Sadece dil ile tövbe olmaz

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Sadece dil ile tövbe olmaz

Müminin, günah işlemekle imanı gitmez, kâfir olmaz. Günahı çok olan bir mümin, son nefesi boğazına gelmeden tövbe ederse, kurtulması çok umulur. Çünkü ALLAHü teâlâ, şartlarına uygun yapılan tövbeyi kabul edeceğini vaad etmiştir. Eğer bir mümin, tövbe etmek şerefine kavuşamamış ise, onun işi, ALLAHü teâlânın iradesine kalmıştır. Cenâb-ı Hak, dilerse günahlarının hepsini affederek Cennete sokar veya Cehennemde günahları kadar azab yapar. Fakat sonunda kurtularak, yine Cennete girer. Çünkü ahirette, merhamete kavuşamayanlar, yalnız imansız olarak ölenlerdir. Zerre kadar imanı olan, rahmete kavuşacaktır. Eğer önceleri rahmete kavuşamazsa bile, sonunda yine rahmete kavuşacaktır.


Kadın, erkek her Müslümana, herhangi bir günah işledikten sonra, işlenen bu günahtan tövbe etmesi farzdır. Şartlarına uygun yapılan her günahın tövbesi kabul olur. İmam-ı Gazali hazretleri; “Şartlarına uygun yapılan tövbe, muhakkak kabul olur. Yapılan tövbenin kabul edileceğinden değil, tövbenin şartlarına uygun olup olmamasında şüphe etmelidir” buyurmuştur.


Tövbe edilmeyen herhangi bir günahtan ALLAHü teâlâ intikam alabilir. Çünkü ALLAHü teâlânın gadabı, günahlar içinde saklıdır. Yüz bin sene ibadet eden makbul bir kulunu, bir günah için, sonsuz olarak reddedebilir ve hiçbir şeyden de çekinmez. Bunu Kur’an-ı kerim haber veriyor ve iki yüz bin sene itaat eden iblisin, kibredip, secde etmediği için, ebedi melun olduğunu, haber veriyor. Yeryüzünde halifesi olan, Adem aleyhisselamın oğlunu, bir adam öldürdüğü için, ebedi tard eyledi. Musa aleyhisselam zamanında, Bel’am bin Baura, İsm-i a’zamı biliyor ve her duası da kabul oluyordu. Fakat ALLAHü teâlânın haram ettiği bir şeye, az bir meylettiği için, imansız gitti ve; (Onun gibiler köpek gibidir) diye dillerde kaldı.


Karun, Musa aleyhisselamın akrabası idi. Musa aleyhisselam buna hayır dua edip, kimya ilmini öğretti. Çok zengin olmuş ve yalnızca hazinelerinin anahtarlarını kırk katır taşırdı. Birkaç kuruş zekat vermediği için, bütün malı ile birlikte, yer altına sokuldu.


Sa’lebe, sahabe arasında çok zahid geçinir, çok ibadet eder ve camiden çıkmazdı. Bir kere sözünde durmadığı için, sahabilik şerefine kavuşamadı, imansız gitti. ALLAHü teâlâ, bunlar gibi daha nice kimselerden, bir günah sebebi ile, böyle intikam almıştır. Bu sebeple, her müminin günah işlemekten çok korkması, ufak bir günah işledikten sonra hemen tövbe, istiğfar etmesi, yalvarması lazımdır.


İşlenen günahlarda, kul hakkı da varsa, bunlara tövbe etmek için, hak sahipleri ile helalleşmek, onları hoşnut ve razı etmek de lazimdır. Hadis-i şerifte; (Gizli yapılan günahın tövbesini gizli yapınız! Aşikâre yapılan günahın tövbesini aşikâre yapınız! Günahınızı bilenlere, tövbenizi duyurunuz!) buyurulmuştur.


Bu sebeple, İslam dinine inanmayan ve Müslümanlara, insanlara sıkıntı veren, zulmedenler, öldükten sonra, bunlar için; “Belki tövbe etmiştir, inkârdan vazgeçmiştir” demek boş söz olur. Böyle kimselerin tövbe edebilmesi için, zulüm, eziyet yapan uzuvlarının iyilik yapması, dili ile dua etmesi ve mazlumları hoşnut edecek vasiyette bulunmaları lazımdır. Böyle tövbe etmeyenlerin ölülerine hüsn-i zan edilmez.


Hasan-ı Basri hazretleri tövbenin şartlarına uygun olarak hem dil, hem de hâl ile yani günahları, haramı terk etmekle ve hak sahipleriyle helalleşmekle yapılması lazım olduğunu belirtmiştir. Şartlarına uygun olmayan tövbenin tam tövbe olmadığını belirtmek için; “Bizim tövbemiz de tövbeye muhtaçtır” buyurmuştur.


Netice olarak, günahlardan tövbe etmek herkese farzdır. Ancak tövbe, sadece dil ile yapılmaz. Tövbe etmek için, kalb pişman olmalı, dil yalvarmalı ve günah işleyen organ da o günahtan vazgeçmelidir. Muhammed Rebhami hazretlerinin buyurduğu gibi:

“Tövbe kalb, dil ve günah işleyen aza ile birlikte olmalıdır. Kalb pişman olmalı, dil, dua etmeli, yalvarmalı ve aza da günahtan çekilmelidir.”

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!.
 
Üst