Sizin için YABANCI ne demektir ?

Lemalar_

Active member
Selamun aleykum muhterem kardesim;

Bu donem arastirma konularimizdan biri olan, "Yabanci" kavrami hakkinda sizinde dusuncelerinizi almak istiyorum.

Sizler için yabanci denince ilk akliniza gelen nedir ? Yabanci kimdir ?

Turk toplumu için yabanci milletler, devletler, kavimler, kulturler hangilerdir?

Hangi toplulugun içerisinde olsaniz kendinizi yabanci hissedersiniz ?

ve son olarak, :)

Sizce bizim toplumumuza yabanci olarak bakan milletler hangileridir , ve neden bu bakisa sahiptirlerdir?

Cevaplariniz için simdiden tesekkurler...

Selam ve dua ile..
 

Elif_Gibi

Well-known member
ve aleykumusselam :)

bana göre türkiyeli olmayan kişiler yabancıdır. ailemden olmayanlar yabancıdır. tanımadığım insanlar yabancıdır...tabi bunlar bana göre yabancıdır yok onlar illaki bende sizdenim derse duruma göre değerlendirilir :):)

yukarıda saydığım kavramların dışında kalırsam kendimi yabancı sayarım

bu soruya henüz bi cevap bulamadım en kısa zamanda cevaplamak üzere hoşçakalın :)
 

akna

Well-known member
Yabancı kimdir sorusunu ilk okuduğumda "tanımadığım herkes" dedim kendime
ama düşününce öyle olmadığını anladım
evet başka insanlar, başka milletler, başka topraklar yabancı gelir herkese
ama insan kendi toprağında tanıdığı insanların yanında bile yabancı hissedebiliyorken
farklı bir ülkede farklı dili konuşan insanların yanında huzur bulduğu bir ortamdaysa şayet yabancılamayabilir
bu ortam bizim için bir camiyse, bir başkası için farklı bir yer de olabilir tabii
mesela havalimanında konuştukları dili anladığım ve aynı milletten olduğum birçok insan bana yabancı gelirken
dillerinden hiçbirşey anlamadığım, farklı milletten olan birinin, kullandığı bir "Elhamdülillah" kelimesi ile, onu kendime din kardeşi ittihaz edip sevebiliyorum, bence o artık yabancı değildir
yani anlatmak istediğim şey; eğer istikamet aynıysa, değer yargıları ortaksa, yabancı değildir kimse
 

teblið

Vefasýz
Benim için yabancı ;

kişinin ne rengi ne dili nede Kavminin ayrı olması değil dir;

benim için yabancı İnanç krıterlerimden olmayan ,inandığım kudsi değerlere saygı duymayan hafife alan kişidir..İsterse primer yakınım olsada ..bana YABANCIDIR ...
 

Lemalar_

Active member
Gördügüm kadariyla bir çogumuz inanç kavramini temel kriter olarak belirleyip, kendine gore yabanci olani belirlemis.

Peki su açidan yaklasamaz miyiz?

Eger yabanci bizimle ayni istkameti, ayni dini inançlari paylasmayan kisiyse, ve bizimde inançli bir insan olarak teblig gorevimiz var ise,
asil yaklasmamiz gereken insanlara nasil yabanci gozuyle bakariz?

Bu insanlara yabanci olmak aslinda insanin kendine, ve kendi degerlerine yabanci olmasi degil midir?
 

teblið

Vefasýz
Gördügüm kadariyla bir çogumuz inanç kavramini temel kriter olarak belirleyip, kendine gore yabanci olani belirlemis.

Peki su açidan yaklasamaz miyiz?

Eger yabanci bizimle ayni istkameti, ayni dini inançlari paylasmayan kisiyse, ve bizimde inançli bir insan olarak teblig gorevimiz var ise,
asil yaklasmamiz gereken insanlara nasil yabanci gozuyle bakariz?

Bu insanlara yabanci olmak aslinda insanin kendine, ve kendi degerlerine yabanci olmasi degil midir?

Hayır insanın kendi değerlerine yabancı ve ters düşmez;

Tabiki müslüman tebliğle görevlendirilmiştir;Akli baliğ olana farz dır tebliğ;Lakin onunda kaideleri vardır;
Önce Müslüman akıllı ve uyanık olmalıdır;Tebliğ yapmanın ilk kuralı hedefteki kişiyi veya kişileri tanımak ,analiz etmek ,tahlil etmek ,daha sonra ilerleyen aşamalarda güven ve yakınlaşma vardır;

Hani toplumumuzda güzel bir atasözü vardır;

(HERKEZLE ARKADAŞ OLABİLİRSİN AMA DOST OLAMAZSIN)

İşte bu hesap..selam veririz dinimizi gücümüzce anlatırız davet ederiz ,karşı tarafında tutum ve davranışalrı aradaki güveni ve yabancılığı zamanla yıkacaktır..tabi doğru insanı seçmişsek şayet.

yakınlık işi gönülde olur bunun adıda muhabbettir..
gönül fermanıda muhabbeti ve yakınlığı hisseder..yaşadığı olayları tecrübeyle..;


Ben bu konuda böyle düşünüyorum ..
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Tebliğ vazifesi ağır bir sorumluluktur.İrşad eksenindeki bu hareketin çok dikkatli atılması lazım.Zira tebliğ yapacağımız derken yanlış bir gidişata gitmeye hem vesile olabiliriz hem de kendimizi yakabiliriz.

Bunun için tebliği yapan tarafın Kur'an-ı Kerim ilmi yüksek düzeyde olmalıdr.Zira kendisi yüzmeyi bilmiyorsa başkasını kurtaracağım diye denize girerse hem kendi boğulur hem de diğer yabancı olan kişi...

Bunun için belli sınırlar var zaten...Peygamber Efendimiz'in Tebliğ Mektuplarının Başında hep Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla diye başlamıştır...

Hatta,Belkıs'a Hz. Süleyman tarafından gönderilen Tebliğ mektubunun başındaki besmele ilk kalbine işlemiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v ) ise ;kendisine vahy olunan ayetler doğrultusunda tebliğe başlamıştır.

İlk tebliği kendi ailesinden...

Sonra kavminden...

Sonra bütün civar kavimlerden...

Ve en son kıyamete kadar olan insanlar ve cinler tayfası...


Yorum yapmak insanların işidir.Biz de yorum katalım istedik vesselam...

Ayetle son bulsun sözümüz...

[NOT]"(Ey Habîbim!) Bu Kur'ân'a îmân etmiyorlar diye neredeyse üzüntüden kendini harâb edeceksin!" (el-Kehf 18/6) [/NOT]

 
Üst