihlalcileri, saldirgan emperyalistler, kan iciciler, müsrikler, putperestler, ateistlerdir.
Sirk ve zulüm karanliginin etrafi kapladigi bir zamanda, corak bir atmosferde; haksizligin, hirsizligin, eskiyaligin, haydutlugun, adam kacirmalarin, yargisiz infazlarin cokca yapildigi bir zaman ve mekanda; kiz cocuklarinin yüz kizartici, onur kirici bir varlik telakki edildigi, bu yüzden canli canli topraga gömülerek öldürülmesi gerektigine inanildigi bir zamanda yetisti o imdada, Kadir gecesinde. Kadir gecesinde, insanlarin yollarini aydinlatacagi bir fener, bir isik, bir nur yansidi Hira Dagi’na ve oradan da bütün dünyaya. Bir kurtulus müjdesiydi bu. Karanliklari yirtacak olan bir müjde. Fakir, yoksul, yetim ve mazlumlar icin bir müjde.
Zalimlerin baskici, iskenceci, yargisiz infazci otoritesinden insanlari kurtarmak, huzura kavusturmak ve imanin tadina ermek isteyenler icin bir müjde...Toplumun bazi ileri gelenleri, dikkafalar, kendini begenmisler, düzenbazlar, hirsizlar, namussuzlar, zalimler, hainler, Kadir gecesinde yakilan ve günümüze kadar parlamis ve parlayacak olan bu meşaleye, bu günese güya tenezzül etmiyorlar.
Hatta daha da ileri giderek onu agizlariyla söndürmeye, yani Yaratan’in kullarina uygun gördügü/tavsiye ettigi, kurtulus va’deden sistemi (İslam’i) gözden düsürmeye calismaktadirlar. Sonra da, İslam günesine alternatif olsun diye kendileri bir ates (mesale) yakiyorlar. Beslendigi enerji kaynagi zayif olan bir ates. Kisa bir süre icinde sönmeye yüz tutacak olan bir ates. Çünkü,
Kadir gecesinde yakilan İslam mesalesi, onlarin yaktiklari atesin
(mesalenin) ziyasini bastirmaktadir.
Onlara ‘İslam mesalesine gelin, onun isigi hepimize yeter’ diyoruz anlamiyorlar.



وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِي الظُّلُمَاتِ


‘Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar, karanliklar icinde kalmis sagir ve dilsizlerdir’ (Enam/39).

Rabbimiz soruyor onlara:


قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ



De ki: “Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? (Ra’d- 16)
Beserin yaktigi ates mutlaka gün gelir sönüverir. Sönünce veya söndürülünce, hem atesi yakanlar, hem de bu atese kosanlar karanlikta dikile kalirlar, yada kuduz köpekler gibi oraya buraya saldirirlar.
Ve Rabbimiz, biz iyi anlayalım diye bir örnek veriyor:

مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَارًا فَلَمَّا أَضَاءَتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللَّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لَا يُبْصِرُونَ



Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir. (Bakara- 17)
Mesalesiz karanlikta kalan bu insanlar sonra yeni bir ates (mesale)arayisina cikmaktadirlar. Gözleri olmasina ragmen görmeyen bu insanlar 1500 yildir yanmakta olan islam günesini, islam mes’alesini hala görememektedirler:


وَإِنْ تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَى لَا يَسْمَعُوا وَتَرَاهُمْ يَنظُرُونَ إِلَيْكَ وَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ



Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler. Sen onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler.(A’raf198)
<!-- / message --><!-- sig -->
 
Üst