faris
Well-known member
Abbas Mehmed Kara Barlalıdır. Evi, Üstad Bediüzzaman’ın Barla’da kaldıkları evin yakınındaydı. Abbas Mehmed Kara dülgerlik yapardı. Üstadın evinin önünde bulunan ağacın dalları arasındaki köşkü ve Çam Dağı’ndaki Çam ağacının üsündeki köşkü Mustafa Çavuş’la birlikte yapanlardan biridir. Ayrıca Üstad’a dinlenmesi için seyyar bir somya da yapmıştı. Risale-i Nur’da Mehmed Usta olarak da geçer.
Üstadı ilk olarak evinin önünde otururken gördü ve tanıdı. Abbas Mehmed Usta çok sadakatli bir insandı. Üstada hizmet eder, suyunu doldurur, sobasını yakardı. 1990’lı yılların başında Barla’da vefat etti.
Risale-i Nur’un bereketine ait yağmur hadisesinde Abbas Mehmed Kara’nın da adı geçer. Ayrıca Üstad Bediüzzaman’la ilgili hatıralar içerisinde yer alan yumurta hadisesinin şahidleri arasında yer alır. Bu olaya göre Bediüzzaman tavuğunu kovalar. Bunu gören talebeleri tavuğu niçin kovaladığını sorarlar. Üstad cevaben elindeki üç yumurtayı gösterir ve “Bu tavuk dün iki tane, bugün ise üç tane yumurtladı. Benim iktisat kaidemi bozuyor. Bu sebepten kovuyorum” der.
On Altıncı Mektubun Dördüncü Noktasında bu hadise bizzat Üstad tarafından iki olarak geçer. “Ben üç yumurtayı gözümle gördüm” sözü, bir tenakuz teşkil etse de, yapılan araştırmalar neticesinde Üstadın bizzat kendi kalemiyle önce üç yumurta olarak yazdığı, daha sonra bu metni tashih ederken “üç” kelimesinin üzerini çizip “iki” yazdığı anlaşılmıştır. Hattâ uzun bir süre sonrasında Üstadın bu mektubu kendisine gösterildiğinde Abbas Mehmed Efendi çok sevinmiş, “Ben size demedim mi? Hocaefendi bize kendi eliyle üç yumurtayı birden gösterdi” demişti.
Üstadı ilk olarak evinin önünde otururken gördü ve tanıdı. Abbas Mehmed Usta çok sadakatli bir insandı. Üstada hizmet eder, suyunu doldurur, sobasını yakardı. 1990’lı yılların başında Barla’da vefat etti.
Risale-i Nur’un bereketine ait yağmur hadisesinde Abbas Mehmed Kara’nın da adı geçer. Ayrıca Üstad Bediüzzaman’la ilgili hatıralar içerisinde yer alan yumurta hadisesinin şahidleri arasında yer alır. Bu olaya göre Bediüzzaman tavuğunu kovalar. Bunu gören talebeleri tavuğu niçin kovaladığını sorarlar. Üstad cevaben elindeki üç yumurtayı gösterir ve “Bu tavuk dün iki tane, bugün ise üç tane yumurtladı. Benim iktisat kaidemi bozuyor. Bu sebepten kovuyorum” der.
On Altıncı Mektubun Dördüncü Noktasında bu hadise bizzat Üstad tarafından iki olarak geçer. “Ben üç yumurtayı gözümle gördüm” sözü, bir tenakuz teşkil etse de, yapılan araştırmalar neticesinde Üstadın bizzat kendi kalemiyle önce üç yumurta olarak yazdığı, daha sonra bu metni tashih ederken “üç” kelimesinin üzerini çizip “iki” yazdığı anlaşılmıştır. Hattâ uzun bir süre sonrasında Üstadın bu mektubu kendisine gösterildiğinde Abbas Mehmed Efendi çok sevinmiş, “Ben size demedim mi? Hocaefendi bize kendi eliyle üç yumurtayı birden gösterdi” demişti.