Bahr-i muhit-i atlas-ı garbî / atlas okyanusu

Kýrýk Testi

Well-known member
Atlantik Okyanusu olarak da bilinir. Yeryüzünün yaklaşık beşte birini kaplayan okyanus, Avrupa ile Afrika kıtalarını Amerika Kıtasından ayırır. Büyük Okyanustan sonra dünyanın ikinci büyük okyanusudur. Adını Yunan mitolojisindeki Atlas’tan alır. Batıda Antil Denizi, Meksika, St. Lawrence, Hudson ve Baffin körfezleri; doğuda Akdeniz, Karadeniz, Kuzey Denizi ve Baltık Denizi Kuzey Atlas Okyanusunu oluşturur. Antartika’ya Horn Burnu ile Güney Afrika arasında 6.680 km’lik geniş bir cepheyle Güney Atlas Okyanusu sokulur. Okyanus tabanının en belirgin özelliği, su kütlesinin tam ortasında boydan boya uzanan ve 1.600 km’lik genişliğe ulaşan Orta Atlantik Sırtı’dır ve Okyanus yatağının yaklaşık üçte birini kaplar.

82.440.000 km2’lik bir alanı kaplayan okyanus, kuzeyden güneye “S” biçiminde uzanır.

Kuzey Atlas Okyanusunun yüzey suları dünyanın en tuzlu okyanus sularıdır. Tuzluluğun Okyanus içindeki dağılımı, akıntılara bağlı olduğu kadar, buharlaşma ve yağışlarla da değişir.

1492-93’te Kristof Kolomb’un Atlas Okyanusunu geçmesinden sonra pek çok Avrupalı Okyanusun batı kıyılarını keşfe çıktı. Ancak Okyanusta bilimsel araştırmalar 1842’de ABD Deniz Kuvvetleri yönetiminde başladı. Günümüzde gerek ABD, gerek Rusya Okyanus sularında güçlü donanmalar bulundurmaktadır. Ve araştırmalar devam etmektedir.

Atlas Okyanusu, Kur’ân-ı Kerim’in Kehf Sûresinin 86. ayetinde zikredilen güneşin, “çamurlu bir çeşme suyunda batması” geçmiş dönemlerde daha ziyade zahirî olarak yorumlanmıştır. Buna karşılık Üstad Bediüzzaman, bu ifadenin teşbih olduğunu, hakikî anlamının çok farklı olduğunu söyler. Buna göre âyet-i kerimede güneşin battığı çamurlu çeşme suyu Atlas Okyanusudur. Önceki âyetlerde zikredilen Zülkarneyn’e bu denizin ona bir çeşme havzası gibi göründüğü belirtilmiştir. Dış görünüm itibarıyla, yazın şiddetli sıcaklığıyla, çok yoğun olarak meydana gelen buharlaşmanın etkisiyle Atlas Okyanusu büyük bir çeşme havzası şeklinde görünmüştür. Üstad Bediüzzaman’a göre böyle bir benzetme, Kur’ân-ı Kerimin yüceliğini gösterir.
 
Üst