Üstadın zehirlenmesi

süleymanx

Yeni Üye
S.A. Sayın arkadaşlar üstadın defalarca zehirlenmesi ve ölmemesini anlayamadım mucizeler vardır ama ben bu konuyu anlayamadım yardımcı olursanız sevinirim
 

Huseyni

Müdavim
S.A. Sayın arkadaşlar üstadın defalarca zehirlenmesi ve ölmemesini anlayamadım mucizeler vardır ama ben bu konuyu anlayamadım yardımcı olursanız sevinirim

Ve aleyküm selam. Herşey sebeplere bağlı olarak gelişmez. Bazen sebeplerin de dışında olaylara rastlamamız mümkündür. Bu bir alime evliyaya mahsus değil herkes için geçerli olabilir. Kesin ölür denilen çoğu yerde ölümle sonuçlanmayan hadiseler görürüz. Sebepler bir perdedir. İlaca da zehire de tesiri vericek olan Allahtır. Çok şaşırmamak gerek. Bir de Üstad hazretlerine edilen duaların da tesirini düşünürsek hiç şaşırmamak gerek.
 

teblið

Vefasýz
Ve aleykum selam ;

Biz müslüman olarak ecelin Allah'ın iradesinde olduğuna iman etmişizdir;

Kur'an'ı Kerimde şöyle buyrulur;

Her milletin bir eceli vardır Ecelleri geldiğinde onu ne bir an geri bırakabilir, ne de öne alabilirlerA'raf suresi;

Evet üstad hz'leri yaklaşık 19 kez din düşmanları tarafından zehirlendiler maalesef;

Tarihçeyi hayattan bunu öğreniyoruz..Üstad hz'leri bu saldırılarla ölmedi..çünkü eceli gelmemişti ve Cenabı Allah'ın iradesidir .

."Üstadın Emirdağ'da zehirlenmesi" başlığıyla şöyle anlatılır: "Bir siyasî memurun iğfali ve imhası için yukarıdan emir aldık" demesine aldanan bir bekçibaşı, Üstadın penceresine geceleyin merdivenle çıkarak yemeğine zehir atmış; ertesi gün Üstad zehirlenerek kıvranmaya başlamıştır. Zehirin tesiri çok azîm olduğu halde,

kendisi, 'Cevşenü'l-Kebir gibi evrad-ı kudsiyelerin feyziyle ölümden muhafaza olunuyorum. Fakat hastalık, ıztırap çok şiddetlidir' derdi.

Allahın he rişinde bir hayr vardır elbet..Üstad çektiği bu sıkıntılarlada günahlarından arınıyordu inşl..Sıkıntı ve eziyette Allah 'tan Rahmet ve arınmakta Rahmandan;
 

ademyakup

Well-known member
yanlış anlamayalımda üstadı biraz ilahlahtırmak olmuyor mu

Bu anlamı nasıl çıkardınız..

Üstad bir kul,dua ediyor Allah duasını kabul etmesin mi?

Her duaya cevap vardır.

Zehiri içenin ölmesi lazımdır.değil mi?

o halde neden ölmemiştir.Allahın ihsanı ile ölmemiştir.

üç kanun vardır..kader,kaza,ata kanunu..

mesnevi de okumuşsunuzdur bunu inşaallah...

ata ,kaza kanunun deler,kaza da kader kanununu deler diyor mesnevide..

bir şey hakkında verilen hüküm kader,hükmün yerine getirilmesi kazadır...

kazanın hükmünün yerine getirilmemesi de atadır.

ata ise Allahın hediyesi,ihsanı demektir.
 

ademyakup

Well-known member
Beşinci katta bebek düşüyor,bakıyorsun ağaçın dalına takılıyor,öyle yere düşüyor..hiçbir şey olmamış,biraz burnu kanamış..

gazeteler diyor mücize bebek..

mucize değil kardeşim..

Allahın atasıdır..hediyesidir,ihsanıdır.

araba kazalarında da bakıyorsun anne baba ölmüş,çoçuğa bir şey olmamış..

sanırım anladınız kardeşim.
 

süleymanx

Yeni Üye
ben bu konularda yetersizim daha yeni Risale-i Nurları yeni okumaya başlamış tanışmış biriyim yaşamımda buraya kadar materyalist yaşam tarzı ağır basan bir yaşam sürdüm o yüzden kusura bakmayın bazı şeyleri anlayamıyorum fakat hayattan örnekler gelince anlayabiliyorum ALLAH razı olsun
 

teblið

Vefasýz
yanlış anlamayalımda üstadı biraz ilahlahtırmak olmuyor mu

Haşa bin kere haşa;

Hiç bir müslüman böylesi bir düşünceye girmez..Allah muhafaza böylesi bir düşünce insanı şirke götürür..İslam bir bütün ve emredilen bütün İlahi emirlere kul gücü nisbetince itaat eder;

Bahsettiğiniz soru ;

Tamamen ecel ve kader işidir..Buda Cenabı Allah'ın mutlak iradesidir..Kainatta ki tüm mahlukata belli bir ömür verilmiştir..Kadere iman'da imanımızın mührüdür ;Üstad hz'leride Allah'ın (c.c) öncellikle Abd'diydi (kuluydu)elbetteki vakti saati gelince vefat edecekti;Aslında neden zehirlendiğinde ölmedi diyeceğimize daha ilginç ve güzel olan yanına bakmak daha ibret vericidir derim ve o zehirlendiği vakit çok ızdırap çektiğinde dahi bir rekat namazını kaçırmamış ve kılmışlardır..bu kısmna bakıp ibret almak daha faydalıdır kanımca..
Allah Mümît'tir; Eceli Takdir Eden, Ölümü Yaratan Allah’tır

Allah’ın 99 esmâü’l-hüsnâsından biri, “el-Mümît”tir. El-Mümît, canlı mahlukların ölümünü yaratan anlamına gelir. Hayatı nasıl Allah veriyorsa, ölümü de yine O yaratmaktadır. "O (öyle Yüce Allah) ki, hanginizin daha güzel amel işleyeceğini sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak gâliptir, çok bağışlayıcıdır." (67/Mülk, 2)

Ölümü de dirilmeyi de Allah (c.c) yaratır (67/Mülk 2). Her insan eceliyle ölür, hiç kimse ölüme müdâhale edemez. Ancak Allah’ın yazmış olduğu ecele göre ölür (3/Al-i İmran, 145).

ve her insan ölümüne sebeb bir vesilede tayin edilmiştir..sebebler sadece ecelin bir anahtarıdır diye düşünelim;

selametle..

 

akna

Well-known member
ben bu konularda yetersizim daha yeni Risale-i Nurları yeni okumaya başlamış tanışmış biriyim yaşamımda buraya kadar materyalist yaşam tarzı ağır basan bir yaşam sürdüm o yüzden kusura bakmayın bazı şeyleri anlayamıyorum fakat hayattan örnekler gelince anlayabiliyorum ALLAH razı olsun

İnsan bilmediğine düşman olur
asılsız ithamlarda bulunan insanlar emin olun bilmeyen insanlardır
bilen, zaten haddini bilir, böyle ithamlarda bulunmaz
kulaktan duyma bilgilerle kafanızı karıştırmayın kardeş
önyargılardan, şüphelerden kurtulmak için okumanız lazım
okudukça, anladıkça, sorularınıza cevap bulacaksınız inşaAllah
çünkü bazen öyle şeyler oluyorki
duyunca şaşırıyoruz bu nasıl olur diyoruz
aslını, gerekçesini öğrenince hak veriyoruz..
Rabbim cc Risale-i Nur'ları okuyup anlamakla müşerref kılsın cümle alemi amin
 

alsancak

Yeni Üye
Üstad Hazretleri, Denizli Hapishanesi'nde iken herne şekilde olursa olsun Bediüzzamanın yok edilmesi emri geliyor. Hapishanemüdürü zehirli bir iğne yaptıralım, bu suretle ölüp gitsin diye bir planhazırlıyor. Dikkat çekmesin diye herkese aşı yapılacağını, mahkûmlar arasındayayıyor. Zehirli iğneyi yapacak o bedbaht insan, Üstadın kalp hizasındanşırıngayı bastırıyor. Ama şırıngadan çıkan zehir dışarı fışkırıyor. Az birzehir içeri giriyor. Bunu gören iğneci, Üstada ; Kusura bakmayın size karşı birhata işliyorduk; diyor. Üstad da, Biliyorum oğlum, beni öldürmek istiyorsunuz.Ama Allahın öldürmediğini öldüremezsiniz; diyor. Üstad komaya giriyor. Üstadartık vefat ediyor diye o hapisteki 40-50 ağabey etrafında toplanıp ağlaşırken,o anda orada hapiste yatan İslâm Köylü Hafız Ali ağabey kenara çekilerek ağlayaağlaya, "Yâ Rabbi, onu alacaksan, onun yerine beni al. Eğer o ölecekse,onun yerine ben öleyim" diye dua ediyor. Cenab-ı Hak duasını kabul ediyor,biraz sonra hastalanıyor. Revire kaldırıyorlar. Orada şehid oluyor. Cenab-ı HakÜstada şifa veriyor. Üstad Hazretleri, Hafız Alinin son mektubunun altına kendiel yazısıyla benim bedelime şehid olan Hâfız Ali diyor.
 

alsancak

Yeni Üye
Hasan Feyzi Yüreğil
"Canım sana kurban olacak"
Hasan Feyzi Nur'un ateşine pervaneler gibi atmıştı kendini. Eski zamanlarda birbirinin yerine hastalanan ve vefat eden yüksek fedakârlar gibi, o da Rabbinden, Üstadına bedel ölmeyi diliyor. Bir şiirinde bu niyazını şöyle dile getiriyordu:
"Bam-ı feyzinden ırak olmayı asla çekemem
Dahi nezrin bu ki canım sana kurban olacak."
(Ey gönüllerin sultanı Bediüzzaman, senin feyizli, bereketli kapından, dergâhından, eşiğinden uzak olmaya, ayrı kalmaya aslada yanamam.
"Benim adağım, dileğim ve arzum, canımın sana kurban olmasıdır. Ben senin uğrunda kendimi feda ediyorum. Sana gelecek belalar bana gelsin. Sana hayatımı adak olarak takdim ediyorum.)
Gerçekten Hasan Feyzi Efendinin bu niyazını, bu samimi ve kalbî arzusunu Cenab-ı Hak kabul etmişti.
Bu manzumeyi yazdıktan kısa bir zaman sonra l3 Kasım l946 senesinin Çarşamba günü Cenab-ı Hakkın rahmetine intikal etti.

"Üstadına bedel şehit oldu" Nur Risalelerinde bir çok mektupları, şiirleri ve takrizleri bulunmaktadır. Bu vefat hâdisesiyle alâkalı olarak Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri bir mektubunda şunları ifade etmektedir:
"Nur hakkında parlak fıkralarında, bu biçarekardeşine kendini kurban etmeye söz verdiğinden ve Nur vazifesini acele yapmasıyla istirahat âlemine gitti.
"Merhum Hasan Feyzi kardeşimiz, aynen şehid merhum Hâfız Ali misillü, bir mektubunda dediği gibi 'Dahi nezrim bu ki, canım sana kurban olacak!' dediğini tasdiken Üstad'ına bedel, şehid kardeşi büyük Hafız Alinin yanına gitmiş. Bu zat-ı zülcenaheyn, ehl-i kalb ve gayet yüksek bir ehl-i ilim ve hakikat, otuz sene muallimlik perdesi altında imana hizmet etmiş ve on seneden beri Risale-i Nuru elde edip, gizli perde altında çalışmış. Sonra daiki sene zarfında doğrudan doğruya Risale-i Nur'un yüksek hikmetlerini ve kemâlatını çekinmeyerek ruh-u caniyle herkese ilan etmiştir."
 

alsancak

Yeni Üye
Pek çok alâkadar olduğum ve Risale-i Nur'un gayet ehemmiyetli bir merkezi ve az zamanda, pek çok Nur işini gören Denizli Hüsrev'i ve gayet ciddî ve sadık rüfekaları, hususan hâkim-i âdil ve Muharrem ve Hâfız Mustafa vesairenin namına bayram tebrikiyle, Hasan Feyzi'nin şiddetli ve tehlikeli hastalığını beyan eden bir mektubu, çok ehemmiyetli bir kardeşimiz olan Muharrem'den aldım. Kanaat-ı kat'iyyem geldi ki; Hasan Feyzi, aynen şehid Hâfız Ali (R.H.) gibi, benim musibetimin kısm-ı a'zamını kendine alıp manevî bir fedakârlık eylemiş. Hâfız Ali benim bedelime birkaç emare ile berzaha gittiği gibi, bu Hasan Feyzi de aynı hastalığım zamanında, aynı vakitte, aynı müddette, aynı tarzda, aynı sıkıntılı dışarıya çıkmamakta tevafuku, kuvvetli bir emaredir ki; bana çok acıyan ve şefkat eden o kardeşimiz, manen hastalığımı kısmen kendine aldı. Bu dört cihetle tevafuk içinde yalnız bir fark var. Benimki zehirden, tesemmümden; onunki soğuktan gelmiştir. Elbette Hastalar Risalesi bizim bedelimize onu teselli edip, iyadet-ül mariz gibi keyfini sormuş ve hastalıktaki büyük sevablar ve sıkıntılarını sürura kalbetmiş. Cenab-ı Hak şifa-i âcil ihsan eylesin, âmîn!
Emirdağ Lahikası-1 ( 184 )
 
Üst