Afrika

faris

Well-known member
Afrika, 30 milyon 328 bin km² yüzölçümüyle Asya ve Amerika kıtalarının ardından üçüncü sırada gelir. Kıta kıyılarının açıklarında birçok ada vardır. Bunlardan doğudaki Madagaskar dünyanın en büyük adalarındandır.

Ekvator çizgisi kıtayı ortadan ikiye böler. Kıtada sekiz iklim bölgesi bulunur. Ayrıca kıtanın sadece 1/8’i ormanlarla kaplıdır. Sekiz büyük nehir havzası vardır. Bunlardan en geniş olanı Zaire ve Nil havzalarıdır.

Kıtanın nüfusu oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu açıdan çok sayıda kavim ve bunların konuştukları birçok dil ve lehçe bulunur. Nüfusu yaklaşık 550 milyon civarındadır. Kıtada yerli dinler olduğu gibi, sonradan yayılmış dinler de vardır ve bunlar arasında İslâmiyet ve Hıristiyanlık önemli yer tutar. Yerli dinler arasında Animizm, Fetişizm, Totemizmi sayabiliriz.
Kıtanın İslâmiyet ile ilk teması Birinci ve İkinci Habeşistan hicretiyle olmuş, daha sonra Hz. Ömer (r.a.) devrinde Hz. Amr bin Âs (r.a.) tarafından Mısır’ın fethedilmesiyle kıta toprakları Müslümanlara açılmıştır.

Başlangıçtan beri Doğu İslâm dünyasıyla güçlü siyasî ve kültürel bağları bulunur. Kuzey Afrika bölgesinde yer alan Kahire’de Ezher, Tunus’ta Zeytuniye, Fas’ta Karaviyyun gibi parlak bir geçmişe sahip ilim ve kültür merkezleri görülür. Zengin bir yazılı edebiyat mîrasının varlığına karşılık, edebiyatı esas itibarıyla sözlü geleneğe dayanır. Afrika dillerine ilk yazılı metinleri de İslâm kazandırmıştır. İslâmiyetin, Afrikalıları medenileştirdiği, fikrî alanda gelişme göstermelerine sebep olduğu; kıtanın açılan üniversitelerle bir ilim yuvası hâline geldiği, fakat Avrupalıların tasallutundan sonra bu etkilerini hayli yitirdiği biliniyor.

Avrupalılar 15. yüzyılda ekonomik nedenlerle Afrika’ya ilgi gösterdiler. 17. ve 18. yüzyıllarda kurulan Hollanda, İngiltere, Fransa, Danimarka ve İsveç şirketlerinin en önemli faaliyeti köle ticareti oldu. Kıtadan 90 milyon
köle Amerika’ya götürüldü. Bunlardan sadece 15 milyonu kıtaya ulaştı, 75 milyonu yolda öldü. 19. yüzyılın ortalarına kadar devam eden bu ticaret, Afrika’nın sosyal yapısını alt üst ederken, sömürgeci Batılıların bu yolla zenginleşmelerini sağladı.

Yaklaşık bir asır kadar süren sömürge yönetimi 1956’dan itibaren 20-25 yıl içinde siyasî bakımdan son buldu. Ancak siyâsî bağımsızlık, ekonomik bağımsızlıkla tamamlanamadı. Kıtada günümüzde hâlâ ekonomik nedenlerle hayat şartları oldukça zordur.
 
Üst