"Evet, her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı imandır..."

Huseyni

Müdavim
[BILGI]"Evet, her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı imandır, ubûdiyettir. Her seyyiât gibi cebânetin dahi menbaı dalâlettir."

Üçüncü Söz[/BILGI]


Anladıklarımızı kopyala yapıştır yapmadan paylaşalım, her zamanki gibi :) Soru cevap serbest. :confused:

1. Soru: Dalâlette olan cesaretli kişiler görüyoruz. Bu söze göre bunu nasıl anlamalıyız ?


[TAVSIYE]Diğer derslere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz. [/TAVSIYE]

Vecize Analizi - 4 - "Demek iman bir mânevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini..."

Vecize Analizi - 3 - "Bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini..."

Vecize Analizi - 2 - "Şu mübarek kelime, İslâm nişanı olduğu gibi,..."

Vecize Analizi - 1 - "Senin nihayetsiz aczin ve fakrın..."
 

La-Tahzen

Well-known member
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı

cesaretin dahi menbaı imandır, ubûdiyettir

insan zahiren aciz ve fakir hadsiz düşmann hücumuna karsı savunmasız.Lakin iman nuru bir kalbe girdiği vakit bütün keder elem ve endişeleri izale ediyor.. iman eden adam bilir ki Hayır ve şer bir tek Zatın Taht-ı emrinde o vakit hadisatın tazyikatından gelen elemlerden emin olur..çünki bizi bizden daha iyi bilen elimizi açtığımızda asla geri çevirmeyen varlığı en güzel şekilde bize hissettiren Rabbi Rahimimiz var..Bu husus üstad hazretlerinin mektubat eserinde de çok güzel özetlenmiş

Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temellük edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, olardan korkup titreme… Çünki: Sultan-ı kâinat birdir, her şeyin anahtarı Onun yanında, her şeyin dizgini Onun elinde, her şey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.

(Mektûbat)


cebânetin dahi menbaı dalâlettir

aynı şekilde tam tersini düşündüğümüz vakit küfür bi insanın kalbine girse Rabbimin varlığını ve birliğini inkar etse her hadisatın karşısında titremeye namzettir..başına gelen her tazyikatta tutunacak dayanacak bir kapı bir melce bulamaz ve cebanete mahkumdur..


Rabbim iman nurunu nasip ettiği kullarının dairesinden ayırmasın..amin amin amin..
 

akna

Well-known member
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı

Bende çok merak ettim, dalalette olan biri nasıl cesaret sahibi olabilir?
Ya da biz öyle mi görüyoruz?
Ya da birlik içinde oldukları için öyle mi görünüyorlar?

Hem katiyen biliniz ki, bu hayat-ı dünyeviyede hakikî lezzet İmân dairesindedir ve imandadır. Ve amâl-i salihanın herbirisinde bir mânevî lezzet var. Ve dalâlet ve sefahatte, bu dünyada dahi gayet acı ve çirkin elemler bulunduğunu Risale-i Nur yüzer katî delillerle ispat etmiştir.


Dalalette olan biri, işlediği kötü amellerden dolayı manevi bir huzursuzluk hissediyorsa nasıl cesaret sahibi olabilir?
 

heysem

Well-known member
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı

Dalalette olan fakat cesur insanlar vardir elbette ama hic sanmiyorumki ölüme karsi cesur olsunlar .
Bence burdaki cesaret kavrami ölüme ve yahut basa gelen musibetlere karsi degil
söyle olabilir insan bazi durumlarda gücsüzlügünü acizligini göstermek istemez ve cesur gibi görünür ve yahut kahramanlik hislerine kapilarak cesaretli davranabilir. Cesaret gücyada tehlikeli durumlarda insanin kendisinde buldugu güven duygusu ve yürekli davranislaridir .
Ancak ve ancak ölüme ve basa gelen musibetlre karsi cesaret imanla mümkündür .
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı


1. Soru: Dalâlette olan cesaretli kişiler görüyoruz. Bu söze göre bunu nasıl anlamalıyız ?


Görünüşte cesur gibi davransalar da onların cesur davranmasıyla imanı sağlam birinin cesur davranması arasında çok fark vardır. Küfür ve dalalette olanların cesur davranışları daha çok blöften ibarettir. Sadece canlarını düşündükleri için bütün cesaretleri canlarını koruyabilmek adınadır. Mümin insan ise canını değil, izzetini düşünür. Hatta tam abid bir mümin esir düşse, sonra idam sehpasına kaldırılsa kendini idam edenlere yalvarıp zillete düşmez. Üstad hazretlerinin hayatından bu kesitleri müşahede edebiliyoruz. Bahsini ettiğimiz dalalet fırkaları ve kafirlerde ise böyle mertliklere şahit olamıyoruz. Svaş meydanında gösterdikleri mertlikler bu aşamaya geldiğinde zillete dönüşüyor. Yalvarıp, yakarıp ayaklara kapanıyorlar. Çünkü canı gittikten sonra geriye kalan hiç bir şey yok. Onlar için filmin bitiş anı o andır. O süreyi uzatabilmek adına her türlü alçaklığı, haysiyetsizliği ve onursuzluğu gösterebilirler. Mümine göre bu sürenin uzaması ya da kısalması bir şey ifade etmez. Çünkü herşeyin ipi Allahın elindedir. Ölse şehittir, kalsa gazidir. Ecel mukadderdir. Yani netice itibariyle mümin için sonuç ne olursa olsun güzeldir, hoştur. Zira iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder, gerektirir.
 

YILDIZNAME

Well-known member
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı

mektubat | hakikat çekirdekleri | 463küremiz hayvana benziyor, asar-ı hayat gösteriyor. acaba yumurta kadar küçülse, bir nevi hayvan olmayacak mıdır? veya bir mikrop küremiz kadar büyüse, ona benzemeyecek midir? hayatı varsa, ruhu da vardır. alem, insan kadar küçülse, yıldızları zerrat ve cevahir-i ferdiye hükmüne geçse; o da bir hayvan-ı zişuur olmayacak mıdır? Allah'ın böyle çok hayvanları var.
 

Abidin1

Well-known member
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı

"Evet, her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı imandır, ubûdiyettir. Her seyyiât gibi cebânetin dahi menbaı dalâlettir."

Üçüncü Söz

Bilmediğim kelimelerin sözlük anlamına bakınca bu söz zihnimde şu şekli aldı; (Abidin ismi de o kelimeden türemiş ama ben ubudiyeti tutku ve aşk olarak algıladım.. :) )

Evet her gerçek iyilik gibi, cesaretin dahi kaynağı imandır, aşktır.. Her günah gibi korkaklığın dahi kaynağı doğru yoldan ayrılmaktır..

Bu söz İki ayrı kısımdan, İki farklı durumdan bahsediyor..

Birincisi; İnanç ve Cesaret
Evet her gerçek iyilik gibi, cesaretin dahi kaynağı imandır, aşktır..

Evet öyledir. Misal, cesaretin en yüksek zirvesi ölüme yürümektir. Çünkü ölüm bütün tatları yok eder. İmanı olmayan bir insan bunu nasıl yapabilir ? Bence İlk cümledeki iman'dan bahis neye inandığı değilde sadece tutku ile inanmaktır.. Yani bir Batıl, Hristiyan ya da Yahudi dahi olsa, yanlış yolda olduğu halde eğer tutku (aşk) ile inanıyorsa davasına korkaklık ondan uzaktır.. Bence işte bu yüzden Said Nursi hazretleri imanın ardına aşk kelimesini eklemiş olmalı..

İkincisi; Doğru yoldan ayrılmak ve Korkaklık
Her günah gibi korkaklığın dahi kaynağı doğru yoldan ayrılmaktır..

Bir insan davasının (Hayat felsefesinin) “doğru yolundan ayrılırsa” (dalalet) o -konu hakkında- inancı(imanı) nasıl zayıflamaz ? Bu durumda da İçtenlikle, kalben, yürekten inanmadığı davasına nasıl sadakat gösterebilir. Korkutucu bir durumla karşılaştığında içine korku düşmez mi ? İşte Bu insanın en doğal halidir..


Korkaklığın günah olduğu vurgusu ile başlıyor ikinci kısma “Her seyyiât gibi”, evet Korkaklıkta günahtır. Hz. peygamber efendimiz de dualarında korkaklıktan ve dalalete düşmekten Allah (c.c.)'a sığınmıştır.. Bu ikinci bölümdeki bir diğer mana da budur..

Ayrıca;
1. Soru: Dalâlette olan cesaretli kişiler görüyoruz. Bu söze göre bunu nasıl anlamalıyız ?

Bence Bu Sorduğunuz sorunun cevabı da sözün Birinci kısmında ki manada saklı.. İnanç ve Tutku ile sarılınan Dalalet dahi olsa korkaklık ondan uzak olur.. Küfür de de samimi olan insanlar olabilir.. Hem unutmayalım Tağut'a iman edenlerde samimiydi.. Hem bazen küfür ehli o kadar cesurdur ki Salih aleyhisselam o mucize deveye dokunmayın dediği halde bile bile o deveyi öldürdüler.. Neler yapmadılar ki önceki nebilere de, bide cesaretle şöyle dediler “Hadi sözünde doğru isen getir bize azabı da görelim !”..

Hz. Peygamber efendimize de Allah tan korkmadan neler yaptılar.. Demek ki inanmak sadece Hak yolda olanları kapsamıyor.. Dalalet te olanları da kapsıyor.. Misal, Ebu Cehil de ki Batıl tutkusu.. Eğer o Tağut'a tutkuyla inanıyor olmasaydı, kalbi ürpermez miydi.?

Hz. Muhammed efendimizde ki hak tutkusu -aşkı- onu türlü sıkıntılara, eziyetlere cesaretle göğüs germesinin kaynağı.. Hakkın yolunda hicretten sonra zafere ulaşması.. İşte burada da sözün birnci kısmının vurgusu diğer bir anlam kazanıyor.. “her hakikî hasenât” Her gerçek iyilik..

Bence bu söz dünyadaki tüm insanların hayat felsefeleri ve yaşamlarını tahlil ile ilgili çok değerli bir söz.. Her bir kelimesi üzerinde çok daha fazla şeyler yazılabilir..

saygılar..
 

akna

Well-known member
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı

İnanç ve Tutku ile sarılınan Dalalet dahi olsa korkaklık ondan uzak olur.. Küfür de de samimi olan insanlar olabilir..


Allah cc razı olsun kardeş,
nitekim Üstad Hz'leri İhlas risalesinde bu konuya açıklık getirmiş

..Hattâ, meslekleri dalâlet ise de, yine ittifakı muhafaza ederler. Adeta o haksızlıkta bir hakperestlik, o dalâlette bir ihlâs, o dinsizlikte dinsizdârâne bir taassup ve o nifakta bir vifak yaparlar, muvaffak olurlar. Çünkü samimî bir ihlâs, şerde dahi olsa neticesiz kalmaz. Evet, ihlâs ile kim ne isterse Allah verir...
 

Abidin1

Well-known member
Cevap: Vecize Analizi - 5 "..her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı

Allah sizlerden de razı olsun.

İhlas risalesini daha önce okumadım. Zaman bulduğumda ilk yapacağım iş onu okumak olacak. İnşaallah.
Saygılar.
 
Üst