Hz. Hatice Validemiz

Muvahhid1

Well-known member
Hatice Validemiz,

- Asr-ı saadet hanımlarından;

- İlklerin ilki olan;

- İlk mü’min;

- İlk cemaat olup, namaz kılan;

- İlk Müslüman kadın;

- Kalbi Efendimiz’in (sav) aşkı ile dolu olan;

- Mü’minlerin annesi;

- Tesellici;

- Tahir;

- Kübra;

- Hem seven hem de sevilen;

- Allah’ın (cc) selamına, Efendimiz’in övgüsüne nail olacak derecede faziletli ve şerefli olan bir kadındı.Hz.Hatice bint-i Huveylid hicretten 68 yıl önce, Kureyşli asil bir ailede Dünya’ya geldi. O’nun ata soyu, Peygamberimiz’in Ata soyu ile Kusayy b. Kilab’da birleşir. Anne tarafından soyu da Peygamberimiz’in baba tarafından dedesi olan Ka’b b. Lüey’de birleşir. Anne ve babası en köklü ailelere mensuptular.

Sahip olduğu bu yüksek nesebi yanı sıra üstün, temiz, güzel ahlakı ve erdemli vasıflarıyla bilmiyordu Hz. Hatice (r.a.). “Cahiliye döneminde bile (tahire-temiz) diye anılırdı. Kureyş kadınları içinde soyca en üstün, şerefçe en büyük, servetçe en zengin olanıydı. İşini çok iyi bilir ve sıkı tutardı. Akıllı, uyanık, içli ve ince düşünceliydi.”

Rasulullah(as), Hz.Hatice(ra) ile mes’ud bir aile hayatı geçirmiştir. Peygamberlik hayatının en sıkıntılı dönemi, Hz.Hatice(ra)ile olan beraberlik yıllarına rastlar. Rasulullah(as), kavmi tarafından reddedildiği, işkence ve hakaretlere maruz kaldığı Mekke Dönemi’nde Hz.Hatice (ra) nin maddi ve manevi desteğine mazhar olmuş, en büyük teselliyi O’nunla teşkil ettiği huzurlu aile yuvasında bulmuştur. SAV’e ilk inanan, O’nun (sav) hiç unutamadığı ilk eşi, sevinci ve ilk ümmeti olan kişidir HzHatice.

Allah’ın övdüğü , Hz.Hatice Peygamberimiz’in övgüsünü de mahzar olmuştur.

- “Halk, beni, inkarla karşıladığı zaman,O; bana inandı. Halk beni yalanladığı zaman, O, beni tasdik etti, doğruladı. Halk, beni mahrum ettiği zaman, O, beni malına ortak etti. Kadınlar, beni, evladdan mahrum ettiği zaman, Allah bana O’ndan evlad da nasib etti.”

- “Kendi zamanındaki kadınların hayırlısı: İmran kızı Meryem idi. Bu ümmetin kadınlarının en hayırlısı da Hatice’dir.”

- “Cennet halkı kadınlarının üstünü: Hatice bint-i Huveylid, Fatıma bint-i Muhammed, Meryem bint-i İmran ve Firavunun zevcesi Asiye bint-i Müzahimdin”

- “Ben,Hatice’den daha hayırlı patron görmedim.Ben ve arkadaşım, seferden dönüp de, O’nun yanında bizim için biriktirilmiş buğday ekmeği, nefis ve turfanda türü yemişleri hazır bulmadığımız olmamıştır.”

Akıllı, bilgili, görgülü, medeni, donanımlı, dirayet sahibi olma, okuma-yazma bilme, Hz. Hatice’nin dikkat çeken özelliklerden birkaç tanesidir. Mekke’nin sert yaşam koşullarında bu bilgisi, sadakati ve örnek şahsiyetiyle bütün hanımlara örnek olmuştur. Hz.Hatice(ra) Cahiliye Devri’nde de üstünlüğü kabul edilen bir kadında. Nitekim, Cahiliye Devri’nde bile “ Tahire” diye anılırdı.

Daha önce iki kere evlenmiş ve dul kalmış kalan, iki erkek ve bir kız çocuğu olan Hz. Hatice, Yüce Allah’ın, O’nu, tüm meziyetleri ile birlikte, daha da, şereflendirmeyi ve hayra erdirmeyi dilemesi sonunda Peygamber Efendimizi ile evlenmiş oldu. Hz.Peygamberimiz’i(as) ve Hz.Hatice(ra) ‘yi birbirlerine yakınlaştıran ve hayatlarını birleştirmelerine vesile olan şey maddi değil, tümüyle manevi ve ilahi idi. Zira, Efendimiz(sav) asla dünya malına değer vermezdi.

Evlenme teklifinde bulunan bizzat Hz.Hatice(ra) idi. Bu teklifi Nefise bint-i Münye vasıtasıyla iletmiş ve bu durum şöyle gelişmiştir: “Muhammed(sav), Hz.Hatice(ra)’nin, Şam ticaretinden döndükten sonra, Hatice, kendisi ile evlenmek isteyip istemediğini anlamak ve yoklamak üzere beni Muhammed(as) ‘e gönderdi. Aramızda aşağıdaki şekilde bir görüşme gerçekleşti:”

- ‘Ey Muhammed! Seni, evlenmekten alıkoyan nedir?’ diye sordum.


- Elimde param yok. Ben nasıl evlenebilirim? dedi.

- Eğer, Sana, evlenme masrafı sağlanırsa da, sen, cemaale, mala, şerefe ve dengine davet olunsan, icabet etmez misin? diye sordum.

- Kim, bu kadın ? dedi.

- Hatice’dir. dedim

- Bu,sence, benim için, nasıl olabilir? dedi.

- Orası,bana düşen bir vazifedir! dedim

- O halde, ben de dediğimi yaparım. dedi.”

Hemen gidip durumu Hatice’ye bildirdim. Hz.Hatice(ra), Nefise Hatun vasıtası ile yaptığı yoklama neticesinde Efendimiz(sav), kendisi ile evlenmeye razı olacağını anlayınca O(as)’na: “Amcamın oğlu! Sen, akraba olduğun, kavminin arasında en faziletli, en emniyetli, en güzel huylu ve en doğru sözlü olduğun için, seninle evlenmeyi arzu ettim.”dedi.


Nikah törenlerinde, Hz.Hatice’nin amcası Amr b. Esed ve Rasulullah(as)’ın amcaları hazır bulundular. Hz.Hatice’ye (ra) mehir olarak 12 ukiyye(1 ukiyye, kırk dirhemdir.) ve bir Neşş altın(1 Neşş, yarım ukiyye, yani 20 dirhemdi.) verildi. 20 genç ve yiğit deve verilmesi taahhüd edildiği de rivayet edilir.

Peygamberimiz(sav), evlendiğinde 25 yaşında, Hz.Hatice(ra) ise 40 yaşındaydı. Pegamberimiz(as), bir veya iki deve kesip halka yemek yedirmiştir. Bu ziyafet, O’nun(as) verdiği ilk Velime ziyafeti idi.

On beş yıl mutlu bir evlilik geçirdiler. El-Kasım, Abdullah, Rukiyye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fatıma isimli çocukları oldu. Kasım küçükken vefat etti.

Peygamberimiz(sav) 40 yaşlarına gelince halinde değişmeler başladı. Yalnız kalmak kendisine(as) sevdirildi. Bir süre sonra aydınlık gibi açık olan rüyalar görmeye başladı. Ramazan ayının on yedisinde, pazartesi günü, Hira Mağarası’nda, seher vakti, uyanık bulunduğu sırada, Peygamberimiz’e(as) Hakk’ın emri geldi. Peygamberimiz(as), yüce Allah(cc) tarafından, Cebrail(as)’ın getirip tebliğ ettiği Risalet vazifesini kabul ederek evine döndü.


Yüreği titreyerek eve gelip Hz.Hatice(ra)’nin yanına girdi. “Beni sarıp örtünüz! Beni sarıp örtünüz!”buyurdu. Korkusu, titremesi gidinceye kadar vücudunu sarıp örttüler. İman Zuhri’nin bildirdiğine göre Peygamberimiz(sav), Hz.Hatice’ye ‘uykuda rüyada görüp de, sana söylemiş, anlatmış, olduğum şeyi Rabbim, bana, Cebrail(as)’ı göndererek açıkladı!’ buyurup Yüce Allah(cc) tarafından gelenleri ve Cebrail(as)’dan işittiklerini haber verdi ve aralarında şu şekilde bir konuşma geçti:

- Peygamberimiz(as):“Doğrusu, kendin kendim hakkında korkmuştum.”dedi.

- Hz.Hatice(ra): “Öyle söyleme! Vallahi Allah(cc), seni, hiçbir zaman utandırmaz, üzüntüye düşürmez: Çünkü, sen, akrabanı gözüp gözetirsin,işini, görmekten aciz olanların yükünü taşırsın, yoksula verir, hiç kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın, konuğu ağırlarsın,hak yolunda karşılaştıkları musibet ve felaket halinde halka yardım edersin, sözü, doğru söylersin, emaneti yerine verirsin, güzel huylusun da.”dedi.

Bu teselli sözleri bütün hanımlara örnek teşkil etmekle birlikte Hz.Hatice’nin(ra) ne denli akıllı ve dirayetli olduğuna da işarettir. Cebrail’in (as) Efendimiz(as)’e görünmesi, insanları hidayete davet etmesi şeklinde gelen ilk ilahi vahye ve hatta Peygamberimiz’in anlattığı bütün şeylere ilk inanan kimse O’dur; ilk müslümandır, ilk vahiyler sırasında Muhammed(as)’ı heyecan ve endişelerinde teskin eden de O’dur. Kadın olsun, erkek olsun, evinde hizmet eden kölelerine de İslam’ı anlatmaktan geri durmamıştır.

Hz.Hatice(ra) zengindi; hem kendiliğinden hem de zevci olan Peygamberimiz’in telkin ve yol göstermesiyle, İslam’dan evvelki senelerde bile mal varlığından fakirlere yardım etmek üzere verirdi. Daha sonraları bu özelliği İslami hedef ve gayelere de yardım etmesi şeklinde devam etmiştir. Bütün şehir ahalisinin Müslümanlar aleyhine başlattığı boykot hareketi esnasında Hz.Hatice(ra)’ın yeğenleridir ki kendilerini büyük tehlikelere atmak suretiyle zaman zaman o vadide etrafı sımsıkı çevrili tutulan Müslümanlara yiyecek içecek taşımışlardır.

Rasulullah(as)’ın izdivaç ettiği hanımların tümü mü’minlerin anasıdırlar. Bu batımdan, Hz.Hatice(ra) kocasının sadece sevgili bir refikası olmakla kalmamış, aynı zamanda mü’minlerin anası olarak İslam uğruna çok mühim hizmetlerde bulunmuş mübarek bir hanımdır. Allah’ın rızasını, yuvasının mutluluğunu, dünya ve ahiret saadetini düşünen, bütün hanımlar için en güzel örnek teşkil eden Hz.Hatice(ra) nübüvvetin 10.yılında Ramazan’da vefat etti ve Mekke’deki Hacun Kabristan’ına defnedildi. Gömüleceği zaman, Peygamberimiz(as) O’nun kabrinin içine indi.

Hiç şüphe yok ki, Muhammed(as) zevcesini tam bir muhabbet ile el üstünde tutmuştur. Daha sonra, Medine’de Hz.Hatice’nin vefatını müteakip yeniden evlendiğinde, göz bebeği genç zevcesi Hz.Aişe(ra), zaman zaman hüzün ve kıskançlık hisleri taşımıştır.


Hz.Aişe(ra) tarafından; ”Çok seneler önce vefat edip giden Mekkeli yaşlı hanım” diye adlandırırken zevcesinin muhabbet ve şefkatinden Muhammed(as) sık sık bahsediyordu. Hz.Peygamberimiz(as) aile efradının sadece şahıslarına değil, onların yakınlarına da iltifat ve alakayı ihmal etmemiştir.

Nitekim evine uğrayan yaşlı bir kadına ziyadesiyle iltifat ettiğini gören Hz.Aişe, bu ihtiyar kadın gittikten sonra iltifatının sebebini sorunca şu cevabı alır; “Ey Aişe, bu kadın Hatice’nin bir arkadaşıdır. O’nun sağlığında bize uğrardı. Dostluğa vefa imandandır.” Hz.Aişe, Hz.Hatice’nin yakınlarına olan bu bağlılık sebebiyle, Peygamber Efendimiz’in her koyun kesişte, O’nun arkadaşlarına mutlaka bir pay gönderdiğini belirtir. Bedir esirleri arasında yer alan damadı Ebu’l- As’ın fidye-i Necati olarak gönderilen kolyeyi gören Rasulullah(as) fevkalade duygulanarak, bunun iadesini teklif eder ve kabul edilir. Bu kolyeyi, kızı Zeyneb’in evlenmesi sırasında annesi Hz.Hatice hediye etmiştir.

Bütün kadınlara sevgi, şefkat, vefa ve diğer bir çok özellikleriyle örnek olacak Hz.Hatice validemizi hürmetle ve sevgiyle anıyoruz…


Alıntı .
 
Üst