Söz Insan´in aynasidir

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Mümin bir kimsenin ahlâkını izhar eden en önemli şey dilidir. Dil, cirmi (hacmi) küçük ama cürmü (suçu) pek büyüktür.

Kişinin aklının ve kalbinin görüntüsü konuştuğu sözlerdir. İnsanların hiçbir mahzuru yok zannettiği nice sözleri vardır ki, sahibini cehennemin ortasına bırakır.

Dil ile alâkalı ifade edilmiş hadisi şerifler dikkate alındığı zaman insanın herşeyden çok diline sahip olması gerektiği hakikati ortaya çıkıyor.

Ebubekir Efendimizin, dilini tutarak “Ah!! Nicelerini cehennem derelerinde gezdiren sensin” demesinde ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor.

Kişinin dili kalbine zehir akıtırsa o kalp bedenin en kirli parçası oluverir. Tam aksine kalbine nur akıtırsa, o kalp bedenin en temiz parçası oluverir.

Dil, hikmet pınarı olmadıkça kalpte ilâhî nurlar barınamaz.
Dil, istikametini bulmadıkça, kalp istikamet bulamaz.

Öyleyse iki örtü ile örtülmüş dilin âdâbını öğrenmek her mümin üzerine en öncelikle farzlardandır.

Bu anlamda dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıralayabiliriz:
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
KONUŞMAYA BAŞLAMADAN ÖNCEKİ EDEPLER

Kişinin konuşmaya başlamadan önce kendi kendisine şu soruları sorması:

Ben niçin ve kim için konuşuyorum? Bu konuştuğum şeyler doğru mu? Yeri ve zamanı mı?

Abdullah bin Abbas (ra) buyurdular ki, beş şey deve sürülerinden daha kıymetlidir:

1-Seni ilgilendirmeyen hiçbir şeyi konuşma, çünkü o fazla sözdür. Günaha düşmekten emin olamazsın.

2-Seni ilgilendiren şey bile olsa yeri olmadıkça konuşma, çünkü yersiz nice konuşan kimse söylediği doğru bile olsa ayıplanmıştır.

3-Olgun veya düşük karakterli olsun hiç kimseyle tartışma. Şüphesiz ki olgun olan olgunluğu ile seni mahcup eder. Diğeri ise karakterinin düşüklüğü ile sana eza eder.
4-Kardeşin senin yanında olmadığı zaman onun hakkında en sevdiği şeyleri konuş. Onun senin hakkında söylemesini istediğin şeyler söyle.

5-Her işini en güzel şekilde yaptığın zaman, mükâfatlandırılacağını, fena işlediğin zaman cezalandırılacağını unutmayarak yap.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
KONUŞMA SIRASINDA DİKKAT EDİLECEK EDEPLER

1- Karşıdaki konuşan kimsenin sözünü kesmeden güzelce dinlemek. Sözü esnasında anında düzeltmesi gereken bir hata olmuşsa ondan güzelce izin isteyerek onu yaralamadan söz almak.

2- Faydasız ve karşıdakine zarar verici soru sormayı terk etmek.

3- Bir toplum içerisinde konuşuluyorsa, bakışları tamamına yaymak, içlerinden bir veya birkaçına bakışları kısıtlamamak.

4- Konuşurken hitabın en güzelini kullanıp karşıdakilere sıkıntı verici lafızlardan kaçınmak.

5- Tane tane konuşup hızlı konuşmaktan kaçınmak.

6- Muhatabına layık bir şekil ve üslupta konuşmak. Âlime cahil hitabı, cahile de âlim hitabı kullanmamak gibi.

7- Az konuşmayı, çok dinlemeyi tercih etmek. Bu hususta şiar; konuşacağı hayırsa konuşmalı, yoksa susmalıdır.

8- Dinlerken karşıdaki gıybet etmeye başladığı zaman gıybet edenin gıybeti terk etmesini istemeli, kabul etmezse meclisten ayrılmalı.

9- Her duyduğunu doğruymuş gibi anlatmaya kalkmamalı, bu hâlin kendisine günah olarak yeteceği şuuruyla kesin bilgiye ulaşmadıkça anlatmamalı.

10- Sözü gereğinden fazla uzatmaktan kaçınmalı, az ve öz konuşmaya çalışmalı.

11- Doğru sözler içerisinde bile, en faydalı olanları seçerek konuşmalı.

12- Söz doğru, lafzı hoş, ses tatlı olmalı (gereğinden fazla ses yükseltilmemeli) ne bıktıracak kadar çok, ne de kifayet miktarından az olmalı.

13- “İnsanlara akılları ölçüsünce konuşunuz” kaidesi hiçbir zaman göz ardı edilmemeli.

14- Mühim görülen cümle ve ibarelerin çok iyi anlaşılması için, ölçüyü kaçırmamak kaydıyla, çokça tekrar edilmesinde mahzur yoktur.

15- Konuşma esnasında lafızların anlaşılır olması ve maksadından dışarıya çıkarılacak tarzda olmaması gerekir.

16- Gerekmedikçe sesi yükseltmemek, dinleyenlerin durumu konuya göre ses ayarlaması yapmak.

17- Yeri olmadıkça gülmemek – gülünecek yerde gülmeli, ağlanacak yerde ağlamalı-

18- Konuşurken lafızları şişirip ağzını doldura doldura konuşmamalı yani en etkili konuşma kişinin doğal konuşmasıdır.

19- O mecliste başkasına bir soru sorulduğunda sorulan kişiden izin alınmadıkça cevaplandırılmamalı.

20- Dinleyicilerle yakın bir alâka, tatlı bir lâtife ve güler yüz içerisinde bulunmalı.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
KONUŞMA BİTTİKTEN SONRAKİ EDEPLER

1- Kişinin söyledikleriyle amel etmesi, fiilinin sözlerine muhalif olmaması, çağırdığı güzelliklere ilk kendisinin numune olması.

2- Duymuş olduğu sözleri, dinlediği şahsı rencide edecek bir tarz ile dışarıya nakletmemesi. O mecliste binlerce güzel sözü gözardı edip velev ki hata bile olsa onu dışarıya yansıtmak, Resulullah (s.a.v) Efendimizin diliyle, bir koyun sürüsü içerisinde en güzel koyun yerine, çoban köpeğine sarılan kimsenin hâline benzemiş olur.

3- Söz meclisinde sır kabilinden olan hiçbir söz yayılmamalı.

4- O mecliste verilen sözler aynen yerine getirilmeye çalışılmalı, yerine getiremediği sözlerin gerekçeli izah ve açıklamasını yapmalı.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
DİLİN ÂFETLERİ VE HASTALIKLARI


1- Malayâni konuşmak:
2- Gereğinden fazla konuşmak.
3- Bâtıl sözlere dalmak
4- Tartışma
5- Husumet
6- Sövmek:
7- Lânet etmek:
8- Sözü, manâsı, icra edeni ve icra edildiği meclis dikkate alınmak kaydıyla şehevata hitap eden nağmeler de kalpte nifak bitiren dilin âfetlerindendir.
9- Helâli haram, haramı helâl, güzeli çirkin, çirkini güzel olarak vasf eden şiir ve nesirler.
10- İnsanları küçük görüp onları alay etmek.
11- Kişinin hoşlanmadığı kötü lâkaplar takmak.
12- Sırrın sahibi razı olmadığı hâlde sırları ifşa etmek.
13- Yerine getiremeyeceğini bile bile başkasına ümit verecek vaatlerde bulanmak.
14- Yalan söylemek
15- Gıybet etmek
16- Koğuculuk(lâf taşıma)
17- Yersiz övgü:
18- İftira atmak: İftiranın en büyüğü Allah (c.c)´a iftira atmak. Yahudilerin Üzeyr (a.s) Allah(c.c)´ın oğlu, Hıristiyanların İsa (a.s) Allah(cc)´ın oğlu ve müşriklerin melekler Allah(c.c)´ın kızları demesi gibi. Sonra Allah(c.c)´ın peygamberlerine ve getirdiği esaslar hakkında iftira atmak gelir. Daha sonraysa diğer insanlara iftira atmak gelir.
19- Bir kişinin nesebini inkâr edip, nesebi dışında bir kimsenin babası ve atası olduğunu söylenmesi.
20- Yalancı şahitlik.
21- Başa kakmak: Veren kişinin vermiş olduğu şeyi eza ve sıkıntı edecek şekilde verdiği kimseye sık sık hatırlatması.
22- Kaderi yalanlamak: Bundan maksat kaza ve kadere hoşnutsuzluğunu ifade eden lafızlar dilinden dökülmesidir. Mesela insanlar içerisinde yaygın olarak söylenir: “Ben bu kadere nasıl isyan etmeyeyim veya ben bu kadere isyan ederim.” Hâşâ!..
23- Ağıt yakmak: Çoğunlukla kadınların cenaze akabinde seslerini yükselterek ağlamaları ve isyan içeren sözler sarf etmeleri.
24- Satıcının malını satarken yalan yere yemin etmesi.
25- Satışı bitmiş bir malın satışını, nişanlanmış bir kadın üzerine nişanlanmayı konuşmak.
26- Erkeğin hanımına yüzünün çirkin olduğunu söyleyerek rencide etmesi.
27- Soy sop veya mal mülk ile övünmek.
28- Ölen kimselerin hata ve kusurlarını dillendirmek.
29- Münafık ve facir bir kimseye, “Efendim” diyerek ona saygı gösterilmesi.
30- Konuşurken devamlı kendisini temize çıkarması.
31- Cuma vaktinde imâm hutbedeyken velev ki yanındaki kimseye “Sus!” demek suretiyle konuşmak.
32- Allah (c.c) dışında başka şeylere yemin ederek konuşmak.
33- Anne ve babasına karşı “üff” bile olsa kırıcı söz söylemek.

Ne mutlu hikmetle konuşan, ibretle bakan ve tefekkürle susanlara.
*Müminin ahlâkını anlatan Mustafa Murat´ın kaleme aldığı Huluku´l Mümin isimli (Arapça) Mısır baskı eserdeki “Konuşma Edebi” bölümünden istifade edilmiştir.


(Ömer Arif / Anadolu Gençlik Dergisinde ki Yazısından Alıntıdır..)
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
ÇOK KONUŞMANIN ZARARI

Molla Câmi zamanında konuşmalarıyla herkesi bîzar eden bir adam yaşardı.
Bir gün heyecanla Molla Câmi'ye gelir ve:
-Üstadım, akşam rüyamda Hızır'ı (a.s)gördüm, ağzıma tükürdü bu neye
işaret eder acaba?
Molla Câmi için fırsat doğmuştur şöyle cevap verir:
Neye işaret ettiğini bilmem ama herhalde senin suratına tükürecekti ama
ağzın her zaman ki gibi açık olduğu için ağzına girmiştir.


Peygamber efendimiz, (Az konuşmak imandan, çok söz nifaktandır) buyurmaktadır.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi



Söz, insanın içinde saklı duyguların ve gizli kuruntuların tercümanıdır.


Ağızdan çıkan söz yakalanmaz, geriye çevrilmesi de mümkün olmaz.

Onun için akıllı kimseye yaraşan, dilini tutmakla söz sürçmelerinden sakınmak, zarar doğuracak düşüşlerden korunmaktır.

İnsan konuşmadığı zaman durum daima lehinedir.Fakat konuşunca ya lehine olur yahut aleyhine olur.

Sevgili Peygamberimiz (SallAllahu Aleyhi Vesellem) Hz.: Muaz (RadiyAllahu Anh)'a şöyle buyurmuştur:

«Ey Muaz! Sen sustuğun müddet selâmettesin. Konuştuğun zaman aleyhine olur veya lehine olur.»

Bu itibarla bir fayda sağlamayan, ilim ve edeble ilgili bulunmayan boş sözlerde hayır yoktur. Bunlar zarar getirir. Konuşmalarda noksanlık ve hatalardan kurtulmak için gözetilmesi gereken bazı şartlar vardır:

1 — Söz, ya bir fayda temin etmek, ya da bir za rarı kaldırmak maksadıyle söylenmelidir.

2 — Söz yerinde söylenmeli ve fırsatı kaçırmaktan sakılmalıdır.

3 — Söz ihtiyaç miktarı olmalı, ziyade yapmamalıdır.

4 — Konuşulan açık ve sade bir dille söylenmelidir. Bir sebebe ve maksada bağlanmayıp rastgele konuşulan sözler hezeyan kabilinden olacağı için, bunlarda hayır yoktur. Hayır olmayan şeyden de kaçınmak gerekir.

(Edebüddünya)
 
Üst