Namaz borçlarini bekletmeden ödemek mi gerekiyor

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Ahmet Sahin
Okuyucumun hayatinin basindan beri devam edip gelen ibadet ihmallerini düsünerek daha fazla gecikmeyip namazlarini kaza etme azmine girmesi dikkatimi çekti.

Geçmisin sorumlulugunu olanca agirligiyla duyarak yaptigi bu nefis muhasebesi sonunda sorusunu söyle soruyor:

- Gençligimizde dalgin devreler yasadik. Ibadetlerimizdeki ihmal ve tembelliklerimizin farkina bile varmadik. Hayatimizin büyük bir kismi maalesef muhakeme ve muhasebesiz sekilde geçti. Simdi ise geç de olsa sükürler olsun bir ölçüde aklimiz basimiza geldi. Ihmallerimizi düsünmeye basladik. Balig oldugumuz on bes yasimizdan itibaren namaz borçlusu oldugumuzun farkina vardik. Bastan beri kilamadigimiz bunca namazlarimizin borcundan artik bir an evvel kurtulmaliyiz diye düsündügümüz sirada, bazi sorumsuz kimselerin, kilinamayan geçmis namazlarin kazasi yoktur, seklindeki sözleri geldi kulagimiza.

Niyetimizden vazgeçiremedi ise de hizimizi keser gibi oldu. Bizlere geçmiste kilamadigimiz namazlarin kazasi gerektigi konusunda bilgi verirseniz yanlis söylentilerin tesirinden kurtulacak, belki de namaz borçlarimizi ödeme konusunda aldigimiz kararimizi hemen uygulamamiza sebep olacaksiniz. Yeter ki kaza namazi konusunda bizi süphelerden kurtaracak kesin bilgiler verin, uyulmasi gereken ölçüleri sunun.

***
Okuyucumun hassasiyetini çok yerinde buluyor, zararin neresinden dönersen kârdir, gerçegini hatirlayarak bu konuda temel ölçüyü arz ediyorum.
Rabb'imiz bize sayilamayacak kadar çok nimetler ihsan etmistir. Bu nimetlerin hepsini de hayatimiz boyunca pesin olarak kullanmisizdir. Ancak nimetlerin sükrü manasina da gelen ibadetlerimizi pesin olarak eda etmeyip onlari veresiye birakanlarimiz da olmustur. Halbuki insan her vaktin girisinde üzerine farz olan namazlarini asla ihmal etmeyip mutlaka kilma titizligi göstermeli, tehir etme günahini asla göze almamali, lütfedilen nimetlerin sükrünü de böylece bir ölçüde pesin olarak eda etmis olmalidir.
Surasi unutulmamali ki, namaz borcundan kurtulmanin tek çaresi, vaktinde kilmaktir. Vaktinde kilinamayip da borç olarak kalanlari da bulunan ilk firsatta kaza ederek tehir etme günahina son vermektir. Namaz borcuyla bekleyenlerin önce dikkate alacaklari temel ölçü budur.
Hemen kilmaya baslamak, kilmadiklarini da kaza ederek bir an önce borçtan kurtulmaya yönelmek.
24 saat içinde üç kerahet vakti disinda tüm vakitlerde kilinabilecek bu kaza namazlarina niyet etmek öyle karisik ve zor da degildir:
- Niyet ettim en son kilamadigim sabah namazinin farzini kaza etmeye. Ya da 'en son öglenin farzini, ikindinin, aksamin, yatsinin farzini kaza etmeye' diyerek niyet etmek yeterli olabilir.
Zaten niyetin özü, "hangi namazi kildiginin bilincinde" olmaktir. Dille söylemese de, sadece kalbinde kildigi namazin hangi namaz oldugunu bilse, bu bilgi farz olan niyetin kendisi sayilir. Yeter ki geçmisini düsünmeye baslayan bu bahtiyar insan, ümitsizlige kapilmadan buldugu firsatlari kaza namazi kilarak degerlendirmekten geri kalmasin, hayatinin en hayirli kararini uygulamakta süphe ve tereddütlere düsmesin.
Surasi da unutulmasin ki, namaz baska ibadetlere benzemez. Kilinmasi halinde sevabi, kilinmamasi halinde vebali çok agir sekilde kayda geçer. Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri'ne 'Sevabi en çok ibadet hangisidir?' diye soruldugunda cevabi söyle olmustur:
- Sevabi en çok ibadet, önce vaktinde kilinan namaz, sonra ana-babaya yapilan hizmettir!
Öyle ise sevabi ve vebali en çok olan bu ihmale gelmez ibadetin farkinda olunmali, daha fazla ihmal ve tehir günahini sürdürmeden namazi mutlaka vaktinde kilmali, kilinmamis borçlari da bir an önce ödemeye yönelmelidir. Çünkü (hastalik gibi özürden degil de) ihmalden dolayi olusan namaz borçlari ancak kilinarak ödenir, baska türlü ödeme sekli yoktur. Aleyhissalatü vesselam Efendimiz savasta kilma imkâni bulamadigi namazini buldugu ilk firsatta asla tehir etmeden hemen kaza ederek bizlere böyle örneklik etmistir.
 
Üst