O Damlanın Bereketi

nurinisa

Member
Bir gün Hz.Ebu Bekir r.a Allah'ın Rasulü s.a.v'i gözlerinden yaşlar akar vaziyette buldu.Sordu:
-Anam babam sana feda, niçin ağlıyorsun?
Allah'ın Rasûlü s.a.v şöyle dedi:
-Ümmetim için ey Ebu Bekir! Ümmetimin önünde uzun ve çetin bir yol var.Omuzlarında ağır yük ve birçok günah...Bu sebeplerden ya azaba uğrarlarsa!...
...

Senin mutluluğun dudaklarından, merhametin gözlerinden okunurdu ey Allah'ın Rasulü.

Zira merhameti olmayanın gözleri yaşarmazdı.

Merhametindendi ağlayışın.

Kendine değildi.

Yetim bir çocuğa, muhtaç bir arkadaşaydı.

Banaydı, bizeydi.

Senin gözyaşının düştüğü yer burası.

Benim gönlüm.

Merhametten yaşarırsa gözlerim bir gün senin mübarek yaşlarına karışır.

Toprakla barışırım o an.

Rahmetle barışırım.

Kendimle barışırım.

alıntı
 

nurinisa

Member
Ve Sen Hepsine Şahit Olduğunda...

Efendimiz s.a.v arkadaşı Abdullah b. Mes'ud r.a'a ''Kur'an oku'' dedi.Arkadaşı şaşırmıştı:
-Kur'an sana indi ey Allah'ın Rasulü.Şimdi ben mi sana Kur'an okuyayım?diye sordu.Efendimiz s.a.v:
-Oku.Zira ben Kur'an'ı başkasından dinlemeyi de severim.
Abdullah b. Mes'ud r.a Nisa Suresini okumaya başladı.Okudu okudu...

''Her milleten bir şahit getirdiğimiz zaman ve onlara da seni şahit getirdiğimiz zaman kâfirlerin hali ne olacak?''(Nisa 41) ayetini okuduğunda Efendimiz s.a.v ''şimdilik bu kadar yeter'' dedi.

Okumayı bırakan Abdullah b. Mes'ud r.a bir baktı ki Efendimiz s.a.v'in gözleri nemli.
...

Şimdi başka alemlerdedir.

Şimdi yolarına diken atanların, taşlarla kovalayanların halleriyledir.

Dikenlerdedir, taşlardadır.

Alaya alan sözlerdedir.

O sözlere, o dikenlere, taşlara şahit olacak olmanın ızdırabındadır.

Hallari ne olacak?

alıntı
 

nurinisa

Member
Bir Yetimin Gözlerine Bakmak

Bir babayı düşerken görmek;

Gözlerinin önünde düşüyormuşcasına canlı..

Gidişini izlemek bir babanın.

Elini son bir kez sallarken; mutlu, huzurlu...

Ardına son kez baktığında ''sana emanet'' dediğini okumak gözlerinden.

Bir babanın gözlerine bakmak, gidiyorken.

Senin canından kaç can giderdi şimdi ey Allah'ın Rasulü.
...

Peygamber s.a.v üç bin kişilik bir ordu hazırladı ve Gassanlılar üzerine gönderdi.Zira onlar Allah Rasulü s.a.v'in elçisini yolunu keserek öldürmüşlerdi.

Ordunun başında Zeyd r.a vardır.Eğer o öldürülürse yerine Cafer r.a, o da öldürülürse şair Abdullah b. Revaha r.a geçecektir.

İki ordu Mute'de karşılaşır.Ve o anda Medine ile Mute arası mekan ortadan kalkar.Şimdi meydan Peygamber s.a.v'in gözlerinin önündedir.

Ve Allah'ın Rasulü s.a.v elinde beyaz sancakla Zeyd r.a'ın ilerlediğini, cesurca savaştığını görür.Savaşır savaşır her zerresiyle ve düşer toprağa.Allah'ın Rasulü s.a.v Medinelilere anlatır.

Şimdi Cafer aldı sancağı.O da şehit olana kadar savaştı.

Şimdi sıra Abdullah'ta.Düşmana ölüm saçıyor.

Lakin düşman çok, sayıca çok, silahça güçlü...

Ve Abdullah b. Revaha da şehit düşüyor. (Allah onlardan razı olsun)

Gözleri yaşlı Allah Rasulü s.a.v'in.

Gidişlerini gördü, gözlerinin önündeydi olan biten.

''Daha sonra Allah'ın kılıçlarından biri aldı sancağı ve Allah onlar için yolu açtı.''

Sancağı son kez Halid bin Velid r.a almış müslümanları güven içinde Medine'ye getirmiştir.

Peygamber s.a.v namazı kıldırır ve her zaman cemaata döndüğü halde şimdi arkasına bakmadan sessizce mescitten çıkar.

Şimdi yükü ağırdır.

Bir yetimin gözlerine bakmak,

''Baban gitti'' demek, ''artık gelmeyecek.''

O kara küçük gözlere bakmak...

Cafer r.a'ın evine gider.''Ey Esma bana Cafer'in çocuklarını getir.''

Peygamber s.a.v çocukları öper öper,koklar cennet çiçeklerini koklar gibi ve gözleri yaşlarla dolar.

Zeyd r.a'ın ailesi Peygamber s.a.v'in evindeydi ve onlara şehadet haberlerini önceden vermişti.Evine dönerken Zeyd r.a'ın küçük kızını sokakta ağlarken gördü.

Çocuk Peygamber s.a.v'i görünce koşarak kollarına atıldı.Peygamber s.a.v küçük kıza sarıldı ve onunla ağlamaya başladı.Çocuğu göğsüne bastırdığında tüm vücudu hıçkırıklarla sarsılıyordu.

Onları Sa'd b. Ubade r.a gördü.Teselli edecek söz aradı bulamadı.''Ey Allah'ın Rasulü, bu da ne?'' diyebildi sesi titreyerek.Peygamber s.a.v:
''Bu sevdiğini arzulamayı seven biridir.''dedi
...

Seven kimdir şimdi, sevilen kim ey Allah'ın Rasulü?

Baba mıdır, arkadaş mı?

Kim özler onu, kim?

Şu küçük kara gözlü kız mı?

Bir yetim kızla ağlayan, gözyaşları yetim bir kızın yaşlarına karışan mı?

Kim?

alıntı
 



Anlatamam seni ya RESULALLAH

Dediler bana -Bu dünya O var diye yaratıldı-
Geldim d...ünyaya, açtım gözlerimi, aradı bu gözler seni
Ama sen yoktun.
Haber göndermişsin
-Kardeşlerime selam olsun- demişsin.
Seni göremeyen kardeşlerine selam
Senden gelen selama can kurban Ya Resûl.

Sen ki eşsiz tebessümüyle kalpleri anahtarsız açan,
Sen ki dört mevsim açan gül,
Sen ki bir yavrucağın kuşu ölmüş diye taziyeye giden ince gönül,
Sen ki harbe en önde giden korkusuz cengaver.
Çocukların bile fikrini soran büyük düşünür,
İsmi Allah la yazılacak kadar şereflisin.

Bir hayvan ölüsünden herkes uzaklaşırken
Onun güzel dişlerini görecek göz vardı sende.
Selam vermeyi çok sevmene rağmen
Tembellik yapana bunu layık görmeyecek kadar çalışkandın sen.

Çocuklarla oyun oynayan alçak gönüllü sevgi güneşi,
İki kurbanlığın oğlu olarak asildin sen.
Can düşmanlarının malını emanet ettiği,
Sözüne güvendiği emindin sen

Hz. Yusuf tan güzel, tüm insanlar içinde özeldin sen
İnci dişlerinin arasından çıkanlarla kimsenin incinmediği yürektin sen.

Sen yürüyünce dağlar erirdi, mahlûkat selam verirdi sana,
İftira atanlar üzünce seni melekler öperdi yanaklarından

Münkirler ağlatınca Amine yoktu ki kucaklasın seni?
Abdullah görmedi nasıl cezalandırsın kafirleri?
Ama Rabbin vardı, alemleri senin için yaratan Rabbin.
Miraca çıkardı seni, sevgiliyi görmek herşeye değerdi.

Bahiranın bahçesindeki kuruyu yeşerten sevgili !
Gel ey nebi.
Gönlümün bozkırları seni bekler.
Seni sevmek her ruhun yiyeceği, içeceği,
İlahi aşkın gıdası seni sevmekten geçer.
Benim sevgim nedir ki?
Ayçiçeğinin güneşe olan sevgisi.
Önemli olan güneşin, ayçiçeğine ışık göndermesi.
Sana öylesine muhtacım ki.
Öylesine muhtaç





alıntı
 
Üst