Canı her sıkıldığında sokağa mı çıkmalıdır

kýzýl lale

Active member
) Canımız her sıkıldıkta sokağa çıkmamalıdır:Canı sıkılan sokağa mı çıkmalı? Ne kadar çarpık bir anlayış! Şeytanın rahatlıkla içeriye sızıp çalışabileceği bir gedik... Can sıkıntısını sokakta geçireceğini sanan insan, yağmurdan kaçarken doluya tutulan gibi olur.
Can sıkıntısı, kalbin tatminsizliğinden, Allah ve Rasûlü ile münasebet kurulamayışından, ibâdetlere bağlı olamamaktan, arkadaşsızlıktan, okuma ve tefekkür adına boş bulunmaktan, meşguliyetsizlikten, hizmet etmemekten kaynaklanır. Böyleleri için şeytanın nüfuz edeceği menfez ve gedikler hazır demektir. Şeytandan yanmış insanın, yeniden şeytanın oklarının yağdığı mevzilerde dolaşması, deniz suyu içmekten içi yanmış birinin susuzluğunu gidermek için tekrar denize koşmasına benzer.
Mes’elenin bir de şu yönü var: Can sıkıntısı, Allah’ın ‘Kâbız’ ismiyle kalbi sıkması olarak da anlaşılabilir. Dolayısıyla da o, bir ibtilâ ve imtihandır. Böyle bir imtihan neticesinde kulun sebat ve sadakat derecesi ortaya çıkar. Yani kul, canı sıkıldığı, kalbi daraldığı zamanlarda da ibâdetleri yapacak mı diye Allah kendisini dener. Şurası da iyi bilinmelidir ki, bu hâlet içinde edâ edilen namaz, arkadaşların iştiyak atmosferinde, cemaat içinde şevk ve neş’e ile kılınan namazdan çok daha sevaplıdır; çünkü o anda insan âdeta muharebe hattındadır. Sonra, güneşin bulutlar arkasına saklanması gibi, bu hal de geçicidir; Allah bu defa ‘Bâsıt’ ismiyle onun kalbini genişletir, kendisine şevk verir. Mağrem nisbetinde mağnem, yani meşakkat ve zorluk nisbetinde mükâfat ve sevap peylenmiş olur.
 
Üst