Yolcu Belgeseli...(Röportaj)

ebrar172

Well-known member



Bazı insanların etkisi, kendilerinden uzun yaşar. Bediüzzaman Said Nursi onlardan biri... Bitlis'in ücra bir dağ köyünde başlayan yaşamında, 19. yüzyılı 20. yüzyıla bağlayan sancılı bir yolun yolcusu oldu...


Osmanlı'nın yerini Cumhuriyet'e devretmesine ve iki dünya harbine tanıklık etti. İsyanlar, savaşlar, sürgünler, mahkemeler, esaretler gördü. 83 yıllık ömrünün ve yaşadığı devrin hikayesi 3 bölüm halinde belgesel olarak hazırlandı.
"Peygamberler şehri Urfa'da, Balıklıgöl'ün hemen yanında bir mezar yeri var. Buranın ortasında ise boş bir mezar. Bir yolcunun kabri burası. Yolculuğunu ölümünden sonra bile sürdürmüş bir yolcunun... Bu belgesel, işte o yolcunun uzun ve meşakkatli yol hikâyesini anlatıyor." Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatının anlatıldığı Yolcu isimli belgesel, bu cümlelerle başlıyor. Yaklaşık 3 saat süren belgesel, Said Nursi'nin ayak izlerini takip ederek ilerliyor.


Bu hafta içinde DVD olarak satışa sunulan belgeselin yapımcısı Kalan Müzik ve Karşı Film. Filmin yönetmeni Yusuf Kenan Beysülen, metin yazarı Cemalettin Canlı. Mahir Günşiray'ın seslendirdiği belgeselin müziğinde Aria, Engin Arslan ve Ayşe Önder imzası var. Belgesel filmin bir yıl sonra bir televizyon kanalında gösterilmesi planlanıyor.
Bediüzzaman'ın talebelerinden Mehmet Fırıncı'nın, "Çok güzel bir belgesel olmuş. Çekenleri takdir ediyorum." diye övdüğü çalışma, 6 yıllık bir çabanın ürünü. Film, üç bölüm halinde çekilmiş. Bölüm başlıkları Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said adlarını taşıyor. Said Nursi'nin doğumuyla başlayan belgesel, onun hayat serencamını ve fikirlerini anlattığı gibi yaşadığı döneme de ışık tutuyor. Bediüzzaman'a dair çok az görsel malzeme olduğu için belgeselde Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına ait siyah beyaz görüntülerden faydalanılmış. Said Nursi'nin de içinde yer aldığı bir heyetle Makedonya gezisine çıkan Sultan Reşat'ın o seyahatinin görüntüleri ilk kez kamuoyuna sunuluyor. Makedonya ile uzun yazışmalar sonrası bu 2-3 dakikalık görüntüler elde edilmiş.


Belgeselde devlet arşivlerinden Bedi-üzzaman'la ilgili birçok belgeye ulaşılmış. Bu belgeler içinde Afyon Cezaevi tutuklu defterindeki kayıt dikkat çekiyor. Said Nursi'nin defterde suçu "Dini hassasiyatı alet ederek cemiyet kurmak" olarak gösteriliyor. Aynı sayfada yer alan diğer tutukluların suçları ise çalmak, zorla ırza geçmek, adam öldürmek, zorla kız kaçırmak...

Yeni tanıklara ulaşıldı


Said Nursi ile ilgili tanıklıklar ve hatıralar Yolcu'da geniş yer tutuyor. Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Abdülkadir Badıllı, Mehmet Fırıncı gibi talebelerinin yanı sıra naaşının Isparta'ya naklinde görev alan bir pilot astsubayın ve Bediüzzaman'ın cenazesinin Isparta Şehir Mezarlığı'na defnine şahitlik eden erin konuşmaları, belgeselde yeni unsurlar olarak öne çıkıyor. Talebesi Ali Çavuş'un Said Nursi'nin bir milis subayı olarak Bitlis'te cephede savaşırken yaralandığı sahneyi anlattığı ses kaydı da ilk kez belgeselle gün yüzüne çıkıyor. Yine Bediüzzaman'ın Rusya'da Volga Nehri'nin kıyısındaki esir günlerine şahitlik eden, o zaman 12 yaşında olan Ayşe Apa'nın hatıraları dikkat çekiyor. 2005'te görüşülen Ayşe Apa, bugün hayatta değil.

Can Dündar'la gündeme geldi


Bediüzzaman belgeselinin çekileceği, medyada ilk kez Can Dündar ismiyle gündeme gelmişti. Filmin yönetmeni Beysülen, bu durumu, "1998 yılından beri yapmayı arzuladığımız bir çalışmaydı. Projeye Can Dündar'la başladık." diye açıklıyor. Sonrasında yaşananları işe söyle ifade ediyor: "Can Dündar, projeden ayrılmak zorunda kaldı. NTV'de programa başladı. Mustafa projesi karşısına çıktı. Biz de 'Sen içine giremiyorsun. Bu işi biz sürdürelim' dedik. Projeyi üstlendik."
Beysülen, filmin çekirdek kadrosunun 10-15 kişi olduğunu, yalnız yükü kendisinin ve Cemalettin Canlı'nın sırtladığını söylüyor. Metin yazarı Canlı ise Yolcu'yu "Bütün Nur talebeleri yardımcı oldu. Haddinden fazla kolektif bir çalışma." diye anlatıyor. Yarım kalan projenin Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltık'ın katkısıyla tamamlandığının altını çiziyor ikili.


Filmde imzası bulunan Yusuf Kenan Beysülen ve Cemalettin Canlı, kendilerini solcu olarak tanımlıyor. "Said Nursi'ye ve Nur cemaatlerine mesafemiz sıfır noktasındaydı. Bildiklerimiz genel geçer şeylerdi. Bildiklerimizin de çoğunun önyargılı olduğunu bu süreçte gördük." diyen ikili, uzun yıllar Can Dündar'la çalışıp birçok belgesele imza atmışlar. Said Nursi belgeseline nasıl girdiklerini ise şöyle anlatıyorlar:



"Biz Lanetliler Bahçesi üst başlığında bir dizi belgesel çekecektik. Türkiye'de bir dönem lanetlenmiş kişilerin; örneğin Mehmet Akif'in, Çerkes Ethem'in, Refik Halid Karay'ın hayat hikâyelerini belgesel yapacaktık. Bir sürü yere götürdük projeyi ama kabul görmedi. Biz de kendi imkânlarımızla Said Nursi belgeseli ile bir adım atmış olduk."


"Nur cemaatlerinin bu süreçte nasıl bir rolü oldu?" sorumuza şöyle cevap veriyorlar: "Bu bizim projemiz. Ama Nurcularla temasımız oldu. İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, Risale-i Nur Enstitüsü ile irtibat halindeydik. Said Nursi'nin birçok talebesiyle görüştük. Ellerindeki belge, doküman ve fotoğrafları bizim istifademize sundular. Tanıklarla görüşmemize yardımcı oldular."


Cemalettin Canlı, yaklaşık bir yıl Said Nursi'nin eserlerini okumuş. Said Nursi ile ilgili yayımlanmış kitapları incelemiş. Bu süreçte kelam, fıkıh, hadis öğrenmiş. Belgesel ekibi Bediüzzaman'ın doğduğu köyden başlayarak iz bıraktığı bütün yerleri dolaşmış. İstanbul, Ankara, Siirt, Mardin, Bitlis, Doğubayazıt, Van, Burdur, Emirdağı, Afyon, Barla, Isparta, Eskişehir, Kastamonu, Rusya... "Said Nursi'nin ayak bastığı her yere gitmek istedik. Aşağı yukarı gittik. Tanıklar bulduk. Çekimler yaptık." diyorlar.


Kaynak: Zaman Gazetesi Pazar Eki....
 

ebrar172

Well-known member
bediuzzaman01.jpg






Sol fikre yakın şeyler var

Yönetmen Yusuf Kenan Beysülen, Said Nursi'yi tanımaya başladıkça bazı noktalarda kendilerine yakın bulduklarını söylüyor: "Bugünün sorunlarının o gün de yaşandığını, tartışıldığını görüyoruz. Bediüzzaman'da kamusal alan-özel alan tartışmasını gördük, şaşırdık. Namaz kılarken evi basıldığında diyor ki: 'Sen benim evime giremezsin. Burası özel alandır.' Münazarat'ta çok kültürlülük ve çok kimliklilikten bahsediyor. 'Bir arada yaşamayı öğrenmeliyiz.' diyor. Bunlar beni etkileyen şeylerdi. Sol fikre yakın şeyler. Çok hoşuma gitmişti."

Belgeseli bütün gruplara izlettik

Yusuf Kenan Beysülen (Yolcu'nun yönetmeni):
Bediüzza-man'ı insan olarak ortaya koyan bir belgesel çektik. Kaynaklarda steril bir anlatım vardı. Biz Said Nursi'yi tarihsel bağlamı içinde anlatmaya çalıştık. Osmanlı'yı, dünyayı, bölgeyi, bölge insanını anlattık. Bediüzzaman'ın mücadelesi, fikirleri o zaman yerli yerine oturuyor. Belgeseli birçok gruba izlettik. Nur cemaatleri, Kemalistler, soldan arkadaşlar... Olumlu tepkiler aldık. Kemalistlerin şaşırdıklarını gördük. Biz inandığımız bir şeyi yaptık. Said Nursi'ye tamamen objektif bir bakış var.

Kitabı eylülde çıkacak


Cemalettin Canlı (Belgeselin metin yazarı):
Bu belgesel, Said Nursi'yi tanıyanlar ve tanımayanlar açısından önemli. Cemaatin içindeki ya da dışındaki insanlar eksik biliyorlar, yanlış biliyorlar. Biz Said Nursi'nin hayatını ve fikriyatını paralel anlattık. Bir arkeolojik kazı yaptık. Birçok belgeye, bilgiye ulaştık. Bunların bir kısmını belgesele taşıyabildik. Belgeselde anlatamadığımız bilgilerin de yer alacağı bir kitap çalışmamız olacak. Eylül ayında İletişim Yayınları'ndan çıkacak.


Bu belgesel bir ilk

Said Yüce (Barla Platformu Koordinatörü): Biz belgesele belge ve tanıklara ulaşılması konusunda destek verdik. Altı yılın sonunda metniyle, görsel yönüyle, içeriğiyle ve müziğiyle içimize sinen bir iş çıktı. Belgesele hakkaniyetle izleyen, yaklaşan bir kimsenin hangi görüşte olursa olsun 'bu taraflıdır' diyebileceğini tahmin etmiyorum. Bu belgesel bir ilk. Umarım ileride daha iyileri çekilir.



bediuzzaman02.jpg
Bu fotoğraf 1957 senesinde Isparta Tugayı'nda çekildi. Komutanların da hazır bulunduğu merasimin onur konuğuydu Bediüzzaman. Temel atma törenine Isparta halkının ilgisi büyüktü. Konuşmaların ardından Tugay Komutanı Feyzi Fırat Bey "Caminin ilk harcını Hocaefendi koysun" dedi. Said Nursi Bismillah diyerek temele ilk harcı koydu. Fotoğrafta Bediüzzaman, talebesi Zübeyir Gündüzalp ile birlikte görülüyor.
Belgeseli sevinçle karşıladık

Mehmet Fırıncı (Said Nursi'nin talebesi):

Bu güzel çalışmayı Said Nursi hazretlerine bir vefa olarak değerlendiriyorum. Bu gibi çalışmaları sevinçle karşılaşıyoruz. Tebrik ediyorum, takdir ediyorum. Maalesef Bediüzzaman yıllarca çok yanlış tanıtıldı. Zamanının merhametsizliği onu kavrayamadı. Ona ve talebelerine çok zulmettiler. Çok şükür o devirler geride kaldı. Belgeselin bütünü güzel ancak bir iki noktanın tashihe ihtiyacı var. Üstad, Mardin'de Cemaleddin Afgani'nin talebelerinden birisiyle görüşmüş. İttihad-ı İslam noktasında onların geçmişteki sözlerini tasvip ettiğini söylüyor.



Belgeselde Üstad'ın fikrî gelişiminin öncüllerinden birinin Afgani olduğu belirtiliyor. Bediüzzaman'ın onun fikirlerinden istifade ederek yoluna devam ettiği söylenemez. 'Benim üstadım Kur'an'dır' diyor. Bir de yanlış anlamaya müsait içtihat meselesi var. Üstad, içtihat kapısının açık olduğunu ama bu zamanda oraya girmek için altı mani olduğunu ifade ediyor. İnşallah insanlık bu tür belgesellerle Bediüzzaman'ın gerçek şahsiyetini ve eserlerini yakından tanıma imkânı bulacak.


Kaynak: Zaman Gazetesi Pazar Eki....


 

neverminder35

Yeni Üye
Belgeseli çok büyük umutlarla aldım. Ancak sonuç: hayal kırıklığı. Nursi hakkında birçok kitap okudum. Ancak bu kadar yanlış hikayelerle dolu bir eseri ilk kez görüyorum. Belgesel Nursi'yi karalamak amacıyla hazırlanmış objektiflik ile alakası olmayan bir eser. Kimseye tavsiye etmiyorum. 10larca yanlış bilgiden 1-2 misal verecek olursak:

Eserin 8:20 dakikasında aynen şöyle diyor:
Ancak yoğun zihinsel faaliyet içinde olduğu bu dönem, akıl sağlığının bozulmasına neden oldu. yakalandığı dimağ hastalığı yüzünden 3 sene kadar gerekmedikçe kimseyle konuşmadı.
Halbuki bunun kaynaksız yanlış bir bilgi olduğunu Nursi'yi tanıyanlar anlayacaktır. Şu anda milyonlar talebesi olan bir zat hakkında bu sözü söylemek komedi tiyatrolarında revaç bulur ancak. Nursi hakkında Bütün dünyada konferans ve sempozyumlar verilip profesörler bu zatın kitaplarından ettikleri istifadeleri anlatıyorlar. Delil mi: Resimler için .:NursiStudies.com:.

İkinci olarak:
22:37 dakikasında, güya Bediüzzaman Kürtlere silah olarak milliyete dayanmayı tavsiye ediyor. Ve belgeselde buna delil olarak münazarat eserinde geçiyor diyor ve ekranda münazarattan osmanlıca bir sayfa gösteriliyor. Güya delile istanaden diyor.
Bediüzzaman'ın münazarat eserini daha önce okuyan biri olarak tekrar açtım baktım. Bu cümlenin manasında hiçbir cümle yok. Sonra ekranda gösterilen osmanlıca yazıya baktım ve onun geçtiği yeri buldum. Delil olarak gösterilen yerin konu ile alakası yok.
ekrana gelen osmanlıca yazının geçtiği yer işte burası Risale-i Nur hakkında herşey burada...
Hülasa: Yanlış bilgilerle dolu ideolojik bir belgesel olan Yolcu adlı eseri kimseye tavsiye etmiyorum.
Söz hakkı verdiğiniz için Teşekkürler
 

emrhsaim

Yeni Üye
öncelikle ne bu sitenin Üstad'ın kendisi veya fikirleriyle bi alakası var ne de "yolcu belgeseli"nin... sitedeki reklamları görünce ve belgeseli izleyince tiksindim resmen...
ama şunu da "neverminder35" nickli kişiye belirtmek isterim ki; evet Üstad'a "dimağ hastalığı" yakıştırmasında bulunmaları çok saçma ve yapımcılarının niyetini çok iyi bi şekilde ele veren bi durum. ama "İkinci olarak:
22:37 dakikasında, güya Bediüzzaman Kürtlere silah olarak milliyete dayanmayı tavsiye ediyor. Ve belgeselde buna delil olarak münazarat eserinde geçiyor diyor..." başlığında münazarat'a burdaki gibi bir ifadenin bulunmadığını belirtmişsin... bende sana bi şey diyim mi, farklı farklı yayın evlerinin bastıkları risaleleri karşılaştır bak bakalım aralarında ne tutarsızlıklar var. risaleler ilk halleriye yani yazıldıkları dönem ki gibi basılmıyorlar. yayınevleri kendi fikirlerine göre belli yerleri almayıp, basmayabiliyorlar. risalelerin yayınlanmayan o kadar parçası var ki? nerden biliyorsun diyeceksin belki, onunda cevabı şu; hem okuduğum farklı yayın evlerinin kitapları arasındaki farktan böyle bi sonuca vardım hem de bu yayın evlerinden birinin bayi sorumlusunun kendi itiraflarını bizzat kendi sorum ve bizzat kendilerinin cevabıyla böyle bi karara vardım. ister inan ister inanma.
 
Üst