Mezhep nedir?

teblið

Vefasýz
Mezhep Nedir?


Kelime olarak takip edilen yol, görüş, manalara gelir. Din açısından ise, müctehid sıfatını kazanmış bir islam aliminin kapalı veya kesin olmayan (zanni) ayet ve hadisleri islamın temel prensiblerine zıt gelmeyecek şekide yorumlayarak çözüm getirmesine denir

Mezhebler önce 2'ye ayrılır:
1 - Fıkhî mezhebler,
2 - İtikâdî mezhebler...

Fıkhî Mezhebler Kaça Ayrılır?

4'e ayrılır:
1 - Hanefî mezhebi,
2 - Mâlikî mezhebi,
3 - Şâfiî mezhebi,
4 - Hanbelî mezhebi.

Bu 4 mezhebin, hepsi de haktır, doğrudur. Şimdi bunları sırası ile görelim:

1.Hanefî Mezhebi:

Hanefî mezhebinin kurucusu İmam-ı A'zam Hazretleridir.Kaynakwh webhatti.com:
İmam-ı A'zam, en büyük imam demektir. Asıl adı Nu'man olan İmam-ı A'zam'ın, künyesi Ebû Hanife'dir. Hicretin 80'inci yılında Kûfe'de doğmuş, Hicrî 150'de Bağdat'ta vefat etmiştir.
Hanefî mezhebi, önce Irak'ta doğmuş, oradan doğuya ve batıya yayılmıştır. Abbasîler devrinde hâkimlerin çoğu Hanefî idi. Anadolu ve Balkanlardaki Türkler arasında, Hanefî mezhebi yaygındır.

2.Mâlikî Mezhebi:

Kurucusu İmam Mâlik bin Enes Hazretleridir. Hicrî 93 tarihinde Medine'de doğmuş, H. 179'da yine Medine'de vefat etmiştir.
Mâlikî mezhebi, önce Hicaz halkı tarafından benimsenmiş ve hacca gelenler vasıtasıyla Kuzey Afrika'ya ve o zaman Endülüs denen İspanya'ya yayılmıştır.

3.Şâfiî Mezhebi:

Kurucusu İmam-ı Şâfiî Hazretleridir. İmam-ı Şâfiî'nin asıl ismi Muhammed'dir. H. 150 tarihinde Gazze'de doğmuş, 204 tarihinde Mısır'da vefat etmiştir. Hâşimoğulları soyundan gelmektedir.
Şâfiî mezhebi önce Mısır'da yayılmış, sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Horasan taraflarına geçmiştir. Bugün Mısır'ın çoğunluğu Şâfiîdir. Anadolu'nun güney taraflarında, Suriye ve Irak'ta da Şâfiî mezhebinde olanlar mevcuttur.

4.Hanbelî Mezhebi:

Kurucusu Ahmed bin Hanbel Hazretleridir. H. 164 tarihinde Bağdat'ta doğmuş, 241 tarihinde yine orada vefat etmiştir.
Hanbelî mezhebi daha çok Necid taraflarında tutulmuştur. Hâlen Necid'de Hanbelî mezhebi hâkimdir.
 

AYNELHAYAT

Well-known member
geçen aylarda bır bayan arkadaş hiçbir mezhebe baglı olmadıgını ama hepsıne saygılı oldgn söyledı . kendısının arapçayı bılıp bılmedıgını sordum bılmıyor muş , tek övüncü _ne hıkmetse_ ayetlerı yorumlaya bılıyormuş.
acaba bu arkadaşımın mezheblere baglı olmayışı ne derece dogru? yanı kişi isterse mezhebe baglı olmayabılır mı ?
 

teblið

Vefasýz
geçen aylarda bır bayan arkadaş hiçbir mezhebe baglı olmadıgını ama hepsıne saygılı oldgn söyledı . kendısının arapçayı bılıp bılmedıgını sordum bılmıyor muş , tek övüncü _ne hıkmetse_ ayetlerı yorumlaya bılıyormuş.
acaba bu arkadaşımın mezheblere baglı olmayışı ne derece dogru? yanı kişi isterse mezhebe baglı olmayabılır mı ?

Evet muhterem kardeşim..Bizlerde zaman ,zaman böylesi çıkış ve tavırlarla karşılaşıyoruz;Bu konuyla ilgili bir önceki mezhepler konusunda böyle bir sorunun cevabını aramıştık hep beraber;ve o konuda FAHRİS kardeşimizin yorumunu çok beğenmiştim ...Aynen o cevabı buraya taşıyorum..ıumarım faydalı olur sizin içinde buyrun;

FAHRİS KARDEŞİMİZİN MEZHEP KONUSUNDAKİ CEVABI

O ilme ve istidada sahibsen mümkündür. Mezhepler farz değildir sadece gereklilik ve ihtiyactan doğmuştur. İslam dini kolaylık dini olduğundan fıkhi meseleler kolaylaştırılmıştır. Tabi kolaylaştırma her önüne gelenin yaptığı gibi mezhepler kurmak değildir. Sapık mezheplerde vucu bulmuştur. Ancak Ehli sünnet vel cemaat mezhepler hak kabul edilmiştir. Çünkü fıkhi meseleler beşeri düşünceye göre değil Kuran, sünnet, icma ve kıyas ile tespit olunmuştur. Eğer bir müslüman Kuran, sünnet, icma ve kıyasa muktedir bir ilme sahipse bir mezhebe tabi olmak zorunda değildir. Ama burada şu husus peyda edecektir ki o da kolaylaştırma olan mezhepleri terk ederek zorlaştırma yoluna girmiş olmasıdır. Hatta şu da unutulmasın ki zamanın mühim alimleri dahi islam akaidlerini bilmelerine rağmen o hak mezheplere tabi olmuşlardır. Bunun nedeni ise eğer bu alim kırsal kesimde yaşıyorsa zati şafii mezhebine göre hareket edecektir. Çünkü islamın kaynakalarında böyle fıkıh ediliyor. Hem unutulmasın ki bir nevi o mezheplere tabi olmayı Allah işaret ediyor. Nisa süresinde :

83. Onlara güvenlik veya korkuya dair bir haber geldiğinde doğru olup olmadığını araştırmadan ve yaymakta mahzur bulunup bulunmadığını danışmadan hemen onu yayarlar.Halbuki onlar bu haberi peygambere ve aralarındaki yetkili zatlara arzetselerdi elbette işin içyüzünü araştırıp ortaya çıkaranlar, onun mahiyetini, haberin neye delâlet ettiğini bilirlerdi.Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız hariç hepiniz şeytana uymuş gitmiştiniz.


 
Üst