Risale-i nur dersi hakkında

Müekked

Well-known member
barla hayatı sf 143 ten başlanabilir mi acaba. nacizane böyle dedim.. bakın isterseniz..

----

BARLA
Barla, ehl-i îmanın manevî imdadına gönderilen RİSALE-İ NUR külliyatının telif edilmeye başlandığı ilk merkezdir.
Barla, millet-i İslamiyenin, husûsan Anadolu halkının başına gelen dehşetli bir dalalet ve dinsizlik cereyanına karşı, Kur'an'dan gelen bir hidayet nûrunun, bir saadet güneşinin tulû ettiği beldedir.
Barla, rahmet-i İlahiyenin ve ihsan-ı Rabbanînin ve lûtf u Yezdanînin bu mübarek Anadolu hakkında, bu kahraman İslam milletinin evlatları ve alem-i İslam


hakkında, hayat ve mematlarının, ebedî saadetlerinin medarı olan eserlerin lemean ettiği bahtiyar yerdir.
Bediüzzaman Said Nursî, Barla nahiyesinde daimî ve çok şiddetli bir istibdat ve zulüm ve tarassud altında bulunduruluyordu. Barla'ya nefiy sebebi ise, kalabalık şehirlerden uzaklaştırıp, böyle ücra bir köye atılarak, rûhunda mevcud hamiyet-i İslamiyenin feveran etmesine manî olmak, onu konuşturmamak, söyletmemek, İslamî, îmanî eserler yazdırmamak, atıl bir vaziyete düşürüp dinsizlerle mücahededen ve Kur'an'a hizmetten menetmek idi. Bediüzzaman ise, bu planın tamamen aksine hareket etmekte muvaffak oldu; bir an bile boş durmadan, Barla gibi tenha bir yerde Kur'an ve îman hakîkatlerini ders veren Risale-i Nur eserlerini telif ederek, perde altında neşrini temin etti. Bu muvaffakıyet ve bu muzafferiyet ise, çok muazzam bir galibiyet idi. Zîra, o pek dehşetli dinsizlik devrinde, hakîki bir tek dînî eser bile yazdırılmıyordu. Din adamları susturulup, yok edilmeye çalışılıyordu.
Dinsizler, Bediüzzaman'ı yok edememişler, uyuşmuş kalb ve akılları ihtizaza getiren İslamî ve îmanî neşriyatına manî olamamışlardı. Bediüzzaman'ın yaptığı bu dînî neşriyat, yirmi beş senelik eşedd-i zulüm ve istibdad-ı mutlak devrinde hiçbir zatın yapamadığı bir iş idi.
Bediüzzaman Barla'ya 1925-1926 senelerinde nefyedilmiştir. Bu tarihler, Türkiye'de yirmi beş sene devam edecek bir istibdad-ı mutlakın icra-i faaliyetinin ilk seneleri idi. Gizli dinsiz komiteleri, "İslamî şeairleri birer birer kaldırarak İslam rûhunu yok etmek, Kur'an'ı toplatıp imha etmek" planlarını güdüyorlardı. Buna muvaffak olunamayacağını iblisane düşünerek, "Otuz sene sonra gelecek neslin kendi eliyle Kur'an'ı imha etmesini intac edecek bir plan yapalım" demişler ve bu planı tatbike koyulmuşlardı. İslamiyeti yok etmek için tarihte görülmemiş bir tahribat ve tecavüzat hüküm sürmüştür.
Evet, altı yüz sene, belki Abbasiler zamanından beri, yani bin seneden beri Kur'an-ı Hakîmin bir bayraktarı olarak bütün cihana karşı meydan okuyan Türk milletini, bu vatan evlatlarını, İslamiyetten uzaklaştırmak ve mahrum bırakmak için, Müslümanlığa ait her türlü bağların koparılmasına çalışılıyor ve bilfiil de muvaffak olunuyordu. Bu vakıa cüz'î değil, küllî ve umûmi idi; milyonlarca insanın, husûsan gençlerin ve milyonlar masumların, talebelerin îman ve îtikadlarına dünyevî ve uhrevî felaketlerine taallûk eden çok geniş ve şümûllü bir hadise idi. Ve Kıyamete kadar gelip geçecek Anadolu halkının ebedî hayatlarıyla alakadardı. O zaman ve o senelerde, bin yıllık parlak mazinin delalet ve şehadetiyle, Kur'an'ın bayraktarı olarak en yüksek bir mevki-i muallayı ihraz etmiş bulunan kahraman bir milletin hayatında, İslamiyet ve Kur'an aleyhinde dehşetli tahavvüller ve tahripler yapılıyor ve cihanın en namdar ordusunun bin senelik cihad-ı dîniye ile geçen parlak mazisi ve o mazide medfûn muhterem ecdadı, yeni nesillere ve mektepli talebelere unutturulmaya çalışılıyor; ve mazi ile irtibatları kesilerek birtakım maskeli ve sûreta parlak kelamlarla iğfalatta bulunularak, komünizm rejimine zemin hazırlanıyordu.


......
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Ustadin Hayatini dinlemek isteyen birine Tarihce-i Hayattan sadece bi kesim okumaniz cok yetersiz kalir dusuncesindeyim.

üstadin hayatini önce kendiniz okumaniz, etkilendiginiz kisimlari akici bir uslupla karsinizdakine anlatmaniz gerekir.

Zira bi cok kardesimizin, hizmet suuruyla ve nurlari okumaya baslamada üstadin hayatini dinledikten sonra basladiklarina sahit olduk.

Bu acidan, çok önemli bir etap arz ediyor. Kucuk bi pasaj okuyarak gecistiremezsiniz. Nurlarin muellifinin cektiklerini bi nebzede olsa aktarmak, nurlarin hangi sartlarda yazildigini anlatmak, arkadaslarinizinda bu hizmette kendilerine bir yer edinmelerini ve simdiden kendi konumlarini cizmelerini saglayacaktir.
 

Mustafa Kalkan

Active member
Naçizane size bir teklifim olacak kardeş... Ben 1993 yılında Risale-i Nur ve Üstad la ilk tanıştığımda GENÇLİK REHBERİ okumuş ve oradan başlamıştım. Eğer misafirlerinizin çoğu gense ilk oradan başlayın. Tesirli oluyor. Sonra insanın içinde acaba bu eserleri kim telif etti diye merak uyanıyor ve Üstadı tanımaya ve araştırmaya niyet ediyor insan. Eğer çoğunluk orta yaşlı ve hele hele 1940 yılların çocuklarıysa direk üstaddan bahsetmek yerine 1. sözden başlayın. Ben dedemlere direk Üstad dan bahsedince tamıdaıkları için şöyle bir kulak kabarttılar... Ama Risale-i Nur dan okumaya başlayınca hayran hayran baka kaldılar. Bu sebeple 40 lı yılların kuşağına ilk Üstaddan bahsettiğinizde sistemin getirdiği çarpıklıktan ötürü biraz farklı tepki ya da şöyle söyleyeyim ilgisizlik olabiliyor. Ama risalelerden başlarsanız sonrasında üstad merak konusu oluyor ve karşımızdakiler araştırma yoluna gidiyor. Ben bu sistemi takip ediyorum. Tabi sizin yaklaşımınız daha başarılı da olabilir.
 

Mustafa Kalkan

Active member
Üst mesajımdaki tavsiyem yeni başlayan komşularınız içindi. Üstadın hayatı konusunda ise Çocukluğundan vefatına kadar bazı mühim değişimlerin olduğu kısımları okuyabilirsiniz.

Mesela Rüyasında AĞRI dağının patlamasını gördüğü kısmı

İgilizlerin Kur'an hakkında yaptıkları yoruma karşılık verdiği cevapları

Şamda Emevi camiindeki hutbesini

Barla hayatını ve vefatını anlatabilirsiniz.

TARİHÇE-İ HAYAT...
 

Bezminur

Well-known member
Ustadin Hayatini dinlemek isteyen birine Tarihce-i Hayattan sadece bi kesim okumaniz cok yetersiz kalir dusuncesindeyim.

üstadin hayatini önce kendiniz okumaniz, etkilendiginiz kisimlari akici bir uslupla karsinizdakine anlatmaniz gerekir.

Zira bi cok kardesimizin, hizmet suuruyla ve nurlari okumaya baslamada üstadin hayatini dinledikten sonra basladiklarina sahit olduk.

Bu acidan, çok önemli bir etap arz ediyor. Kucuk bi pasaj okuyarak gecistiremezsiniz. Nurlarin muellifinin cektiklerini bi nebzede olsa aktarmak, nurlarin hangi sartlarda yazildigini anlatmak, arkadaslarinizinda bu hizmette kendilerine bir yer edinmelerini ve simdiden kendi konumlarini cizmelerini saglayacaktir.

Daha risale-i nur dersi yapmıyorken üstadımızın hayatını iki komşuma ömer faruk paksunun kitabından okuyordum , Üstadımızın hayatını küçük bir yerle geçiştireceğimi sanmayınız, üstadımızın hayatını küçük bir yerle okuyup geçirmek istemiyorum, derse başladıktan sonrada kendilerine ara ara üstadımızdan ve has talebelerinden bahsediyordum mesela zübeyir abi mustafa sungur abinin hayatlarından da bahsetmiştim ve zübeyir abinin bir dava adamının notlarından okumuştum.

Üstadımızın hayatını okumakla anlatmakla bitiremeyiz zaten.

Ders yapmaya başladıktan sonra manevi kardeşime komşularıma ara ara üstadımızın hayatından da okumak istiyorum dediğimde tarihçe-i hayattan oku dedi, ömer faruk paksunun kitabından okumamı önermedi kendileri.
 

Bezminur

Well-known member
Naçizane size bir teklifim olacak kardeş... Ben 1993 yılında Risale-i Nur ve Üstad la ilk tanıştığımda GENÇLİK REHBERİ okumuş ve oradan başlamıştım. Eğer misafirlerinizin çoğu gense ilk oradan başlayın. Tesirli oluyor. Sonra insanın içinde acaba bu eserleri kim telif etti diye merak uyanıyor ve Üstadı tanımaya ve araştırmaya niyet ediyor insan. Eğer çoğunluk orta yaşlı ve hele hele 1940 yılların çocuklarıysa direk üstaddan bahsetmek yerine 1. sözden başlayın. Ben dedemlere direk Üstad dan bahsedince tamıdaıkları için şöyle bir kulak kabarttılar... Ama Risale-i Nur dan okumaya başlayınca hayran hayran baka kaldılar. Bu sebeple 40 lı yılların kuşağına ilk Üstaddan bahsettiğinizde sistemin getirdiği çarpıklıktan ötürü biraz farklı tepki ya da şöyle söyleyeyim ilgisizlik olabiliyor. Ama risalelerden başlarsanız sonrasında üstad merak konusu oluyor ve karşımızdakiler araştırma yoluna gidiyor. Ben bu sistemi takip ediyorum. Tabi sizin yaklaşımınız daha başarılı da olabilir.

Güzel önerileriniz için teşekkür ediyorum.Komşularımın 4 tanesi orta yaşlı, iki taneside çok yaşlı sayılmaz. 15 günde bir yapıyoruz ama hepsi gelemeyebiliyor,bu durum üzüyor beni ama başlattık, kendilerine bir kişide gelse okuyacağım diyorum,ilk dersimizde adımlarınız sevap hanenize yazılıyor ve adımlarınız birer köşk hükmünde demiştim, dün 5. dersimizdi. birde komşularımdan birisi hiç katılmadı kendisi apartmanımıza yeni taşındı hoşgeldinede gittik 4 kere çağırdım ama 5.dersimizde kendilerine söylemedim artık iyimi ettim kötümü ettim onuda bilemiyorum:(
 

Bezminur

Well-known member
Üst mesajımdaki tavsiyem yeni başlayan komşularınız içindi. Üstadın hayatı konusunda ise Çocukluğundan vefatına kadar bazı mühim değişimlerin olduğu kısımları okuyabilirsiniz.

Mesela Rüyasında AĞRI dağının patlamasını gördüğü kısmı

İgilizlerin Kur'an hakkında yaptıkları yoruma karşılık verdiği cevapları

Şamda Emevi camiindeki hutbesini

Barla hayatını ve vefatını anlatabilirsiniz.

TARİHÇE-İ HAYAT...

Dersler kısa sürdüğünde ara ara üstadımızın hayatından okuyacağım inş aslında en baştan başlayıp okusak nasıl olur? ne dersiniz? az ve öz okurum kaldığım yerden sonra devam ederim.

Birde komşumun çocuklarına başlattım ama bir tanesi geldi sadece:( gelen kardeşim arkadaşınıda çağırdı apartmanımızda 3 gencimiz var ama diğer ikisi gelecek gibi görünmüyor, diğer kardeşlere daha önce dedim ama kendileri pek istekli değil:( ama birisi çok istekli olsun ben bir kişide gelse bu hakikatleri okumak istiyorum bu iki genç kardeşime ilk dersimiz 11.şua meyve risalesi birinci meyveden oldu.memleketten müdebbir olan kişiye sordum meyve risalesinden yap dedi, komşumuzun çocuğunun arkadaşı 15 günde bir değilde her hafta yapsak nasıl olur dedi:)olur inş dedim. daha benim çok eksikliklerim var ama evimde okuyacağım konulara çok çalışıyorum.
 

Mustafa Kalkan

Active member
Katılım az oluyor. Ben de çok ders yaptım evimde. Belirli insanlar geliyor. Mesela kiminin işi oluyor, kimi o gün davettli oluyor, kimi çekimser duruyor.Önemli olan moralimizi bozmadan devam etmek. 1 kişi de olsa şu hakikatleri duyurabilmek. Sonra inşaallah zincirin halkaları gibi eklenir gelir.
 
Üst