5. Bölüm - 1. FASIL: Ensâr-ı Kirâm'ın İlk Durumları

Huseyni

Müdavim

1. FASIL: ENSÂR-I KİRÂM’IN İLK DURUMLARI


Hz. Âişe’nin Bu Konudaki Hadisi


- Hz. Peygamber her sene hac mevsiminde Arap kabilelerine başvurarak onlardan kendisini yurtlarına kabul edip dinin tebliği hususunda yardımcı olmalarını istiyor; karşılığında da onlara cennet va’dediyordu. Fakat onun bu tekliflerine hiç bir Arap kabilesi olumlu cevap vermiyordu. Bu Allah Teâlâ’nın kendi dinini üstün kılıp ona yardımcılar göndermeyi dilemesine kadar böyle devam etti. Böylece Allah Teâlâ, peygamberine Ensar’ı gönderdi. Onlar da Hz. Peygamber’i dinleyip ona icâbet ettiler. Allah da Medine’yi elçisi için hicret yurdu yaptı.
[1]

____________________________

[1] Heysemi VI/42 (Taberani, Evsat’ta Hz. Aişe’den).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/363.
 

Huseyni

Müdavim

Hz. Ömer’in Bu Konudaki Hadisi ve Ensar Hakkında Söyledikleri


- Hz. Peygamber Mekke’de dinini tebliğ etmeye başladığında hac mevsimlerinde kendisine yardımcı olmaları için Arap kabilelerini tek tek dolaşıyordu. Fakat hiç birinden olumlu bir cevap alamadı. Sonunda Allah Teâlâ, Ensar’ı mutlu kılmak ve onlara şeref bahşetmek istedi. Onlar da Hz. Peygamber’i kendi memleketlerine kabul edip ona yardımcı oldular. Allah, peygamberine yapmış oldukları bu iyiliklerden dolayı onları mükâfatlandırsın!
[1]

- Hz. Ömer, Ensar hakkında şunları söylemiştir: “Yemin ederim ki biz Ensar’ın hakkını gereği gibi gözetemedik. Onlara “Bizler emirleriz, sizlerse vezirlerimizsiniz” demiştik. Eğer bu yıl sonuna kadar yaşayacak olursam her idareciyi ve her valiyi Ensar’dan tayin edeceğim.”
[2]

______________________________

[1] Kenz VIII/134 (Bezzar, Hz. Ömer’den).
[2] Cem’ül-Fevaid II/30 (Bir üsteki hadise ek olarak. Bezzar, Hz. Ömer’den zayıf olarak rivayet etmiştir); Mecma VI/42 (Yine Bezzar’dan, tamam olarak).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/363.
 

Huseyni

Müdavim

Hz. Peygamber’in İnsanlardan Kendisine Yardımcı Olmalarını İstemesi ve Hemdanlı Birisinin de Bunu Kabul Etmesi; Medinelilerin Yardımda Bulunmaları


Hz. Peygamber hac mevsiminde insanların arasına karışıyor ve onlara şöyle diyordu:


“İçinizde beni kavmine götürecek bir kimse yok mudur? Çünkü Kureyş dinimi tebliğ etmeme engel olmaktadır”.
İşte bunlardan birinde bir adam çıkarak Hz. Peygamber’e, kendisini kavmine götürebileceğini söyledi. Hz. Peygamber de ona kimlerden olduğunu sordu. O kişi

“Hemdan kabilesindenim” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber

“Senin kavmin beni koruyabilir mi?”
diye sordu. O da

“Evet!” dedi. Ama sonra bu adam kabilesinin Hz. Peygamber’i kabul etmemesinden korkarak ona geldi ve “Seni şu anda götüremeyeceğim. Gidip onlarla konuşur ve gelecek hac mevsiminde sana bir haber getiririm” dedi. Hz. Peygamber de bu teklifi kabul etti. Fakat onun gidişinden az bir zaman sonra, Receb ayında Ensar heyeti Hz. Peygamber’e geldi.
[1]

- Câbir b. Abdillah şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber Mekke’de on sene kaldı. Bu arada Ukkaz ve Mecenne panayırlarına gidiyor, hac mevsiminde insanların arasına karışıyor ve onlara şöyle diyordu:

“Beni memleketine götürecek kimse yok mudur? Rabb’imin emirlerini tebliğ hususunda kim bana yardımcı olmak ister? Böyle bir kişiye cennet va’dediyorum”.
Fakat bu on sene zarfında onu memleketine götürüp kendisine yardımcı olabilecek hiç kimse çıkmadı. Bir yandan da kavmi ve akrâbaları dışarıdan, mesela Yemen veya Mudar’dan gelen insanları çeviriyorlar ve onları “kendini şu gençten (Hz. Peygamber’den) sakın, yoksa fitneye düşersin” diye kandırıyorlardı. Öyle ki Hz. Peygamber Mina’da, Müzdelife’de insanlar arasında dolaşırken parmakla gösterilir oldu. Bu durum Allah Teâlâ’nın Medineli bir grup insanı peygamberine gönderinceye kadar devam etti. Biz Hz. Peygamber’i memleketimize kabul ettik ve onu doğruladık. Bizim insanlarımız Medine’den kalkıp Hz. Peygamber’e geliyorlar; müslüman olup Kur’an öğrenerek dönüyorlardı. Daha sonra bu müslüman olan kişiler kendi aile efradını da müslüman ediyordu. Böylece içinde Müslüman bulunmayan evi neredeyse kalmadı. Nihayet bir gün bir araya gelerek “Hz. Peygamber Mekke’nin dağlarında korka korka daha ne kadar dolaşacak ve gittiği yerlerden kovulmaya devam edecek?” dedik. Bunun üzerine de yetmiş kişilik bir heyet oluşturarak hac mevsiminde Mekke’ye vardık. Akabe vadisinde buluşmak üzere sözleştik. Biz birer ikişer oraya toplandık ve Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana ne üzerine biat edelim?” dedik ve böylece ona biat ettik.[2]

________________________________


[1] Heysemi VI/35 (İmam Ahmed, Cabir b. Abdillah’tan).
[2] Hakim II/625 (İmam Ahmed’den); Bu hadis daha önce de Biatta Yardımlaşma bahsinde geçmişti.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/363-364.
 

Huseyni

Müdavim

Bu Konudaki Urve Hadisi


- Ensar’dan birkaç kişi hac için Mekke’ye gittiler. Bunlar arasında Benî Zürayk’dan Râfi b. Mâlik ile Zekvan b. Abdilkays, Benî Mâzin b. Neccar’dan Muaz b. Afra’ ile Es’ad b. Zürâre, Benî Abdi’l-Eşhel’den Ebu’l-Heysam b. Teyyihan ve Benî Amr b. Avf kabilesinden Uveym b. Sâide de vardı. Hz. Peygamber onların yanına gelerek kendilerine tebliğde bulundu ve Kur’ân’dan bazı parçalar okudu. Bunlar Hz. Peygamber’i dikkatlice dinlediler. Onun sözleri çok hoşlarına gitmişti. Onda kitap ehli olanların söyledikleri alametleri gördüler ve ona inanıp kendisine yardım edeceklerine dair söz verdiler. Bu kişiler Hz. Peygamber’e şöyle demişlerdi: “Allah Teâlâ’nın seni tebliğ için gönderdiğine ve bizim karşımıza çıkardığına çok memnun olduk. Biz sana ve Allah’a itaat edip yardımcı olacağız. Fakat şu an için burada, Mekke’de kalman çok daha uygundur. Çünkü memleketimizde Evs ile Hazrec kabileleri arasında büyük bir düşmanlık hüküm sürmektedir. Biz şimdi gidelim ve halkımıza seni anlatalım; onları Allah’a ve Rasûlüne davet edelim. Sen şimdi bizimle gelecek olursan aramızdaki bu düşmanlık sebebiyle sana hakkıyla hizmet edemeyiz. Söz veriyoruz, gelecek sene gelip seni durumumuzdan haberdar edeceğiz”. Hz. Peygamber’in razı olması üzerine bu kişiler Medine’ye dönerek kavimlerini gizliden gizliye davet etmeye başladılar. Sonunda içinde üç-beş müslümanın bulunmadığı hiç bir ev kalmadı.
[1]

____________________________


[1] Heysemi VI/42 (Taberani, mürsel olarak Urve’den); Bu hadis daha önce de Mus’ab b. Umeyr’in Allah’a Davet Etmesi bahsinde de geçmişti.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/365.
 

Huseyni

Müdavim

Sırme b. Kays’ın Bu Konudaki Bir Şiiri


- Ensar’dan yaşlı bir kadının dediğine göre ibn Abbas, şu şiiri öğrenmek için Sırme b. Kays’ın yanına gidip gelmiştir: “Hz. Peygamber Kureyş içerisinde on seneyi aşkın bir süre kaldı. Bu süre içerisinde bir yardımcı ve dost bulurum ümidiyle nasihatta ve tebliğde bulundu. Panayırlarda halkın arasına karışıp, kendisini içlerine kabul edip yardımcı olacak kimseler aradıysa da bulmadı. Nihayet bizim memleketimize, Medine’ye teşrif ettiler. Burada artık gönül huzuru içerisinde ve bizden razı olarak yaşamaktadır. Biz her halukarda mallarımızı ve canlarımızı onun yolunda seve seve feda ettik. En sevgili dostlarımız da olsalar ona düşmanlık besleyenlere en büyük düşman kesildik. Çünkü bizler Allah’tan başka ilah olmadığına ve göndermiş olduğu kitabının insanlar için bir hidâyet kaynağı olduğuna inandık.”[1]

__________________________

[1] Hakim II/626 (Yuahya b. Said’den).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/365.
 
Üst