Allahın hangi isimleri ne şekilde hangi bakış açısıyla ahireti iktiza ediyor?

ruhani

Member
10. Sözde Allahın isimlerinden akla ve kalbe manalar açılarak ahiretin varlığı ispatlanıyor.

Mustafa SUNGUR Abi hatıralarında üstadın 10. sözü bin kere okuduğunu bir gün yine ders yaparken bin birinci kez okuyorum ve binbirinci kez farklı mana hissediyorum dediğini nakleder.


SORU: Allahın hangi isimleri ne şekilde hangi bakış açısıyla ahireti iktiza ediyor?
* * *
Kainat kitabından, tabiattan hangi tablolarla hangi misallerle Allahın isimlerinin ahireti gerektirdiği gösterilebilir?
* * *
Fertlerin ve toplumların yaşadığı hadiselerde Allahın birer mesajı ise ve Allah hadiseler diliylede insanı terbiye etmek, imtihan etmek ve bir mesaj vermek istiyorsa hadiselerin dili ne şekilde bize ahiret var diyor?
* * *
İnsanın iç alemindeki hangi duygular Allahın hangi isminin tecellisi ve bu duyguların insanda yaratılmasının ahiretin varlığı ve gerekliliği açısandan hikmeti nedir?
* * *
Ahirete iman etmenin psikoljik faydaları ve toplumsal faydaları nelerdir?



ALLAHIN KAİNATTA HİÇBİR ŞEYİ İSRAF ETMEMESİ AHİRETİ İKTİZA EDİYOR

Allah tabiatta hiçbir şeyi israf etmiyor. Her şey en ekonomik ve iktisatlı şekilde yaratılmış. Bir arı kolonisinin içinde kovanın çevresindeki çiçekleri keşfetmekle görevli keşifçi arı vardır. Bu keşifçi arı etrafı dolaşır ve nerede çiçekler varsa gelir kovana haber verir. Bu arıyı gözlemleyen bilim adamları arının çiçekleri keşfettiğini görüyor ve arı kovana haber vermek için geriye dönerken çicekleri köklerinden söküp 2 metre daha geriye alıyorlar. Kovanla çiçekler arasındaki mesafe 1200 metre dolayısıyla çiçekler 1202 metreye alınmış oluyor. Keşifçi arı dans ederek kovandaki diğer arılara çiçeklerin yönünü yolunu ve mesafesini tarif ediyor. Hadi insanların aklı ve şuuru var matemetiksel hesapları ve santimetre metre diye ölçü birimleri var buna rağmen bir insana yürü 1200 metre sonra dur desek 50-100 metre fire verir. (Arının binlerce çiçekten topladığı çiçek tozlarıyla karnından salgıladığı sıvıyı karıştırıp bir kimyager gibi bal yapması ve bunu başka bir alemde eğitilip gelmişçesine doğar doğmaz yapmasıda cabası.) Haberi alan arılar tarif edilen yere gidiyorlar bakıyorlar bir şey yok bir metre daha gidiyorlar yine bir şey yok çünkü çiçekler 2 metre daha ileri alınmıştı. Daha sonra kovana dönüyorlar ancak hepsi kovana bir metre kala düşüyor. Buradan da anlaşılıyor ki arılar tam 1200 metrelik enerji almışlar. Ne eksik ne fazla. Allah burada kullarına arıların diliyle hiçbir şeyi israf etmediğini göstermiş oluyor.

Hakeza arıların yaptığı petekte altıgen yani en ekonomik şekil. Altıgen hacimli bir petek dörtgen veya beşgen bir peteğe göre az yer kaplayıp en fazla hacmi içine alan şekildir. Buradada bir israf etmeme bir iktisat gözüküyor.

Bir fabrikanın çalışmasında bir kişinin yapacağı işi on kişi yapıyorsa verimli ve iktisatlı çalışma gerçekleşmiyor israf ediliyor tespitinde bulunuruz. Bunun tam tersi on insanın yapacağı bir işi bir insanın yapmasıda bu işletmede maksimum bir iktisatın varlığından bahsetmemizi gerektirir. Aynen öylede Hüve nüktesinde havadaki zerrenin ısıyı, ışığı ve sesi taşıdığından yaydığından ayrıca kör sağır ve şuursuz bir insanın avrupadaki fabrikalara gidip çalışması gibi , dolayısıyla o fabrikaların çalışma sistemlerini bilmesi gibi havadaki her bir zerre solunum yoluyla girdiği her bir bitkinin, hayvanın ve insanın hücrelerinin mahiyetini; hücre zarından çekirdeğe kadar çalışma sistemini biliyormuşcasına oralarda uygun yerde ve zamanlara görev ve vazife alması gösteriyor ki Allah hiçbir şeyi israf etmiyor. Allah havadaki bir zerreye ısıyı, ışığı ve sesi taşıma gibi binlerce iş yaptırarak o zerreyi ne kadar iktisatlı kullandığını göstermiş oluyor.

Çürüyen bir çiçeğin toprağın verimini artırarak baharda açacak yeni çiçeklere gübre olması, zerrelerine ayrılarak yeni çiçeklerde vazife yapacak zerreleri doğurması çürüyen çiçeklerin bile israf edilmediğini gösteriyor.

Aslan bir geyiği avladığında geriye kalanları yemek için sofranın başına çakal geliyor o gidiyor akbaba geliyor daha sonra kargalar üşüşüyor geyikten arta kalan çok küçük parçaları karıncalar daha küçüklerinide mikro organizmalar tüketiyor ve Allahın Rezzak isminin tecelli etmesinin yanında hiçbir şey israf olmuyor.

Ayrıca her bir organın bir çok görevinin olması örneğin karaciğerin yüzlerce görevi yapması yaratılanlardaki israfsızlığa ayrı bir örnek. Her bir görev için ayrı bir organ yaratılmamış. Uç uca eklendiğinde kilometreleri bulacak vücudumuzdaki damar ağı, iç yüzeyleri açıldığında yüzlerce metrekarelik alanı kaplayacak akciğerlerimizdeki hava kesecikleri, dna zincirinden hücre zarına kadar yüzlerce sistemden oluşan hücre bunların hepsi fazla yer kaplamayıp alan ve yer israfına meydan vermeden dürülüp bükülüp küçük bir alana sıkıştırılmışlar.

Madem Allah arıdan aslana oradan zerreye kadar yarattığı her şeyde bu kadar israfsız ve iktisatlı yaratılış kanunlarını işletiyor. Kıyamet koptuktan sonra bütün isimlerini tecelli ettirerek yarattığı her biri başlı başına bir sanat eseri olan mahlukatı tekrar diriltmemek üzere yokluğa mahkum etse israf etmiş olmazmı . Hem kendini kainattaki tablolarla israfsız olarak tanıtsın hem de kainatı kıyametle yok ederek israf etsin ve haşa kendisiyle çelişkiye düşsün bu mümkün değildir. Allah madem hiçbir şeyi israf etmiyor ahireti açarak bunu tekrar kullarına yaşatacaktır.
 

ruhani

Member
ALLAHIN CEMAL İSMİ AHİRETİ İKTİZA EDİYOR

Her cemal ve kemal sahibi cemal ve kemalini görmek ve gören gözlerede göstermek ister. Allah bize kendini böyle tanıtıyor. Allah madem ebedi, onun cemalini seyretme konumuda yarattığı insanında seyretmeyi devam ettirebilmesi için ebedi olması gerekir bunun için de ahiretin yaratılması gerekir. İnsanın yaratılış hikmetlerinden en önemlisi bu. Allah “Biz insanları ve cinleri kulluk etsinler diye yarattık” buyuruyor. Bizim yaratılış hikmetimiz Allahın kainatta yarattığı mahlukata ve isimlerinin tecelli ettiği mükemmel sanat eserlerine bakıp kainat kitabını okuyup onun (cc) cemalini temaşa etmek ve seyretmekse öldüğümüzde dirilmemek üzere toprağa gireceksek; tamamlanmayan bir beste bir şiir gibi Allahın cemalini seyretmemiz yarım kalmış olmayacakmı. Allah bizi cemalini seyretmemiz için yarattığından bir bakıma bu seyretmenin yarım kalmaması ebedi devam etmesi adına bize ahireti vaad etmiş oluyor. Ahiret yaratılsın ki kulun seyri devam etsin. Yoksa haşa vaadinde durmamış olur ki böyle bir şey söz konusu olamaz, Allah vaadinde durmamaktan münezzehtir. Allah kuluna ebediyet duygusu verip kalbine de cemalini temaşa zevki ve neşvesini koyup ebedi cemali seyri vaat edip haşa öldükten sonra diriltmeyecekse kulun muhabbeti adavete inkilap eder. Sevgisi düşmanlığa döner ki bu da Allahın hikmetine terstir. Allah hem bize verdiği sayısız nimetle ayrıca kalbimize koyduğu sevme kabiliyetiyle kendini bize sevdirsin hem ahireti yaratmayarak bu sevgiyi düşmanlığa çevirsin bu çelişkili bir durumdur Allahta çelişkiden ve abes fiil işlemekten münezzehtir.
 

NİSANUR

Well-known member
'haşir ve âhireti iktiza eden, Esmâ-i Hüsnâdan yalnız Hakîm, Kerîm, Rahîm, Âdil, Hafîz isimleridir. Belki, kâinatın tedbiriyle alâkadar olan herbir isim, âhiret ve haşri iktiza eder. ''


Mesnevi-i Nuriye
 
Üst