Hafızlığın kıymetini olduktan sonra anladığını belirten Doç. Dr. Fatih Çoll

kasif1

Well-known member
Hafızlık ödülle teşvik edilmeli...
Hafız olunca o gün rahmetli babam bana hediye olarak bir bisiklet aldı. O bisikleti görünce çok sevindim. İnanılmaz duygular yaşadım. Onu böyle dışarıda bırakmak istemiyor yattığım odaya alıp bisikletle birlikte yatmak istiyordum.

1954 Yılında Erzurum’da doğdu. Dokuz yaşında hafız oldu. Erzurum İmam-Hatip Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Tefsir dalında doktora yaptı. Televizyonlarda mukabelesi yayınlanan Fatih Çollak aynı fakültede (Marmara İlahiyat) ve Diyanet’in Haseki Külliyesi’nde Aşere Takrib Tayyibe dersleri veriyor. Doç. Dr. Fatih Çollak Hoca ile Marmara İlahiyat Fakültesi’nin bahçesinde konuştuk. Hafızlığın Allah(celle celalüh)’ın kelamına muhatap olmak gibi önemli bir değer ifade ettiğini belirten ve televizyonlarda mukabeleleriyle dergilerde ilmi makaleleriyle meşhur olan Doç. Dr. Fatih Çollak’ın meslektaşlarına ve talebelerine önemli tavsiyesi: “Kur’an’ı okuyun anlayın hayatınızda yaşayın” Fatih Çollak ile sohbetimizi sunuyoruz.


Kur’an-ı Kerim’i kaç yaşında kimden öğrendiniz?
Din eğitimine 5 yaşındayken önce Mahalle Camii’nin İmam-Hatibi Ekrem Hoca’dan Kur’an-ı Kerim’i yüzüne okuyarak başladım. Sonra aynı Hoca’dan hafızlığa çalışarak devam ettim. Fakat hafızlığımın geri kalan kısmını aynı hocadan değil de rahmetli amcam Mustafa Efendi’den toplam iki yılda ve 9 yaşındayken ikmal ettim. Hafız olduğumdan ilkokula da ikinci sınıfın ikinci yarısından başlayarak aradaki farkı kapattım. Yani ilkokulu 12 yaşında bitirdim. Erzurum İmam-Hatip Lisesi’ni de 7 senede bitirdikten sonra 1974 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nü kazanarak İstanbul’a geldim. Erzurum İmam-Hatip Lisesi’nde okuduğum yılların her yaz tatilinde İstanbul’a gelerek burada Kur’an-ı Kerim’in talimi tecvidi ve tashih-i hurufu üzerine hocalardan özellikle Reis’ül Kurra rahmetli Abdurrahman Gürses Hoca Efendi’den ders okudum. Sübhaneke namaz duaları ve Fatiha Suresi’nden başlayarak Kur’an-ı Kerim’in son suresi Nas Suresi’ne kadar dört yıl içersinde tatil döneminde talim ve tecvid üzere bitirdim.

Dayak eğitim metodu değil

Hafızlığa çalışırken dayak yediniz mi?

Anadolu’da hafızlık çalışmalarında ne hikmetse dayak yaygındır. Gerek hocaların bir kısmı gerekse ebeveyn özellikle baba zaman zaman dersin aksatılması halinde bu yolu tercih etmişlerdir. Ben de birkaç defa yanlış hatırlamıyorsam dersten kaçtığım için babamdan bir iki defa da hocamdan dayak yedim. Hatta Ekrem Hoca tarafından falakaya yatırıldığımı da hatırlıyorum. Cenab-ı Allah(celle celalüh) bütün hocalarıma gani gani rahmet eylesin. Ben bu dayak olayını hafızlık eğitiminde asla tasvip etmiyorum. Doğru bulmuyorum. Eğitim verilmesi gereken insanlara nasıl eğitim verilmesi gerektiği konusunda metodlar ve usüller vardır. Fakat dayak bunlardan biri değildir ve olmamalıdır kanaatini taşıyorum.


Hafız olmayı siz mi istediniz yoksa aileniz mi yönlendirdi?

Tabiki yedi yaşındaki bir çocuğun hafız olma isteği bulunması biraz zordur. Çünkü 7 yaşındaki çocuk işin farkında değildir. Ben de yönlendirme ile hafızlığa başladım.

Hafızlığa babam yönlendirdi

Sizi yönlendiren aileden kim oldu?
Rahmetli babam Ahmet Efendi hafız olmam noktasında ısrarla beni teşvik etti. Gereken özeni gösterdi. Hafızlığa kendisi başlattı. Hafızlık eğitimim süresi içersinde kendisi sade bir vatandaş olmasına rağmen bana gereken ihtimamı göstermiştir. Hem maddi hem manevi. İyi bir hoca seçimi dersin takibi Ramazanlarda mukabele okuma noktasındaki hassasiyeti sırf “Oğlum iyi bir hafız olsun” diye rahmetli babam ısrarla takip etmiş ve ciddiyetle bu işin üzerinde durmuştur. Tekrar kendisine Cenab-ı Allah(celle celalüh)’dan rahmet diliyorum.

Amin. Cenab-ı Allah(celle celalüh) bütün Ümmet-i Muhammed’in geçmişlerine rahmet eylesin.


Hafızlığınızı kaç senede ikmal ettiniz?

Allah(celle celalüh)’ın izni ile müyesser kıldığı hafızlık çalışmasını yine O’nun lütfu ve keremiyle 2 senede ikmal etmek bana nasip oldu.

Hafız olduğunuzda neler hissettiniz?

Dokuz yaşında işin ciddiyetini bilmem mümkün değildi. “Ben ne yapıyorum? Neden hafız oldum?” Bunları şimdi kavrayabilirim. Ama o zaman bunları anlamam elbette ki mümkün değildi. Yalnız ailemden hafızlığı tamamladıktan sonra bana olan sevginin ilginin ve yönelişin arttığını çevremde hocalarımın sevgisinin arttığını gördüm. Birkaç yerde camilerde okuduğum aşırlardan sonra bana cemaatin teveccüh ve sevgilerini gördükten sonra hafız olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu iftiharla yaşadım. İmam-Hatip Lisesi’nde muhtelif meclislerde kandillerde Ramazanlarda yapılan programlarda Kur’an okuduğum yarışmalarda derecelerim oldu. Bunlar beni tabii ki hafızlığın ne kadar güzel bir nimet olduğu noktasında ruhumu okşayıcı bana keyif verici şeyler oldu. Şu an tabi sorsanız çok farklı şeyler söylerim.


Hiç unutamadığım hediye

Hafız olduğunuzda size ne hediye edildi?

Hiç unutamadığım için söylüyorum. O gün rahmetli babam bana hediye olarak bir bisiklet aldı. O bisikleti görünce çok sevindim. İnanılmaz duygular yaşadım. Onu böyle dışarıda bırakmak istemiyor yattığım odaya alıp bisikletle birlikte yatmak istiyordum. Yine rahmetli babam hafızlığa çalışırken bana Erzurum dışından yiyecekler getirirdi. Mesela incir üzüm çikolata ile sık sık beni ödüllendirirdi. Diğer kardeşlerim arasında farklı bir ilgi ve alakaya muhatap olduğumu görürdüm. İşte bunlar da bana hafızlığın güzel hediyeleri olmuştur.
 
Üst