Tezhip Sanatı Ruhu Terbiye Eder.

Ukbaa

Well-known member

Tezhip sanatkarı Abdullah Aydemir tezhibin insanın ruhuna terbiye edici bir etkisi olduğunu belirtti.

Tezhip sanatçısı Abdullah Aydemir her hafta İstanbul'dan Diyarbakır'a giderek tezhibin inceliklerini öğretiyor. Aydemir, "El, belli şekillere, oranlara alıştıkça sanatkârın ruhu da şekillenir, terbiye olur" diyor.

Malum olduğu üzere marifet iltifata tabi olup müşterisiz meta zayidir... Osmanlı döneminde sanatkârlar, taşradan İstanbul'a gelerek hünerlerini icra ediyorlardı. Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Topkapı Sarayı Nakışhanesi'nde Osmanlı Cihan Devleti'nin dört bir tarafından gelen hattatlar, müzehhipler, nakkaşlar, cilt ve kağıt ustaları devletin kitâbiyat hizmetlerini deruhte ediyorlardı. Bu keyfiyet, cumhuriyetin ilk yıllarına kadar devam etti... Sonrasında Klasik İslam Türk sanatları ve son icracıları çağdaş masallar dinlenirken unutulup gitti... Hattın ve estetik güzelliklerin başkenti İstanbul'da gelenekli sanatlar 30-40 yıllık bir fetret devri yaşadı...

Osmanlı'dan Cumhuriyet Türkiyesine miras kalan hat sanatının son büyük üstadlarından Hamid Aytaç merhum Diyarbakır'dan İstanbul'a gelmişti. 1950'li yılların ortasında İslam sanatları için de özgürlük alanı açılınca Hamid Hoca'nın izinden onlarca sanatkar, Anadolu'nun muhtelif şehirlerinden taşı toprağı altın İstanbul'a gelerek Asitane'de talebe yetiştirdi. Mezkur yıllarda Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver Topkapı Sarayı Nakışhanesi'ni kısa sürede eski neşesine kavuşturdu. Böylelikle İstanbul'da filizlenen ve kendine uygun mecralar bulan gelenekli sanatlar, bu şehirden çevre illere ve taşraya doğru makes bulmaya başladı.

Zaman, mekânı, mekânın içindekileri ve ahvali değiştiriyor. Artık taşrada da sanat baha ediyor, marifete iltifat ediliyor ve yârden ve serden geçen sanatkârlar İstanbul'dan taşraya giderek, klasik İslâm Türk sanatlarını, gönlünde estetik güzelliklere açık kapılar bulunanlara öğretiyor. Talik ve sülüs üstadı Mahmet Şahin Bursa'da, Eskişehir'de, Kütahya'da, İzmit'te talebelere hat sanatının inceliklerini öğretiyor. Ebruzen Önder Cankurtaran Türk ebrusunun letafetini Anadolu'nun muhtelif kentlerinde sergiliyor. Sözü, üç paragrafta kendisine getirdiğimiz hattat ve müzehhip Abdullah Aydemir de hat ve tezhip sanatının peşinden Anadolu'nun yollarına düşüyor...

Abdullah Aydemir hat ve tezhip sanatkârı... Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tezhip bölümü mezunu olan tezhip ustası Abdullah Aydemir, tezhip sanatının inceliklerini arzu eden herkese öğretiyor. Aydemir, bir yandan tezhip sanatıyla iştigal ederken, diğer yandan kamış kaleminin ucundan zikir sesleri geliyor... Sanatkâr dedelerimizin "cismani aletlerle inşa edilen ruhani hendese" şeklinde tarif ettiği hat sanatıyla meşgul oluyor. Bir yandan ayet-i kerimeler, kelam-ı kibarlar yazıyor, diğer yandan bu levhaların etrafını halkâr, Rumi ve stilize çiçek motifleriyle beziyor....

Küçükköy'de Hattat Mahmut Şahin'in atölyesinde görüştüğümüz tezhip ustası Aydemir'le içinden hat ve tezhip geçen bir mülakat yaptık...

Tezhip serencamınız nasıl başladı? Nasıl devam ediyor?
1995 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tezhip bölümünü kazandığımda bu sanatın iç dinamiklerine doğru bir yolculuğum başlamış oldu. Fakültede hocalarım Celaleddin Karadaş, Oktay Hatipoğlu ve Şeyda Can'ın tecrübelerinden farklı tadlar aldım...

Erzurum'dan İstanbul'a nasıl geldiniz?

Vekil öğretmenlik ve kısa dönem askerlik derken mart 2001'de sanatın ve payitahtın merkezi, hayalleriyle büyüdüğüm, taşı toprağı tarih kokan İstanbul'un yolunu tuttum. Erzurum Güzel Sanatlar'da kendisinden hüsn-i hat derslerine başladığım Hocam Abdülhadi Erol Dönmez'in Adademi'yi bırakarak İstanbul'a yerleşmesi İstanbul'a geliş sebeplerimdendir. Abdülhadi Edol Dönmez Hocanın ve Müzehhip arkadaşım Ersan Perçem'in, Hattat Hüseyin Kutlu Hocamızın yakınında olmalarına hep imrenirdim. Mevla'm şimdi bize de kendisinden ders amayı nasip etti.


usta5.jpg


Nelerde ders veriyorsunuz?

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Güzel Sanatlar Eğitim Merkezi'nde, İSMEK'te ve Diyarbakır Valiliği bünyesinde tezhip dersleri vermekteyim. Ayrıca Uygulamalı Türk İslam Sanatları Kütüphanesi Hekimoğlu Ali Paşa Kültür Sanat Girişim Gurubu'nda hüsn-i hat ve tezhip çalışmalarına devam ediyorum.

usta6.jpg


Tezhip sanatında kullandığınız malzemeleri nasıl/nereden temin ediyorsunuz?

Tezhip sanatında kullandığım malzemelerin çoğunu, sanat malzemeleri satan muhtelif yerlerden temin ediyoruz. İstanbul bu konuda çok velûd.

aydemir2.jpg


Bunlar çoğunlukla kimyevi terkipler... Tezhip sanatında günümüzde tabii malzemeler; kök boyalar kullanma imkanı mevcut mu?

Geçmişte toprak ve kök boyalar kullanıldığından meydana getirilen eserler günümüze kadar canlılığını muhafaza etmiştir. Günümüzde talep yoğunluğundan ve toprak boyaların hazırlık aşamalarının zor ve meşakkatli oluşundan dolayı hazır boyalar (guaj, akrilik ve sulu boya) kullanılmaktadır.
Süslemede kullandığınız desenleri nasıl oluşturuyorsunuz?

Süsleme deseni oluştururken evvela desenin tatbik edileceği alanın genişliğine, kullanılacağı yerin yazı etrafı veya müstakil bir alan oluşuna, süslenecek zeminin cinsine (kağıt, ahşap, sıva üstü vb.) göre hareket edilir. Yazı etrafı için desen düşünülüyorsa hat kalem ağzı genişliğiyle motiflerin büyüklüğü arasındaki uyuma, geniş bir alana desen çalışılacaksa detaylı, dar alanlarda ise sade ve az detaylı motiflere yer vermeye dikkat edilmelidir.

Desenler; yerine göre serbest, simetrik ve ulama kompozisyon biçimlerinde uygulanır. Eskiz kağıdına çizilen desen, uygulama yapılacak zemine geçirilir. İlk olarak desende altın kullanılacak yerlere, ezilip boya kıvamına getirilmiş altın, fırça ile sürüldükten sonra akik mühre ile parlatılır. Altından sonra renk kullanmaya karar verilirse motiflere uygun renkler sürülerek tahrirleri çekilir. Detayları da eklenerek desen tamamlanır.

hat1.jpg


Müzehhep bir levhanın ortalama ömrü ne kadar?

Müzehhep bir levhanın ömrü kullanılan malzemenin kalitesi, levhanın korunma şartları ve ortamı, malzemelerin tabii olup olmayışıyla doğru orantılıdır. 16'ıncı yüzyıldan kalma Hattat Ahmet Karahisari hattıyla yazılan Kur'an-ı Kerim, aradan yüzyıllar geçmesine rağmen hat ve tezhiplerindeki canlılığını günümüze kadar devam ettirmiştir. Karahisari Kur'an-ı Kerimi'nin tezhibi, Osmanlı'nın yükselme dönemindeki tezhip zevkini, kalitesini gösterme bakımından önemlidir.

hat3.jpg


50X70 ebadında bir hilye levhasının tezhibi sanatkarın ne kadar vaktine mâl olur?

50X70 ebadındaki bir hilye-i şerifin tezhibi işçilik kalitesine göre iki ay sürebileceği gibi 4-5 ay da sürebilir.

Tezhip sanatına başlayan bir öğrencinin dört başı mamur bir eser ortaya çıkarması için ne kadar bir süre gerekli?

Bir tezhip talebesinin kaliteli bir eser ortaya çıkarması için, iyi bir hocayla en az 4-5 yıl sıkı ve bilinçli çalışması gerekir.

Tezhip sanatına alaka duyanlara mesajlarınız nelerdir?

Tarihten günümüze bize miras kalan bu sanatımızı sabırla öğrenmemiz ve sonraki nesillere yozlaştırmadan, geleneğine uygun bir tarzda öğretmemiz ve tanıtmamız gerekir.

Tezhip sanatı, bu sanatla ilgilenenler üzerinde ne gibi bir izler bırakabilir/bırakmalıdır?

Sanatkarın elinde şekillenen eser, ruhunun aynası gibi onun şahsından ve tabiatından izler taşır. El, belli şekillere, oranlara alıştıkça ruhumuz da şekillenir, terbiye olur. Bu sanatla ilgilenenlerin eşyaya, tabiata, olaylara bakışı değişir ya da değişmelidir. Sanatkar böylelikle hadiselere etraflıca (geniş perspektiften) bakma kabiliyetini kazanır.

Her hafta Diyarbakır'a giderek tezhip sevdalılarına sanatınızın inceliklerini öğretiyorsunuz. Diyarbakır yolculuğunuz nasıl başladı?

Merhum Hattat Hamid Aytaç'ın memleketi Diyarbakır'da gelenekli sanatlarımızın (hat, tezhip, ebru) öğretilmesi Dicle Üniversitesi öğretim görevlisi Sosyolog Ahmet Taşgın'ın gayretleri neticesinde gerçekleşmiştir. Sn. Taşgın tarafından sunulan projenin Diyarbakır Valiliği Proje Koordinasyon Birimi'nce onaylanması üzerine Hocam Hattat Hüseyin Kutlu'nun tavsiyeleriyle, kendim tezhip, Hacı Osman Yetiş hüsn-i hat ve Ö. Önder Cankurtaran ebru dersleri vermek üzere vazifelendirildik. Böylece 2009 yılının başında Diyarbakır'da kurslar başlatıldı.

Diyarbakır'da nasıl bir öğrenci profili var? Öğrenciler çoğunlukta mı?

Diyarbakır'da talebelerimizin çoğunluğu öğretmen ve öğrencilerdir.

Bu şehirde tezhibe ilgi nasıl? Dönem sonlarında düzenlediğiniz öğrenci sergilerine Diyarbakırlılar rağbet ediyor mu?

Farklı mesleklerden insanlar, gelenekli sanatlarımıza yoğun ilgi gösteriyor. Diyarbakır'da hat, tezhip ve ebru kursları var. Kurslara yönelik talep ve ilgi patlaması var. Kontenjanlarımız kısa sürede doldu. Şehirdeki talebi karşılayabilmek amacıyla sabah, öğle ve akşam grupları oluşturduk.

Tezhibi mektepten; hat sanatını hocadan öğrendiniz... Bir yandan mektepli; diğer yandan da alaylısınız... Mektepli alaylı ayrımı hâlâ sanat camiasında var mı?

Var elbet...

Eski levha restorasyonu da yapıyorsunuz... Restorasyonu nereden öğrendiniz? Renklerin iklimine nasıl nüfuz ettiniz?

Bize tezhip için getirilen eserler arasında nemden, rutubetten etkilenerek ya da el teması ile mürekkebi dağılan yazılar, dökülen, yıpranan ve kağıt kurtlarının deldiği zeminler, dökülen boyalar, kararan ve yırtılan cetveller için, aslına uygun kağıt ve boyalarla küçük tamir ve onarımlar yapmaktayız. Bu işlemleri yaparken eserde kullanılan malzemelerin türüne ve eserin icra edildiği döneme, tarza dikkat etmek gerekir.

Kağıtları nasıl tamir ediyorsunuz?

Kağıt yüzeyinde yırtılma ve bozulmanın derecesine göre farklı çay boyalarla zemin rengine yakın bir renk tonu tutturulur. Kağıt yüzeyinin mat ve parlak oluşu dikkate alınarak, yumurta-nişasta aharı gerekiyorsa uygun incelik ve kıvamda kullanılarak tatbik edilir. Kağıtta delinmiş-kopmuş kısımlar dolgu ve eklemelerle tamir edilir.

hat2.20100125122947..jpg


Talebelerinize murakka yapmayı da öğretiyor musunuz?

Talebelere öğrenimlerinin ilk haftalarından itibaren murakka yapımını öğretiyoruz. Murakka tek tek ıslatılan kağıtların, muhallebiyle üst üste çapraz (kağıdın su yönü farklı olarak) bir şekilde murakka tahtasına yapıştırılmasıyla hazırlanır. Murakka tahta üzerindeyken boyama-çaylama yapılacaksa boyaması yapılır. Yazı yapıştırılacaksa yapıştırılır. Kuruduktan sonra kenarlarından kesilip çıkarılır.

Hat sanatına nasıl başladınız? Kimden icazet aldınız?

Hat sanatına, Erzurum Güzel Sanatlar'da birinci sınıftayken rik'a yazısı meşk ettiğim akrabam Hattat Yusuf Bilen'in 1996 yılında (şimdi de hocam olan) Hattat Abdülhadi Erol Dönmez ile tanıştırmasıyla başladım.

2007 yılında Hattat Hüseyin Kutlu Hocamızın da onaylarıyla Abdülhadi Erol Dönmez Hocaefendi'den sülüs ve nesih yazı icazeti aldım.

İstanbul'da İsmek'te hat dersleri veriyorsunuz. İsmek'te hat sanatına ilgi nasıl?

İsmek kurslarına dönem başlarında yoğun bir rağbet yaşanıyor. Bununla birlikte dönem başında kayıt olan öğrencilerden ancak üçte biri sene sonuna kadar dersleri takip ediyor. Bunda hat sanatının ciddiyetinin öneminin, sabır ve fedakarlık gerektirdiğinin şuurunda olmayışımız etkili oluyor. Hat sanatını "işlerimden vakit kalırsa çalışırım" deyip boş zamanlarda yapılacak bir hobi olarak görenler icra edemezler. Gelenekli sanatlarımız ciddi ve sıkı bir çalışma ile yoğun bir emek gerektirmektedir. Ancak o zaman istenilen seviyeye ulaşılabilir.

Yazılarınızın altına "Abdülhayy" imzasını atıyorsunuz. "Ketebe"nizin bir hikayesi var mı?

"Abdülhayy" imzasını Hattat Hüseyin Kutlu Hocamın tavsiyesi üzerine kullanmaya başladım. Kendisinden mahlas olarak kullanabileceğim bir isim tavsiye etmelerini istirham ettiğimde "Abdülhayy ismini imza olarak çalış bakalım" dediler. Bu ismin Beşiktaş'ta Yahya Efendi Dergahı'nın son postnişini Abdülhayy Efendi'ye ait olduğunu belirttiler.

İstanbul'un hat sanatındaki yerini nasıl tarif edersiniz?

İstanbul için "taşı toprağı altın" derler… El hak doğrudur. Bu sözü "İstanbul'un taşı toprağı hat ve tarihtir" şekline de çevirebiliriz. Ayrıca, Osmanlı Cihan Devleti'ne payitahtlık yapmış olan İstanbul "Kur'an-ı Kerim Mekke'de nazil oldu, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı" sözündeki mananın hakkını vererek, gelenekli sanatlarımızın en nadide örneklerinin icra edildiği bir merkez olmuştur.

usta3.20100125122922..jpg


Hat sanatında hoca-talebe münasebeti nasıl olmalıdır?

Hat sanatında talebe hocasına saygı ve sevgi beslemeli, kendisinden feyz alabilmelidir. Hoca, talebesine karşı şefkatli ve tahammüllü olmalı, sanatı sevdirebilmeli, hatalarından dolayı rencide etmemelidir.

Tüm gelenekli sanatlarımızda olduğu gibi hat sanatında da saygı ve sevgi zemininde yol bulan bir hoca-talebe münasebeti kurulmalıdır.

İcazet alan bir talebe, hocasıyla teşrik-i mesaisini ömür boyu sürdürmeli midir? Kesinlikle. Çünkü talebe, kendisini geliştirirken hocası da yeni inceliklere vakıf olmakta ve tecrübe yönünden talebelerinden hep bir kaç adım ileride gitmektedir. Nasıl ki bir çocuğun ömrü boyunca ebeveyninden ömür boyu alabileceği tecrübe edilmiş bilgi birikimine ihtiyacı varsa talebenin de hocasına her zaman ihtiyacı vardır. İrtibat asla kesilmemelidir.

Hat sevdalılarına neler söylemek istersiniz?

Gelenekli sanatlarımızı hak ettikleri yere getirme gayreti içerisinde olmalıyız. Çünkü sanatkâr dedelerimizden bizlere miras kalan bu sanatlarımızın kıymeti, ölçü ve tartıya gelemeyecek kadar büyüktür. Klasik İslâm Türk sanatlarının kendi kültürel kimliğimizi ifade etmekte çok etkili bir dil ve araç olduğunun şuurunda olmalı ve bu bilinçle gelenekli sanatlarımıza daha çok sahip çıkmalıyız.

İbrahim Ethem Gören/Dünya Bülteni
 

sahici159

Well-known member
Tezhibin ana teması desendir. Deseni de oluşturan motiflerdir. Ecdadımız mana aleminin samimi, her türlü mübalağa ve gösterişten uzak, engin güzelliğini, kendi estetik anlayışı içinde, motiflerden meydana getirdikleri desenlerle kullandıkları eşyaya, yaşadıkları mekana işlemişlerdir. Süsleme unsuru olan bu bezemeler ve onları meydana getiren motifler devirlerin tecrübe ve zevk süzgecinden elenerek erişilmesi zor bir zirveye ulaşmıştır. Bu sebeple tezyini sanatlarımızda süs unsuru olan desenlerin yapıtaşları olan motifleri tek tek tanımak gerekir.
 
Üst