Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçetesi..''

Ukbaa

Well-known member
Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçetesi..''

[BILGI]
2- Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin, değerli sahibsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı İslâmdır.

Hakikat Çekirdekleri
[/BILGI]

Vecize Analizi derslerimiz devam ediyor. Anladıklarımızı paylaşalım inşallah...
Soru - Cevap serbest.. Katılımlarınızı bekliyoruz.



Diğer derslerimize aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Hakikat Çekirdekleri 1 : ''Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi...''


SORULAR
1/ İttihad-ı İslam nedir? Günümüzdeki islam alemi için geçerliliği nedir?
2/ İttihad-ı İslam nasıl sağlanabilir, yöntemler neler olabilir?

3/ İttihad-i İslam için milliyetçilik problemi nasıl aşılabilir?
 

ademyakup

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

müslümanların oluşturduğu kıta büyük..

ama bunlar, birlik olmadıklarından sahipsizdir..

ne amerika ne avrupa bunlara sahip çıkıyor..

aksine onları ya öldürüyor,ya sömürüyor...

o halde bunlara karşı çare müslümanların birleşmeleridir.

kendi natolarını,birleşmiş milletlerini kursunlar...

ittihadı islam en büyük farzdır diyor üstadımız..

buda madden terakkiye bağlıdır...yani ekonomilerin güçlü olmasına bağlıdır...

inşaallah..yavaş yavaş olacak...

aksi halde müslümanlar sahipsiz kalmaya devam ederler.
 

akna

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Bu söz belirli bir kıta ya da toplum için mi söylenmiş bilmiyorum ama öyleyse de değilse de çıkarılacak çok dersler var..

Gerek devlet olsun , gerek toplum olsun, hatta gerekse büyük bir kıta olsun İslam birliği kurulmadıkça, iman esasları yaşanmadıkça hem toplumsal olarak içte, hem diğer devletlerle ilişkilerinde dışta kesinlikle muvaffak olamazlar. O şekilde görünseler de çıkar ilişkileri, sömürüler, baş kaldırılar söz konusudur. Nitekim örnekleri çokça mevcut.

Müslüman ülkelere baktığımız zaman ilmi ve maddi olarak Avrupa devletlerinden geride olduğu düşünülüyor. Aslında ilmi olarak geri kalınacak bir durum söz konusu değil ama yetenekli ve başarılı insanlar ya başka ülkeler tarafından değerlendiriliyor ya da çeşitli kazalara (uçak kazaları gibi) maruz kalıp, ilerlemeleri ve kendi devletlerine menfaat sağlamaları engelleniyor.

Herkesin kurduğu cümleler vardır ya: “Neden biz sahip çıkmıyoruz bu insanlara?” ya da ne bileyim, o kadar madenimiz var neden biz işlemiyoruz, neden doğalgazı gelip başkası çıkarıyor…

Aslında söylenecek çok şey var ama en önemlisi ve anlaşılması gereken, İslam birliğinin sağlanması gerektiğidir. Aksi taktirde bir kıta ne kadar azametli, büyük de olsa bahtsızdır, bir devletin geçmişi ne kadar şanlı, başarıları ne kadar çok olursa olsun talihsizdir, bir millet ne kadar kıymetli olursa olsun sahipsizdir.

Çünkü İslam birliği sağlanamadığı için yalnızdır, zayıftır, savunmasızdır, taarruzlara açıktır, en kötüsü de başkalarına muhtaçtır.
 

topraktoprak

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Günümüz Türkçesiyle ifade edecek olursak:
Hasta bir çağın, hasta bir milletin, hasta bir organın reçetesi Kur’an’a uymaktır. Büyük ama talihsiz kıtanın, şanlı ama tali’siz bir devletin, değerli ama sahipsiz bir milletin reçetesi İslâm birliğidir.
Hasta bir asır: Çağımız,
Hasta bir unsur: Millet,
Hasta bir organ da: Kalb. Üçü de krizde, üçü de hasta. İşin garip tarafı bunların üçü de kendisini sağlam bilmektedir. Bu da ayrı bir hastalıktır: Hasta olduğu halde hasta olduğunu bilmemek. Üçünün de, dördünün de ilacı, reçetesi, Bediüzzaman’a göre Kur’an’a uymak, Onu yaşamak ve uygulamaktır. Çünkü Kur’an, hastalanmaz, yaşlanmaz ve ölmez olan Tabib-i Akdes’in reçetesi ve ilacıdır.
Büyük ama talihsiz kıta: Asya kıtası,
Şanlı, ama tali’siz bir devlet: Osmanlı devleti,
Değerli, ama sahipsiz bir kavim de: İslam milletleri ve toplumlarıdır.
Asya kıtasını eski bahtına, devletimizi, eski kuvvet ve kudretine, İslâm toplumlarını eski birlik ve dirliğine kavuşturacak olan da Üstad Nursi’ye göre İslâm birliğidir.


Üstad Bediüzzaman, çağımızda, milletimizde ve kalbimizde acaba hangi hastalıkları gördü ki bu sözü söyledi? Ve bu reçeteyi yazdı?
 

Þefkat_

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Toprak kardeş Üstad sorunuzun cevabını Hutbe-i Şamiyede cevaplamış

Bediüzzaman’a göre 6 hastalık
Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi.
Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.
Adavete (düşmanlığa) muhabbet.
Ehli imanı birbirine bağlayan nurani rabıtaları bilmemek.
Çeşit çeşit sari hastalıklar gibi intişar eden istibdat.
Menfaat-i şahsiyesine himmetini hasretmek
 

Ukbaa

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Üstad Bu zamanın en büyük farzının İttihad-ı İslam olduğunu söylüyor.
- Öncelikle İttihad-ı İslam nedir? Günümüzdeki islam alemi için geçerliliği nedir?
- İttihad-ı İslam nasıl sağlanabilir, yöntemler neler olabilir?

üzerinde konuşup mütala edelim inşallah.
 

topraktoprak

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Üstad Bu zamanın en büyük farzının İttihad-ı İslam olduğunu söylüyor.
- Öncelikle İttihad-ı İslam nedir? Günümüzdeki islam alemi için geçerliliği nedir?
- İttihad-ı İslam nasıl sağlanabilir, yöntemler neler olabilir?

üzerinde konuşup mütala edelim inşallah.

İttihad-ı İslam nedir?
İttihad-ı İslâm, Müslümanların öncelikle Kur'ân ve Sünnet hükümlerine uygun bir ahlâka kavuşmalarını, ardından ticari, kültürel, siyasî ve hukuki yapılarını güçlendirerek birlik ve beraberlik içerisinde yaşamalarını ifade eden zengin muhtevalı bir terimdir.
Bediüzzaman “Bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslâmdır.” (Hutbe-i Şâmiye, 90) buyurmaktadır.

Günümüzdeki islam alemi için geçerliliği nedir?
İslâm dini Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde yaşamalarını emretmektedir. Irkçılık, adâvet, husumet gibi zararlı düşünceler ise nasslarla yasaklanmıştır. Buna rağmen İslâm aleminin -Asr-ı Saadet bir tarafa bırakılırsa-, birlik ve beraberliği tam mânâsıyla hayata geçirdiğini söylemek mümkün değildir. Müslümanlar arasında iç savaşlara, devletler arası çekişmelere, ırkçı ve ayrılıkçı politikalara rastlamak mümkündür. Bu yüzden İttihad-ı İslâm'ın yalnızca bir "gaye" olarak kaldığı ne yazık ki gerçektir.

- İttihad-ı İslam nasıl sağlanabilir, yöntemler neler olabilir?
İttihad-ı İslam’a gidene yolda bizim bir takım zorluklarımız vardır. Bunları kendi içimizde aşmadan bu hedefe yönelmemiz zordur. İttihad-ı İslam’ın da bir takım şartları vardır ki bunları şöyle sıralayabiliriz:

Birinci Şart: İslam milliyetini esas almaktır. “Hakikî milliyetimizin esası, ruhu ise İslâmiyet'tir. Ve hilafet-i Osmaniye ve Türk Ordusunun o milliyete bayraktarlığı itibariyle, o İslâmiyet milliyetinin sa¬defi ve kal'ası hükmünde Arab ve Türk hakikî iki kardeş, o kal'a-i kudsi¬yenin nöbettarlarıdırlar.” (Hutbe-i Şamiye, 1996 s. 59) Dolayısıyla Arap ve Türklerin öncelikli olarak İttihad ve ittifak için çalışmaları, siyasilerin bu konuda mutabakata varması ve ortak çıkarlar etrafında bir araya gelmeleri gerekir.

İkinci Şart: Şuray-ı Şer’îyeyi yapmaktır. Müslümanların hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyedeki sa-adetlerinin anahtarı, meşveret i şer’iyedir. “Mü’minlerin işleri aralarında şura iledir” (Şûrâ, 42:38) âyet-i kerimesi, şûrâyı esas olarak emrediyor… “En büyük kıt’a olan Asya’nın en geri kalmasının bir sebebi, o şûrâ-yı hakikiyeyi yapmamasıdır.” (Hutbe-i Şamiye, 65) Ortak şuralara önem vermeleri gerekir. Teröre ve ekonomik gelişmelere ait ortak şuralar tertip etmeleri gerekir.

Üçüncü Şart: Medar-ı münâkaşa ve ihtilaf olan hususları değil, ittifak noktalarında bir araya gelmektir. “Muttefekun aleyh olan makasıd-ı âliyeye nazar etmektir. “Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kitabımız birdir. Zaruriyat-ı diniyede umumumuz müttefikiz. Zaruriyat-ı diniye¬den başka olan teferruat veya tarz-ı telâkki veya tarik-i tefehhümdeki tefavüt, bu ittihad ve vahdeti sarsamaz, râcih de gelemez. “El-hubbu fillah” düstur tutulsa, aşk-ı hakikat harekâtımızda hâkim olsa—ki zaman dahi pek çok yardım ediyor—o ihti¬lâfat sahih bir mecrâya sevk edilebilir.” (Sünuhat Tuluat İşarat, 95)

Dördüncü Şart: Hürriyeti ve Asayişi korumaktır. Tabii birlik ve beraberlik hürriyet ve asayişi korumak için olmalıdır. Makine-i hayatın buharı, mazotu ve benzini hürriyet ve asayiştir. Hürriyet ve asayişin olmadığı yerde gelişmelerden ve kalkınmadan söze etmek mümkün olmaz.

Beşinci Şart: Muhabbet üzere hareket etmektir. Başkalarının yanlışlarını ve eksiklerini nazara vererek izhar-ı fazl etmek ve kendisini temize çıkarmaya çalışmamak gerekir. Amaç ve hedef birliği sağlamak şarttır. Yoksa senin şöyle yanlışların var, benim yok anlayışı birliği sağlamaz; bilakis kusur aramaya ve yanlış bulmaya götürür. Bu da ayrılıkları körüklemekten başka bir işe yaramaz. Başkasına leke sürmekle kendine değer vermeye çalışma politikalarından halkımız bıkmış usanmıştır. Kamuoyu zatan her şeyi takip etmekte ve değerlendirmektedir. Bediüzzaman meslek ve meşreplerde ittihadın yanlışlığına dikkatimizi çekmiş ve “Ey dinî cemiyetler! Maksadımız, dinî cemaatlar maksatta ittihad etmelidirler. Mesalikte ve meş¬replerde ittihad mümkün olmadığı gibi, caiz de değildir. Zira taklit yo¬lunu açar ve “Neme lâzım, başkası düşünsün” sözünü de söylettirir” (Hutbe-i Şamiye s. 104-105) buyurarak asgari müştereklerde ve genel prensiplerde birliğin yeterli olduğunu ifade etmiştir.

Bediüzzaman Demokrat Partinin Pakistan ve Irak ile yaptığı “Bağdat Paktı” ittifakına çok sevinmiş ve bu gibi ittifak anlaşmalarının “İttihad-ı İslamı” sağlayacağını ifade ederek Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a ve Başbakan Adnan Menderes’e tebrik telgrafları çekmiştir. Bu husus Emirdağ Lahikalarında detaylı olarak geçmektedir.
 

Ukbaa

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Osmanlı Devleti'nin yıkılış sebeplerinden biri de milliyetçilik.. Güney doğuyu düşünürsek halen ülkemizde de devam ediyor..

İttihad-i İslam için milliyetçilik problemi nasıl aşılabilir?
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Osmanlı Devleti'nin yıkılış sebeplerinden biri de milliyetçilik.. Güney doğuyu düşünürsek halen ülkemizde de devam ediyor..

İttihad-i İslam için milliyetçilik problemi nasıl aşılabilir?

Milliyetcilik problemi, milliyetciligin esasen bir problem olmadigini algilayarak a$ilabilinir aslinda :)

Soyle ki ; Ustad hazretleri, milliyetcilik duygusunun nasil bir dayanisma ve yardimlasma kaynagi oldugunu $u sozlerle açklamistir:

"Müsbet Milliyetçilik: Müsbet milliyet, hayat-ı içtimaiyenin ihtiyac-ı dahilîsinden ileri geliyor. Teâvüne, tesanüde sebeptir; menfaatli bir kuvvet temin eder, uhuvvet-i İslâmiyeyi daha ziyade teyid edecek bir vasıta olur."

Yani musbet olan bu milliyetcilik duygusu, o halkin kuvvetlenmesine ve maddi manevi kalkinmasina sebebiyet verir.

Gunumuzde bunun açik bir ornegi Almanya'dir. En unlu alman ekonomistlerinden biri (Frederic List) bir ulkenin kapilarini baska ulkelere kapatip, ticareti sadece ülke içerisinde yapmanin hem sanayiyi gelistirecegini, hemde ulkenin di$ rekabetten korunup, diger ulkelerden daha fazla kalkinabilecegini soyluyor.

Bu dusuncede hareket eden Almanya'nin da diger Avrupa ulkeleri arasinda, ekonomik bazda ne kadar saglam temeller attigini ortaya koyuyor.

Islam ittihadi içinde, bu tur musbet milliyetcilik basamak yapilip, maddi manevi terakki olusturulabilir.
 

teblið

Vefasýz
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Osmanlı Devleti'nin yıkılış sebeplerinden biri de milliyetçilik.. Güney doğuyu düşünürsek halen ülkemizde de devam ediyor..

İttihad-i İslam için milliyetçilik problemi nasıl aşılabilir?

Ne zamanki milliyetçilik anlayışının yerine ÜMMETÇİLİK anlayışı alırsa o zaman biz bu yarayı ülkece tedavi etmiş oluruz inşl..
 

teblið

Vefasýz
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Üstad Bu zamanın en büyük farzının İttihad-ı İslam olduğunu söylüyor.
- Öncelikle İttihad-ı İslam nedir? Günümüzdeki islam alemi için geçerliliği nedir?
- İttihad-ı İslam nasıl sağlanabilir, yöntemler neler olabilir?

üzerinde konuşup mütala edelim inşallah.

Ne kadar çok isterdimki bir gün ölmeden islam sancağını VAHDET bilinciyle görmeyi;
Bunun şimdilerde bir hayal olduğu kanaatine vardım..gerek kutsal topraklara gittiğimde orada bir çok suudla konuşup bazı araştırmalar yaptığımda ve onları yakından izlediğimde hayal krıklığımın temelleri atıldı..İslamdan ne kadar uzaklaşmış ümmet vay halimize;

Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın felsefesi zehirli bir ilaç gibi kanımızda dolaşır oldu ahir zamanda;

Yanıbaşımızda filistin ırak tunus libya cezayir nijerya ve daha nice islam ülkeleri gerek fakirlikten gerekse siyonist güçlerin zulmunun altında can çekişirken ,diğer islam ülkeleri kılını dahi kıpırtatmıyor..Pekiala bu pak dinin serveri peygamberi(sav) yarın mahşeri kubrada davacı olmazmı biz müslümanlardan;

Kimin umurunda zülüm görmüş müslüman var ötede;peki beride ne var ,markaya şana şöhrete zevkü sefaya düşmüş sözd e müslümanlar,dert kardeşin derdine ağlamak yok dert bu hafta falan maçın skoru ne oldu?teknolojide ki hırslar cabası,giyim kuşam o biçim evler ise KISRANIN sarayları görse kendini baraka ev zanneder ezilir;vs...

Evet asrın ümmeti ne zaman VAHDET BAYRAĞI ALTINDA KIYAMA DURACAK.bu gidişle bira zor be kardeş;

Hani biz bir kardeşimizin derdiyle dertlenmezsek ağlamazssak müslüman olamayız diye buyurdu serveri kainat;(sav)
Aklıma hz bilalin infak edişi geldiği zaman Rahmandan cenneti istemeyi utanırım;

KOomşusu aç ayatan bizden değildir? bırak açları hatırlamayı; onlar aklımıza geldikçe doymak bilmeyen nefislerimizi daha obur ettik;

Aynı ırktan olmayanlar birbirlerine adeta zulumde yarıştılar..Kur'anın ayetlerine dönüp bakma zahmetinde bile bulunmadılar;

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Ancak müminler kardeştir." (Hucurat: 10)

Müminler dilleri, ırkları, toprakları, tarihleri ne olursa olsun birbirlerinin kardeşi ve dostudurlar. Allah-u Teâlâ'nın şu ayetlerde buyurduğu gibi:

"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır." (Tevbe: 71)


Duymadınmı bu ayeti ey Ademoğlu yoksa duydunda işinemi gelmedi ey şaşkın!!!!!

yok eğer bu ayette nefsini ıslah etmeye yetmediyse ozaman bir de Hucurat suresine bir bak bir bakta nasiplen Ey Ademoğlu;

"Ey insanlar! Muhakkakki biz, sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışıp anlaşmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında sizin en üstün olanınız Allah’tan en çok korkanınızdır. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilen ve her şeyden hakkıyla haberdar olandır." (Hucurat: 13)

umutsuzda değilim aslında şuurlu müslümanlar aklıma geldikçe çünkü müslüman bilirki

üstünlüğün ancak takva ve salih amelle olur inşl;

BEN ALLAH VE RESULUNE İMAN ETTİM ..ALLAHTAN KORKARIM Kİ MİLLİYETÇİLİK DAVASINI GÜDMEYE;ÇÜNKÜ BEN BU HADİSİ ŞERİFİ DUYUNCA DESTUR ALMAK ZORUNDAYIM;

"Kim cahiliye adeti olan kavmiyetçiliğe çağırırsa o cehennem topluluğundandır."

şunu çok rahatlıkla ve tüm samimiyetimle söylüyorum ki;

BEN KÜRT ASILLI TÜRKİYE VATANDAŞIYIM..HİÇ BİR ZAMANDA GOCUNMADIM BU ÜLKENİN VATANDAŞI OLMAKTAN;

bir kürt nasıl bana yakınsa bir Türkde aynı derece yakınımdır..Yakınlığı sağlayan bin yıllık tarihimizdir...Asla ve katta ne türkü kürtten ayırdım nede kürdü türkten..herkez benim din kardeşimdir..;

VE ARTIK BU HASTALIKTAN VAZGEÇELİM..VE ARTIK BU TEFRİKALARA BİR SON VERELİM..ve ARTIK ÜMMETÇİLİK RUHUNU YENİDEN KAZANMANIN YOLLARINI ARAYIP BULALIM HEMDE İVEDİLİKLE..ŞANLI BİR TARİHİN TORUNLARIYIZ..ATALARIMIZA LAYIK BİR TOPLULUK OLALIM;

varsın ırklarımız ayrı olsun ne çıkar.. bir toplum için zenginliktir kuvvettir aslında...;

lütfen artık siyonist güçlerin oyununa gelmeyelim..RABB TELA gaflet uykusundan uyandırsın bu güzel memleketimizi inşl;

İşimiz çok hemde çok ..imtihan dünyası biz iki emanetin emanetçileriyiz;

KUR'AN VE SÜNNET;

mücadele miz bu uğurda olmalı el ele kol kola;biz müslümanız..dünyalık ideolojilerin kölesi değil Rabb telanın kulu ve kölesiyiz;

Cenabı hakk sonumuzu hayr eylesin ve vahdet bayrağı altında mücadele vermeyi nasibi müyyeser eylesin;
TÜRK VE KÜRT KARDEŞLERİME SELAM OLSUN;

TEBLİĞ'İN GÖNÜL DÜNYASINDAN ALINTIDIR....
 

akna

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

"Şimdi milletin arzusuyla şeâir-i İslâmiyenin serbestiyetine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza, hem vatan ve milletini memnun etmek çâre-i yegânesi, ittihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır. Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mâni olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil, belki muhtaçtırlar. Çünkü komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik, doğrudan doğruya anarşistliği intaç ediyor. Ve bu dehşetli tahrip edicilere karşı ancak ve ancak hakikat-ı Kur'âniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabilir. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmaya vesile olduğu gibi, bu vatanı istilâ-yı ecanipten ve bu milleti anarşilikten kurtaracak yalnız odur. Ve bu hakikate binaen, Demokratlar bütün kuvvetleriyle bu hakikate istinad edip komünist ve masonluk cereyanına karşı vaziyet almaları zarurîdir..." Emirdağ Lahikası



"Sual: Dâima İttihad-ı İslâmdan bahsedersin. Sen bize tarif et.

Cevap: İki Mekteb-i Musibet Şehadetnamesi ismindeki eserimde tarif etmişim. Şimdi ileride o kasr-ı muallânın bir taşını, bir nakşını göstereceğim. İşte, kâbe-i saadetimiz olan ittihad-ı münevver-i İslâmın Hacerül-Esved'i, Kâbe-i Mükerremedir; ve dürret-i beyzâsı, Ravza-i Mutahharadır; Mekke-i Mükerremesi, Maatteessüf, onlar oturmakla kötülük ettiler ve hizmetlerinde tembellik gösterdiler. Şimdi ben onların himmetlerini kadîm ve hakikî mecrâsına yöneltmek istiyorum. Ceziretü'l-Araptır; medine-i medeniyet-i münevveresi, tam hürriyet-i şer'iyeyi tatbik eden Devlet-i Osmaniyedir.
Eğer İslâmiyet milliyetini ve İttihad-ı İslâmın taşını ve nakşını istersen, işte bak:
(1) Hayâ ve hamiyetten neş'et eden civanmerdâne humret;
(2) hürmet ve merhametten tevellüd eden mâsumane tebessüm;
(3) fesâhat ve melâhattan hasıl olan ruhânî halâvet;
(4) aşk-ı şebabîden, şevk-i bahârîden neş'et eden semâvî neşe;
(5) hüzn-ü gurûbîden, ferah-ı sehharîden vücuda gelen melekûtî lezzet;
(6) hüsn-ü mücerredden, cemâl-i mücellâdan tecellî eden mukaddes ziynet;Haşiyebirbiriyle imtizaç edip, ondan çıkan levn-i nuranî ancak o şark ve garbın kab-ı kavseyni olan kâbe-i saadetinin tâk-ı muallâsının kavs-ı kuzahının elvan-ı seb'asının lâcivert levninin timsali, belki şu levnin manzarası bir derece irae edilebilir. Lâkin ittihad, cehl ile olmaz. İttihad, imtizac-ı efkârdır. İmtizâc-ı efkâr, mârifetin şua-ı elektriğiyle olur.


Haşiye : Şu müselsel üslûptaki fıkralar, herbiri İslâmiyetin bir şuâsına, bir hüsnüne, bir seciyesine, bir râbıtasına, bir temeline işarettir."

Münazarat
 

akna

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Bismillahirrahmanirrahim
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti her şeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." (Bakara Sû: 2/32).

Allah'ım derse katılan tüm kardeşlerimden razı ol

Allah’ım, bedbahtlıkların inişine sebep olan günahlarımızı bağışla.
Allah’ım, nimetlerini değiştiren günahlarımızı affet.
Allah’ım, duaların kabulünü engelleyen günahlarımızı affet.
Allah’ım, belalar getiren günahlarımızı affet.
Allah’ım, işlediğimiz bütün günahları ve yaptığımız bütün hataları affet.
Allah’ım, zikrinle Sana yaklaşırız ve kendi hürmetine Senden şefaat diliyoruz.
Cömertliğinden, bizi kendine yaklaştırmanı diliyoruz.
Bize şükrünü öğretmeni ve zikrini ilham etmeni diliyoruz.
Allah’ım senden huzur, tevazu ve huşu diliyoruz.
Ve bize müsamaha etmeni,
bize merhamet etmeni
bize verdiğine razı ve kanaatkar kılmanı,
bizi her durumda mütevazı kılmanı diliyoruz.

amin amin amin


Hz. Ali'nin (ra) Kumeyl Duasından
 

ruhani

Member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Dünyanın neresinde hangi coğrafyasında olursak olalım kabeye yönelmemizi hac vesilesiyle orada toplanmamızı isteyen emreden Allah; müslümanların kalplerindeki ayrılığı sınırlarla coğrafyalarına, ulus devlet kavramıyla toplumlarına egolarıyla mümin kardeşlerine yansıtmalarından,razı olmasa gerek.

* * *

Şu an Türkiyede Türklük, İranda Şiilik, suriyede Nusayrilik, s. arabistanda vehhabilik Afganistanda hanefilik birer üst kimlik olarak dayatılmakta ve diğerleri ötekileştirilmektedir. Halbuki Allah kutsal beyanında birbirimizle tanışıp kaynaşmamız için bizi kavimlere milletlere ayırdığından bahsediyor ancak bu kutsal beyanın aksine Müslümanlar olarak tanışıp kaynaşmaktan birlik ve beraberlikten uzaktayız.

* * *

Cisimlerimizle kabeye yönelen dönen biz Müslümanlar, kalplerimizle de nefse, nefsin isteklerine değil de kabeye yönelebilirsek ancak bu parçalanmadan kurtulabiliriz.

* * *

Biz Müslümanların bölünüp parçalanmasında kafirlerin kafirlik sıfatlarının gereği bizim aramıza nifak ayrılık tohumlarını ekmelerinin yanında Müslümanların mümin sıfatlarının gereğini yapamayıp kardeşlik birlik beraberlik içinde bulunamamalarının etkisi yok mu?
 

ruhani

Member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

İnsan kalbinde bütün insanlığı içine alacak kadar ummanlar misali sevme kabiliyeti varken niye bunu sınırlandırıp sadece kendi fikrimize, etnik kökenimize, mezhebimize ve dinimize yakın olanı seviyoruz.? Niye sadece kendimiz gibi olanı seviyoruz?
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Mutlaka var ama ne kadar farkındayız? Evet ne kadar farkındayız birlik ve beraberlik mesajı verdiğimiz halde ne kadar bu birliğe münafi harekette bulunduk. Dikkat edersek birlik ve beraberlik mesajı vermeyenimiz yok ama farkındamıyız felancının neci olduğunu bilmeden neler söylediğimizin..
 

Lemalar_

Active member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

İnsan kalbinde bütün insanlığı içine alacak kadar ummanlar misali sevme kabiliyeti varken niye bunu sınırlandırıp sadece kendi fikrimize, etnik kökenimize, mezhebimize ve dinimize yakın olanı seviyoruz.? Niye sadece kendimiz gibi olanı seviyoruz?

Kendimizden baskasini tanimadigimizdan olabilir mi?

Sadece kendimizden olani biliyoruz...

Farkli olani bulmaya, kesfetmeye gitmiyoruz...

Bir gun su cemaatteyim, ertesi gun sununda sohbetlerine katilayimda bakayim nasilllar, gidip taniyalim onlarida demiyoruz,

çunku onlar bizler için yabancilar...

Fitrat geregi yabanci olandan korkuyoruz, geri çekiliyoruz, duyduklarimizla yetinip, ön yargilarimizi kendimize kalkan sayip onlarla hareket ediyoruz.

Velhasil kelam, kendinden olmayani sevmek cesaret ister... Cesareti olmayanda ancak nasihat eder...
 

ademyakup

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

İnsan kalbinde bütün insanlığı içine alacak kadar ummanlar misali sevme kabiliyeti varken niye bunu sınırlandırıp sadece kendi fikrimize, etnik kökenimize, mezhebimize ve dinimize yakın olanı seviyoruz.? Niye sadece kendimiz gibi olanı seviyoruz?

Kalbimizi inkişaf etmeye bağlıdır.

kalb bir çekirdektir.İman ziyasıyla,islamiyet suyuyla ve ubudiyet toprağıyla filizlenir,ağaç olur.

Kalbi filizlemek ne kadar olursa,sevgi de o kadar olur.

O halde kalbimizi inkişaf etmek için;imanda,islamiyette ve kullukta ilerleyelim.

Taki kalbi letaiflerimiz,duygularımız ve hislerimiz geniş olsun.
 

akna

Well-known member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

insanın din kardeşini mezhep, ırk, cinsiyet, dil ayırmadan sevmesi zaten gerekli
zaten Üstad Hz Uhuvvet Risalesinde açıkça ifade etmiş
din kardeşi olmamıza rağmen sevemiyorsakta cahilliğimizden ve BENciliğimizden diye düşünüyorum
mesela cemaatlerin tarikatların başlarına bakıyorum
Üstadlarda şeyhlerde hiç problem yaşanmamış, yok, birbirlerini gayet güzel sevmişler, teveccüh göstermişler
ama piramidin tabanına indikçe yani sözde talebelere geldikçe birbirlerine karşı hoşnutsuz tavırlar, düşünceler
hatta düşmanlık meydana gelmiş
bunun en büyük kaynağı cahillik ve imanımızın zayıflığı diye düşünüyorum

ama öte yandan aynı din mensubu olup olmamak çok farklı bir durum bence
insanın kendi din kardeşini daha ziyade sevmesinden daha doğal ne olabilir ki?
iman eden insanla etmeyen insan aynı kefeye konabilir mi? Asla

yani sevme hissimiz çok kapsamlı diye herkesi sevmek zorundamıyız
ölçümüz, muhabbetimizin uzanabildiği kadar geniş dairede sevmek mi olmalı
yoksa Allah rızası dahilinde kullanmak mı olmalı
o zaman nerde kaldı Allah cc için sevmek, Allah cc için buğzetmek
 

ruhani

Member
Cevap: Hakikat Çekirdekleri 2 : ''Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin...reçet

Haklısınız. Kanaati acizanemce bu konuya şöylede bakılabilir; tabi ki bugün Müslümanlara zulmedenlerin onları katledenlerin dine düşmanlık yapanların, kutsal değerlerimize küfredenlerin yaptıkları tasvip edilemez ve sevilemez. Zaten üstad da zalimler için yaşasın cehennem demiştir. Ancak beni 28 sene memleket memleket hapishane hapishane sürgün edenlerede hakkımı helal ediyorum da demiştir. Bizim düşmanlığımız sıfatlara, küfür sıfatına olmalı yoksa eşrefi mahlukat olan Allahın bütün isimlerinin tecelli ettiği insana olmamalı düsturu veriliyor risalelerde.

Kainatın Efendisi diğer dinlerden olanlara da gönlünü açmış ve tebliğde bulunmuştur. Hem de mekkede horlanmasına taifde taşlanmasına uhutda yaralanmasına rağmen.

Bir gün Peygamberimiz (s.a.v) ashabıyla otururken önlerinden bir Yahudi cenazesi geçer ve kainatın efendiside ayağa kalkar bunu gören sahabeler ya resulullah(s.a.v) ayağa kalktığınız bir Yahudi derler peygamberimiz de sahabelere cevaben ama o bir insan buyurur.
Allah resulu(s.a.v) münafıkların başı Abdullah ibni selülün cenaze namazını kılmak istemiş ve onun hakkında Allahtan bağışlanma talep etmiştir ancak Allah efendimize müsaade etmemiştir.

Hakeza bin yıllık İslam medeniyetinin vicdan kültürünün imbiklerinden Mevlanalarla yunus Emrelerle süzüle süzüle gelmiş bir sevgi kültürümüz var bizim. Ne olursan ol gel. Tövbeni yüz kere bozsanda Mecusi hristiyan olsanda gel diyen, yaratılanı yaratandan ötürü sev söyleyen, vücudumu öyle büyüt öyle büyüt ki cehennemi ben doldurayım başkaları girmesin diyen Ebu Bekir Sıdık /(r.a) var bizim kültürümüzde

Ayrıca risalelerde küfre karşı ehli kitap ve Müslümanların ittifak etmesi gerektiğinden bahsediyor.
 
Üst