Lezzet'in Manası On Yedinci Lem'adan

ASHAB-I BEDR

Well-known member
224542_10150176161019672_696779671_6547684_4163441_n.jpg


Vazifede lezzet bulunduğuna en açık bir delil:

Sen kendi aza ve duygularının hizmetlerine bak. Her biri, şahsi ve nevi beka için ettikleri hizmetlerinde ayrı ayrı lezzetleri var.

Hizmetin kendisi, Onlara bir lezzet hükmüne geçiyor. Hatta hizmeti terk etmek, o uzvun bir nevi azabıdır.

Hem en zahir bir delil, horoz veya yavrulu tavuk gibi hayvanatın vazifelerinde gösterdikleri fedakarane ve merdine vaziyetleridir ki, horoz aç olduğu halde tavukları nefsine tercih edip, bulduğu rızka onları çağırır; yemez onlara yedirir.

Bir şevk, iftihar ve lezzetle o vazifeyi gördüğü görünür. Demek o hizmette, yemekten fazla bir lezzet alır.

Hem küçük yavrularına çobanlık eden tavuk dahi, yavrularının hatırı için ruhunu feda eder. İte atılır. Kendini aç bırakıp onları doyurur. Demek, o hizmette öyle bir lezzet alır ki, açlık acısına ve ölmek elemine tercih eder, ziyade gelir.

Hayvani valideler, yavrularını küçük iken vazifeleri bulunduğundan lezzetle himayeye çalışır. Bu yük olduktan sonra vazife kalkar, lezzet de gider.

Yavrusunu döver, elinden taneyi alır. Yalnız, insan nevindeki validelerin vazifeleri bir derece devam eder. Çünkü insanlarda, zaaf ve acizlik itibariyle ü- ima bir nevi çocukluk var. Her vakit de şefkate muhtaçtır.

Hatta hububatta dahi sünbüllenmek vazifesinde zahir bir iştiyak görünür. Nasıl ki, dar bir yerde hapsedilen bir üt, bir bostana, geniş bir yere çıkmayı iştiyakla ister. Öyle de, hububatta, sünbüllenmek vazifesinde öyle sürurlu bir vasiyet, bir iştiyak görünüyor.

[NOT]İşte “Sünnetullah”tabir edilen, Kâinatta cereyan eden bu sırlı uzun düsturdandır ki; işsiz, tembel, istirahatla yaşayan ve rahat döşeğinde uzananlar;, ekseriyetle, sayeden, çalışanlardan daha ziyade zahmet ve sıkıntı çeker.[/NOT]

Çünkü daima işsizler ömründen şikâyet eder; eğlence ile çabuk geçmesini ister. Sayeden ve çalışan ise, şükreder, hamd eder. Ömrün geçmesini istemez.

On Yedinci Lem'a

 
Üst