NuruAhsen
Sonsuz Temâþâ
BEN-SEN-O HAKİKATLERİNE DAİR İKİ NOT
Tek bir insan olduğunda “ Benlik ” oluyor. Bu bir tek hakikati anlatıyor. İkinci bir kişinin olmasıyla “ Senlik ” hakikati ortaya çıkıyor. Bu ikilinin her biri aynı anda “ Ben’ lik ” ve “ Senlik ” e mazhar oluyorlar. Üçüncü kişinin gelmesiyle her bir fert “ O’luk ” hakikatine mazhar oluyorlar. Çünkü üçüncü kişi “ O’luk ” hakikatinin izharına sebep oluyor. Böylece üç kişinin her biri Ben’lik, Sen’lik ve O’luk hakikatlerine mazhar oluyor. Bu halde fertlere ait zamirlerin tamamı ortaya çıktığı ve kullanıldığı bu üç kişi “ cemaat ” sayılır. ( Bir kişi şeytandır, iki kişi şeytandır yani ortaya şeytan girebilir, ama üç kişi cemaattir, oraya şeytan giremez, orası tecelligâh-ı Hakk’tır, hadis-i şerifi bu sırrı ifade eder. ) Bunlar, “ Biz ” olurlar. Eğer hakiki bir ihlas olur da fenâfi’l-ihvân hasıl olursa her bir ferd “ Biz ” hakikatini temsil eder ve cemaatin şahs-ı mânevisinin mümessili olur. Kur’an’da “ Ben ” Allah, “ Sen ” Resulullah ve “ O ” Cenâb-ı Hakk’tır. Üçün üçüncüsü yani yalnızca Resulullah, O’dur demeyin. O, Sen olan Resulullah ( A.S.M. ) ve Ben olan Allah’tır da. ( C.C. ) Eğer ki bir cemaatin yanına başka bir üç kişiden oluşan bir cemaat gelirse o zaman “ Siz ” hakikati ortaya çıkar. Ve her bir cemaat “ Biz ve Siz ” hakikatlerine mazhar olur. Sonra üçüncü bir cemaat gelirse o zaman “ O veya Onlar ” hakikati ortaya çıkar. Böylece her bir grup “ Biz, Siz ve Onlar ” hakikatlerine mazhar olurlar. Eğer bunlar sırr-ı uhuvvetle bir araya gelirse bir “ ümmet ” oluştururlar. ' Küfür tek millettir' hadisi ve ' müminler ancak kardeştirler ' ayeti ve müminlerin Yahudî, Nasrânî ve Muhammedî olarak üç temel kitabî grubu teşkil etmesi bu kudsî, evrensel hakikatlerin tahakkuku içindir ve onu gösterir. Yani imanın üç şubeye ayrılması ve cemaatin ilk planda üç kişiden oluşmaya başlaması bu sırdandır. Üç kişilik bir cemaatin her bir ferdi 111 değerindedir. 9 kişilik bir ümmetin her bir ferdi kendi cemaati içinde kalırsa sırr-ı uhuvvetle 333.333.333, diğer cemaatlerin de temsilcisi olabilirse yani imanın şahs-ı manevisinin temsilcisi olabilir ise 999.999.999 kıymetlerini alır. O kadar değerli olur Hakk katında. Zâhiren tek bir ferddir ama bâtınen değeri en az bu kadar ferd kadar olur. Cenâb-ı Hakk tek bir Mutlakiyetten böyle 6 farklı grup çıkarmış ve hakikati çoğaltmış. 6 mükemmellik sayısıdır. Alemin 6 günde yaratılması ifadesi bu mükemmelliği ifade etmektir. Önce “ Ben, Sen ve O ” teşkil ediliyor, Nur-u Muhammedî ( A.S.M. ) halk edilerek her şey Zat-ı Muhammedî’nin ( A.S.M. ) zuhuru için çalışmaya başlıyor. Yani hakiki “ Sen ” âlemden, plan açısından da olsa, evveldir ve öyle olmalıdır da zaten. Çünkü meyve ağaçtan önce düşünülür. Mantıken bu böyledir. Sonra âlem “ İlk Ben ” tarafından, “ İlk Sen ” olan Vahdet ile yani Nur-u Muhammedî ( A.S.M. ) halk edilir. Sonra hakiki “ Sen ” in zuhuruyla “ Biz ” oluşur. Daha sonra “ Siz ve Onlar ” ortaya çıkar ve sistem tamamlanır. Böylece rakamlar 9’a tamamlandı. 9 gruptan bahseden ayet ilginçtir. “ Biz ” müminleri, Allah’ı ve Hakk’ı, “ Siz ” kafirleri ve “ Onlar ” ise münafıkları, bir açıdan, küllî planda simgeler. Demek ki sistem mükemmel olarak planlanmış ve sonra imtihan başlamış. Veyahut “ Biz ” müminleri simgeleyip üç grupla “ Bizler ” hakikatini doğurur. İlk zamanlar insanların bir topuluk yani ümmet oluşu ve sonra “ Bizler ve Sizler ” diye iki gruba ayrılması üzerine Risalet gönderilir ve üçüncü bir grup ortaya çıkar. Yani “ Onlar ” yani münafıklar. Münafıklar sistemin en son halkasıdır. Ancak vahiyle ortaya çıkarlar. O yüzden vahyin gelmemesi demek sistemin tamamlanmaması demektir. O yüzden vahiy lazımdı. Böylece en az 27 ferdden mütehassıl bir insanlık ve imtihan hakikati meydana geldi ve sistem tamamlandı. Eksik bir insanî grup ve çeşit kalmadı. İnsandaki temel 3 boyutun oluşu ( ki bunlar, bitkisel, hayvânî ve melekî boyutlardır ) ve bunların da ifrat-vasat-tefrit tarzında 3’er boyutunun olduğu nazara alınırsa, bunların kombinasyonu bu 27 farklı ferde tekabül eder. Kâinatta 27 temel karakterde insan vardır. Yalnızca bir tanesi sırât-ı müstakîm üzeredir. Allâhümmehdina’s-sırâta’l-müstakîm. Âmin. Âmin. Âmin. ( 9. surenin başında olması gereken Besmelenin 27. surenin içinde olması ilginçtir. )
***********************************************************
Tek bir insan olduğunda “ Benlik ” oluyor. Bu bir tek hakikati anlatıyor. İkinci bir kişinin olmasıyla “ Senlik ” hakikati ortaya çıkıyor. Bu ikilinin her biri aynı anda “ Ben’ lik ” ve “ Senlik ” e mazhar oluyorlar. Üçüncü kişinin gelmesiyle her bir fert “ O’luk ” hakikatine mazhar oluyorlar. Çünkü üçüncü kişi “ O’luk ” hakikatinin izharına sebep oluyor. Böylece üç kişinin her biri Ben’lik, Sen’lik ve O’luk hakikatlerine mazhar oluyor. Bu halde fertlere ait zamirlerin tamamı ortaya çıktığı ve kullanıldığı bu üç kişi “ cemaat ” sayılır. ( Bir kişi şeytandır, iki kişi şeytandır yani ortaya şeytan girebilir, ama üç kişi cemaattir, oraya şeytan giremez, orası tecelligâh-ı Hakk’tır, hadis-i şerifi bu sırrı ifade eder. ) Bunlar, “ Biz ” olurlar. Eğer hakiki bir ihlas olur da fenâfi’l-ihvân hasıl olursa her bir ferd “ Biz ” hakikatini temsil eder ve cemaatin şahs-ı mânevisinin mümessili olur. Kur’an’da “ Ben ” Allah, “ Sen ” Resulullah ve “ O ” Cenâb-ı Hakk’tır. Üçün üçüncüsü yani yalnızca Resulullah, O’dur demeyin. O, Sen olan Resulullah ( A.S.M. ) ve Ben olan Allah’tır da. ( C.C. ) Eğer ki bir cemaatin yanına başka bir üç kişiden oluşan bir cemaat gelirse o zaman “ Siz ” hakikati ortaya çıkar. Ve her bir cemaat “ Biz ve Siz ” hakikatlerine mazhar olur. Sonra üçüncü bir cemaat gelirse o zaman “ O veya Onlar ” hakikati ortaya çıkar. Böylece her bir grup “ Biz, Siz ve Onlar ” hakikatlerine mazhar olurlar. Eğer bunlar sırr-ı uhuvvetle bir araya gelirse bir “ ümmet ” oluştururlar. ' Küfür tek millettir' hadisi ve ' müminler ancak kardeştirler ' ayeti ve müminlerin Yahudî, Nasrânî ve Muhammedî olarak üç temel kitabî grubu teşkil etmesi bu kudsî, evrensel hakikatlerin tahakkuku içindir ve onu gösterir. Yani imanın üç şubeye ayrılması ve cemaatin ilk planda üç kişiden oluşmaya başlaması bu sırdandır. Üç kişilik bir cemaatin her bir ferdi 111 değerindedir. 9 kişilik bir ümmetin her bir ferdi kendi cemaati içinde kalırsa sırr-ı uhuvvetle 333.333.333, diğer cemaatlerin de temsilcisi olabilirse yani imanın şahs-ı manevisinin temsilcisi olabilir ise 999.999.999 kıymetlerini alır. O kadar değerli olur Hakk katında. Zâhiren tek bir ferddir ama bâtınen değeri en az bu kadar ferd kadar olur. Cenâb-ı Hakk tek bir Mutlakiyetten böyle 6 farklı grup çıkarmış ve hakikati çoğaltmış. 6 mükemmellik sayısıdır. Alemin 6 günde yaratılması ifadesi bu mükemmelliği ifade etmektir. Önce “ Ben, Sen ve O ” teşkil ediliyor, Nur-u Muhammedî ( A.S.M. ) halk edilerek her şey Zat-ı Muhammedî’nin ( A.S.M. ) zuhuru için çalışmaya başlıyor. Yani hakiki “ Sen ” âlemden, plan açısından da olsa, evveldir ve öyle olmalıdır da zaten. Çünkü meyve ağaçtan önce düşünülür. Mantıken bu böyledir. Sonra âlem “ İlk Ben ” tarafından, “ İlk Sen ” olan Vahdet ile yani Nur-u Muhammedî ( A.S.M. ) halk edilir. Sonra hakiki “ Sen ” in zuhuruyla “ Biz ” oluşur. Daha sonra “ Siz ve Onlar ” ortaya çıkar ve sistem tamamlanır. Böylece rakamlar 9’a tamamlandı. 9 gruptan bahseden ayet ilginçtir. “ Biz ” müminleri, Allah’ı ve Hakk’ı, “ Siz ” kafirleri ve “ Onlar ” ise münafıkları, bir açıdan, küllî planda simgeler. Demek ki sistem mükemmel olarak planlanmış ve sonra imtihan başlamış. Veyahut “ Biz ” müminleri simgeleyip üç grupla “ Bizler ” hakikatini doğurur. İlk zamanlar insanların bir topuluk yani ümmet oluşu ve sonra “ Bizler ve Sizler ” diye iki gruba ayrılması üzerine Risalet gönderilir ve üçüncü bir grup ortaya çıkar. Yani “ Onlar ” yani münafıklar. Münafıklar sistemin en son halkasıdır. Ancak vahiyle ortaya çıkarlar. O yüzden vahyin gelmemesi demek sistemin tamamlanmaması demektir. O yüzden vahiy lazımdı. Böylece en az 27 ferdden mütehassıl bir insanlık ve imtihan hakikati meydana geldi ve sistem tamamlandı. Eksik bir insanî grup ve çeşit kalmadı. İnsandaki temel 3 boyutun oluşu ( ki bunlar, bitkisel, hayvânî ve melekî boyutlardır ) ve bunların da ifrat-vasat-tefrit tarzında 3’er boyutunun olduğu nazara alınırsa, bunların kombinasyonu bu 27 farklı ferde tekabül eder. Kâinatta 27 temel karakterde insan vardır. Yalnızca bir tanesi sırât-ı müstakîm üzeredir. Allâhümmehdina’s-sırâta’l-müstakîm. Âmin. Âmin. Âmin. ( 9. surenin başında olması gereken Besmelenin 27. surenin içinde olması ilginçtir. )
***********************************************************