Kab-ı kavseyn ne demektir?

kab-ý kavseyn

Well-known member
1- KAVS, Ma'lûm ki yay demektir. KAB de yayın kabzasiyle giriş mehalli olan iki köşe aralığına denir ki bir yayda iki kab bulunur. Bu ma'nâ ile ba'zıları burada kalb tarikıyle bir kavsin iki kabı demek olabileceğini söylemişlerdir. Yayın kabzasiyle kirişi arasında da kab denilebildiği söylenmiştir. Mızrak, değnek, arşın, boy, kulaç, adım, karış, parmak uzunluk ölçüsü olarak kullanılmış olduğu gibi kavs de öyle bir uzunluk ölçüsü olarak kullanılmıştır. Hicaz dilinde kavsın zira' ma'nâsına geldiği ve İbni Abbastan burada bu ma'nâya olduğu da söylenmiştir. Buna göre « kabı kavseyn » iki arşın kadar demek gibi olmuş oluyor.

Lâkin burada daha güzel bir yorum nakledilmiştir. Şöyle ki Arablar cahiliyyede bir ittifak kurmak üzere anlaşacakları zaman iki yay çıkarır birini diğerinin üzerine koyarak ikisinin kabini birleştirir, sonra ikisini beraber çekip onlarla bir ok atarlar. Bu onların her birinin rızası diğerinin rızası, kızgınlığı diğerinin de kızgınlığı olup aksi mümkün olmayacak şekilde söz birliği ettiklerini gösteriyordu.

Bu anlamda kab, mikdar ma'nâsına değil, iki kavsin birlik manzarasını gösteren kabza ile giriş arası demek oluyor.

Görülüyor ki bu ma'nâ hem diğerinden daha fazla bir yakınlık tasvir ediyor, hem de ma'nevî bir yakınlığı gösteriyor. Ayetteki “ev” ifadesi hattâ daha yakın ma'nâsına bir yükselişi ifade eder.

Bu manevi yakınlaşmanın kiminle olduğu farklı anlaşılmıştır.

1- Peygamberimiz Hz. Cebrail’e yaklaştı ve ondan vahiy aldı.
2- Peygamberimiz Hz.Allah’a öyle yaklaştı ki, vahyi ondan Cebrail dahil hiçbir vasıta olmadan aldı.
(Kaynak: Hamdi Yazır, Necm Suresinin 9. Ayeti)

Bedüzzaman ise ayette geçen kab-ı kavseyn makamın imkan ile vücup ortası diye tefsir etmektedir. Buna göre peygamberimiz bütün mevcudat ve mahlukat alemlerini geçmiş ve onları arkasına almıştır. Fakat vücup alemi Allah’a ait bir sıfat olduğundan ve Allah vacibul vücut olduğundan o aleme bir mahlukun girmesi mümkün olmamıştır. İşte bu ikisinin ortasına kab-ı kavseyn demektedir. Bu makamda Allah’ı görmüş ve ondan vahiy almıştır.
 
Üst