Cemaatle Kilinan Namaz

Eyvàh!

Well-known member
CEMAATLE KILINAN NAMAZ

Mü'minler ibadetlerinde, dualarında birbirine dayanarak cemaatle kıldıkları namaz ve sair ibadetlerinde büyük bir sır vardır ki; her bir ferd, kendi ibadetinden kazandığı miktardan pek fazla bir sevab cemaatten kazanıyor. Ve her bir ferd ötekilere duacı olur, şefaatçi olur, tezkiyeci olur, bilhassa Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâma... Ve keza her bir ferd arkadaşlarının saadetinden zevk alır ve Hallâk-ı kâinata ubâdiyet etmeye ve saadet-i ebediyeye namzed olur.

İşte mü'minler arasında, cemaatler sayesinde husule gelen şu ulvî, manevî teavün ve birbirine yardımlaşmak ile hilafete haml, emanete mazhar olmakla beraber mahlukat içerisinde mükerrem ünvanını almıştır

Mesnevi
 

MuVaSaLa

Member
Nisa süresinin 102. ayet-i kerimesinde: Peygamberimiz hitaben:
"Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar...""buyurmaktadır, savaş halinde bile, nöbetleşe cemaatle namaz kılınması gerektiğini vurgulamaktadır. (Bu konu Elmalı Tefsirinde açıklanmaktadır.)

Resulullah (s.a.v) buyuruyor:

Cemaatla kılınan namaz, bir insanın tek başına kıldığı namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.
bir kimse evinde güzelce temizlenir ve farz namazlarını kılmak üzere mescidlerden birine giderse, adımlarından biri günahlarını siler, diğeri de derecesini yükseltir.
Kul abdestli olarak mescidde namazı beklediği müddetçe namazda gibi olur.
Yatsı Namazını cemaatle kılan, büütn geceyi ibadetle geçirmiş gibi olur.
Cemaat içinde safta yer almanız, inzivadaki 60 sene ibadet ve namazdan hayırlıdır...

Her devirdeki müçtehidlerle alimlerin cemaatle namazı ibadet kabul etmeleride, cemaatin icma yolu ile meşru olduğuna delildir.
 

ARİF

Well-known member
Rahmetli Bayram Yüksel, Üstadın namazıyla ilgili şöyle anlatır:

"Üstadımız, namazı çok huşu içinde kılardı. Sûreleri okurken tane tane okurdu. Namaza dururken, tam huzura vardığında, niyet ederken, 'Allahü Ekber' dediği zaman, bizler arkasında korkardık. Mübalağa olmasın, ahşap bina sarsılırdı.

"Üstadımız namaz vaktine çok dikkat ederdi. Namazı vaktinde kılardı. Meselâ, Isparta'dan çıktığımızda, Emirdağ'a beş dakika sonra varacak olsak bile, Üstadımız saate bakar, kış, fırtına olsa beklemez, hemen namazı vaktinde kılardı. Kırlarda olsun, yolculukta olsun, namazı vaktin evvelinde kılardı. Bu mevzuda kendisi şöyle der:

"Namazı vaktinde kılmanın ne derece tükenmez, uhrevî bir sermaye olduğu anlaşılıyor ki, her namaz vaktinde âlem-i İslâm denilen muazzam camide, yüz milyondan fazla cemaat-ı kübra namaz kılıyor. O cemaatte her bir adam umum cemaate dua ediyor."İhdina's-sırata'l-müstakim' (Bizi doğru yola hidayet eyle) diyor. Her biri umum cemaate hem şefaatçi, hem duacı olur.

"O vakit, namaza iştirak etmeyen hissesini alamaz. Kaynayan mirî ve askerî kazanına karavanasını götürmeyen, tayinatını alamadığı gibi, cemaat-ı kübrânın mânevî matbahında kaynayan mânevî erzakını alamaz. Belki namaza iştirakle o cemaatın ordusuna iştirak etmiş olmakla ve dualarına amin demek olan namazı vaktinde kılmakla alabilir.'
 
Üst