Haşir meydanı nerededir?

Þefkat_

Well-known member
66303.jpg

Haşir meydanı nerededir?
.

Bismillahirrahmanirrahim
İKİNCİ SUAL: Meydan-ı haşir nerededir?

Elcevap:
اللهِ عِنْدَ وَالْعِلْمُ “Gerçek ilim Allah katındadır.” Hâlık-ı Hakîmin her şeyde gösterdiği hikmet-i âliye, hattâ tek küçük birşeye çok büyük hikmetleri takmasıyla tasrih derecesinde işaret ediyor ki, küre-i arz serseriyâne, bâd-ı heva azîm bir daireyi çizmiyor.
Belki, mühim birşey etrafında dönüyor ve meydan-ı ekberin daire-i muhîtasını çiziyor, gösteriyor. Ve bir meşher-i azîmin etrafında gezip mahsulât-ı mâneviyesini ona devrediyor ki, ileride, o meşherde, enzâr-ı nâs önünde gösterilecektir.

Demek, yirmi beş bin seneye karib bir daire-i muhîtanın içinde, rivayete binaen Şâm-ı Şerif kıt’ası bir çekirdek hükmünde olarak o daireyi dolduracak bir meydan-ı haşir bast edilecektir.

Küre-i arzın bütün mânevî mahsulâtı, şimdilik perde-i gayb altında olan o meydanın defterlerine ve elvahlarına gönderiliyor; ve ileride meydan açıldığı vakit, sekenesini de yine o meydana dökecek, o mânevî mahsulâtları da gaipten şehadete geçecektir.

Evet, küre-i arz, bir tarla, bir çeşme, bir ölçek hükmünde olarak, o meydan-ı ekberi dolduracak kadar mahsulât vermiş ve onu istiap edecek mahlûkat ondan akmış ve onu imlâ edecek masnuat ondan çıkmış.

Demek, küre-i arz bir çekirdek; ve meydan-ı haşir, içindekilerle beraber bir ağaçtır, bir sümbüldür ve bir mahzendir. Evet, nasıl ki nuranî bir nokta, sür’at-i hareketiyle nuranî bir hat olur veya bir daire olur. Öyle de, küre-i arz, sür’atli, hikmetli

hareketiyle bir daire-i vücudun temessülüne ve o daire-i vücut mahsulâtıyla

beraber, bir meydan-ı haşr-i ekberin teşekkülüne medardır. “De ki: İlim ancak Allah katındadır.” Mülk Sûresi, 67:26 (Mektubat 10. Mektup)


Bediüzzaman Said Nursî


SÖZLÜK:

Azîm : Çok Büyük
Bâd-I Heva : Boşu Boşuna, Faydasız
Bast Edilme : Genişletilme
Binaen : Dayanarak
Daire-İ Muhîta : Kuşatıcı, Geniş Daire
Daire-İ Vücud : Varlık Dairesi
Elvah : Levhalar
Enzâr-I Nâs : İnsanların Bakışları
Gaip : Görünmeyen Âlem
Hikmet : Fayda, Gaye; Herşeyin Belirli Gayelere Yönelik Olarak, Mânâlı, Faydalı Ve Tam Yerli Yerinde Yaratılması
İmlâ Etmek : Doldurmak, Doldurulmak
İstiap : İçine Alma, Kaplama
Karib : Yakın
Küre-İ Arz : Yerküre, Dünya
Mahlûkât : Yaratıklar
Mahsulât : Ürünler
Mahsulât-I Mâneviye : Mânevî Ürünler
Mahzen : Depo
Masnuat : San’at Eseri Varlıklar
Medar : Dayanak, Eksen, Kaynak
Meşher : Sergi Yeri
Meşher-İ Azîm : Çok Büyük Sergi Yeri
Meydan-I Ekber : Çok Büyük Meydan
Meydan-I Haşir : Haşir Meydanı, İnsanların Öldükten Sonra Âhirette Tekrar Diriltilip Toplanacakları Yer
Meydan-I Haşr-İ Ekber : Büyük Haşir Meydanı
Nuranî : Nurlu, Parlak
Perde-İ Gayb : Mânevî Âlemleri Gözümüzden Saklayan Perde
Rivayet : Peygamberimizden Duyulan Şeylerin Nakledilmesi
Sekene : Sakinler, İkâmet Edenler
Serseriyâne : Başıboş Bir Şekilde
Sür’at : Hız
Sür’at-İ Hareket : Hareketin Hızı
Şâm-I Şerif :
Şehadet : Görünen Âlem
Tasrih : Açıklama
Temessül : Belirme, Görünme
Teşekkül : Oluşma
 
Üst