faris
Well-known member
Abdullah Çavuş, 1901 yılında, Isparta’ya bağlı İslâmköy’de (bk. İslâmköy maddesi) dünyaya geldi.
Risale-i Nur’u tanıyıp Üstad Bediüzzaman’a talebe olduktan sonra çok önemli bir görevi üstlendi. Elle yazılıp çoğaltılan risaleleri istenilen yerlere ulaştırmak için her türlü fedakârlığı gösteriyordu.
Abdullah Çavuş, bu posta hizmetlerini büyük bir titizlikle ve aynı zamanda gizlilik içinde yapıyordu. Bu görevi nasıl gerçekleştirdiğini bizzat kendisi şöyle aktarır:
“İslâmköy’den akşamleyin çıkardım. Mektup torbasını sırtıma atar, köylere uğrayarak şafakla birlikte Barla’ya, Hoca Efendiye ulaştırırdım. Sevinçle beni karşılardı. Sabah namazını birlikte eda eder, ondan sonra yatardım. Böylece ertesi gün de Üstaddan müsveddeleri teslim alır, Barla’yı geceleyin terk eder, İslâm Köyündeki Hafız Ali’ye müsveddeleri ulaştırmak üzere dönerdim.” (Son Şahitler, Cilt: 1, s. 309.)
Risale-i Nur’un pek çok bölümünde Abdullah Çavuş’un adı takdir dolu ifadelerle anılırdı. Üstad Bediüzzaman, onu diğer Nur talebeleriyle birlikte duâlarında andığını söyler. Aras kahramanları arasında Abdullah Çavuş’u da anar. Tahirî Mutlu’yla (bk. Tahirî Mutlu maddesi) birlikte “Merhum Hafız Ali’nin vekil ve varisi ve hizmet-i nuriyede muktedir arkadaşları” arasında onun ismini de zikrederdi.
Risale-i Nur’u tanıyıp Üstad Bediüzzaman’a talebe olduktan sonra çok önemli bir görevi üstlendi. Elle yazılıp çoğaltılan risaleleri istenilen yerlere ulaştırmak için her türlü fedakârlığı gösteriyordu.
Abdullah Çavuş, bu posta hizmetlerini büyük bir titizlikle ve aynı zamanda gizlilik içinde yapıyordu. Bu görevi nasıl gerçekleştirdiğini bizzat kendisi şöyle aktarır:
“İslâmköy’den akşamleyin çıkardım. Mektup torbasını sırtıma atar, köylere uğrayarak şafakla birlikte Barla’ya, Hoca Efendiye ulaştırırdım. Sevinçle beni karşılardı. Sabah namazını birlikte eda eder, ondan sonra yatardım. Böylece ertesi gün de Üstaddan müsveddeleri teslim alır, Barla’yı geceleyin terk eder, İslâm Köyündeki Hafız Ali’ye müsveddeleri ulaştırmak üzere dönerdim.” (Son Şahitler, Cilt: 1, s. 309.)
Risale-i Nur’un pek çok bölümünde Abdullah Çavuş’un adı takdir dolu ifadelerle anılırdı. Üstad Bediüzzaman, onu diğer Nur talebeleriyle birlikte duâlarında andığını söyler. Aras kahramanları arasında Abdullah Çavuş’u da anar. Tahirî Mutlu’yla (bk. Tahirî Mutlu maddesi) birlikte “Merhum Hafız Ali’nin vekil ve varisi ve hizmet-i nuriyede muktedir arkadaşları” arasında onun ismini de zikrederdi.